İnsan neden hep mutlu olacağını düşünür?

Hikayenin sonunu kötü bitmesini istemez de ondan. Kim kötü bir şekilde biten hikayeleri sever ki? Mutlu olmayı hep hayal ederiz etmeliyiz de.

Ek olarak sorduğunuz soru ile konunun içeriği alakasız geldi. Tam olarak neyi sordunuz?

Mutlak mutluluk bu sistemin arzusudur. Ben üzülmek de istiyorum, ben insan olmak istiyorum. Cesur Yeni Dünya kitabını önerebilirim bu konuda.
Soru başlıkta konudaki kendi görüşüm.
 
Evrim teorisinde buna doğal seçilim deniliyor. Hayatta kalman lazım, yaşaman lazım bunun için de maddi, manevi yeterliklerin belirli bir düzeyde tutulması lazım.

Maslow'a göre de insanın mutluluğu öncelik bunun için yine maddi, manevi ihtiyaçlarının karşılanması lazım.

Bunun üzerine birçok düşünür düşünmüş, araştırmış, yazmıştır. Mevlana'dan Darwin'e, Farabi'den Thomas Moore'a. İnsan tüm diğer canlılar gibi yaşamak ve hayatta kalmak için hareket eder. Bunun için de bir umudu, hedefi olmalıdır; sonunda mutluluk olan.
 
Her zaman mutlu olmak mümkün değil tabii, yine de mutlu kalmaya çalışıyorum.
 
Schopenhauer'e göre bu dünyaya mutlu olmak için geldiğimizi sanmak bir hatadır. Mutlu olmaya çalışmak yerine kendine en az acı veren bir ortam oluşturmaya çalışmanın mantıklı olan olduğunu söylüyor. Yani bir cehennemin içinde sıcak ama yine de yakmayan bir odada mı olmak istersin yoksa arada bir serinlediğin ama sonra tekrar acı içinde yandığın bir yerde mi olmak istersin? Senin amacın bu sıcak ama yakmayan ortamı bulmak olmalı. Arada bir anlık hazlarla mutlu olduğun ve sonra tekrar bunu arayacağın bir ortama girip kısır döngüde olursan hayatın boyunca mutluluğu aramakla uğraşırsın.
 
Mutlu olmaya çalışmak yerine kendine en az acı veren bir ortam oluşturmaya çalışmanın mantıklı olan olduğunu söylüyor.

Bu çok yüzeysel bir çıkarım. Schopenhauer mutluluğu yadsımıyor ya da sadece en az acı verenin tercih edilmesi gerektiğini de söylemiyor. Ona giden yolları işaret ediyor. Misal, farkındalık, kendini tanımak ve benzeri hususlara değiniyor.

"İnsan yapabileceklerini isteyerek yapmalı ve çekmesi gereken acıyı isteyerek çekmelidir."

Yine sınırların bilinmesini vurguluyor;

"Arzularımıza hedef koymak, ihtiraslarımızı dizginlemek, öfkemize hakim olmak, insanin arzu ettiği şeylerin son derece küçük bir kısmının ulaşilabilir ve pek cok kötülüğünden kaçınılmaz olduğunu hatırda tutmak: Bu şekilde katlanıp vazgeçebiliriz."

Not: Tırnak içindeki alıntılar, Schopenhauer'in Mutlu Olma Sanatı isimli kitabındandır.
 
Bu çok yüzeysel bir çıkarım. Schopenhauer mutluluğu yadsımıyor ya da sadece en az acı verenin tercih edilmesi gerektiğini de söylemiyor. Ona giden yolları işaret ediyor. Misal, farkındalık, kendini tanımak ve benzeri hususlara değiniyor.

"İnsan yapabileceklerini isteyerek yapmalı ve çekmesi gereken acıyı isteyerek çekmelidir."

Yine sınırların bilinmesini vurguluyor;

"Arzularımıza hedef koymak, ihtiraslarımızı dizginlemek, öfkemize hakim olmak, insanin arzu ettiği şeylerin son derece küçük bir kısmının ulaşilabilir ve pek cok kötülüğünden kaçınılmaz olduğunu hatırda tutmak: Bu şekilde katlanıp vazgeçebiliriz."

Not: Tırnak içindeki alıntılar, Schopenhauer'in Mutlu Olma Sanatı isimli kitabındandır.

Dediklerim temelde buna çıkıyor zaten. Ben de kafamdan uydurmadın bu dediklerimi aforizmalar kitabından alıntı. Yani okuyalı uzun zaman oldu illa eksik yerleri vardır ama temelinde bunu vurguluyordu ki senin dediklerinin de temeli az çok buna çıkıyor.
 
@oblomovv "sadece en az acı vereni seçin" ile "ihtiraslarınızı dizginleyin" nasıl aynı yere çıkabilir? Temel, tek başına acıdan korunmak değil. Bir sürü farklı unsur var.
 
@oblomovv "sadece en az acı vereni seçin" ile "ihtiraslarınızı dizginleyin" nasıl aynı yere çıkabilir?

Schopenhauer öncelikli amacın mutluluğu hedeflemek yerine daha az acı veren bir ortamın oluşturulmasının daha mantıklı olduğunu belirtmişti aforizmalar kitabında. Hatta verdiğim cehennem örneğine benzer bir örneği de vardı diye hatırlıyorum. Ben bunu söyledim. Bu demek değil ki tüm hazlarını dizginleyip sadece en az acı veren ortamda yaşa. Temel bir çıkarım bu. Öncelikli hedefinin bu olduğunu söylüyor tek hedefinin değil. Senin dediğin de ona çıkıyor o anlamda. Yani ihtiraslarını dizginlemek demek mutluluğu birinci hedefe koymamak demek bir anlamda.
 

Geri
Yukarı