Hapse giren hüküm yemiş (Ağırlaştırılmış müebbet diyelim) bir insan umutludur, çünkü: kaybedecek bir şeyinin kalmadığını ve oradan çıkacağını her gün umut eder (Ne yazık ki filmlerdeki gibi kaçılması düşük bir ihtimaldir).
İdam cezasına çarptırılmış bir mahkum ise günü gelene kadar, yaptıkları veya yapmadıkları, pişmanlıkları (Suçsuz da olabilir, en kötüsü de budur) her dakika gözünün önündedir. Öleceğini artık kafasında bitirdiği için özgür insandan daha da özgürdür. Hiçbir şeyi kafaya takmaz, çok rahattır. Gerçekten suçlu ise ondan rahatı ve ondan özgürü yoktur (Öldüğünde günahlarından arınacağını insanların ahirette peşini bırakacağını sananlar vardır ki bunlar en rahatıdır).
Şöyle cevap vereyim: "Suçlu" için ikisi de aynıdır. Dört duvar arasında ömür bitirmekle, dört duvar arasında ömrünü yitirmek aynı şeylerdir.
Suçsuz bir insana tabiki "İDAM" daha ağırdır. Çünkü: hapse atılsa, dosyalar veya dökümanlar yeniden gözden geçirilebileceğinden, çıkabileceği olasılığı her zaman vardır.