787 İle Bir Yolcu Uçağının Uçtuğu En Uzun Süre Rekoru Kırıldı

@painkiller Grafen pil ile havacılıktaki kullanımı için bir şey demedim. 5 yıldır var olan ve güvenilirliği tescilli olan bir enerji depolama teknolojisi varken şirketlerin lityum rezervlerinin suyunu çıkarmasına örnek olarak söyledim. Devletler şirketlere lityum kullanım kısıtı getirmiş olsaydı şu anda aynı batarya alanında şimdikinin 3 katından fazla bir kapasite görüyor olurduk. 10-15 bin mAh ve ince telefonlar şu anda mümkün olacaktı, çünkü bunu sağlayacak teknoloji az değil neredeyse 7-8 yıldır elimizde mevcut.

Benzer şekilde devletler orta vadede havacılıkta olacak ve ekonomik sistemi kısıtlamaya başlayacak bu sorunlardan dolayı üreticilere destek olup AR-GE bütçesi vermezse benzer duruma işin suyu çıkarılana kadar havacılıkta da şahit olacağız.
 
Bu şekilde birçok zincirleme olay yaratılabilir. Bir teknolojinin yerini yeni bir teknolojiye bırakması kendisiyle birlikte yeni teknolojilere geçişin de öncüsü olup daha çeşitli mühendislikler de ortaya çıkarabilir.

İşte devletler burada kilit rol oynuyor. Kendileri gelecek odaklı bakmadıkları sürece şirketlerin hiç umurunda olmaz. İkisi de satıyor, ikisi de devasa paralar kazanıyor zaten. Sen devlet olarak şirketine ne kadar kısa sürede geleceğe yönelik projeler yaptıracak desteği sağlarsan, uzun vadede bunun getirisini de hem şirketin hem de kendin yersin.

Artan yolcu sayısıyla birlikte artan yolcu uçağı sayısı da ilerleyen vakitlerde yeni sorunlar yaratmaya da başlatacaktır. Bunu da göreceğimize çok eminim nedense :)
 
İşte devletler burada kilit rol oynuyor. Kendileri gelecek odaklı bakmadıkları sürece şirketlerin hiç umurunda olmaz. İkisi de satıyor, ikisi de devasa paralar kazanıyor zaten. Sen devlet olarak şirketine ne kadar kısa sürede geleceğe yönelik projeler yaptıracak desteği sağlarsan, uzun vadede bunun getirisini de hem şirketin hem de kendin yersin.
Bu konuda ortak düşündüğümüz nokta da buydu ancak ikimiz bu konuya farklı yerlerden girdiğimiz için bu konu uzadı. Sadece 10 yılda (4 yıllık ilk Dünya Savaşı ve 6 yıllık 2. Dünya Savaşı sırasında) olan teknolojik "ilerlemenin" geçtiğimiz 70+ yıldakinden daha fazla olmasının tek nedeni de bu durum. Devletler giderek sorumluluklarını özel sektörün üstüne atıp arka planda kalmayı seçen yapılar haline dönüşüyorlar. Yalnız şu anda onlar da farkında ki özel sektöre verdikleri bu boş alan yüzünden kaybettikleri güç nedeniyle şirketler onlardan fazla söz sahibi olacak konuma geliyorlar. İş işten geçmeden bununla ilgili bir düzenleme getirmezlerse yakında "devlet vatandaşları" değil "şirket vatandaşları" olacağız. Bu da farklı bir tartışmamızın konusu olsun. :)
 
AR-GE desteği olmadığı sürece yani ülkelerin desteği olmadığı sürece maalesef zor işler. Anca dünyada herkesin kafasına dank edecek, dünyanın mahvolduğunu farkedecekler ve daha verimli daha temiz sistemlere geçmeyi zorunlu görecekler ki o zaman adım atılabilecek. Yani üç uçağın gidebileceği yere veya yüke tek uçağın daha düşük tüketim ile gitmesini sağlamak zorunda kalacakları bir gün geldiğinde zaten peş peşe adımlar atılacağından eminim.

Şu an sadece keyfimiz yerinde, dokunmayın işte kafasında firmaların hepsi.
 
Verdiğin savaş örneği çok doğru bir nokta. İş üstünlük savaşına dönüşüyor ve bunun sonucunda da kazanmak olunca herkes sınırlarını zorlayarak bir şeyler ortaya koyuyor. Bu devirde bunu nasıl yapmışlar, vay be diyoruz bazen. İşte onlar dediğin gibi bu şekilde yapılıyor.

Ben açıkçası devletlerin bu konuyu çok fazla iplemediğini düşünüyorum. Şirketler ise ellerindeki muazzam teknolojiyi yıllara bölerek satıyor, böylece 5 level atlamak varken tek tek atlayarak kazanacakları paraları 30-40 yıl ilerisi için garantiliyorlar. Şirket açısından baktığımızda çok mantıklı bir hareket, şirketlerin çıkarları doğrultusunda bunları yapması değil, devletlerin buna müdahale etmemesi asıl sorun olan şey :)

Böyle devam ederse yine zararlı olan şirketler değil, devletler çıkacak. Bu senaryoda şirketlere hiçbir şey olmaz yani çok absürt hatalar yapmadıkları sürece.
 
Verdiğin savaş örneği çok doğru bir nokta. İş üstünlük savaşına dönüşüyor ve bunun sonucunda da kazanmak olunca herkes sınırlarını zorlayarak bir şeyler ortaya koyuyor.
Nasıl ki iPhone Samsung'un, Airbus Boeing'in veya Bayern Munich Borussia Dortmund'un batmasını istemiyorsa hiçbir firma rakipsiz kalmayı istemiyor artık:) Rakipsiz kalmak demek gelişmeye ihtiyaç olmamak demektir zaten:) Nokia'ya rakip çıkmasaydı ozaman hala 3310 kullanmaya devam ederdik bugün:) Çünkü gerek yok yenisine:) Belki kameraya yeni yeni geçerdik kim bilir:)
 
@painkiller Ben savaş aletlerinin teknolojileri açısından söyledim ama dediklerin de doğru. Boeing boşu boşuna Airbus'un 50. yıldönümünü 5-6 tane story ile kutlamıyor. Adamlar iyi ki varsın Airbus diye pasta yapıp kesmişler yahu. İşe bak :D
E yani herkes birbirinin sırtını kaşıyor sonuçta:) Airbus sanki 787'nin çıkmasından üzülüyor mu? Çıkart ki görelim bakalım, A350 çıkınca da aynı şekilde Boeing gidip bir bakıyor ne yapmış bu adamlar nasıl tasarlamış, bu sisteme ne koymuş diye. Dortmund iflas açıkladığında en büyük rakibi Munich çıkardı bastı parayı sildi borcu. Düşünsene Munich'i tek başına Almanya liginde. Rezillik ya her maç 10-0 olurdu herkese:)
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Geri
Yukarı