Geçmişimi nasıl unutabilirim?

Hepimiz zor şeyler yaşadık emin ol. Aynı şekilde bende de takıntı var ve çevremdekiler bu durumdan rahatsız oluyor. Bende kendimden rahatsız olmuyor değilim zaten. İntihar etmeyi ben de çok düşünüyorum. Geçenlerde parmağımı kesmiştim bıçakla. Doktorlar filan beni korkuttu siniri kesmişsin asla iyileşmez bu parmak filan. Şimdi iyileşmeye başladı. Ayrıca 1 hafta önce gözüm bozuldu. Yine intiharı düşündüm.

Şu kendi kendine konuşma olayı yine bende de var. Yani hep sesli düşünüyorum. Onun dışında evde yalnızken hiç silah korkusu filan olmadı. Sana tavsiyem kendini iyi hissettiğin şeyleri yap. Mesela bana kısa süreli bunalımlar gelir bazen. Komik gelecek ama şınav çekince rahatlarım hep. :) Sen de sana iyi gelen şeyleri yap. Ne yaşadığını ne hissettiğini çok iyi biliyorum.
 
Su intihar meselesini birakin lutfen. Ahireri dusunun. Size burada din dersi falan veremem, ki bilgilerim bu konuda yeterli degil. Fakat unutmayin ki bu vucut bize emanet. Vucudumuzu en iyi sekilde, zarar vermeden kullanmaliyiz.

Lutfen bunu siyasi bir gorus gibi algilamayin.
 
Sevgili @Foxie

Ortak yönler daha çok başlangıç içindir.

Bir masada oturan 3 kişi düşündüğünde bunlardan 2 si futbol hakkında bilgili ise 3 ncü şahıs değil ise bön durumunda sadece dinler.

Sende futbolu öğrenirsen onlara katılabilirsin yada daha sonraki aktivitelerde bu bilgiyi kullanabilirsin.

Ancak futbolu öğrenmen demek senin onlarla ortak noktanın olmuş olması demek olsada, (başkalarının da seninle ortak noktası olmuş demektir)

Yani sen arkadaşlıklara önem verip başkalarının ortak noktalarını keşfedip kendini uyum sağlatacağına, kendini geliştir ve başkalarının da sana katılabileceği arkadaşlığına katılabileceği ortak noktaları kendine oluştur.

Kitap okumak vb. aktiviteler oldukça güzeldir ancak seni kendi kabuğuna çekilmeye daha çok itecektir.
Şuanda senin kanın kaynıyor aktiviteler yapmak istiyorsun eğlenmek istiyorsun vb.

Git bir spor kulübüne masa tenisi öğren raketi eline alıp o topa her vuruşta stress at kulüpteki kişilerle sosyalleş.
Git bir yabancı dil kursuna eğitim al senin gibi eğitim alan kişilerle sosyalleş.
Git bir bilgisayar kursuna senin gibi eğitim alanlarla sosyalleş.
Git bir müzik enstrümanı kursuna senin gibi eğitim alanlarla sosyalleş.
Git bir dalma kursuna.
Git bir basketbol kursuna.
Git.
Git.
Git...
1995 te 15 yaşında bilgisayar kursuna başladım kursun en küçük öğrencisi bendim.
O kurs diğer bilgisayar kursları olmak üzere birçok arkadaşlıklarımız oldu.
Arkadaşlarının arkadaşlarıyla, onların arkadaşlarıyla tanışır ve bir bakarsın çevrende samimi olduğun en az 200 arkadaş.
Samimi olmadıklarını saymıyorum.
Bir piknik yaptığımızda giderken otobüs kiralardık.
Bir parti verdiğimizde biletleri yazıcıdan çıkartarak Kafeterya kapatırdık. Bütün çevremizi oraya toplardık.
Ama bu işler hep böyle gitmez bunu bi kere kabullenmelisin çünkü o dönemin arkadaşlıkları o dönemlerde kalır.
Kimisi başka okullar kazanır gider, kimisi başka şehirlere taşınır, bayan arkadaşlar evlenir en kötüsü de bu sanırım :)
Ama uzun süreli olarak içlerinden çok azı seninle arkadaşlık yolculuğuna devam eder.

16 yaşında meslek olarak bilişim sektörüne atıldım.
Kendi okuduğum lisenin bilgisayar işlerini yapabilmem için gelip sınıftan desten çıkartıldığım anlar dahi olurdu.

Küçük bir başlangıcı bir mesleğe, bir avantaja çevirerek hayatımdaki yolu bu yönde çizdim.

Arkadaşlık kurmak sadece bilgisayar oyunlarından oyunları ortak nokta kullanmaktan ibaret değil.
Kendine daha fazlasını kat arkadaşlıklar sen istemeden kurulacaktır.
 
Sevgili @Foxie

Ortak yönler daha çok başlangıç içindir.

Bir masada oturan 3 kişi düşündüğünde bunlardan 2 si futbol hakkında bilgili ise 3 ncü şahıs değil ise bön durumunda sadece dinler.

Sende futbolu öğrenirsen onlara katılabilirsin yada daha sonraki aktivitelerde bu bilgiyi kullanabilirsin.

Ancak futbolu öğrenmen demek senin onlarla ortak noktanın olmuş olması demek olsada, (başkalarının da seninle ortak noktası olmuş demektir)

Yani sen arkadaşlıklara önem verip başkalarının ortak noktalarını keşfedip kendini uyum sağlatacağına, kendini geliştir ve başkalarının da sana katılabileceği arkadaşlığına katılabileceği ortak noktaları kendine oluştur.

Kitap okumak vb. aktiviteler oldukça güzeldir ancak seni kendi kabuğuna çekilmeye daha çok itecektir.
Şuanda senin kanın kaynıyor aktiviteler yapmak istiyorsun eğlenmek istiyorsun vb.

Git bir spor kulübüne masa tenisi öğren raketi eline alıp o topa her vuruşta stress at kulüpteki kişilerle sosyalleş.
Git bir yabancı dil kursuna eğitim al senin gibi eğitim alan kişilerle sosyalleş.
Git bir bilgisayar kursuna senin gibi eğitim alanlarla sosyalleş.
Git bir müzik enstrümanı kursuna senin gibi eğitim alanlarla sosyalleş.
Git bir dalma kursuna.
Git bir basketbol kursuna.
Git.
Git.
Git...
1995 te 15 yaşında bilgisayar kursuna başladım kursun en küçük öğrencisi bendim.
O kurs diğer bilgisayar kursları olmak üzere birçok arkadaşlıklarımız oldu.
Arkadaşlarının arkadaşlarıyla, onların arkadaşlarıyla tanışır ve bir bakarsın çevrende samimi olduğun en az 200 arkadaş.
Samimi olmadıklarını saymıyorum.
Bir piknik yaptığımızda giderken otobüs kiralardık.
Bir parti verdiğimizde biletleri yazıcıdan çıkartarak Kafeterya kapatırdık. Bütün çevremizi oraya toplardık.
Ama bu işler hep böyle gitmez bunu bi kere kabullenmelisin çünkü o dönemin arkadaşlıkları o dönemlerde kalır.
Kimisi başka okullar kazanır gider, kimisi başka şehirlere taşınır, bayan arkadaşlar evlenir en kötüsü de bu sanırım :)
Ama uzun süreli olarak içlerinden çok azı seninle arkadaşlık yolculuğuna devam eder.

16 yaşında meslek olarak bilişim sektörüne atıldım.
Kendi okuduğum lisenin bilgisayar işlerini yapabilmem için gelip sınıftan desten çıkartıldığım anlar dahi olurdu.

Küçük bir başlangıcı bir mesleğe, bir avantaja çevirerek hayatımdaki yolu bu yönde çizdim.

Arkadaşlık kurmak sadece bilgisayar oyunlarından oyunları ortak nokta kullanmaktan ibaret değil.
Kendine daha fazlasını kat arkadaşlıklar sen istemeden kurulacaktır.


O arkadaşla 10 parmak kursuna gideceğiz okulda, sanırım şu anda en iyisi sabredip beklemek. Bu arada ben sanırım yanlış anlatmışım: İntihar etmek o istemsiz olarak gelen düşüncelerin içinde. Edeceğimi sanmıyorum, en azından bilinçli olarak öyle bir şey yapmam.
 
@Foxie

Okul dışına çık artık :)

Çevre okuldan ve okuldaki kurslardan ibaret değil.
Her gün okulda derslerde gördüklerini birde 10 parmak kursunda görmüş olacaksın.

Okulu okulda bırak. Okul dışında bir dünya ve bu dünya da sana düşen paylar var.
 
Yaşadıkların zamınında çoğumuzun yaşadığı normal şeyler. Asıl sorun bunu senin sorun haline getirmen.
Ben de küçükken etrafımdaki abiler beni kullanıyorlardı. Bisikletimi falan alıp tekerini patlatıyorlardı. Kötü niyetli insanlar değillerdi ancak ailem çok kızardı.
Benim de onların bisikletlerine binmişliğim vardır. Herşey karşılıklıydı yine de. Seni çıkarları için kullanan kişiler arkadaşın olamazlar. Onlar geçmişte kalmış hatırlamaya değmez. Önemli olan gelecektir.
Ben 24 yaşıma geldim hala ilk bakışta kim dost kim değil bilemiyorum. Bu biraz zaman ister, en baştan da çıkarcı, güvenilmez muamelesi yapmamak lazım.
Karşındakine güvenmeye çalış. Arkadaşlıklar fedakarlık ister. Baktın karşındaki yaptığın fedakarlıkların değerini bilmiyor sen de ona göre davran.
Öyle samimiliğimiz azalır, aramız bozulur gibi sorgulara girme. İster istemez bu karşındakini rahatsız eder. Kendine güven, çevrendekilerle vakit geçir, sosyal aktivitelerde bulun. Yeni insanlarla tanış.
Hayata negatif bakma böyle. :)
 
Yaşadıkların senin yaşında birisi için normal bir şey değil. Ama bunun üstesinden gelmek sadece senin elinde. İlaçlar ve doktor seni sadece kısa bir süre için tatmin eder. Başka bir işe yaramaz. Bu karamsarlığı bitirmek için, öncelikle sen kendi içinde bitirmek lazım. Bazen güzel şeylere yol açmak için, bazı şeylerin yıkılması gerekiyor. Sende eğer gerçekten bu durumdan kurtulmak istiyorsan, çaba harca. Ama asla kim olduğunu, ne olduğunu veya ne yaşadığını unutma, inkar etme. Seni hayat veya kimlikte yazan yaşın olgunlaştırmaz, yaşadıkların seni olgunlaştırır. Belki klasik bir söz olacak ama ''hayat kısa''... Gerçekten bazı şeyleri dert etmekle, çözmekle uğraşacak kadar uzun değil hayat.

Bazı şeyleri okumakla öğreneceksin. Çok kitap oku, ama boş okuma. Kendi sevdiğin, önceden içeriğini araştırdığın bir kitabı oku. Kendini rahatlatan, huzur bulduğun şarkıları dinle. Etrafında boş konuşanlara kulak asma. Onlar sadece kendilerinin istediği şeyleri sana söylerler, senin istediklerini değil. O yüzden hayat senin hayatın. Yaşın kaç olursa olsun. Eğer sen doğru düşünebiliyor, doğru biliyor ve doğruları konuşabiliyorsan, zaten yaşının hiç bir önemi yoktur.

Dostunu zor seç, iyi seç. Her sana dostum diyene veya herhangi bir kötü olayında yanında oldu diye onunla ''kardeş'' gibi sıkı arkadaş olamazsın. Arkadaş, geçici bir süre insanın vakit geçirdiği kişilerdir. Dost ise, en zor anında ''iki eli kanda olsa'' gelecek kişidir. Seni dinleyen, anlayan, yanında rahat olduğun, seni sen yapan kişilerdir. O yüzden doğru zamanı ve kişiyi bekle.

Ama unutma; Kurtlarla arkadaş ol, yalnız elinden baltayı bırakma. ;)

Bu arada intihar diye bir şeyi aklından geçirme. İnsanlığın doğasında öyle bir şey yok! :)
 
Ben de sürekli sesli olarak konuşurum. Evde bu sürekli olur. O gün başımdan (kötü bir olay geçmişse hele) çok fazla konuşurum. Niçin böyle olduğunu kendime defalarca sorarım ve kendimi suçlarım. Okulda arkadaşlarım var ama hep birlikte durduğum, konuştuğum arkadaşlarım yok. Ortak bir yönümüz olsa bile çok fazla samimi değiliz ama sınıfta saygı gösteriyor herkes. Eskiden oyun oynardım Bf3, Lol gibi bu yüzden arkadaşım olurdu ama şimdi tenefüslerde genellikle sınıfta tek başıma oturuyorum. Son zamanlarda biraz oyunlardan bahsederek biraz samimileştik arkadaşlarla.

Arkadaşların dediği gibi kitap okuyabilirsin. Bir spor ile uğraşmanı öneririm. Hafta sonları 1-2 saat koşabilirsin veya basketbol oynayabilirsin. Seni gerçekten de rahatlatır. İntihar etmeyi düşünme. Kafana daha fazla takarsan çok daha fazla düşünürsün intihar etmeyi belki.

Bir de arkadaşların hakkında düşündüklerini arkadaşlarına söyleme içinde sakla. Arkadaşına gerçek arkadaşım mısın diye sormuşsun sanırım. Ve o da sana bir daha böyle sorular sorarsan arkadaş olmayız gibi bir yanıt vermiş yazdığına göre. Geçmişte yaşadığın olaylar senin geleceğini de etkileyebilir, geçmişte ne olduysa gelecekte de öyle olacak diye düşünebilirsin. Böyle düşünsen bile bunları arkadaşlarına söylememen gerekir bence. Çünkü söylediğin zaman senden daha da uzaklaşabilirler, belki de "bana güvenmiyor, sanırım" diyip uzaklaşabilirler senden. Daha fazla yalnız kaldıkça bu gibi şeyleri daha fazla düşünürsün.

Şimdi lisedesin, ileride üniversiteye geçince arkadaşlık ilişkilerin ve hayata bakış açın değişebilir, hayattan zevk alabilirsin. Şimdilerde çok kafana takmamanı öneririm. İnsanın bir dostu, yakın arkadaşı, eşi, sevdikleri illaki olur. Bunlar senin istemenle değil karşılıklı olacak bağlar ve zaman geçtikçe güçlenecek olan ilişkiler. Benim de hayatım senin ki gibi, biraz benziyor ama böyle şeyleri düşünsem bile düşündüklerim hep beynimin içinde kalıyor. Bu arada eğer istersen Bf3 oynayabiliriz, şu aralar canım sıkkın vakit geçirmek iyi olur.
 
İlla iyi insan olmak veya saf olmak zorunda değilsin. Zaten böyle olmaya devam ettiğin sürece kaybedersin.
Saf olma bu kadar, biraz da kötülük bulunsun içinde mutlaka.
Güvenme, güveniyor gibi yap. Sen de kullan başkalarını, HAYIR demesini öğren.

Saf olmaya devam etme, senin sıkıntın bu. BF3'ü bırakan arkadaşına "BF3'ü burakırsan samimiyetimiz azalır" dersen bu saflık olur, aptallık olur.

Geçmişte 2 salak, kendini akıllı sanan insanla muhattap oldun diye ne olmuş yani?
Kendinle konuşuyorsun çünkü fazla ayıklıyorsun insanları. Bırak iyisiyle kötüsüyle etrafında olsun herkes.
Sen kimin ne halt olduğunu bil, buna göre davran yeter.

Ve gerçekten içine biraz kötülük serp :) Fazla iyi olmak saflıktan başka bir şey değildir.
İyi olup kaybetmektense, ayarınca kötü ol kazan diyorum :)
 
Konuyu ve cevapları sonuna kadar okudum. Ekleme yapacak bir cümle bulamadım. Gereken herşey yazılmış. Mesajım bulunsun istedim. Umarım bu zor günleri verilen tavsiyeler doğrultusunda hareket ederek aşacaksın. Mutlu günler dilerim.
 

Geri
Yukarı