Tanrının ihtiyacı

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Albert Einstein'in arılar olmazsa dünyanın 4 yıl içinde yok olacağını söylemesi ve sizin de evrimin milyon yıllar süren bir süreç sonucunda gerçekleştiğini söylemeniz ne kadar saçma. Bu evrim denen şey milyon yıllar boyunca sürüyorsa dünyanın ekosistemini hiçbir canlı gelişimini tamamlamamışken kim sürdürmüş? Gene kendinizle çelişiyorsunuz gibi hocam. Cevabınızı bekliyorum.
Hayır hiçbir şeyle çelişmiyorum. Öncelikle detaylıca araştırman gerek. Birleşik Krallık Ekoloji ve Hidroloji Merkezinden arılar üzerinde uzmanlık yapan Dr. Michael Pocock Einstein'ın öyle bir şey söylediğine dair hiçbir kanıt olmadığını dile getiriyor. Ayrıca arılar yok olsa, sadece arılar değil tozlaşmayı sağlayan tüm böcek ve canlılar yok olsa bile dünyanın sonu falan gelmez diyor. Mısır gibi patates gibi çim gibi ağaç gibi bitkiler tozlaşmayla çoğalmıyorlar, arıların katısı olmuyor. Elbet çok büyük etkisi olurdu ancak hiçbir şeyin sonu olmazdı.

Ayrıca arılar da bitkiler de diğer hayvanlar da hep birlikte evrimleştiler, birbirini etkilediler, birbirleriyle iç içe evrimleştiler. Çiçeklerin böyle güzel ve dikkat çekici olmalarının sebebi zaten arı gibi, insan gibi hayvanların dikkatini çekmek. Arı hiç evrimleşmeseydi belki de çiçekler şu anda oldukları gibi olmazlardı, anlatabildim mi? Çiçeklerin şu anki gibi gelişmesinin sebebi arı gibi canlıların varlığı.

Ben evrim uzmanı veya biyolog değilim, mühendisim. Aklındaki her soruyu cevaplayamam, kendin araştırmalısın. Sana tek bir şey söyleyeyim: Evrim günümüzde bilimsel olarak kanıtlanmış bir doğa yasasıdır, evrim teorisi ise bu doğa yasasının nasıl gerçekleştiğini açıklamaya çalışan uzun süreli gözlem ve kanıtlarla desteklenen bir teoridir. Aynı yerçekimi kanunu ve kütle çekim teorisi gibi. Kütle çekim teorisi, yerçekimi kanununu uzun süreli gözlem ve deneylerle açıklamaya çalışan bir teoridir.
Şu kanıya nasıl vardınız anlayamadım hocam. Şunu sorayım size, eğer dinimiz zina yapmanıza, içki içmenize, kumar oynamanıza, adam öldürmenize, namaz kılmamanıza(kısacası hiçbir ibadeti emretmese) izin verseydi ve size ölümünüzden sonra cennete gideceğinizi söyleseydi gene de inanmayacak mıydınız? İnanacaktınız.
Hayır inanmayacaktım. O saydıklarının hiçbirisini yapmıyorum, ateistim. Bir kere düşünce şekliniz tamamen yanlış sizin. Adam ateistse her kötülüğü yapar diye düşünüyorsunuz. Ahlakın sadece dine özgü olduğunu düşünüyorsunuz. Bu saçmalıktan da öte bir şey.

Ateistim; içki içmem, sigara içmem, zina yapmam, kumar oynamam, hırsızlık yapmam, kavga etmem, sizin kul hakkı dediğiniz şeyi asla çiğnemem, hayvanları severim ve 3 hayvanı evime alıp hayatını kurtardım şu ana kadar. Hiç kimse din içki içme dediği için ateist olmaz, dini inkar etmez. Hepimiz içkinin hem vücuda hem de zihne zararlı olduğunu biliyoruz.
 
Bu evrim denen şey milyon yıllar boyunca sürüyorsa dünyanın ekosistemini hiçbir canlı gelişimini tamamlamamışken kim sürdürmüş?

"Evrimini tamamlamamis" diye bir sey yok. Her canli fonksiyonel sekilde hayatini devam ettiriyor.

Senin ve benim gozum kartal gibi gormuyor ama hayatimizi surdurmemize hic bir engel degil bu durum, hatta gayet de yetiyor.

Katarakt da olsak bunu cozuyoruz, hipermetrop olsak da cozuyoruz. Evrimsel surecin her asamasi, onceki asamasina gore daha kolay adapte olmani saglasa da gorevini yerine getiremedigi anlamina gelmiyor. Evrim kordur; gelecek nesildeki insanlarin gozleri bizlerden daha "kotu" gorecek sekilde evrimlesebilir fakat bunu kompanse edecek farkli bir mekanizmamiz olacaktir. Belki gelismis teknolojiyle kompanse edecegiz, belki zaten buna gereksinimimiz kalmayacak ( Cok uzaklara bakmamizi gerektirecek durum olmayacak vs ). Evrim X noktasindan baslayip Y noktasinda biten ve X ile Y arasinda hic bir ise yaramayan canlilar anlamina gelmiyor. Her nokta fonksiyonel ve adaptif.

Dogal seleksyonun olayi bu zaten, ekosistemde yeri olmayan canli zaten var olmuyor.
 
Son düzenleme:
Daha düzenin ne olduğunu bilmiyorsunuz. Çıkmışsınız yıldızlar patlıyor insanlar sakat doğuyor bu mu düzen diyorsunuz. Kendi istediğinize inanabilirsiniz lakin evrim kadar tesadüflerin üstüne kurulmuş bir inanç yapısına bu denli tutunmak çok mantıksız. Ben yazacaklarımı yazdım. Hala arılar bunu isteyerek yapmıyor vs diyorsunuz. İstediğinize inanabilirsiniz. Arıların istemeden bal yaptığına da inanabilirsiniz. İyi günler size hocam. Bu arada düzenin tanımı da şudur;

Yapısal bir durumun kanunlara, ilkelere, yapılara ve kurallara tabii olmasıdır. 2.ci tanımı ise somut varlıkların bulundukları yerlere homojen olarak dagılmasıdır. İki tanımı da düşününce size şunu soruyorum; Buna aykırı bir olay gördünüz mü? Yani hiçbir yıldızı olmaması gereken bir yerde gördünüz mü? Sakat insanların düzene aykırı olması ile ilgili bir durum yazıyor mu burada? Sakat insanlar da bu düzenin bir parçasıdır. Dinimizce sakat olmanın tanımı bir insana kendisinden alınanın Allah tarafından kendisine kat kat fazlasıyla verileceği ve insanların gözüne inen ülfet perdesinin açılması içindir. Yani kısacası bu patlamalar vs diye kendinizi kandırmaya çalıştığınız şeyler de bu düzenin dönmesi için gereklidir ve hepsinin bir yaratılış amacı da vardır. Sizden de isteğim bir daha insanlara yıldızların patlaması düzen mi? Diye sormayın. Bilen birinin bulunduğu ortama denk gelirseniz cahilliğinizle sizi rezil eder.
Kime göre düzen diye bir soru çıkıyor burada. Kimin estetiğine göre bu bir düzen? Evrim bir inanç yapısı değildir ayrıca. Biyoloji bilginizi geliştirin daha sonra tartışırız. İçi boş iddialarla gelip duruyorsunuz.
İnanmıyorlar hocam. Aslında inanmayan insanların açıklamadıkları asıl sebeplerine bakarsak, Nefs'lerinin rahatsız olmadan günaha girme ve benlik isteğinden dolayı inkar yolunu seçtikleri belli oluyor. Daha savunamadıkları görüşleri Allah'ın yokluğunun delili olarak görüyorlar. Bediuzzaman hazretlerinin de dediği gibi; her günahta inkara giden bir yol vardır. Bu arkadaşlar da günahlarından kurtulamadıkları için dinlerinden kurtulma yolunu seçmişler. Allah kurtarsın diyelim. Biz elimizden geleni yaptık.
Neyi savunamadım? Karşı argüman bile sunmamışsın bir de benim rahatsız olmadan günaha girmek istediğimi söylemişsin. Yine argüman sunmayıp karşıyla dalga geçen müslüman örneğiyle karşılaştık.
Arkadaşlar benim cevaplarıma boşuna cevap atmaya zahmet etmeyin ben müslüman bir birey olarak elimden geleni yaptım lakin sizler yazdığım cevapların tam anlamından ziyade bir cümlesine cevap veriyorsunuz ben ise sizin cevaplarınızın tamamına cevap veriyorum. Sonra verdiğim cevap karışından konuyla alakasız cevaplar veriyorsunuz. Sizin delilleriniz yetersiz ve tartışma ahlakına aykırı davranıyorsunuz bu yüzden size iyi günler sağlıklı kalın.
Neye cevap verdin kardeşim? Argüman sunamayınca tırtır ederek Allah'a havale edip gittiniz olan bu.
Albert einstein'in arılar olmazsa dünyanın 4 yıl içinde yok olacağını söylemesi ve sizinde evrimin milyon yıllar süren bir süreç sonucunda gerçekleştiğini söylemeniz ne kadar saçma. Bu evrim denen şey milyon yıllar boyunca sürüyorsa dünyanın ekosistemini hiçbir canlı gelişimini tamamlamamışken kim sürdürmüş? Gene kendinizle çelişiyorsunuz gibi hocam. Cevabınızı bekliyorum.
Ya kardeşim bir tarafınızdan uydurduğunuz lafları birilerine mal edip durmayın. Arılar olmazsa 4 yıl içinde dünya yok olmayacak ve Einstein da böyle bir şey demedi. On Einstein, Bees, and Survival of the Human Race - Bees, Beekeeping & Protecting Pollinators | Honey Bee Program Dünya'nın ekosistemini nasıl bir şey zannediyorsun sen? Yaşamın ilk başlangıç yeri sudur. Kambriyen döneminden kalma hatrı sayılır su canlısı var. Daha sonradan dünyanın üzerinde bugün atmosfer dediğimiz tabakanın oluşmasıyla bazı canlılar karada yaşamaya başladılar. CANLILAR GELİŞİMİNİ TAMAMLAMAZ. Evrimin amacı canlıyı son formuna ulaştırmak değildir ve son form diye bir şey yoktur. Evrim canlıyı geliştirmeye de çalışmaz, sadece neslinin devamını sağlar. Neslinin devamını sağlamak için gereken en iyi yol neyse doğal seçilim ile o yol korunur.
Evrim nedir şunu öğrenip de tartışmaya gelin. Seviyeyi yerlere düşürüyorsunuz.
 
O ayeti biliyorum ve özellikle araştırdığım bir ayettir, bu ayete göre meleklerin iradesi olduğu da ortaya çıkıyor, meleklerin gaybı bildiği de ortaya çıkıyor, meleklerin yine Müslüman'ların inandığı İslam inancının reddettiği "Gökten düşen melekler" olayına da karşı çıkıyor, yani kendi prensipleriyle bile çelişen bir ayet...

Bu ayetten nasıl bu şekilde bir anlam çıkardın şaşırdım doğrusu melekler de dahil olmak üzere Allah'ın izin vermediği kimse gaybı bilemez bu ayet aslında senin dediğinin zıttına bir kanıt.
 
Bu ayetten nasıl bu şekilde bir anlam çıkardın şaşırdım doğrusu melekler de dahil olmak üzere Allah'ın izin vermediği kimse gaybı bilemez bu ayet aslında senin dediğinin zıttına bir kanıt.
Meleklerin Allah'ı sorgulaması başlı başına "iradeleri yoktur" olayına karşı değil mi? "Biz varken taşkınlık çıkaracak bir varlık mı yaratacaksın" diye sormaları başlı başına zaten çelişki.
 
Meleklerin Allah'ı sorgulaması başlı başına "iradeleri yoktur" olayına karşı değil mi? "Biz varken taşkınlık çıkaracak bir varlık mı yaratacaksın" diye sormaları başlı başına zaten çelişki.

Meleklerin akıl ve iradeleri vardır. Onların akıl ve irade kullanmaları peygamberlerin akıl ve irade kullanmalarına benzer. Melekler de masumdur, peygamberler de masumdur. Yüce Allah melekler âleminden de insanlar âleminden de peygamberler seçmiştir.
Yani meleklerin iradeleri yok değil lakin peygamberlerin durumları gibi akıllarında herhangi bir kötülük yok sadece Allah'a ibadet var.
 
Neye cevap verdin kardeşim? Argüman sunamayınca tırtır ederek Allah'a havale edip gittiniz olan bu.

Argüman sunamamak değil bu sizin ortaya koyduğunuz teorilere cevap verdiğimde verdiğim cevaba karşılık veremeyip başka konulara direk geçilmesi ve yine verdiğim cevapta icinden bir kelime seçilip cevap verilmesi ben ise sizin cevaplarınızın tamamını baz alarak cevaplandırıyor olmam böyle bir tartışma ortamı söz konusu edilemez. Tamamen cevaplarımızdan kaçarak konuları bertaraf etmeye çalışıyorsun. Ayrıca tırtır ederek gibi kelimelerle tartışma bilgi alışverişi gibi konulardan tamamen uzak bir kişilik olduğunuz gayet net sizin gibi kişilerle çok fazla laf diyalogları kurmaya gerek yok açıkçası ne zaman öğrenirsiniz karşınızdaki kişiyi anlayıp cevap vermeyi o zaman yazarsınız. Siz tamamen kendi düşüncenizi karşınızdakini dinlemeden kabul ettirmeye çalışıyorsunuz bu cahillikten başka bir şey değil.

Alim ile eyle ülfet, alırsın mertebe! Cahil ile etme sohbet, dönersin merkebe!​

 
Son düzenleme:
Korkuyla çok alakası var. İnsanlar gök gürültüsünün kulak yaran sesinden, zifiri karanlık geceleri aydınlatan ışığından ve düştüğü yeri kömüre çeviren gücünden korktular ve ona taptılar. Güneşin kör eden parlaklığından, dev kar kütlelerini eriten ve en uzun nehirleri kurutan sıcaklığından korktukları için ona taptılar. Taptılar ki bir gün bu varlıklar kızdıklarında bu gücü kendilerine karşı kullanmasınlar.

Fakat iki üç insan korkuyor diye genele bağlamak ne kadar doğrudur? Dinler insanların iyiye yönelmesi için inmiştir. Sadece İslam dininden bahsetmiyorum. Değiştirilmeden önceki Hristiyanlık, Değiştirmeden önceki diğer dinler de. Tanrıdan korkmamız lazım zaten. Korku, nasıl bir korku? Bunları da incelemek lazım.
 
Selamlar, öncelikle kendimi tanıtayım. Biraz uzun bir yazı olacak bu yüzden buna ihtiyacınız olabilir. 17 yaşında Afyonkarahisar'da oturan bir Türk genciyim. Lise 3. sınıfta okuyorum. Her konuda her şeyi araştırmayı seven ve felsefeyi derinlemesine benimsemeye çalışan bir kişiliğim var. Esprilektüelim, bunu da bazen pot kıracağım durumlarda espri yapıyorum diyerek geçiştirmekte kullanıyorum.

Şimdi konumuza geleyim. Geçen hafta din kültürü dersimizde hocamıza, "Eğer ben çok zengin olursam, istediğim her şeye istediğim an sahip olursam herhangi bir ihtiyacım kalır mı?" şeklinde bir soru sormuştum. Hoca da benim konuyu başka yerlere çekeceğimi anlamış olacak ki, "elbette bir gün bir şeyi alamazsın ve ona ihtiyacın olur." şeklinde bir cevap verdi. Hocanın bu soruyu dodgelamak için böyle bir cevap verdiğini anlamak zor değil, ben de biraz daha sıkıştırdım. "Zaman mı, ölümsüz oluyoruz. Para mı, tek parmak şıklatmamızda güneş kadar altınımız oluyor. Böyle bir ortamda, istersek lamba cinimiz bile olabilir ve istediğimiz her şeyin sahibi olabiliriz." dedim. Hoca da bir iki tekledi ve geçiştirip konuya devam etti. Ben de üstelemedim. Ama ders sonunda, bu başta sorduğum soruyu hatırlatarak, "Peki tanrı, zaten her şeye sahipken neden biz gibi aciz varlıklar yarattı?" dedim. Bana, "Öncelikle insan aciz değildir, Allah yaratılanlar arasında en mükemmel varlığı insan kıldı. İkinci olarak da, her şeyi olan bir varlık da bu sahip olduklarının anılmasını istemez mi?" dedi ve benim de kafama yattı bu durum.

Ama diğer ders aklıma şöyle bir soru takıldı ve sordum: "Lakin tanrı denen varlık, diğer varlıklar gibi sıkılma, üzüntü, acı, korku, sevinç gibi basit duygulardan münezzeh olmak zorunda, eğer böyle duyguları varsa tanrı kusurludur ve duygularıyla hareket ediyordur. Yani tanrı kavramının anılmak gibi bir ihtiyacının olmaması gerekir.", dedim. Hoca da buna cevap veremedi, verdiği cevap da yine anılması gerekir şeklindeydi ve beni tatmin etmedi.

Eğer grupta felsefe ve tanrı hakkında bu soruma bir cevabı olan varsa müteşekkir olurum, eğer bu soruma bir cevap bulamazsam tanrı kusurludur diyeceğim ve agnostik olacağım.
Soru ve konuyla alakasız söylüyorum çünkü karşıma hep bu çıkıyor bu tür konularda, argüman istesen ayet atacak adamların olduğu ortamda dini tartışma ya da soru-cevap hiç dönmez. Bu konuda -herhangi bir dini görüşte- mantıklı bir iki argüman bulursan kendini şanslı say. Bence sorularına cevap arayabileceğin arkadaşlar bul özel olarak. Konu açmak yerine daha faydası olur. Dini açıdan çok yetkin olduğumu iddia etmiyorum ama istersen tartışıp fikir arayabiliriz tabi.
 
Fakat iki üç insan korkuyor diye genele bağlamak ne kadar doğrudur? Dinler insanların iyiye yönelmesi için inmiştir. Sadece İslam dininden bahsetmiyorum. Değiştirilmeden önceki Hristiyanlık, Değiştirmeden önceki diğer dinler de. Tanrıdan korkmamız lazım zaten. Korku, nasıl bir korku? Bunları da incelemek lazım.
Kur'an "Değiştirilmedi" diyerek kendi kendini ele veriyorsun, belki de değiştirildi fakat bizden saklanıyor, buna dair araştırma, bulgu var mı? Kendim bu dine inansam değiştirilmesini isterim çünkü 1400 yıl sonra hiçbir kitap uyum sağlayamaz. En basitinde Şeriat kanunları günümüzle aşırı uyumsuz, idam, dayak gibi birçok ceza mevcut. Bu kanunların konulmasındaki amaç insanlara ayrıca korkutarak günah işlenmesini engellemek, karşı gelmeyi aklına bile geçirmekten kaçınma. Çünkü dini terk etmenin bedeli ölümdür.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı