Allah her şeyi biliyorsa sınavın amacı ne?

gecenin bir kısmında O'na secde et ve geceleyin uzun bir süre O'nu tespihte bulun. İnsan 26

Buradaki sorum namaz ile ilgili. Geceleyin namaz kılınmıyor ki. Yatsı namazı var, sonra da sabah namazı var. Burada Kadir Gecesi'ni mi kastetmiş?

Şunu hatırdan çıkarmamak gerekir ki ibâdet, zikir ve tespih kulun Allah'a olan bağlılığını artırır. Onun irade ve azmini daha da kuvvetlendirir din düşmanlarının saldırılarına karşı sabır ve metanet gücü verir. Burada beş vakit namaza ve teheccüd namazına işaret olduğu belirtilir. Şöyle ki: “rabbinin ismini zikir”den maksat, namaz kılmaktır. بُكْرَةٌ (bükra), sabah ve sabahtan öğlene kadar olan vakit demek olup bununla “sabah namazı”na işaret olunur. اَص۪يلٌ (asîl), öğleden akşama kadar olan vakittir. Bununla “öğlen ve ikindi namazlarına” işaret edilir. “gecenin bir kısmında secde etmek”ten maksat, akşam ve yatsı namazlarıdır. Gecenin uzun bir bölümünde yapılması istenen tespih ise, teheccüd namazıdır. Diğer tespihat, zikir ve istiğfar da buna dâhildir.
 
baba ve anneden gelip birleşen karışık bir nutfeden yarattık. İnsan 2

@Graiden Burada bir kanıt var. Hani evrim o dönemde keşfedilmediğinden Kuran'da yazmaz demişti ya biri, sperm ile üremenin keşfedilmediği dönemlerde spermden bahsediyor.
Hocam sperm ile üreme elbette biliniyor. Lütfen sadece islami değil başka kaynaklara da bakınız. Aristoteles spermi “canlılık tohumu” olarak tanımlar. Spermin kadını gebe bıraktığını da zaten gözlenmemişlerdir bunu o döneme kadar anlayamamak insanlar için aptallık olurdu.
 
Şunu hatırdan çıkarmamak gerekir ki ibâdet, zikir ve tespih kulun Allah'a olan bağlılığını artırır. Onun irade ve azmini daha da kuvvetlendirir din düşmanlarının saldırılarına karşı sabır ve metanet gücü verir. Burada beş vakit namaza ve teheccüd namazına işaret olduğu belirtilir. Şöyle ki: “rabbinin ismini zikir”den maksat, namaz kılmaktır. بُكْرَةٌ (bükra), sabah ve sabahtan öğlene kadar olan vakit demek olup bununla “sabah namazı”na işaret olunur. اَص۪يلٌ (asîl), öğleden akşama kadar olan vakittir. Bununla “öğlen ve ikindi namazlarına” işaret edilir. “gecenin bir kısmında secde etmek”ten maksat, akşam ve yatsı namazlarıdır. Gecenin uzun bir bölümünde yapılması istenen tespih ise, teheccüd namazıdır. Diğer tespihat, zikir ve istiğfar da buna dâhildir.

Tamam, teheccüd namazını kastediyor demek ki.
Hocam sperm ile üreme elbette biliniyor. Lütfen sadece islami değil başka kaynaklara da bakınız. Aristoteles spermi “canlılık tohumu” olarak tanımlar. Spermin kadını gebe bıraktığını da zaten gözlenmemişlerdir bunu o döneme kadar anlayamamak insanlar için aptallık olurdu.

Benim bildiğim kadarıyla bilinmiyor. Aristoteles için kaynak verir misiniz?

Alak suresine geçtim bu arada. Gerçi ilk 4 ayet ezberimdeydi ama şuna bakın.

O insanı rahim duvarına tutunan aşılanmış bir hücreden yarattı. Alak 2
 
Tamam, teheccüd namazını kastediyor demek ki.


Benim bildiğim kadarıyla bilinmiyor. Aristoteles için kaynak verir misiniz?

Alak suresine geçtim bu arada. Gerçi ilk 4 ayet ezberimdeydi ama şuna bakın.

O insanı rahim duvarına tutunan aşılanmış bir hücreden yarattı. Alak 2
Bununda bilebilir mi Aristo hiç sanmam.
 
Tamam, teheccüd namazını kastediyor demek ki.


Benim bildiğim kadarıyla bilinmiyor. Aristoteles için kaynak verir misiniz?

Alak suresine geçtim bu arada. Gerçi ilk 4 ayet ezberimdeydi ama şuna bakın.

O insanı rahim duvarına tutunan aşılanmış bir hücreden yarattı. Alak 2
Kaynak elbette istenebilir ama o dönemki insanları o kadar cahil düşünmemek gerekiyor. Özellikle Mekke gibi bir kültür merkezini.
“Meni, canlılık veren sıcaklıktır; erkekten gelir ve kadının bedeni bu tohumu kabul eder, ama kadının kendi başına şekillendirici gücü yoktur. Kadın maddeyi sağlar, erkek biçimi verir.”
De Generatione Animalium, Kitap II, Bölüm 3
“Erkekten gelen meni (sperma) bedendeki fazla besinin en saf halidir; canlı varlığın biçimini ve hareket ilkesini taşır.”
De Generatione Animalium, Kitap II, Bölüm 1
 
O kadar ayrıntıya sahip olmadığına eminim.

Ayrıca dünyadaki iletişim de kısıtlıydı o dönemde. Arapların Aristo'nun keşifleri bildiğini hiç sanmıyorum.

O değil de sadece alak kelimesinin anlamları:
Lügat ilminde temel kaynakların verdiği bilgilere göre alak kelimesi değişik türevleriyle -temel fonksiyonları itibarıyla- şu anlamlara gelir:

  • Kan emen sülük.
  • Avın ağa yakalanması.
  • Kan pıhtısı.
  • Kan parçası.
  • Bir şeyin bir şeye tutunması/yapışması.
  • Çocuğun parmaklarını emmesi.
  • Bir şeyin sevgisinin bir kalbe çelme takması.
  • Bir kimsenin biriyle alaka kurması,
  • Bir şeyin bir şeye asılması. [bk. el-Cevheri(ö. 393), es-Sihah; İbn Faris(ö. 395), Mucemul-’Lüğa; İbn Manzûr(ö.711), Lisanu’l-Arab; el-Firûzâbâdi(Ö.817), el-Kamusu’l-Muhit; ez-Zebidi(ö. 1205), Tacu’l-Arûs, “ALAK” maddesi)]


Kaynak elbette istenebilir ama o dönemki insanları o kadar cahil düşünmemek gerekiyor. Özellikle Mekke gibi bir kültür merkezini.
“Meni, canlılık veren sıcaklıktır; erkekten gelir ve kadının bedeni bu tohumu kabul eder, ama kadının kendi başına şekillendirici gücü yoktur. Kadın maddeyi sağlar, erkek biçimi verir.”
De Generatione Animalium, Kitap II, Bölüm 3
“Erkekten gelen meni (sperma) bedendeki fazla besinin en saf halidir; canlı varlığın biçimini ve hareket ilkesini taşır.”
De Generatione Animalium, Kitap II, Bölüm 1
Hocam Alak/4 hakkında ne düşünüyorsunuz?
 
O kadar ayrıntıya sahip olmadığına eminim.

Ayrıca dünyadaki iletişim de kısıtlıydı o dönemde. Arapların Aristo'nun keşifleri bildiğini hiç sanmıyorum.
Zaten Aristoteles böyle söyledi şeklinde bilmediklerine bende eminim ama seyahat ediyorlar kervanlar veya hacca gelen birçok kavim vardı. Roma ile de ticaret yapılıyordu yani etkileşim içindeydiler, bizde her bildiğimiz bilginin kaynağını bilmiyoruz ama bazı şeyleri duyuyoruz ve bunlar doğru oluyor. Varaka Bin Nefel gibi gerçekten bilgili adamları hafife alıyorsunuz.
 
Zaten aristoteles böyle söyledi şeklinde bilmediklerine bende eminim ama seyahat ediyorlar kervanlar veya hacca gelen birçok kavim vardı. Roma ile de ticaret yapılıyordu yani etkileşim içindeydiler, bizde her bildiğimiz bilginin kaynağını bilmiyoruz ama bazı şeyleri duyuyoruz ve bunlar doğru oluyor. Varaka bin nefel gibi gerçekten bilgili adamları hafife alıyorsunuz.

Sonra nutfeyi, (rahim cidarına yapışan bir hücre olan), alakaya, bunu da (bir çiğnem et görünümündeki) mudğaya, mudğayı kemiklere dönüştürür, sonra da kemiklere et giydirip, derken yeni bir yaratılışa mazhar ederiz. İşte bak da Allah'ın ne mükemmel yaratan olduğunu bir düşün!" (mü'minûn, 23/14)

Hocam bu muğdaya dönüşmesi mayoz bölünme değil mi o dönem nasıl yazılsın?
 
Zaten Aristoteles böyle söyledi şeklinde bilmediklerine bende eminim ama seyahat ediyorlar kervanlar veya hacca gelen birçok kavim vardı. Roma ile de ticaret yapılıyordu yani etkileşim içindeydiler, bizde her bildiğimiz bilginin kaynağını bilmiyoruz ama bazı şeyleri duyuyoruz ve bunlar doğru oluyor.

Tamam öyleyse.

3 sure bitirdim şu an.

Rum suresini okuyacağım.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı