Tanrının ihtiyacı

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Hiçbir şeyi kesin olarak bilme gibi bir şey söz konusu değildir. Felsefi tartışmalarda önemli olan rasyonelliktir. Örnek vermek gerekirse İncil'in değiştirildiğine dair herhangi bir arkeolojik çalışma veya tarihi kayıt bulunmuyor. İncil'in değiştirilmediği iddiası değiştirildiği iddiasından daha rasyoneldir. Bu nedenle analitik bir yaklaşımla daha rasyonel olana yönelmek daha makuldür.
Ben de ondan bahsediyorum bir nevi. Ama şahsi görüşüm, rasyonellik dediğinde kişisel görüş içerebilir. Yani "İncil'in değiştirilmediği iddiası değiştirildiği iddiasından daha rasyoneldir" cümlesi başka birisine göre tam tersi de olabilir. O yüzden bu tür konuları aşırı gereksiz buluyorum. İnancını belirlemek isteyen zaten belirler.
 
İnanç insanın fıtratında vardır. Sorgulamakta fıtratta vardır. Bundan dolayı insanlar tarih boyunca her şeyi sorgulamış ve bir şeylere inanmak istemişlerdir. Allah, mülkün sahibidir. Mülkünde istediği tasarrufu yapabilir. İnsan acizdir, muhtaç olduğu şeyler vardır. Allah ise hiçbir şeye muhtaç değildir.

Allah insanlara bu kadar nimetin karşılığında kendisini zikretmesini istiyor. Bu ihtiyaçtan kaynaklı değildir. Zira Allah'ta işitir, görür. Fakat insanın işittiği gibi işitmez, gördüğü gibi görmez.
İnanç fıtrat değil korkudur. inanç, insanlığın açıklıyamadığı olayları bir yaratıcıya bağlamasıdır. tabi bilim,felsefe tüm bunları yok etti.
 
Yine gereksiz, çoluk çocuğun sağdan soldan duyma bilgilerle birbirlerine kendi düşüncelerini kabul ettirme konusu açılmış. Artık isteyen istediği bilgiye erişip istediğini okuyabiliyor. Kimse kimseye bir şeyi anlatma ve kabul ettirme durumunda değil. İsteyen istediğine inansın. Herkes kendi içinde neyi yaşıyorsa yaşasın. Hiçbir şeyi siz başlatmadınız, hiçbir şeyi de siz bitiremeyeceksiniz.
 
İnanç fıtrat değil korkudur. inanç, insanlığın açıklıyamadığı olayları bir yaratıcıya bağlamasıdır. tabi bilim,felsefe tüm bunları yok etti.

Korkuyla alakalı değildir. Dinler inmeden önce de insanlar çeşitli şeylere inanıyorlardı. Put yaptılar, putlara inandılar. Güneşe taptılar, Aya taptılar. Fakat o zaman cehennem cennet kavramları bile yoktu. Bu adamlar Güneşe taparken korktular mı? Hayır.
 
Yine gereksiz, çoluk çocuğun sağdan soldan duyma bilgilerle birbirlerine kendi düşüncelerini kabul ettirme konusu açılmış. Artık isteyen istediği bilgiye erişip istediğini okuyabiliyor. Kimse kimseye bir şeyi anlatma ve kabul ettirme durumunda değil. İsteyen istediğine inansın. Herkes kendi içinde neyi yaşıyorsa yaşasın. Hiçbir şeyi siz başlatmadınız, hiçbir şeyi de siz bitiremeyeceksiniz.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Sizin de bilgilerinizden faydalanalım.
 
"Peki tanrı, zaten her şeye sahipken neden biz gibi aciz varlıklar yarattı?" dedim. Bana, "Öncelikle insan aciz değildir, Allah yaratılanlar arasında en mükemmel varlığı insan kıldı. İkinci olarak da, her şeyi olan bir varlık da bu sahip olduklarının anılmasını istemez mi?" dedi ve benim de kafama yattı bu durum.

İnsanın yaratılan en mükemmel varlık olduğunu düşünen bu kafa; Orta Çağ'da Güneş Sistemi'nin dünyanın çevresinde döndüğünü söyleyen ve dünyayı evrenin merkezine koyan kafa ile tamamen aynı düşünce yapısında. Astronomi bazı şeyleri kanıtlamamış olsa bu kişiler hala aynı şeyleri savunmaya devam ederdi. Teleskoplar insanlığa özel olmadığını ve önemsizliğini öğretmiş olmasına rağmen insan merkezli düşünmeye devam etmek cahillik.
 
Yine gereksiz, çoluk çocuğun sağdan soldan duyma bilgilerle birbirlerine kendi düşüncelerini kabul ettirme konusu açılmış. Artık isteyen istediği bilgiye erişip istediğini okuyabiliyor. Kimse kimseye bir şeyi anlatma ve kabul ettirme durumunda değil. İsteyen istediğine inansın. Herkes kendi içinde neyi yaşıyorsa yaşasın. Hiçbir şeyi siz başlatmadınız, hiçbir şeyi de siz bitiremeyeceksiniz.
E reis sen de bitirmedin?
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı