Kuş-Uçak Çarpışması

Düşük irtifada uçan küçük uçaklar için en büyük problem kuşlardır. Nispeten daha yüksek irtifalara çıkabilen daha büyük uçaklar ve yolcu uçaklarında kuşlar sadece iniş ve kalkış safhasında problem yaratıyor.

Pilotların soğukkanlı olması ve baskı altında olduklarında verdikleri ve verecekleri kararlardan etkilenmemesi gerekiyor. Bir pilotun aklında kredi kartı borcu olmamalı yani milyonluk makineyi uçururken, aksi taktirde o adam uçuşa odaklanamaz. Bu yüzden pilotlar, gemi kaptanları iyi kazanır.
 
Çok korkutucu.
1610387502480.png


@painkiller kuşun yaşıyor olma ihtimali var mı hocam?
 
Genelde pervaneli uçaklarda sürat daha düşük olduğu için kuşun uçağı görmesi/duyması için zaman vardır ve daha az kaza yaşanır, türbin motorlu uçaklarda daha yüksek süratler sözkonusu olduğu için kuşun pek kaçacak veya olayın farkına varacak zamanı olmuyor, pervaneli bir uçakta böyle bir kazanın yaşanmış olması ilgi çekici, ancak hiçbir şey imkansız değil görüldüğü üzere.
 
Çok korkutucu.
Eki Görüntüle 830500

@painkiller kuşun yaşıyor olma ihtimali var mı hocam?
Bu kuş yaşamıyordur da bir video vardı kuş kokpitten geri çıkıp gidiyordu ama kanadı kırılmıştı:)
pervaneli bir uçakta böyle bir kazanın yaşanmış olması ilgi çekici,
Aslında çok da ilginç değil çünkü gökyüzü onlara ait, biz onları rahatsız ediyoruz. Bu yüzden kazalar yaşanabiliyor:) Pervaneli uçaklarda özellikle pervane palleri kuşun ilk darbesini aldığı için kokpit camına ulaşmaları biraz ilginç olabiliyor ama:) Genelde kan kaplıyor camı, nadiren kuş içeri giriyor. Burdaki kuş özellikle yavaş çekime bakarsan aşırı büyük yani pervanede ölmüş olsa bile ağırlığı ve çarpa hızı onu cama çarpmaya kadar götürebilmiş.
Kuşun durumu hakkında bilgi sahibi olan var mı peki? Pilotlar iyi ki atlatmış ama kuşun durumunu da merak etmiyorum değil.
Ölmüştür diye tahmin ediyorum:)
 
Gerçekten hiç kolay bir iş değil, kokpitte ölmek üzere son çırpınışlarını yapan-ölü bir kuş varken sakin bir biçimde panik yapmadan indirmek herkesin harcı değil.

Geçenlerde okumuştum Webtekno'da, kuşlar uçağa çarptığı zaman mermi görevi görüyormuş.
 
Antalya'dan bir akşam kalkışımda (hava kararmıştı) tam rotate esnasında (V1 sonrasında burnu yerden keserek uçağı kaldırma hareketi) bir kuşa çarptım, o saatte güvercin falan uçmaz muhtemelen baykuş gibi gececi bir kuştu, motora kaçmamış olması şanstı, yine de bu kadar güzel bir hayvanı canından ettiğim için üzüldüm ancak kalkışı iptal edemezdim, zaten hayvancağızı da görmedim, görsem de bir şey değişmezdi ne yazık ki. İzmir'e indiğimde uçağı kontrol ettiğimde radome (uçağın burnu yani:) üzerinde kan vardı. Dediğiniz gibi kuşlar gökyüzünün asıl sahipleri ancak bizim de hızlı ulaşıma ihtiyacımız var, İzmir'den Kars'a 2 saatte gitmek varken kuşlara saygımızdan 2 günde gitmeyi de istemiyoruz, insanoğlu olarak biraz konformistiz sanki :)
Bu arada pilotaj eğitiminde ve simülatörde öyle olaylarla karşılaşıyorsunuz ki bir yerden sonra bu durumları kanıksıyor, serinkanlı oluyorsunuz. Zaten simülatörün ve eğitimin amacı da sizi bu tarz istenmeyen durumları hazırlamak. Yoksa uçuşun kendisini mevcut eğitimimin %20'si ile de yaparım, kalan bilginin %80'i bu tarz istenmeyen durumlar için.
Ayrıca insan garip durumlarla karşılaşınca farklı bir düşünce tarzı da geliştiriyor, mesela eğitimden yeni release olmuştum ve daha 1.5-2 aydır kaptanla yalnız başıma uçuyordum (ondan öncesinde arkada safety pilotu vardı vs.), bir gece yarısı İzmir'den Köln'e gittik ve Köln'de meydan üzerinde son derece tehlikeli dikey oluşumlar/CB vardı (çok acayip bulutlar yani:), kule inişleri belirsiz bir zamana kadar askıya aldı, havada beklemeye başladık, yaklaşık yarım saatlik bekleme yakıtı ayırmıştık kendimize, bekleme yarım saatten uzun sürerse Düsseldorf'a iniş için yakıt ve zaman planlaması yaparak Düsseldorf'un güncel bilgilerini sistemden çekmeye başladım, o esnada yolcu da işkillenmeye başladığı için kaptan kontrolleri bana vererek yolcuya anons geçmeye ve durumu açıklamaya başladı. Ben daha 1.5 aylık aktif uçucu olarak o anda düşünmeye başladım "şu anda bu kaptan kalp krizi geçirse ne yaparım" diye. Evet çok düşük bir ihtimal ancak bunlar da geçmişte yaşanmış şeyler, o kokpitte bir anda tek başınıza kalabilirsiniz, kaptanın veya sizin bir anda bayılmayacağınızın hiçbir garantisi yok, o esnada ne şart altında olursanız olun kaptan olmasa da arkanızdaki 193 kişiye (189 yolcu + 4 kabin görevlisi) , şirketinize, kendinize ve sevdiklerinize karşı sorumluluklarınız aklınızdan geçmeye başlıyor. O esnada aklımdan neler geçtiğini ben bilirim yani :)
Uzun lafın kısası: Ya bu deveyi güdeceksin, ya bu diyardan gideceksin. Havacılıkta tüm eğitimler anormal durumlara karşı verilir zaten, anormal durumları öğrenirken arada normal uçmayı öğreniyorsun, ben normal veya simülatör eğitimlerimde dümdüz/standart uçmak için ders verildiğini hatırlamıyorum, ya eğitimde motorlardan biri patlıyordu ya da uçağın bir yerlerinde yangın çıkıyordu. O sebeple yukarıda anlattığım Köln örneği gibi, soğukkanlı olmamak gibi bir şansınız yok, o anda her şey sizin ellerinizde kalabilir, amaç zaten herşey sizin ellerinize kalsa da o uçağı ve içindeki canları sağlıkla ve güvenle yere tekrar indirebilmek.
 
Gerçekten hiç kolay bir iş değil, kokpitte ölmek üzere son çırpınışlarını yapan-ölü bir kuş varken sakin bir biçimde panik yapmadan indirmek herkesin harcı değil.

Geçenlerde okumuştum Webtekno'da, kuşlar uçağa çarptığı zaman mermi görevi görüyormuş.
Aynen öyle. Uzaktan görüp kaçarım diye düşünebilir insan ama o kadar anlık ve şiddetli oluyor ki olay parmak şıklatmak kadar bir süre resmen:)
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Geri
Yukarı