Bilgi doğuştan mı gelir yoksa sonradan mı öğrenilir?

Akıl ve içgüdü farklı kavramlardır. İlkel yaşam faaliyetleri (yemek yemek, su içmek gibi) doğuştan bilinen şeylerdir. En basit örneği yeni doğmuş bir bebek bulduğu her şeyi ağzına atacaktır yemek için. Bu tarz davranışalr içgüdüsel bilgiden kaynaklıdır. Bunun haricinde mantık sonucu edinilen veya temel yaşam faaliyetleri dışındaki bilgiler zihnin çalışması ile sonradan öğrenilir. Yani önermen kısmen doğru, kısmen yanlış. Hatta kendi tecrübelerimden bir örnek verecek olursam, dağcılık, doğada kamp, hayatta kalma tarzı şeylerle uğraşan birisiyim. Eğer doğal bir alanda hayati tehlike geçirirsen vücudun normalde mantık sonucu vereceğin tepkilerden çok daha farklı tepkiler verir çünkü hayatta kalabilmek adına içgüdüsel davranmaya başlarsınız. Bu da bazı bilgilere sonradan öğrenerek değil, içgüdüsel olarak sahip olduğumuzun bir kanıtıdır.
 
Bu konu hakkında kararsızım; fakat bazı insanların komadan uyandığında daha önce hiç bilmediği bir dili konuşabilmesi, farklı bir aksan kullanması veya koma öncesi yeteneği olmayan bir konuda, uyandığında ileri seviye bilgi ve kabiliyet sahibi olması vakalarını düşününce, kendi zihnimde çıkmaza giriyorum.
 
Felsefede net ve kesin cevaplar verilmez ancak burada konu münazara. Yani ne sebeple olursa olsun haklı çıkmak. O yüzden argümanın doğru veya yanlış olsun kullanarak rakibin ekarte edeceksin. Umarım çok dişli çıkmazlar. Konuya gelecek olursak:

Doğuştan gelen bir done olsaydı deneyimlerimizin bir önemi olmazdı. Yani deneyim diye bir şey olmazdı. Ancak biliyoruz ki doğumumuzdan beri her şeyi deneyimleyerek hayatı öğreniyoruz. Bu yürümekten tutun da konuşmaya, araba sürmeye, spor yapmaya vs. kadar gider. Doğuştan hiçbir eylemi %100 başarılı bir şekilde yapamayız. Mesela konuşamayız, bunu sonra çevremizden öğreniriz, hatta ilk konuşmalarımızda "agu bugu" gibisinden anlamsız şeyler söyleriz. Çünkü deneyimlerimiz yetersiz. Aynı şekilde yürümek de öyle. Düşe kalka öğreniriz yürümeyi de. Bu basit bilgilerden ve edimlerden tutun da en komplike bilgilere kadar her şeyi sonradan (deneyim yoluyla) öğreniriz.

Fazla uzatmayacağım. Bütün savların bu ve bu konu üzerinde olsun ve bu savları geliştir. John Locke, empirizm gibi kavramları google'larsan faydalı olabilir. Onun dışında tamamen o an sergileyeceğiniz performansa ve rakibinizin söyleyebileceği her şeyi hesap edip etmemenize kalacak iş. Umarım zayıf kalırlar diyelim. Başarılar :)
 
Bilgi sonradan öğrenilir. Örnek 1 Türk çocuğunu Rus aileye versin çocuk Rusça konuşur. Doğuştan gelseydi Türkçe konuşurdu.
 
Bir yakınım bu tarz bir etkinliğe katılmıştı. Konu yoğurdun rengiydi. Kazanan taraf, yoğurdun siyah olduğunu savunuyordu. Bunu okuduktan sonra epey saçma bulacağınıza neredeyse emin gibiyim. Fakat şunu unutmamak gerekir ki, savunduğunuz birçok şey hakkında ciddi bir şekilde düşünmediniz. Neden öyle düşündüğünüzü bile bilmiyorsunuz.

Sözün özü, sizden yoğurdun beyaz olduğunu kanıtlamanızı isteseler, aklınıza hemen gelen o basit açıklama dışında, sunabileceğiniz pek bir şey var mı? Varsa bile, siz biliyor musunuz ki?
 
Bir yakınım bu tarz bir etkinliğe katılmıştı. Konu yoğurdun rengiydi. Kazanan taraf, yoğurdun siyah olduğunu savunuyordu. Bunu okuduktan sonra epey saçma bulacağınıza neredeyse emin gibiyim. Fakat şunu unutmamak gerekir ki, savunduğunuz birçok şey hakkında ciddi bir şekilde düşünmediniz. Neden öyle düşündüğünüzü bile bilmiyorsunuz.

Sözün özü, sizden yoğurdun beyaz olduğunu kanıtlamanızı isteseler, aklınıza hemen gelen o basit açıklama dışında, sunabileceğiniz pek bir şey var mı? Varsa bile, siz biliyor musunuz ki?

Dolaylı olarak ben de yukarıda bunu belirttim aslında :) .
Ona bilginin sonradan öğrenilmediğini savundum ve haklısın dedi.
Sonra da "istersen bir de sonradan öğrenildiğini savunayım?" Dedim.
Kesin cevap arıyorsanız, felsefe aradığınız şeyin yakınından bile geçmiyordur.
 
Bilginin öğrenilmesi çevreye ortama vb. şeylere göre değişir. İyi bir ortamda bulunursanız çocukluk döneminizde daha çok bilgiye sahip olabilirsiniz, ancak çevresi kötü bir insanın bilgisinin de iyi olması beklenmez. İstisna olabilir bazen bu söylediğim durumlar için.
 
Bilgi, bir anımsamadır. Daha önceden öğrendiklerimizi anımsarız. Yeni öğrendiğimiz bir şey yoktur. Çünkü yeni bir şey yoktur. Her şey vardır insan keşfeder. Keşfedilen bir şey var anlamına gelir. Bilgi de vardır yeni keşfedilir.
Bu konu hakkında kararsızım; fakat bazı insanların komadan uyandığında daha önce hiç bilmediği bir dili konuşabilmesi, farklı bir aksan kullanması veya koma öncesi yeteneği olmayan bir konuda, uyandığında ileri seviye bilgi ve kabiliyet sahibi olması vakalarını düşününce, kendi zihnimde çıkmaza giriyorum.
Vardan yok, yoktan var edilemez. Beyin aktiviteleri bozulup veyahut düzeldiğinde sana yeni bir dil vermez. En fazla beynine yerleşen kelimeleri söyleme yetisi kazanırsın. Yani beyninde vardır, o kelimeler yerleşmiştir, bu sayede onları sentezleyerek konuşabilirsin.
 
John Locke, David Hume gibi empiristler hakkında birkaç makale okursan kafanda şekillenir. Hem karşıdan gelecek olan argümanları da önceden görmüş olursun.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı