Ölümden sonra ne oluyor?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bunu bizzat test edebilirsin, deneyimlerini bizimle paylaşmayı unutma.
 
Konuyla ilgili bir gerilim filmi de vardı eskiden merak edenler için, Flatliners diye. Yenisi de çekildi yeni dönemde. Ölümden sonrasını merak edip deneyimlemeye çalışan bilim insanlarını konu alıyordu.
 
Gitmek isteyenler için; Işıklardan sağa dönün orada uçurum olacak.
 
Hocam işin dalgasız yanı da bir sürü görüş ve inanış vardır ölüm ile ilgili. Her inanışın sonucunda ölümün sebebi ölmemektir. Bence ruh ve madde ile ilgili bir ölüş ve geri dönüş olayı vardır. Bana göre açık olayım reenkarnasyon kuranın ve incilin ölüm sonrasında yaşamından daha bilimsel ve daha mantıksal geliyor. Ama çoğu ölüm ve ölüm sonrası yaşam bilim kurgu filmi gibidir. Başrol biziz aga
 
''Ölümden sonra ne olacak?'' sorusu gibi ''Evreni kim yarattı?'' sorusu da başlangıçta metodolojik olarak hatalı bir sorudur. Zira soruda ''yaratma'' eylemi a piori bir kabulle sorulmaktadır. Soruyu soran, evrenin yaratılmış olduğunu kabul eder ve mutabına bu eylemi gerçekleştiren özneyi sorar. Oysa bu soru sorulmadan evvel muhatabına ''Evren yaratılmış mıdır?'' sorusu sormalıydı.


Örnekte olduğu gibi ölüm ve sonrasıyla ilgili araştırdığımız sonuçtan evvel, nedeni var eden neden üzerine düşünerek ön kabul tuzağına düşmemeliyiz.

Sorudaki hataya dair, ölümden sonra olacak olanın ne olacağını soruyoruz. Oysa ölüm yaşamın içinde gerçekleşmiyor. Nasıl ki suyun içinde ateş yanmazsa, su ateşi söndürür ise ölüm de yaşam için yok edici bir güçtür. Dolasıyla yaşamın şartlarıyla ölümü düşünüp sorgulamamamız bir hatadır. Olacak olanın olması için, olanın olduğu şartları, olacak olan da taşımalıdır.

Eğer sorumuzun hatalı olduğunu kabul etmiyorsak, yine bir ön kabulle ölümden sonra zamanın, mekanın, algılayabilen bilinçli bir benin olması zorunluluğunu kabul etmeliyiz. Kabul ediyor muyuz? Kabul ediyorsak bu aşamadan sonra nihayet felsefe devreden çıkar ve son derece teolojik varsayımlarla konuşabiliriz. Örneğin ''ruh'' denilen bir kavrama sarılabiliriz. Sonrası zaten hazır. Dinler ve spritüel inanışlar imdadımıza yetişir.

Eğer zaman, mekan ve özneye ait bir bilinç yok ise olacak olanın olması Epikuros'un da söylediği gibi bizi ilgilendirmez.

Şimdi, mesele eğer ölüm ve sonrası ise ölümü ve sonrasını değil, ölümü var eden nedeni sorgulamalıyız. Doğmayan insan ölemeyeceğine göre, doğmadan evvelki ''ben'' üzerine düşünmek ölümden sonra benin ne olacağı sorusunun cevabına yaklaştırabilir. Ayrıca nasıl ki ölümü ve ötesini düşünmek insanı varoluşsal krizlere sokup anlam arayışına, dolasıyla teolojik tesellilere itiyorsa, doğum ve öncesini düşünmek de böyle tesellilerden uzaklaştırabilir.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı