Bu konu özellikle bu forum için fazlasıyla tuhaf yorumu da beraberinde getirebilecek bir yapıya sahip.
Öncelikle forumun siyasi nabzını bir süredir gözlemliyorum ki burada bulunurluğum yılları aşmış durumda. Özellikle kitlenin yaş seviyesi ve çabuk manipüle edilmesinden kaynaklı şekilde şovenist söylemlere karşı daha çok heyecan duyduğunu fark ediyorum. Bu bağlamda Ümit Özdağ gibi bir siyasetçinin adı farklı konularda fazlasıyla zikredilir oldu.
Halbuki kendisinin yakın zaman önce paylaşmış olduğu söylemleri aşağıya sunduğumda ne kadar makul bir kişi olduğu tartışması oluşabilir.
Gazeteci Åaban Sevinç ile canlı yayına katılan Zafer Partisi Genel BaÅkanı Ãmit ÃzdaÄ, "Oy kullanma yaÅı 12'ye indirilsin, tek baÅımıza iktidarız" dedi.
www.odatv4.com
Sık sık Suriyelilere yönelik provokasyonlarıyla gündeme gelen ve söylemleriyle eleştirilen Zafer Partisi Lideri Ümit Özdağ, depremde de gelenek bozmadı. Özdağ, bu defa deprem üzerinden toplumu infiale sürükleyecek gerçek dışı iddialarda bulundu. Özdağ, “Enkazdan önce AK Partililer çıkartılıyor”...
www.turkiyegazetesi.com.tr
Nitekim bu söylemlerden sonra forumda kendisini savunanların eleştirel şekilde baktığına da şahit olamadım. Çünkü ilgili siyasetçinin konuşmalarını dayandırdığı yer sığınmacılar ve bu kimselerin gönderilme biçimleri olduğudur. Kolay manipüle edilen forum kitlesi de bu oy potansiyeli inanılmaz düşük siyasi figürü basit söylemleri üzerinden aşırı sevdiği için muhafazakar bir yapıyla desteklemekten geri durmayıp eleştiri getirmekten kaçınıyor. Bu da haliyle henüz gelişimini tamamlamış kitleler için siyasetin ne kadar yanlış şekilde ele alındığını fark ettiriyor.
Kemal Kılıçdaroğlu özelinde ise konu biraz daha gri. İlgili siyasi figür ile forum kitlesinin bir husumeti olduğunu düşünmüyorum. Burada asıl konu: Atatük, CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu üçgeninde daha net bir duruş sergilemesini umarak tırnak içinde "Türkçülük" duruşunu beklemeleridir. Nitekim Atatürk'ün Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atarken dayandırdığı ilkelerin yerine getirilmesini de yine CHP'den ve bu partinin liderinden görmek istemeleri durumudur.
Lakin burada da yine atladıkları çok ciddi bir husus var: Dünyada tekil bir millet görüşü üzerinden yürütülen siyasetin artık geçerliliği kalmadı. Özünüzde kucaklayıcı olup bilim, hukuk, ekonomi alanında gelişim sağlamanız esas oluyor. Bu açıdan Kemal Kılıçdaroğlu dünya siyasetini de baz alıp kendi ülkesine göre dizayn ederek ırk, dil, din gibi etmenleri tek bir elden ela alıyor. Bu da şovenist söylem arayışında olan gençler için bir anlam ifade etmiyor. Ayrıca unutmamak gerekir ki bu topraklarda siyasi karizma faktörü her daim prim yapmaktadır ve bu karizma Kemal Bey özelinde asla bulunmadı.
Toparlayacak olursam: Bu ülkenin gencinden yaşlısına kadar siyaseti çok doğru şekilde ele almadığını düşünüyorum. Bir yerde sorun olduğunu düşünüyorsanız, sorunun kaynağı olan kişiye öncelikle uyarılarda bulunursunuz. Bu uyarılarınızdan sonra ise bir düzeltme süresi tanırsınız. Lakin bu iki etmenli aşamadan sonra sorunlar devam edip gönderdiğiniz uyarılara karşı kapalı hale gelmişse o şeyin değişimi için toplanmış çoğunluğa katılırsınız. Halk olarak Siyasal İslam'ın ülkeyi getirdiği kaostan yana rahatsız durumdaysak muhalif kanadın en çok sözü çıkanına destek vermemiz makuldür. Burada savunduğunuz partiden ya da hayat görüşünden kopun demiyorum. Lakin ülke tarihini açıp bakarsanız geçmişten bugüne koalisyonlar hariç hiçbir sol parti zaten tek başına iktidar olmamıştır. Her daim şu veya bu şekilde onu denetleyen diğer partiler olmuştur. Yakın gelecekte kısmen koalisyon yapılı bir iktidar seçerek Siyasal İslam'dan kurtulup eğer memnun kalmazsanız yine o Siyasal İslam'a dönebilirsiniz.
Nitekim unutmayın: Değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. Mükemmel bir değişimi ummadan rahatsızlık duyduğunuz şeyden yana farklı bir nefes almak için kararınızı dikkatli vermeniz gerekir. Yineleyerek bu sözlerimin tamamı rahatsızlık duyanları kapsamaktadır. Ülkede bir sorun olmadığını düşünenler ya da görüşlerine katı şekilde bağlı olanlar için sözlerim yok hükmündedir.