Dış ülkelerin Türkiye'yi kıskanması

Ülke olarak sen de yap? Onlarca yıl önce kurulmuş olan, gayet iyi kâr eden üretim fabrikalarını yıllık kâr miktarının da kat kat daha azına peşkeş çekme mesela? Satma yabancıya... Bu direkt ülke olarak bizim suçumuz. Gidip Alman firmasına kendi fındığını 3 kuruşa satacağına o çikolatayı/sürme çikolatayı kendin yap onu sat. 83 milyonluk ülke bunu beceremiyor mu? Yoksa bu kimsenin umurunda mı değil? Umurunda olmazsa okulda öğretilen ve doğru olmayan avuntularla kendimizi avutmaya devam ederiz. Çok verimli topraklara sahibiz, e üretim nerede? Üretim yok! Neden? Silivri soğuktur. :D Tarım arazileri nerede? Yandı bitti kül oldu, otel dikilecek ve şehir genişletilecek o alanlara...


83 milyonluk ülkeden, 783 bin km2 yüzölçümünden çıkan ürün "çok az" diğer ülkelerle kıyasladığında. Tarım ölmüş bitmiş durumda, toprak korumayı bilmiyor çiftçi, sulama tekniklerinden tut her şey şaka gibi. Yeraltı sularını tüketiyorlar göz göre göre, buna müdahale eden yok. Yağmur gibi ek su kaynağından çok daha önemli yeraltı su kaynakları tarım toprağının verimliliği açısından.

Akdeniz kıyısındaki toprak verimliliği düşük, verimli olan ova sayımız az, Karadeniz çok geniş ölçekli tarım için coğrafi engel oluşturuyor. Sen bütün çiftçilerini iyi şekilde eğitsen, onlarca yıldır toprağa verilen bütün zarar telafi edebilsen bile verimli olan tarım alanının azlığı ortada. Buna rağmen hataları düzeltsen şimdikinden en az 10 kat daha iyi iş çıkarılır orası da ayrı, şu anda öyle bir akıl tutulmasındayız ülke olarak.

Bir yerde problem var dediğin kısma da katılıyorum. Eğitim problemi var, çiftçi eğitimsiz. Destek problemi var, çiftçinin güvencesi yok. Rant problemi var, rantçılara karşı çiftçi toprağını elinde tutamıyor çünkü fakir.
Anlamadığın nokta şu biz Hollanda ile direkt toprakları yer değiştirsek bile biz yine senin verimliği çok yüksek dediğin (!) o topraklarda o verimliği alamayız çünkü destek yok, altyapı yok, bilgi yok. Yani verimli toprak bir yere kadar onu ekecek çiftçinin bilgisine, imkanlarına bakar bu işler. Öyle Türkiye'de verimli toprak yok diye kestirip atmak büyük cahilliktir.
 
Bir yerde problem var dediğin kısma da katılıyorum. Eğitim problemi var, çiftçi eğitimsiz.
Anlamadığın nokta şu biz Hollanda ile direkt toprakları yer değiştirsek bile biz yine senin verimliği çok yüksek dediğin (!) o topraklarda o verimliği alamayız çünkü destek yok, altyapı yok, bilgi yok.
Bak, ben bundan farklı bir şey mi demişim?

Öyle Türkiye'de verimli toprak yok diye kestirip atmak büyük cahilliktir.
Sen kendi okuldan duyduğun şeyle çakışan bir bilgi duyduğunda karşındakini cahillikle suçluyorsan büyük bir sorunumuz var demektir. Sorun da şu; araştırmadan başkalarını yaftalıyorsun. Başkasını suçladığın şeyin kendin olabileceğini hiç aklına bile getirmiyorsun, araştırmış olsan zaten bu konuda böyle cevap vermeyeceğinin de farkında değilsin.

Ayrıca denileni de anlayamıyorsun. Ben Türkiye'de verimli toprak mı yok demişim? Yoksa herkesin zannettiği kadar verimli olan toprak alanımız fazla yok, Konya, Çukurova, Şanlıurfa gibi verimli tarım alanlarının yüzölçüme olan oranı az mı demişim?

Akdeniz kıyıları verim açısından çok iyi değil, ortalama. Karadeniz kıyıları verimli, coğrafi koşullardan dolayı olması gereken verimliliği sağlayamıyorsun. Konya, Urfa ve Çukurova'daki gibi verimli ova arazileri sınırlı. İç bölgelerde de sert iklim ve ısı farkları çok olduğu için tarım verimsiz yapılıyor, iç bölgelerde tatmin edici ürün yetiştirilebilen alan sayısı 3-4'ü geçmiyor... Toprak tiplerini de öğrenmen lazım, yeraltı sularının önemini de öğrenmen lazım, iklimlerin önemini de öğrenmen lazım. Neden Hollanda, Fransa ve Almanya topraklarının tarım için bize göre "çok daha" verimli olduğunu o zaman anlarsın.
 
Sen kendi okuldan duyduğun şeyle çakışan bir bilgi duyduğunda karşındakini cahillikle suçluyorsan büyük bir sorunumuz var demektir. Sorun da şu; araştırmadan başkalarını yaftalıyorsun. Başkasını suçladığın şeyin kendin olabileceğini hiç aklına bile getirmiyorsun, araştırmış olsan zaten bu konuda böyle cevap vermeyeceğinin de farkında değilsin.
Bunları okulda duydum ya da duymadım, bizzat görüyorum. Ülkede topraktan daha büyük problemler var. Doğu'da kara sabanla ekim yapan çiftçiden beklentin çok yüksek sen ona ne veriyorsun destek olarak da dünya ile yarışmak istiyorsun?
Akdeniz kıyıları verim açısından çok iyi değil, ortalama. Karadeniz kıyıları verimli, coğrafi koşullardan dolayı olması gereken verimliliği sağlayamıyorsun. Konya, Urfa ve Çukurova'daki gibi verimli ova arazileri sınırlı. İç bölgelerde de sert iklim ve ısı farkları çok olduğu için tarım verimsiz yapılıyor, iç bölgelerde tatmin edici ürün yetiştirilebilen alan sayısı 3-4'ü geçmiyor... Toprak tiplerini de öğrenmen lazım, yeraltı sularının önemini de öğrenmen lazım, iklimlerin önemini de öğrenmen lazım. Neden Hollanda, Fransa ve Almanya topraklarının tarım için bize göre "çok daha" verimli olduğunu o zaman anlarsın.
Orası verimli, şurası değil burası şöyle falan laf kalabalıklığı yapmaya gerek yok, 21 yy. da her şeyin çözümü var. O Hollanda, Almanya, İsveç gibi ülkelerin yaptığı tarımı biraz izle dediklerimi daha iyi anlayacaksın. İşi tabiri caizse Allaha bırakmıyorlar. Kafalarını kullanıp biz buraya nasıl bir uygulama yaparız da verimi arttırabiliriz diye düşünüyorlar. :D


Yoksa olay şundan ibaret olurdu herhalde.

Burada güneş 2 dk erken batıyor burada tarım yapmayalım.
Burada hava 2 derece fazla buradan kaçalım diye düşünmüyor, elin İsveçlisi, Almanı.

Toprak tiplerini de öğrenmen lazım, yeraltı sularının önemini de öğrenmen lazım, iklimlerin önemini de öğrenmen lazım.
Bunlar 8. sınıf konusu ya sen ne yaptın hepsinden bilgim var bir mühendis kadar olmasa da. :D


Çiftçinin traktörünü haciz edipte dünyanın en çok tarım yapan ülkesi olmayı düşünmek saçma olurdu herhalde.
 
Ülkede topraktan daha büyük problemler var. Doğu'da kara sabanla ekim yapan çiftçiden beklentin çok yüksek sen ona ne veriyorsun destek olarak da dünya ile yarışmak istiyorsun?
Benim 2 mesaj önce söylediğim şeyi hâlâ başka bir versiyonla bana söyleme devam ediyorsun. :D

Orası verimli, şurası değil burası şöyle falan laf kalabalıklığı yapmaya gerek yok, 21 yy. da her şeyin çözümü var.
Benim konuştuğum konu toprak tipi ve o toprak tipinin "doğal" verimlilik düzeyi. Okullarda öğretilenle gerçek çok alakasız. Bu dediğinde de doğruluk payı var, 21. yüzyılda tabii ki işini 11,000 yıl önceki çiftçilik sistemiyle şansa bırakmazsın biraz mantıklı karar verirsen. Bunu başka ülkeler yapıyorlar, biz yapmıyoruz. Neden? Nedeni söylemeye yemiyor, o kadar da cesur değilim.

Bunlar 8. sınıf konusu ya sen ne yaptın hepsinden bilgim var bir mühendis kadar olmasa da. :D
İyi, o halde hâlâ bu temel bilgiyi öğretiyorlar. Eskiden öğretilip de şu anda "yasaklı" olan ne bilgiler var da... O zaman Türkiye'nin coğrafi toprak tipleri ve bahsi geçen ülkelerin toprak tipini kıyaslamak zor değil. Toprağın doğal verimliliğinin yanında bir de onların iklimsel avantajını birleştirirsen tarım için neden orasının daha uygun olduğunun çıkarımını hemen yapmak kolay.

Burada güneş 2 dk erken batıyor burada tarım yapmayalım.

Çiftçinin traktörünü haciz edip de dünyanın en çok tarım yapan ülkesi olmayı düşünmek saçma olurdu herhalde.
Bir yerde problem var dediğin kısma da katılıyorum. Eğitim problemi var, çiftçi eğitimsiz. Destek problemi var, çiftçinin güvencesi yok. Rant problemi var, rantçılara karşı çiftçi toprağını elinde tutamıyor çünkü fakir. Üretim problemi var, çiftçi üretmek istemiyor ürettiği ürünün değersiz olarak görülüp para etmemesi yüzünden.
Burada benim çiftçiyle ilgili şikayetim eğitim eksiklerinin olması. Önceki nesillerin eski tekniklerle yaptığı tarımı 21. yüzyılda hâlâ düşük verimlilikle yapma konusundaki inadı. Bunun dışında çiftçinin maruz kaldığı haksızlıklara değindim. Bak daha önce de dediğim gibi;
Buna rağmen hataları düzeltsen şimdikinden en az 10 kat daha iyi iş çıkarılır orası da ayrı, şu anda öyle bir akıl tutulmasındayız ülke olarak.

Sözün özü toprak verimliliği coğrafi nedenlerden dolayı okullarda öğretildiği kadar iyi değil. Antik Akdeniz medeniyetlerine bakalım, nüfus çok fazla değildi çünkü tarım dengesizdi. İklimsel ve toprak yapısından dolayı tarım bir yıl verimli olurken bir süre verimli olmuyordu. Aynı dönemde şimdiki Fransa ve Almanya topraklarındaki nüfus sayısı ise milyonları buluyordu, bunun ana nedeni de tarımsal verimliliğin coğrafi ve iklimsel avantajıydı. 2000-2500 yıl önceki eski tarım teknikleriyle bile o dönemde milyonlarca kişiyi beslemek mümkün oluyordu o topraklarda. Uygun toprak, uygun iklim, zengin yeraltı su kaynakları, zengin yerüstü su kaynakları, düzlük alanların bolluğu. Bizde bunların çoğu yok, okul kitaplarında söylenen şey büyük oranda yalan.

21. yüzyılda doğru gübreleme, doğru sulama, doğru iklimlendirme imkanlarıyla bunun büyük oranda önüne geçiyorsun ama konumuz bu değil. Doğal kaynaklar.
 
Son düzenleme:
Ahahahah. Kesin kızlarımızı filan kıskanıyorlardır. Eğer ekonomimizi vs. kıskanıyorlarsa beyinlerine içten bir küfür etmek istiyorum.
 
youtube.com/watch?v=SH8nayzIq2M
Benim 2 mesaj önce söylediğim şeyi hâlâ başka bir versiyonla bana söyleme devam ediyorsun. :D


Benim konuştuğum konu toprak tipi ve o toprak tipinin "doğal" verimlilik düzeyi. Okullarda öğretilenle gerçek çok alakasız. Bu dediğinde de doğruluk payı var, 21. yüzyılda tabii ki işini 11,000 yıl önceki çiftçilik sistemiyle şansını bırakmazsın biraz mantıklı karar verirsen. Bunu başka ülkeler yapıyorlar, biz yapmıyoruz. Neden? Nedeni söylemeye yemiyor, o kadar da cesur değilim.


İyi, o halde hâlâ bu temel bilgiyi öğretiyorlar. Eskiden öğretilip de şu anda "yasaklı" olan ne bilgiler var da... O zaman Türkiye'nin coğrafi toprak tipleri ve bahsi geçen ülkelerin toprak tipini kıyaslamak zor değil. Toprağın doğal verimliliğinin yanında bir de onların iklimsel avantajını birleştirirsen tarım için neden orasının daha uygun olduğunun çıkarımını hemen yapmak kolay.





Burada benim çiftçiyle ilgili şikayetim eğitim eksiklerinin olması. Önceki nesillerin eski tekniklerle yaptığı tarımı 21. yüzyılda hâlâ düşük verimlilikle yapma konusundaki inadı. Bunun dışında çiftçinin maruz kaldığı haksızlıklara değindim. Bak daha önce de dediğim gibi;


Sözün özü toprak verimliliği coğrafi nedenlerden dolayı okullarda öğretildiği kadar iyi değil. Antik Akdeniz medeniyetlerine bakalım, nüfus çok fazla değildi çünkü tarım dengesizdi. İklimsel ve toprak yapısından dolayı tarım bir yıl verimli olurken bir süre verimli olmuyordu. Aynı dönemde şimdiki Fransa ve Almanya topraklarındaki nüfus sayısı ise milyonları buluyordu, bunun ana nedeni de tarımsal verimliliğin coğrafi ve iklimsel avantajıydı. 2000-2500 yıl önceki eski tarım teknikleriyle bile o dönemde milyonlarca kişiyi beslemek mümkün oluyordu o topraklarda. Uygun toprak, uygun iklim, zengin yeraltı su kaynakları, zengin yerüstü su kaynakları, düzlük alanların bolluğu. Bizde bunların çoğu yok, okul kitaplarında söylenen şey büyük oranda yalan.

21. yüzyılda doğru gübreleme, doğru sulama, doğru iklimlendirme imkanlarıyla bunun büyük oranda önüne geçiyorsun ama konumuz bu değil. Doğal kaynaklar.
youtube.com/watch?v=SH8nayzIq2M

Bu videoyu izle..!

Senin orada yapılan tarım hakkında en ufak fikrin yok ne yazık ki, adamlar 21. yy. da bunları çözdüler iklim, hava, su, güneş sandığından daha az etki ediyor sen hala kalkmış bana 2500 yıl önceki antik çağlardan örnek veriyorsun. :D
 
Senin orada yapılan tarım hakkında en ufak fikrin yok ne yazık ki, adamlar 21. yy. da bunları çözdüler iklim, hava, su, güneş sandığından daha az etki ediyor sen hala kalkmış bana 2500 yıl önceki antik çağlardan örnek veriyorsun. :D
Topraklarımız tarıma elverişli.

Bak önce "topraklarımız" tarıma elverişli diyorsun, sonra neden okulda söylenildiği kadar elverişli olmadığını anlatıyorum. Şimdi ise konuyu değiştirip 21. yüzyılın imkanlarına geliyorsun.

Madem öyle, o zaman ne diye kalkıp bunu bir avantajmış gibi burada söylüyorsun? Madem ki sen toprak verimliliğini değil 21. yüzyılın sağladığı imkanlardan bahsediyorsun, o zaman topraklarımız elverişli demeseydin.

Bu senin toprakların tarıma elverişli demek olmuyor, 21. yüzyılda Dünya'nın her yeri tarıma elverişli demek oluyor. Önce dediğin şeyin arkasında dur, dediğinin yanlışlığını anlatınca da konuyu çevirme.

Bu da iyi moda oldu, bir şey söyle sonra birisi onun öyle olmadığını söyleyip anlatsın. Ondan sonra çevir babam çevir, neresinden tutarsa...

Bir de çaresiz kalınca gülmek de moda oldu.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı