Kesinlikle, başlangıcıdır. Ancak eyleme geçmek gerekir. (Sartre' ın felsefesine göre) Oturduğumuz yerden bir şeyleri arzulayıp beklediğimizde o şeyler bize gelmiyor. Kalkıp almamız gerekiyor. Bu yolda başarısızlıklarımız, düşüşlerimiz elbette olacak. Olmazsa bir gariplik var demektir zaten. Ancak önemli olan düşmek değil, kalkmamaya alışmaktır. Düşmekten değil, kalkmamaya alışmaktan korkmalıyız.
Bu felsefeyle yola çıktığımızda geriye şans faktörü kalıyor. Bu şans tamamen sizin elinizde. Şansın tanımını yapalım: Şans, olabilecekler hakkında fikir sahibi olmamızdır. Şanssızlık ise, bilgimiz dışında kalan şeylerin zamanı gelince vuku bulmasıdır.
Örnek vereyim:
- Yağmurun yağacağını öğrendiniz ve yanınıza şemsiye aldınız. O gün yağmur yağdı. Şanslı değilsin, tedbirlisin.
- Yağmurun yağacağını öğrendiniz ve yanınıza şemsiye almadınız. O gün yağmur yağdı. Şanssız değilsin, ihmalkârsın.
- Yağmurun yağacağını bilmiyorsunuz ama yine de yanınıza şemsiye aldınız. Yağmur yağdı. İşte şimdi şanslısın.
- Yağmurun yağacağını bilmiyorsunuz ve şemsiye almadınız. Yağmur yağdı. Şanssız değil yine ihmalkârsın. Havaya bakabilirdin.
Hayatta da buna benzer. Bir hedefimiz varsa, olası problemleri ayağımıza takılacak taşları akıl edebilmemiz gerekiyor. Olası sorunları kestirebilirsek başarılı olma ihtimalimiz de artıyor. Yani şans faktörü elimizde.