Kırmızı Hap Bölüm 1 - "Ateistleri Anlamak"

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
İnkâr edenler de, kendilerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderler. (HAC/55)
işte burada komik duruma düştünüz. Tabi ki sorgulayacağız, eğer siz sorgulayan insanlara "kıyamette görürsün" tarzı cevaplar verirseniz Peygamberinizin yolundan çıkmış olursunuz. Sorgulayan kişi bir soru soruyorsa ve sen de cevabını biliyorsan cevaplayacaksın. Eğer bilmiyorsan araştıracaksın. Yani en azından ben böyle düşünüyorum.
 
İnkâr edenler de, kendilerine ansızın kıyamet gelinceye veya akîm (kısır) bir günün azabı gelinceye kadar, Kur'ân'dan şüphe etmekte devam edip giderler
Hem bilgiden yoksunsun hem bana ayetlerle kendi haklı çıkarma peşine düşme bu ayetlerinin hiçbir geçerliliği yok. Ayetlerle bir yere varamazsın bu şekilde. Dün de cevap veremedin yazdıklarıma gidip yine saçma sapan mesaj atma bana.
 
Kardeşim seni beni ilgilendirmez. Sen oku düşün bak vallahi hiö bir şey kaybetmezsin araştır aklına takılan soruları bana sorabilirsin sana kurana ve hadisler üzerine akla ve mantığa yatkın cevaplar vereceğim emin ol.
Dışarı çıkın ve karşınıza çıkan müslümanlara Kuran'ı okudunuz mu, kitap okur musunuz gibi sorular sorun. Eminim ki çoğunluğu hayır diyecek.
Bu cevabı vermemin sebebi okuyor demeniz.
Hem bilgiden yoksunsun hem bana ayetlerle kendi haklı çıkarma peşine düşme bu ayetlerinin hiçbir geçerliliği yok.
Kanka biraz daha sakin olursan daha iyi olur. Bu konu kapansın istemiyorum.
 
Bir yaratıcıdır bu 1400 sene önce Kuran da geçiyor.
Mısırlılar senin kitabın ortaya çıkmadan bu bilgileri biliyordu bana masal anlatma birader, git araştır biraz.
IMG_20191225_213249.jpg
 
Hocam @arteac söyledikleri biraz mantıklı gibi geldi var mıdır bir cevabı? Eğer yoksa yazdıklarının üzerinde biraz kafa yoracağım.
Dediklerinin hiçbir geçerliliği yok, kutsal kitaplarda anlatılan mucize diye sanılan tüm bilgiler eski insanların bildiği şeyler. Diğer medeniyetler hakkında bilgileri olmadıkları için okudukları onlara mucize geliyor.
Biz göğü ‘büyük bir kudretle’ bina ettik ve şüphesiz Biz (onu) genişleticiyiz.” (Zariyat Suresi: 47)
20. yüzyılın başlarına dek bilim dünyasında hâkim olan tek görüş, “evrenin durağan bir yapıya sahip olduğu ve sonsuzdan beri süregeldiği” şeklindeydi. Ancak, günümüz teknolojisi sayesinde gerçekleştirilen araştırma, gözlem ve hesaplamalar evrenin bir başlangıcı olduğunu ve sürekli olarak “genişlediğini” ortaya koydu.
Bu da klasik yalanlarınızdan ne zaman ki bilim evrenin genişlediğini buldu, sizler bunu kitaba uyarladınız.

1_OGpkvQ_qbMaOUYsi4kZB1Q.png


âyetine mutabık olmak üzere biri tatlı diğeri acı iki derya denilmiş. Mesela Şap denizine Nil, Basra Körfezi'ne Dicle dökülmüş olduğu gibi, diplerindeki suların birbirlerine kavuşması ile beraber birden bire diğeri ile karışmaksızın bir hayli mesafeleri uzayıp giden büyük sularla temsil edilmiştir. Buradaki iltikâ (karşılaşma) fiilî olarak birbirine temas mânâsına gelmektedir. İltikâ, temas edecek şekilde yakınlık ve komşuluk olarak da yorumlanabilir. Bu, acı denizin altında veya yakınında yer alan su hazineleri şeklindeki düşünceye de uygun olabilir.
Bu yorumu yapman senin konu hakkında ne kadar yetersiz bilgiye sahip olduğunu gösteriyor. Denizlerin hepsi de birbirine karışır, aralarında bir perde falan da yok. Hiç araştırmadınız için şaşırmıyorum bu yorumlara.


Gökten su indirdi ve onunla çeşit çeşit bitkilerden eşler çıkardık.” (Taha Suresi: 53) “Bütün meyvelerden ikişer eş yaratmıştır.”(Rad Suresi: 3)
Bu da tamamen yanlış bir bilgi. Canlılar arasında cinsiyetsiz olan canlılar mevcut, çift cinsiyetli canlılar var ayrıca. Bu da bilimsel bir yanlış. Bu yanlışları savunmaya devam et.

Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan başka bir yaratılışa geçirerek yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?” (Zümer Suresi: 6)
Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan başka bir yaratılışa geçirerek yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur, mülk O’nundur. O’ndan başka İlah yoktur. Buna rağmen nasıl çevriliyorsunuz?” (Zümer Suresi: 6)
Bu embriyo meselesi de daha önceki dönemlerden bilinen bir durumdu, bakınız.
IMG_20191219_204555.jpg


Umarım daha fazla mucize aramak yerine Mezopotamya medeniyetlerini, bu iddiaların nereden geldiğini araştır.
 
Son düzenleme:
Mısırlılar senin kitabın ortaya çıkmadan bu bilgileri biliyordu bana masal anlatma birader, git araştır biraz.
Eki Görüntüle 735247
tam tarih belirt
Dediklerinin hiçbir geçerliliği yok, kutsal kitaplarda anlatılan mucize diye sanılan tüm bilgiler eski insanların bildiği şeyler. Diğer medeniyetler hakkında bilgileri olmadıkları için okudukları onlara mucize geliyor.

Bu da klasik yalanlarınızdan ne zaman ki bilim evrenin genişlediğini buldu, sizler bunu kitaba uyarladınız.

Eki Görüntüle 735264


Bu yorumu yapman senin konu hakkında ne kadar yetersiz bilgiye sahip olduğunu gösteriyor. Denizlerin hepsi de birbirine karışır, aralarında bir perde falan da yok. Hiç araştırmadınız için şaşırmıyorum bu yorumlara.



Bu da tamamen yanlış bir bilgi. Canlılar arasında cinsiyetsiz olan canlılar mevcut, çift cinsiyetli canlılar var ayrıca. Bu da bilimsel bir yanlış. Bu yanlışları savunmaya devam et.


Bu embriyo meselesi de daha önceki dönemlerden bilinen bir durumdu, bakınız.
Eki Görüntüle 735275

Umarım daha fazla mucize aramak yerine Mezopotamya medeniyetlerini, bu iddiaların nereden geldiğini araştır.
1400 sene önce bu bilgiler arap yarım adasına okuma yazma bilmeyen bu topluluğa nasıl ulaştı
 
Konu niye hortlatıldı acaba? 5 yıl önce yazdığım şeyi de silemiyorum, duruyor öyle kabak gibi.
 
Dediklerinin hiçbir geçerliliği yok, kutsal kitaplarda anlatılan mucize diye sanılan tüm bilgiler eski insanların bildiği şeyler. Diğer medeniyetler hakkında bilgileri olmadıkları için okudukları onlara mucize geliyor.

Bu da klasik yalanlarınızdan ne zaman ki bilim evrenin genişlediğini buldu, sizler bunu kitaba uyarladınız.

Eki Görüntüle 735264

Bu yorumu yapman senin konu hakkında ne kadar yetersiz bilgiye sahip olduğunu gösteriyor. Denizlerin hepsi de birbirine karışır, aralarında bir perde falan da yok. Hiç araştırmadınız için şaşırmıyorum bu yorumlara.


Bu da tamamen yanlış bir bilgi. Canlılar arasında cinsiyetsiz olan canlılar mevcut, çift cinsiyetli canlılar var ayrıca. Bu da bilimsel bir yanlış. Bu yanlışları savunmaya devam et.

Bu embriyor meselesi de daha önceki dönemlerden bilinen bir durumdu, bakınız.
Eki Görüntüle 735275

Umarım daha fazla mucize aramak yerine mezopotamya medeniyetlerini, bu iddiaların nereden geldiğini araştır.

Ayrıca diğer medeniyetlere peygamber gelip gelmediğini biliyor musun?

Mısırlılar senin kitabın ortaya çıkmadan bu bilgileri biliyordu bana masal anlatma birader, git araştır biraz.
Eki Görüntüle 735247

HZ Yusuf.

Mısırlılar senin kitabın ortaya çıkmadan bu bilgileri biliyordu bana masal anlatma birader, git araştır biraz.
Eki Görüntüle 735247

Allah teala her kavme bir peygamber göndermiştir. Peygamberler insanların dini hayatı ile ilgili hususlarla ilgilendikleri gibi, onlara dünyevi ihtiyaçlarını karşılayacak bilim ve teknikte de öncülük etmiştir. Bu bakımdan eski ümmetleri ilim ve teknikten uzak düşünmek doğru değildir.

Kur'an-ı Kerim'de anlatılan bazı hususlar eski kavimler döneminde de bilinmekteydi. Çünkü onlara da peygamberler gelmiş ve bazı bilgilerden bahsetmiştir.

Mesela, kur'an-ı Kerim'de anlatılan tufan olayı, ve diğer Hadise'ler tevrat ve ıncil'in dışında, sümer, asur-babil kayıtlarında, yunan efsanelerinde, Hindistan'da satapatha, brahmana ve mahabharata destanlarında, İngiltere'nin galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, iskandinav edna efsanelerinde, Litvanya efsanelerinde ve hatta Çin kaynaklı öykülerde birbirine çok benzer şekillerde anlatılır.

- birbirinden ve tufan bölgesinden hem coğrafi hem kültürel olarak bu kadar uzak kültürlerde, Tufan'la ilgili bu denli detaylı ve birbiriyle uyumlu bilgi nasıl yerleşmiş olabilir?

Sorunun cevabı açıktır:
eski dönemlerde birbirleriyle ilişki kurmuş olmaları imkansız olan bu toplumların yazıtlarında aynı olaydan bahsedilmesi, aslında bu insanların bir ilahi kaynaktan bilgi aldıklarını gösteren açık bir kanıt durumundadır. Görünen odur ki, tarihin en büyük helak olaylarından biri olan tufan, farklı uygarlıklara gönderilen birçok peygamberler tarafından ibret için anlatılmış ve bu şekilde Tufan'la ilgili bilgiler çeşitli kültürlere yerleşmiştir.

Bununla birlikte, tufan olayı ve nuh (as) kıssası birçok kültür ve dini kaynaklarda anlatılmasına rağmen, kaynakların tahrif edilmesi veya yanlış aktarma ve kasıtlar sebebiyle birçok değişikliğe uğramış, aslından uzaklaştırılmıştır. Yapılan araştırmalardan, temelde aynı olayı anlatan ancak aralarında birtakım farklılıklar da bulunan tufan anlatımları içinde, eldeki bilimsel bulgulara uygun yegane anlatımın kur'an'daki olduğunu görüyoruz.

Allah hiçbir kavmi peygambersiz bırakmamış, onlara hakkı tebliğ edecek peygamberleri göndermiştir. Bu nedenle sümerlerin peygamber olmadan yaşadıklarını iddia etmek yanlıştır. Çünkü, 124.000 peygamberin insanları tebliğ için gönderildiği hadiste belirtilen bir hakikattir. Ayrıca tüm peygamberlerin en büyük davası tevhid ve iman hakikatlerini insanla tebliğ etmektir. Bu nedenle sümerlerin destanlarında bahsedilen bazı şeyleri tevrat, zebur, incil ve kur'an'da olması gayet normaldir. Çünkü, peygamberlerin davası bir olduğu gibi, muhatapları da insan, o dinlerin sahibi de Allah'tır. Bunda garipsenecek herhangi bir taraf yoktur.

Kur'an-ı Kerim'in her ayeti birer mucizedir. Bu bakımdan kur'an'daki bütün mucizeleri burada anlatmak mümkün değildir. bazıları şöyledir:

1. "Allah o'dur ki, gökleri dayanak olmaksızın yükseltti."
(ra'D, 13/2) ayeti göklerin dağlar sayesinde ayakta duruyor hurafesini ortadan kaldırmıştır.

2. kur'an-ı Kerim'de evrenin yaratılışı şöyle açıklanır: "o gökleri ve yeri yoktan var edendir." (en'am, 6/101) bu ayet şimdiki ilim dünyasının ulaştığı son nokta olan -tüm evrenin zaman ve mekan boyutlarıyla bir sıfırdan, büyük bir patlamayla ortaya çıktığı- gerçeğini 1.400 sene evvel haber vermiştir.

3. kainatın daima genişlediği artık ilim ve bilim dünyasının kabul ettiği bir ilmi buluştur. buna kur'an şu ayetiyle işaret etmektedir.

"biz göğü büyük bir kudretle bina ettik. Ve şüphesiz biz onu genişleticiyiz." (zariyat, 51/47)

4. XX. Asrın bir buluşu da her yıldız ve gök cisimlerin bir yörüngede durduğu gerçeğidir. Bu duruma kur'an işaret ediyor:

"geceyi, gündüzü, güneşi ve Ay'ı yaratan o'dur. Her biri bir yörüngede yüzüp gidiyor." (enbiya, 21/33)

5. güneşin sabit olarak durduğu zannedilirdi. oysa kur'an güneşin sabit değil, aksine daima hareket eden ve belirli bir hızla ilerleyen bir gök cismi olduğunu söylüyordu. Ve asırlar sonra da ilim onu tasdik edecekti. Şöyle ki;

"güneş de kendisi için tespit edilen bir karar yerine doğru akıp gitmektedir. Bu üstün ve güçlü olan bilenin takdiridir." (Yasin, 36/38)

kur'an'daki jeolojik mucizeler.

Karaların azalması

Yüce Allah on dört asır önce indirdiği kur'an-ı Kerim'de kendi yaratışıyla ilgili bazı sırları haber vermektedir. Bu sırlar hem kur'an'ın Allah sözü olduğunu kanıtlamakta hem de doğa bilimlerindeki gelişmenin önünü açmaktadır.

"onlar görmüyorlar mi ki, gerçekten biz arza geliyor ve onu çevresinden eksiltiyoruz..." (rad, 13/41)
"... Fakat simdi, bizim gerçekten yere gelip onu etrafından eksiltmekte olduğumuzu görmüyorlar mi?" (enbiya, 21/44)

Küresel ısınmayla birlikte kutuplardaki buz tabakaları erimekte ve okyanuslardaki deniz suyu seviyesi yükselmektedir. Artan su miktarı da daha fazla karayı kaplamaktadır. Deniz kıyıları sular altında kaldıkça, yeryüzünün toplam yüz ölçümü veya kara miktarı da azalmaktadır. (dr. Mazhar u. Kazi, 130 evident miracles in the qur'an, crescent publishing House, New york, usa, 1998, s. 115)

Ayetlerde geçen "onu çevresinden eksiltiyoruz", "etrafından eksiltmekte olduğumuz" ifadelerinin de deniz kıyılarının sularla kaplanmasına işaret ediyor olması muhtemeldir.
New york times gazetesinde bu konu ile ilgili yer alan bir haber şöyledir:

"Geçen yüzyıl boyunca, yeryüzünün ortalama yüzey ısısı bir fahrenheit kadar yükseldi, ısınma oranı da son çeyrek yüzyılda artış gösterdi. Bilim adamları, 1950 ve 1960'ların denizaltı verilerini 1990'ların gözlemleri ile karsılaştırdılar ve kuzey kutbu havzasındaki buz tabakasının % 45 oranında inceldiğini ispatladılar. Uydu görüntüleri, bölgeyi kaplayan buzların boyutlarının geçtigimiz yıllarda önemli ölçüde azaldığını göstermektedir." (www.planetwaves.net/polar_NYT.html; New york times, august 19, 2000)

Xx. Yüzyıl sonlarında elde edilen bulgular, enbiya Suresi'nin 44. ve rad Suresi'nin 41. ayetlerindeki hikmetleri anlamamıza yardımcı olmuştur.

kıtaların sürüklenmesi

Yer kabuğu kendisinden daha yoğun olan manto tabakası zeminde adeta yüzer gibi hareket etmektedir. Ilk olarak XX. Yüzyılın başlarında alfred wegener isimli alman bir bilim adamı, yeryüzündeki kıtaların dünyanın ilk dönemlerinde bir arada bulunduklarını, daha sonra farklı yönlerde sürüklenerek birbirlerinden ayrılıp uzaklaştıklarını keşfetmiştir.

Yeryüzündeki kara parçaları yaklaşık beş yüz milyon yıl önce birbirlerine bağlılardı ve pangaea ismi verilen bu büyük kara parçası güney kutbu'nda bulunuyordu. Yaklaşık yüz seksen milyon yıl önce pangaea ikiye ayrıldı. Farklı yönlere sürüklenen bu iki dev kıtanın birincisinden Afrika, Avustralya, antarktika ve Hindistan; ikincisinden ise, Avrupa, kuzey Amerika ve Asya'nın Hindistan dışındaki kısımları oluştu.

Kıtasal hareketin yılda 1 ile 5 cm civarında olduğu hesaplanmıştır. Tabakalar bu şekilde hareket ettikçe dünya coğrafyasında değişiklikler meydana gelir. Örneğin, atlantik okyanusu her sene biraz daha genişlemektedir. (carolyn sheets, robert gardner, samuel F. Howe, general science, allyn and bacon ınc. Newton, massachusetts, 1985, s. 305)

Allah, dağların hareketini ayette "sürüklenme" olarak bildirmiştir. Bilim adamlarının bugün bu hareket için kullandıkları İngilizce terim de "continental drift" yani "kıtasal sürüklenme"dir.

"dağları görürsün de donmuş sanırsın; oysa onlar bulutların sürüklenmesi gibi sürüklenirler..." (neml, 27/88)

yerin yedi katmandan oluşması
Allah'ın kur'an'da yeryüzü ile ilgili bilgilerden biri, yeryüzünün, yedi kat olan gökyüzüne benzerliğidir:

"Allah, yedi göğü ve yerden de onların benzerini yarattı?" (talak, 65/12)

Rabbimiz asırlar önce yerin ve göğün yedişer kat olduğunu bildirmiştir. Asırlar sonra uzun jeolojik araştırmalar sonucunda varılan netice de aynı olmuştur. Bilim adamlarının sıraladığı bu katmanlar şöyledir: hidrosfer, litosfer, astenosfer, üst manto, alt manto.

dış çekirdek ve iç çekirdek.

Hidrosfer,
okyanus ve denizlerin en üst kısmı ile bunlardan etkilenen karaların kıyılarıdır. litosfer, dünya'nın en üst katmanını oluşturan katı kaya tabakadır. Diğer katmanlarla kıyaslandığında oldukça ince, daha soğuk ve daha katıdır; bu bakımdan yeryüzünde kabuk görevi görür.

litosferin altında astenosfer katmanı bulunur. Bu katman yüksek ısı ve basınca maruz kaldığında yumuşayıp eriyebilen, sıcak, yarı katı maddelerden oluşmuştur. Katı litosfer tabakasının, yavaşça hareket eden astenosfer tabakası üzerinde yüzdüğü ya da hareket ettiği düşünülmektedir. Bu katmanın altında yüksek sıcaklıkta, yarı katı kayalardan oluşan yaklaşık 2.900 km kalınlığında manto denilen bir tabaka vardır. Kabuktan daha fazla demir, magnezyum ve kalsiyum içeren manto daha sıcak ve yoğundur; çünkü dünya'nın içindeki ısı ve basınç derinlikle birlikte artar.

Dünya'nın merkezinde de neredeyse mantonun iki katı yoğunlukta olan çekirdek yer alır. Bu yoğunluğun sebebi içeriğinde kayalardan çok metaller (demir-nikelalasimi) bulunmasıdır. Dünya'nın çekirdeği ise iki ayrı parçadan oluşur: Biri 2.200 km kalınlığında olan sıvı dış çekirdek, diğeri de 1.250 km kalınlığındaki katı bir iç çekirdek. Dünya döndükçe sıvı dış çekirdek dünya'nın manyetik alanını oluşturur.

Her şeyden önemlisi, XX. Yüzyıldaki teknoloji ile tespit edilebilen bu bilimsel gerçeklerin kur'an'da yerelması kur'an'ın çok sayıdaki mucizesinden sadece birkaçıdır.

yarılan yeryüzü

"dönüşlü olan göğe and olsun. Yarılan yere de." (tarık, 86/11-12)

Yukarıdaki ayette geçen arapça "sada" kelimesi türkçede "çatlama, yarılma, ayrılma" anlamlarına gelmektedir. Allah'ın yerin yarılması üzerine yemin etmesi, başka bir kur'an mucizesidir.
1945-1946 yıllarında, bilim adamları mineral kaynaklarını araştırmak için ilk kez deniz ve okyanusların diplerine indiler. Araştırmaların da dikkati çeken en önemli noktalardan biri dünya'nın kırıklı yapısı oldu. Dünya'nın dış yüzeyindeki kayalık tabaka; kuzey-güney ve doğu-batı doğrultulu olup, on binlerce kilometre uzunluğunda çok sayıda geniş çatlak (fay) ile yarılmıştı. Yeryüzünün bu kırıklı yapısı sayesinde, önemli miktarda ısı dışarı atılır ve erimiş kayaların büyük bir kısmı okyanuslardaki tepeleri oluşturur. Eğer yeryüzünün, kabuğundan yüksek miktarda ısının dışarı çıkmasına olanak veren bu yapısı olmasaydı dünya üzerinde hayat imkansız olurdu. Çünkü bu durumda yer kabuğunun altından çıkış noktası bulamayan ısı, çok büyük miktarlarda olumsuz nükleer etki meydana getirecekti.
Hiö bir ş.

Dediklerinin hiçbir geçerliliği yok, kutsal kitaplarda anlatılan mucize diye sanılan tüm bilgiler eski insanların bildiği şeyler. Diğer medeniyetler hakkında bilgileri olmadıkları için okudukları onlara mucize geliyor.

Bu da klasik yalanlarınızdan ne zaman ki bilim evrenin genişlediğini buldu, sizler bunu kitaba uyarladınız.

Eki Görüntüle 735264

Bu yorumu yapman senin konu hakkında ne kadar yetersiz bilgiye sahip olduğunu gösteriyor. Denizlerin hepsi de birbirine karışır, aralarında bir perde falan da yok. Hiç araştırmadınız için şaşırmıyorum bu yorumlara.


Bu da tamamen yanlış bir bilgi. Canlılar arasında cinsiyetsiz olan canlılar mevcut, çift cinsiyetli canlılar var ayrıca. Bu da bilimsel bir yanlış. Bu yanlışları savunmaya devam et.

Bu embriyor meselesi de daha önceki dönemlerden bilinen bir durumdu, bakınız.
Eki Görüntüle 735275

Umarım daha fazla mucize aramak yerine mezopotamya medeniyetlerini, bu iddiaların nereden geldiğini araştır.

Hiçbir şey tesadüfen oluşamaz. Hele bu evren ve insansa Allah bizi yarattı, ölünce tekrar dirilip cennet ve cehenneme gideceğiz.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı