Agnostisizm hakkında konuşalım

İlahi kavramlar hakkında düşünürken "O nasıl oluyor? O öyle oluyor mu? Bak iyiymiş bunu sar." raddesi.

Agnostisizm bana çok yakın gelen bir inanç şekli ama şimdi birbirimizi kandırmayalım; "Tanrı yok!" demek saçmalık. Yani bana göre saçmalık. Akıl karı gelmiyor insana. Gerçi bu ateizm. Neyse bir kitap seçin bari de tutturursanız hiç yoktan öteki dünyada yaşarsınız. Kavranamaz mavranamaz çok kasmayın.
 
Bugün agnostisizm hakkında konuşalım. Bana göre felsefi fikir akımlarının babasıdır. Bu akımın hakkında herkesin düşüncelerini biraz biraz alsam harika olur. Vakit geçirir, biraz kafa patlatırız.

Açıkçası ben gereksizist'im(!) din ve inanç ile alakalı bütün meselelere kafa yormayı nöronlar-arası elektrokimyasal ve zaman israfı olarak görüyorum. Alınmayınız lütfen.
 
Agnostisizmin temeli; insanın, gerçekle olan ilişkisi üzerinedir. Gerceğin insan tarafından; duyuların aldatılabilirliği sebebi ile, algılanması mümkün degildir. Bu sebeple "gerçek" her ne ise bilinemez. Bunu Tanrı bilinemeze indirgemek, agnostisizmin anlamını daraltmaktır.

Bilinemezci, tanımlanamazcı yaklaşıma en belirgin örnek Hallac-ı Mansur'dan verilebilir. Özetle der ki; yaratılmış olanın sınırları vardır. Sınırsız yaratıcı ise bu sınırların dışındadır. Bu sebeple; insan, yaratıcıyı idrak edemez.

Ek not: "En el hak" söylemi, "ben Tanrı'yım" minvalinde değil, "ben gerçeğim" anlamındadır. Karıştırılması üzücü.
 
Son düzenleme:
Agnostisizmin temeli; insanın, gerçekle olan ilişkisi üzerinedir. Gerceğin insan tarafından; duyuların aldatılabilirliği sebebi ile, algılanması mümkün degildir. Bu sebeple "gerçek" her ne ise bilinemez. Bunu Tanrı bilinemeze indirgemek, agnostisizmin anlamını daraltmaktır.

Bilinemezci, tanımlanamazcı yaklaşıma en belirgin örnek Hallac-ı Mansur'dan verilebilir. Özetle der ki; yaratılmış olanın sınırları vardır. Sınırsız yaratıcı ise bu sınırların dışındadır. Bu sebeple; insan, yaratıcıyı idrak edemez.

Ek not: "En el hak" söylemi, "ben Tanrı'yım" minvalinde değil, "ben gerçeğim" anlamındadır. Karıştırılması üzücü.
Yaratılmış olan, yani bizler. Her sene sınırlarımızı genişletmiyor muyuz? İdrak edemediğimiz bir şeye neden inanmalıyız? Gerçek dünyada biri bize gelip sen bana 10.000₺ ver. Ben sana 100.000₺ vereceğim. Paranın nerede olduğunu, nasıl olduğunu, söylemeyeceğim sadece inan dese bu adama inanır mıyız?
 
Yaratılmış olan, yani bizler. Her sene sınırlarımızı genişletmiyor muyuz? İdrak edemediğimiz bir şeye neden inanmalıyız? Gerçek dünyada biri bize gelip sen bana 10.000₺ ver. Ben sana 100.000₺ vereceğim. Paranın nerede olduğunu, nasıl olduğunu, söylemeyeceğim sadece inan dese bu adama inanır mıyız?

Zihnin ve algının sınırları pek değişmiyor aslında ki VR teknolojisi buna güzel bir örnek. Eğer varliğın ve gerçeğin ayrımına net bir şekilde varabilseydik, VR ile zihnin ve hislerin aldatılması mümkün olmazdı.

İnanç mevzusu için ihtiyaç duyulan kanıtlar kişiden kişiye değişmektedir. Kimisi için basit bir olgu bile kanıt olabilir. Kiminin de gözünün önünde gerçekleşen olayı reddettiğini gorebiliriz. Bu konu da insanın neye, nasıl baktığı ile alakalı ve öznel durumlardır.
 

Geri
Yukarı