IBM 3090 VF
Hectopat
- Katılım
- 22 Mayıs 2018
- Mesajlar
- 155
Sizin sübjektif görüşünüzdür bu. Siz Arapça dilbilim uzmanı mısınız ki, onun bir saçmalık olduğunu iddia edebiliyorsunuz?Hürufu Mukatta mucize değil tam bir saçmalıktır.
Bu iddianızın temelsizdir. Bu konuda bir uzmanlığınız var mı da bunu iddia edebiliyorsunuz? Ciddi bir araştırma varsa buyrun söyleyin de inceleyelim.Hürufu Mukatta'nın anlaşılması için tek başına Kabala yeterli olur.
Kur'an kitabından önceki zamanlarda o zamanki elçilere de çeşitli sayfalar gönderilmişti. Kur'an ise elbette aynı kaynaktan geldiğine göre benzer konulardan bahsedilmiş olması gayet mümkün ve doğalken, bozulmuş olan Tevrat, Avesta ve İncil'dekilere benzer bazı kısımların görülmesi sizi yanıltmıştır. Çünkü bu kitapların da aynı şekilde kendilerinden önceki kitap ve sayfalardan benzer bölümleri taşıması gayet mümkün ve doğaldır. Fakat Kur'an kitabı en son gönderilen kitap olduğu için öncekiler iptal olmuştur. Din baştan beri tektir, Allah'ın varlığı ve tek olması savunulmuştur. İlk gönderilen sayfalardan son gönderilen kitaba kadar sonrakilerin öncekilerden benzer bölümler taşıması gayet beklenir, mümkün ve doğal bir gidişattır, çünkü kaynak aynıdır: Allah! Burada hiçbir mantıksızlık yoktur ama siz son kitabın Tevrat ve Avesta'dan alıntı olduğunu zannetmektesiniz.Bunun yarısı Tevrat ve Avesta'dan alınmış.
Söylediği sözler, Onun var ve tek olduğu, insanları başıboş ve amaçsız yaratmadığı, hayatta iken uymaları gereken emir ve yasaklar ile hayattan sonra ne olacağı ile ilgilidir. Özellikle hayattan sonra ne olacağı hayatta iken yapılanlara bağlı olduğu için insanlar açısından hayattan sonraki canları için son derece önemli, dokunur ve acıtır sözler söylemiştir, çünkü herkes sadece bir kez hayatta kalacak ve dönüşü olmayan hayattan sonraki evreye geçecektir. Bu sözleri dişe dokunmuyor mu acaba, yâni önem taşımıyor mu acaba? Sizi daha başka nasıl ikaz etseydi acaba? Kur'an kitabında orijinal bir ayet olmadığı iddianız tamamen geçersiz ve temelsizdir. "Kopyala-yapıştır" yapılmadı her halde, elbetteki hepsi orijinaldir yâni elçinin dili aracılığıyla duyurulmuş, ezbere alınmış ve ölümünden sonra da yazıya geçirilmiştir. Siz nevzuhur bir allame-i cihan mısınız ve hangi donanım ve yetki ile hangi uzmanlıkla o kitapta bir tane orijinal ayet yok diyebiliyorsunuz? O zamanki Arapça diline ne kadar hâkimsiniz ve nasıl bir uzmanlığınız var da onun çelişki barındırdığı ve acımasız olduğu gibi garip sonuçlar elde edebiliyorsunuz?Allah o kadar yüce de büyükte niye insanlığa dişe dokunur bir söz söylememiş. Kuranda orijinal olan bir tane ayet yok. Hocam ben sizin aksine bir çok kutsal kitabı defaatle okudum ve şuna eminim ki içlerinde en çelişki barından, en acımasız olan Kuranın kendi.
Kendi fikrimi çürüttüğüm iddianızın kendisi çürük olmasın? Her dilde başka dillerden gelen kelimeler olabildiği eskiden beri bilinen bir şey değil midir? Arap edebiyatı tarihçilerinin belirttiği gibi kitaptaki Arapça'nın anlaşılır ama farklı bir üslup taşıması ve bazı kişilerin bazı ayetlerin anlamlarını bu yüzden elçiye danışılabileceği ihtimali size niye garip geliyor?Kendi kendini çürütüyorsun başka bir şey değil! Biz size kuranı açık bir Arapça olarak indirdik diyen Allah'ın kitabındaki bir çok kelimesi Arapça değil zaten. Nebatice, Habeşçe, Süryanice hatta eski yunanca dahil bir çok dilden alıntılar vardır
Tepkisel davranmanız, hatalı değerlendirmelerinizden kaynaklanıyor gibidir.
Dostum Evreni sizin zannettiğiniz gibi yaratılmamış olarak düşünmek de, tıpkı sizin ifadenizle sallamaktan başka bir şey olmasın sakın? Ölümden sonraki hayat daha doğrusu hayattan sonrası için hiç bir bilimsel veri elde etmen teknik olarak mümkün değilken safsata olarak nitelemen ne kadar mantıklı acaba? Fizik ötesi için bir veri elde edilemeyeceği için o halde yoktur sonucuna varmak kesinlikle yanlış bir çıkarımdır.Bu kadar güzel bir evrenin nasıl olduğunu tam olarak bilemiyorken onu yaratılmış gibi düşünmek sallamaktan başka bir şey değildir. 50 sene boşa yaşadın, insanlar bu gerçeği kabul etmedikleri için ölümden sonraki hayat saftsatasını çıkardı.
Size fizik ötesi olduğu halde yok diyemeyeceğin ama varlığını da fiziksel olarak kanıtlayamayacağın bir varlık olarak tek başına insan kişiliği veya bilincini örnek vermek istiyorum. Ünlü filozof R. Descartes'in meşhur "Düşünüyorum öyleyse varım." sözünü umarım duymuşsunuzdur. Düşünen o varlık, insanın maddî yapısı olan vücudu değil madde ve enerji ötesi soyut bir varlık olan ve dilbilgisinde "Ben" zamiri olarak bilinen varlık yâni insanın kişiliği ve bilincidir. "Ben" zamiri, hem hiçbir fiziksel ölçüm ile izole edilip incelenemeyen ve bu yüzden de hakkında bir teori oluşturulamayan soyut bir varlıktır yâni fizik ötesidir, hem de var olmadığı söylenemeyeceği için aslında gerçek bir varlıktır. İşte bu yüzden İsa'dan önce 384-322 arasında yaşamış olan ünlü filozof Aristo da insanın madde ve ruh olarak iki bileşenden oluştuğu dile getirmiştir. Filozof R. Descartes de benzer görüştedir. Gördüğünüz bir insanın kişiliği ve bilincinin olmadığını söyleyemezsiniz, çünkü var olduğunu bilmektesiniz. Gördüğünüz bir insanın vücudu maddesel bir varlıktır ve canlı olduğu için de biyoelektriksel enerji üretmekte ve bununla hareket etmektedir. Aslında insan vücudu, duyu organları ile ortama uyum sağlayan çok değerli bir maddî varlıktır. Ama onun diğer bileşeni olan ve muhatap aldığımız kişiliği yâni bilinci ise madde ötesi bir varlıktır çünkü onun madde veya enerji formunda olmadığı açıktır. İnsanın vücut anatomi atlası vardır çünkü insan vücudu, gövde-organ-doku-hücre-molekül-atom-atom çekirdeği-kuark sıralaması ile temel yapıtaşlarına kadar indirgenebilir. Fakat insan kişiliği veya bilinci için böyle bir indirgeme işlemi yapılamaz çünkü o ne madde formundadır ne de enerji formunda olup kuantum denilen enerji formundaki temel yapıtaşlarına indirgenemez.
Sizin vücudunuz madde ve enerji formunda canlı gerçek bir varlıktır. "Ben" dediğiniz kişiliğiniz, bilinciniz ise aslında ne madde ne de enerji formunda olmadığı halde yâni hakkında hiçbir fiziksel gözlem ve ölçüm ile veri elde edilemeyeceği hâlde kesinlikle vardır. Demek ki, genel olarak fizik ötesi olan bir varlık için elde veri olmadığına göre yoktur demek, kesinlikle yanlış bir çıkarımdır. İşte tam da bu yüzden hayattan sonrası için safsata olduğu görüşü geçersiz hâle gelmiştir
Son düzenleme: