Dönercide yaşanan haksızlık

ahmet_kıran

Hectopat
Katılım
14 Şubat 2022
Mesajlar
2.054
Çözümler
7
Yer
Türkiye
Ben kendimi bildim bileli haksızlıklara karşı sesini çıkartmayan biriyim. Nedense bundan zorlanıyorum, sürekli kaçınmak istiyorum. Bugün okulda öğle arasında dönerciye gittik. Her zamanki gibi arkadaşım oturmuş yemeğini yiyordu. Ben de kasayla ilgilenen ablaya siparişimi verdim: "Yarım ekmek, içinde domates olmasın, şurada oturuyorum abla," dedim. "Tamam," dedi. 2 dakika sonra garson geldi, "Senin siparişin şuydu," deme falan dedi. Ben de "Evet," dedim ve gitti. Aradan 20 dakika geçti, arkadaşım yemeğini 5 dakika önce bitirmiş, hani benim yemeğimi bekliyoruz, gelsin yiyeyim de kaçalım diye. İnsanlar yemeklerini bitirmiş, bir tek biz varız dönercide. Benim siparişimi iki kere sorgulayan garson hiçbir şey olmamış gibi yanda masaları siliyor, beni ghost'luyor, kısacası benimle ilgilenmiyor bile "kardeşim senin siparişin neydi" diye. Hani ilk defa gelen müşteri de değilim, her zaman dükkâna girdiğimde "senin domatessizdi değil mi kardeşim" diye soran adamdı, beni görünce tanırdı. Kendimi değersiz hissetmeye başladım. Arkadaşıma "Kalkalım," dedim, kalktık. Arkadaşım ellerini yıkarken ben kasanın önünden bir şey olmamış gibi geçtim, dışarıda bekliyorum. Kasadaki abla da bana bakıyor, "Bu niye hesabı ödemeden çıktı," tarzı. Sonra arkadaşım geldi, tam çıkacakken kendimi tutamadım ve dükkânın önündeki bağırarak müşteri çeken abiye, hani "Ben böyle bir olay yaşadım, benim siparişimi getirmediniz, kendimi değersiz hissettim, ben her zaman, her gün buradan yiyorum, bana böyle yaptınız, ben üzüldüm," tarzı konuştum ve gittik. Arkadaşıma yakındaki bir fırına gidelim dedim, oraya gittik, simit ve ayran aldım. Gene o dönercinin oradan geçiyordum. Dükkâna dışarıda durup müşteri çeken abi önümü kesti, özür dilemeye başladı. "Biz ilgileneceğiz, sen merak etme," falan bir şeyler anlatmaya başladı. Sonra "Gel bak, o simit öyle kuru kuru olmaz, abin sana ayran verecek," dedi. İki tane ayran verdiler. Sonra ayranın birini arkadaşıma verdim ve uzaklaştık. Bunu yazmamın amacı, hem forumda gezinen boş zamanlarında insanların anılarını okumayı seven insanlar için yazıyorum. Her insan atılgan olmak zorunda değil, toplumda çok fazla çekingen insanlar da var, benim gibi. Bu anım bazıları için basit gözükse de benim için manası derin. İyi sosyaller.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Unutmuştur, dalgınlığına gelmiştir, insanlık hali. Durduk yere niye sana değersiz insan muamelesi yapsın herif. Her insan atılgan olmak zorunda değil diyorsun ama bu kadar basit bir konu için bile çekinirsen hayatında çok problem yaşarsın.
 
Unutmuştur, dalgınlığına gelmiştir, insanlık hali. Durduk yere niye sana değersiz insan muamelesi yapsın herif. Her insan atılgan olmak zorunda değil diyorsun ama bu kadar basit bir konu için bile çekinirsen hayatında çok problem yaşarsın.

Keşke her insanı kendiniz gibi sanmasanız hayatta.

Veya azıcık empati kurup dediğim şeyleri düzgün okusan mesela. Adamın unutma ihtimalinin olmadığını anlayabilirsin.
 
Keşke her insanı kendiniz gibi sanmasanız hayatta.

Veya azıcık empati kurup dediğim şeyleri düzgün okusan mesela. Adamın unutma ihtimalinin olmadığını anlayabilirsin.
Yok, anlayabilirim çünkü garsonluk yaptım 3 yıl. İnsanlık hali, unutabilir. Verdi sanmıştır, ya da başkasıyla karıştırmıştır. Sen de biraz empati yapmayı öğren önce. 20 dakika boş boş bekleyeceğine sor adama. Kendini fazla önemli de görme bu kadar, ghostlamışmış falan. Herkes kendi dünyasında yaşıyor sonuçta.
 
Yok, anlayabilirim çünkü garsonluk yaptım 3 yıl. İnsanlık hali, unutabilir. Verdi sanmıştır, ya da başkasıyla karıştırmıştır. Sen de biraz empati yapmayı öğren önce. 20 dakika boş boş bekleyeceğine sor adama. Kendini fazla önemli de görme bu kadar, ghostlamışmış falan. Herkes kendi dünyasında yaşıyor sonuçta.

Empati yapmayı gayet iyi biliyorum merak etme. Her şey olabilir. Benim anlattığım şey siparişin unutulması değil. Bunun bende yarattığı his ve bu hisle başa çıkmanın zorluğu. Kimseyi baltalama gibi bir amacım yok burada. Garsonluk yapmış olman gayet güzel. Belli ki üç senede empati yapmayı değil de sadece tepsi taşımayı öğrenebilmişsin. Farkındaysan burada yaşadığım duyguyu anıyı anlatıyorum. Boş boş bekleyeceğine sor diyorsun fakat çekingenliğin ne olduğuna dair en ufak bir fikrin bile yok. Herkes senin gibi pat diye konuşamayabilir. İnsanları küçümsemek yerine anlamaya gayret edersen işte o 3 yıl şimdi işe yarayabilir. :)
 
Öncelikle her olayın altında kötülük arama. Ayrıca sırf yemek gelmedi diye kendini değersiz hissedeceksen hiç yeme dışarda o zaman ne saçma bir duygu durumu bu? Sorarsın adama fakat adam seni ghostladığı halde de sormamışsın. 30dk 40dk beklemek kimsenin hak etmediği bir şey sende gidip sorup duracaktın ısrarla. Çıkarken de kapıdaki abiye değil oradaki kasa başındaki çalışana söyleyecektin bunu. Ayrıca çekingen olman senin hakkını aramana engel değil bir de ne kadar çekingen olursan ol bunun hakkında soru sormak çok da zor değil. Şimdi dersin muhtemelen "sen çekingen değilsin ki ne anlayacaksın" diye, bende çekingenim hatta senden daha bile çekingen biriyimdir muhtemelen fakat böyle bir şey yaşadığımda da gidip 2-3 kez soruyorum. Her çekingen adam bunu yaşamaz sorun sende tamamen.
 
Ben kendimi bildim bileli haksızlıklara karşı sesini çıkartmayan biriyim. Nedense bundan zorlanıyorum, sürekli kaçınmak istiyorum. Bugün okulda öğle arasında dönerciye gittik. Her zamanki gibi arkadaşım oturmuş yemeğini yiyordu. Ben de kasayla ilgilenen ablaya siparişimi verdim: "yarım ekmek, içinde domates olmasın, şurada oturuyorum abla," dedim. "tamam," dedi. 2 dakika sonra garson geldi, "senin siparişin şuydu," deme falan dedi. Ben de "evet," dedim ve gitti. Aradan 20 dakika geçti, arkadaşım yemeğini 5 dakika önce bitirmiş, hani benim yemeğimi bekliyoruz, gelsin yiyeyim de kaçalım diye. İnsanlar yemeklerini bitirmiş, bir tek biz varız dönercide. Benim siparişimi iki kere sorgulayan garson hiçbir şey olmamış gibi yanda masaları siliyor, beni ghost'luyor, kısacası benimle ilgilenmiyor bile "kardeşim senin siparişin neydi" diye. Hani ilk defa gelen müşteri de değilim, her zaman dükkâna girdiğimde "senin domatessizdi değil mi kardeşim" diye soran adamdı, beni görünce tanırdı. Kendimi değersiz hissetmeye başladım. Arkadaşıma "kalkalım," dedim, kalktık. Arkadaşım ellerini yıkarken ben kasanın önünden bir şey olmamış gibi geçtim, dışarıda bekliyorum. Kasadaki abla da bana bakıyor, "bu niye hesabı ödemeden çıktı," tarzı. Sonra arkadaşım geldi, tam çıkacakken kendimi tutamadım ve dükkânın önündeki bağırarak müşteri çeken abiye, hani "ben böyle bir olay yaşadım, benim siparişimi getirmediniz, kendimi değersiz hissettim, ben her zaman, her gün buradan yiyorum, bana böyle yaptınız, ben üzüldüm," tarzı konuştum ve gittik. Arkadaşıma yakındaki bir fırına gidelim dedim, oraya gittik, simit ve ayran aldım. Gene o dönercinin oradan geçiyordum. Dükkâna dışarıda durup müşteri çeken abi önümü kesti, özür dilemeye başladı. "biz ilgileneceğiz, sen merak etme," falan bir şeyler anlatmaya başladı. Sonra "gel bak, o simit öyle kuru kuru olmaz, abin sana ayran verecek," dedi. İki tane ayran verdiler. Sonra ayranın birini arkadaşıma verdim ve uzaklaştık. Bunu yazmamın amacı, hem forumda gezinen boş zamanlarında insanların anılarını okumayı seven insanlar için yazıyorum. Her insan atılgan olmak zorunda değil, toplumda çok fazla çekingen insanlar da var, benim gibi. Bu anım bazıları için basit gözükse de benim için manası derin. İyi sosyaller.

Bir tık fazla abartmışsınız bence adam size bilerek niye getirmemezlik yapsın unutmuştur belki. Size garezi mi var ki olur böyle şeyler bu kadar takmayın kafanıza.
 
Öncelikle her olayın altında kötülük arama. Ayrıca sırf yemek gelmedi diye kendini değersiz hissedeceksen hiç yeme dışarıda o zaman ne saçma bir duygu durumu bu? Sorarsın adama fakat adam seni ghostladığı halde de sormamışsın. 30dk 40dk beklemek kimsenin hak etmediği bir şey sende gidip sorup duracaktın ısrarla. Çıkarken de kapıdaki abiye değil oradaki kasa başındaki çalışana söyleyecektin bunu. Ayrıca çekingen olman senin hakkını aramana engel değil bir de ne kadar çekingen olursan ol bunun hakkında soru sormak çok da zor değil. Şimdi dersin muhtemelen "sen çekingen değilsin ki ne anlayacaksın" diye, bende çekingenim hatta senden daha bile çekingen biriyimdir muhtemelen fakat böyle bir şey yaşadığımda da gidip 2-3 kez soruyorum. Her çekingen adam bunu yaşamaz sorun sende tamamen.

Öncelikle ben olayın altında kötülük aramıyorum. Yaşadığım olayı hissi anlatıyorum. Sen ise benim hissettiğim duyguları küçümseyip "sorardın canım ne var ki?" diyerek meseleyi tamamen kişisel güce indirgemişsin. İlginç şudur ki kendinde çok çekingenim diyorsun ama bir yandan benim hissettiğim şeyi sorun diye yaftalıyorsun. Yani hem çekingen olduğunu iddia ediyorsun hem de çekingenliğin insandan insana farklı olduğunu kabul etmiyorsun. Ben sipariş yüzünden değil görmezden gelinme hissi yüzünden değersiz hissetmiştim kendimi. Bunu anlamamak senin eksikliğin. "dışarıda yeme o zaman" demende konuya ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Bu üzülüyosan üzülme o zaman demekle aynı mantık? :D ayrıca kimsenin yaşadığı durumu küçümsemek empati yapmak değildir. Madem çekingenliği bildiğini savunuyorsun o zaman onun herkeste farklı işlediğini de bilmen gerekirdi.
 
Öncelikle ben olayın altında kötülük aramıyorum. Yaşadığım olayı hissi anlatıyorum. Sen ise benim hissettiğim duyguları küçümseyip "sorardın canım ne var ki?" diyerek meseleyi tamamen kişisel güce indirgemişsin. İlginç şudur ki kendinde çok çekingenim diyorsun ama bir yandan benim hissettiğim şeyi sorun diye yaftalıyorsun. Yani hem çekingen olduğunu iddia ediyorsun hem de çekingenliğin insandan insana farklı olduğunu kabul etmiyorsun. Ben sipariş yüzünden değil görmezden gelinme hissi yüzünden değersiz hissetmiştim kendimi. Bunu anlamamak senin eksikliğin. "dışarıda yeme o zaman" demende konuya ne kadar uzak olduğunu gösteriyor. Bu üzülüyosan üzülme o zaman demekle aynı mantık? :D ayrıca kimsenin yaşadığı durumu küçümsemek empati yapmak değildir. Madem çekingenliği bildiğini savunuyorsun o zaman onun herkeste farklı işlediğini de bilmen gerekirdi.
Kimsenin seni görmezden geldiği yok sen kendini fazla değerli görüyorsun sadece. Prens falansan evinde hizmetkarın her gün sana yemek hazırlasın hem seni görmezden gelmez 😃. Boş yere kendince içerlemişsin bir de büyütme dediğimiz de de laf yapıyorsun. Sende şu şeyler gibisin: İlgi almak için konu açanlar. Dediğim gibi eğer böyle hissedeceksen dışarda yemek falan yeme ayrıca herkes de farklı işlediğini biliyorum merak etme fakat bu sende engel olamaz hani adama gidip de soru soramıyorsan bunla alakalı muhtemelen 1 yıl sonra evden çıkmış falan olman lazım. Madem ki çekingensin o zaman bunu aşacak şeyler yap mesela garsona yemeğim nerde kaldı diye sorarak başlayabilirsin.
 
Kimsenin seni görmezden geldiği yok sen kendini fazla değerli görüyorsun sadece. Prens falansan evinde hizmetkarın her gün sana yemek hazırlasın hem seni görmezden gelmez 😃. Boş yere kendince içerlemişsin bir de büyütme dediğimiz de de laf yapıyorsun. Sende şu şeyler gibisin: İlgi almak için konu açanlar. Dediğim gibi eğer böyle hissedeceksen dışarıda yemek falan yeme ayrıca herkes de farklı işlediğini biliyorum merak etme fakat bu sende engel olamaz hani adama gidip de soru soramıyorsan bununla alakalı muhtemelen 1 yıl sonra evden çıkmış falan olman lazım. Mademki çekingensin o zaman bunu aşacak şeyler yap mesela garsona yemeğim nerede kaldı diye sorarak başlayabilirsin.

Kimseyi prens falan sanmıyorum. Bir yerden hizmet almak en doğal hakkım ve alırken normal insan gibi saygı görmek istedim. İlgi için konu açanlar demende meseleyi anlamadığını gösteriyor çünkü burada amaç dikkat çekmek değil yaşadığım hissi paylaşmak.
Çekingenliğimle ilgili tavsiyelerini anlıyorum, ama benim çekingenliğim ve senin çekingenliğin aynı değil, bu yüzden bunu aşacak şeyler yap demek de sorunu bana yıkmak demek. Ben kendi sınırlarımı ve duygularımı ifade ettim, senin sürekli küçümsemen sadece tartışmayı boşa çıkarıyor.
 

Bu konuyu görüntüleyen kullanıcılar

  • Technopat Haberler

    Yeni konular

    Geri
    Yukarı