Eskileri Özlemek

Günümüz analizi ile 10 yaşında çocuk bundan 20 sene sonra FIFA atmayı özleyecek. Siz birde FIFA atmayı ozletecek geleceği düşünün.
 
Kesinlikle haklısınız, bu konuda çok üzülüyorum. Eski zamanlara tekrar dönemeyeceğimizi bilmek... Eskiden mahalledeki arkadaşlarla çeşitli oyunlar oynar, konuşur ve tartışırdık. Ortaokulda ve lisede keza eğlenirdik, birçok yeni şeyi tadardık. Bazen çıkıyorum balkona bakıyorum şöyle mahalleye. Eskiden 15-20 kişilik ekibimizle efsane şeyler yaparken, oynarken, şimdi herkes dağılmış, tek tük arkadaşlar kalmış. Onlarla da görüşmüyoruz. Hiçbiriyle görüşmüyoruz aslında. İnsanlar eskiden yaşadığı şeyleri çok hızlı bir şekilde silip atıyor. Sürekli bu geliyor aklıma, hiç mi insan sormaz, gelip buluşmak istemez diyorum. Bu daha çok insanın yapısıyla ilgili tabi, arada eski şeyleri özleyen insanlar benim için hep daha değerlidir. Eskiden ders çıkarır, tecrübe kazanır. İnsanlar düşünmüyor eskileri dediğim gibi. Yaşanan onca şey, onca heyecan, dostluklar hepsi geride kaldı, arada dönmek istemiyorum değil.
O durum bizde de devam ediyor. Lisedeki arkadaşlarla toplanalım diyoruz ama hep lafta kalıyor.
Ben oyunlardan çok babam ile beraber oynadığım anları özlüyorum.
Her cumartesi beni işyerine götürür mü acaba diye erken kalkıp hazırlandığım o günleri özlüyorum.
Annemin yaptığı tatlıları ve benim bir oturuşta tepsiyi yarılayıp fırça atmasını bile özlüyorum.

Keşke o eski heyecan, saflık ile kalsaydık...
Bende anne ve babadan ekstra harçlık almaya çalışırdım. İnternet kafede fazladan 1 saat daha kalabilmek için. Counter Strike oyununu deli gibi oynardık. Süre bitince buruk bir şekilde eve dönerdik.
Eskileri o kadar özlüyorum ki... Şu an olan şeylerden aynı senin gibi hiç heyecan ve zevk alamıyorum.
Ben en çok lise 3 zamanlarımı özlüyorum. Hem biraz daha olgunlaşıyorsun hem de lise dörtteki gibi üniversite baskısı yok. Özellikle hafta sonlarını iple çekerdik. Hafta sonları arkadaşlarla önce internet kafeye gider. Kafe çıkışı arkadaşların evinde oyun oynardık. Hatta bir tanesinin Playstation 3'ü vardı. Uncharted 3 oynarken onu izlemek bayağı eğlenceliydi, bazen bize de oyun oynatırdı. 🙂
 
Son düzenleme:
Cok temiz Hyundai Accent bir arabamiz vardi. On koltuğa oturabilmek için abimle yarışırdık, o kazanırdı :) Babam da ev alicaz diye tadina doymadan satmisti arabayi. Şu an kat ve kat daha iyi arabalara sahibiz, biniyoruz ama o eski tadı vermiyor be. Hicbir şey vermiyor, çocukluk heyecanım kalmadi hicbir şeye. Büyüdükçe insanın içine bir öküz oturuyor.

Ön koltuk kavgası 😅





Kimse top ile aylık oynamaktan bahsetmemiş😒

Parka giderdik ve bu zaman ki gibi gösterişki aletler yoktu. Bir demir, 1 kaydırak, 1 salıncak ve dönen bir şey vardı. Ona binerdik ve hızlı döndürmeye çalışırdık.

Ya da misket oynamaktan. Pilastik şişe ve mermer taşlarının üzerin de yoşuk aşağı kaymaktan.

Tüp kamyonlarının arkasına takılmaktan😅(Şuan zaten yapılmaz. O zaman yapıyorduk)

Bonçuk tabancalarıyla oynamak da güzeldi🤠

Bunları yaparken kimse bilgisayarım olsun demezdi😕 Akşam eve zor girerdik. Her dakika dışarı da oynardık.
 
Son düzenleme:
Geçmişe duyulan özlemin sebebi bana kalırsa, evrende varlığını bildiğimiz her şeyin, zamanda yalnızca pozitif yönde ilerleyebilmesinden kaynaklanıyor. Bugüne kadar geliştirilen hiçbir bilimsel teori, birden fazla temel fizik yasasını çiğnemeden, varsayımsal bile olsa zaman ekseninde negatif yönde de hareket edebilmemizin önünü açabilecek tek bir çözüm bulamamıştır. Bir başka deyişle zamanda geriye yolculuk mutlak bir imkansızlıktır. Geçmişe duyduğumuz özlemin bu denli şiddetli olması da belki bundan dolayıdır. Koca dünyanın bile bir anda içine çökerek, toplu iğne başı kadar büyüklükte bir karadelik oluşturma olasılığı sıfırın üstündeyken, şu andan bir salise öncesine bile yeniden gitmek malesef ki imkansızdır.
 
Her kelimene katılıyorum. O ortaokulu bir özlüyorum var ya...
Millet güzel anılarını lisede yaşar. Ben hayatımın en iyi senelerini ortaokulda yaşadım... Kelimelerle anlatılamayacak kadar güzeldi.
 
Eskiden en büyük hayalim beni idare edecek istediğim oyunları oynatacak bir bilgisayardı. Kendini beğenmiş bakkallardan daha çok şey öğrendim fiyatına değecek bir bilgisayar almak için. Ancak o da olmadı bıraktık o olayı. Fiyatlar her geçen gün arttı arttı ve sadece arttı... Sadece oyun değil hayat ta öyle. Yaptığım her şeyden daha fazla zevk alırdım şimdi zerre almıyorum. Lanet olsun erken yaşlanıyorum. 😔
 
Geçmişe duyulan özlemin sebebi bana kalırsa, evrende varlığını bildiğimiz her şeyin, zamanda yalnızca pozitif yönde ilerleyebilmesinden kaynaklanıyor. Bugüne kadar geliştirilen hiçbir bilimsel teori, birden fazla temel fizik yasasını çiğnemeden, varsayımsal bile olsa zaman ekseninde negatif yönde de hareket edebilmemizin önünü açabilecek tek bir çözüm bulamamıştır. Bir başka deyişle zamanda geriye yolculuk mutlak bir imkansızlıktır. Geçmişe duyduğumuz özlemin bu denli şiddetli olması da belki bundan dolayıdır. Koca dünyanın bile bir anda içine çökerek, toplu iğne başı kadar büyüklükte bir karadelik oluşturma olasılığı sıfırın üstündeyken, şu andan bir salise öncesine bile yeniden gitmek malesef ki imkansızdır.

Mevcut bilimsel bilgi, teori ve varsayımlara göre imkansız gibi görünebilir ancak gelecekte kimbilir neler olanaklı hale gelecek. Her zaman şununla kıyaslamak gerek: 100 yıl önce yaşayan birine bugünü gösterseler gözlerine inanamaz, etrafındaki her şeyi büyü zannederdi. O zamanın bilim insanları bile aniden bugüne gelseler çıldırıp akıllarını kaybederlerdi. Şuan yapabildiğimiz pek çok şey geçmişte imkansız denilen şeylerdi.
 
Her kelimene katılıyorum. O ortaokulu bir özlüyorum var ya...
Millet güzel anılarını lisede yaşar. Ben hayatımın en iyi senelerini ortaokulda yaşadım... Kelimelerle anlatılamayacak kadar güzeldi.
Aklıma lise ile ilgili bir anım geldi. Yanlış hatırlamıyorsam lise ikinci sınıftaydık. Cuma günüydü. 2 günlük hafta sonu tatilini iple çektiğimiz gün nihayet gelmişti. Sabahçıydık ve son 2 dersimiz beden eğitimiydi. Dışarıda deli gibi yağmur yağdığı için, hoca futbol oynatmamıştı. Teneffüs zili çalınca kantine gitmiştik, yağmur hafiflemişti. 4 arkadaş kantinde oturuyorduk. Kafaya koymuştuk, 40 dakika daha bütün sınıf hoca gözetiminde oturmayacaktık. Sınıfa dönüp çantalarımızı alıp çıkmıştık. Hemen en yakın internet kafenin yolunu tuttuk. 2 saat kadar Counter Strike 1.5 oynamıştık. Süremiz bitince buruk bir şekilde masalardan kalktık. Ama yağmur tekrar başlamıştı. Evi liseye en uzak kişi bendim. Yağmur iyice bastırdığı için sırılsıklam dönmüştüm eve. Güzel bir azar da yemiştim evdekilerden tabi. Hey gidi günler.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı