The Last of Us Part II hakkında düşünceleriniz nelerdir?

Abartı tepkiden kasıt tam olarak nedir bilemiyorum fakat insanların duygusal tepki göstermesi bence çok doğal. Dizilerde veya başka şeylerde bu tür hikayelerin eşi benzerini görsek bile oyunlarda görmemiz acayip nadir denilebilir.
Kesinlikle. Oyunlarda klasik olarak "net kötü" olan bir antagonist olur, ve oyun sırasında yapılan hareketler etik olarak pek sorgulanmaz. Sevilen karakterler öldürüldüğünde (Mesela MW3 Soap), öldüren karakter %100 kötüdür.

Ben şahsen daha önce bu kadar cesur bir hamleyle bu kadar sevilen bir karakteri, etik değerler açısından gri bir karaktere öldürtüp, oyuncunun o karakter ile empati kurmasını, o karakterin kurtuluşa ulaşmasına sevinmesini sağlayan bir oyun oynamamıştım. İçimdeki hüzün duruyor, ama bana sunulan deneyimin eşsizliğini ve cesaretini çok beğeniyorum.
 
Abartı tepkiden kasıt tam olarak nedir bilemiyorum fakat insanların duygusal tepki göstermesi bence çok doğal. Dizilerde veya başka şeylerde bu tür hikayelerin eşi benzerini görsek bile oyunlarda görmemiz acayip nadir denilebilir.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Abartı tepkiler için şunu örnek gösterebilirim(Hoş, yayında olmasa bunu yapacağını da sanmam gerçi). Oyun olarak bu tarzda pek örneği yok evet.
 
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Abartı tepkiler için şunu örnek gösterebilirim(Hoş, yayında olmasa bunu yapacağını da sanmam gerçi). Oyun olarak bu tarzda pek örneği yok evet.
Tamamen topluluğun gazını alıp prim yapma hevesi. Bu tip insanlar genelde kişisel fikirlerini göstermekten ziyade, toplulukların yöneldiği fikirleri ateşleyerek izlenme kazanma peşinde oluyor. İşin kötüsü, oluşan nefret ortamını körüklemek dışında bir fayda da sağlamıyorlar oyun dünyasına.

Videoyu izlemedim, kişiyi tanımıyorum ama YouTube bu tip yayıncılar ve içeriklerle dolu. Her türlü dizi, oyun, film için geçerli.
 
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Abartı tepkiler için şunu örnek gösterebilirim(Hoş, yayında olmasa bunu yapacağını da sanmam gerçi). Oyun olarak bu tarzda pek örneği yok evet.
İzlerken güldüğüm ve küfür ettiğim videolardan biridir bu. Bunu yapmasının tek amacı ilgileri üzerine çekmek.
 
Ne yalan söyleyeyim, bana göre bir oyun değil bu TLOU.

Atmosferi, hikâyesi benim ilgimi çekmiyor ama mekanikleri, grafikleri, animasyonları olsun taş gibi bir oyun. Sırf sevilen bir karakter ölüyor diye "oyun çöp moruq öğh" yapanlar her tarafta karşımıza çıkan kanser kitle. Ben de Witcher 2'yi sevmezdim o zaman, ama seviyorum.

İlk oyun da, ikinci oyun da taş gibi, oyun dünyasını sallandıran büyük oyunlardır.
 
Öncelikle söyleyeceğim herşey tamamen benim şahsi görüşümdür. Sizin düşüncelerinizi yansıtmayabilir.

The Last of Us'ın ilk oyununu 8 kere bitirmiş bir manyak olarak ilk oyunda yaptıkları her şeyi ikinci oyunda çok çok daha iyi yapmışlar. Atmosfer, grafikler, yapay zeka... Hikaye hariç.

İlk oyunun dönemine göre iyi grafikleri vardı, mekanikleri eleştiriliyordu, müzikleri sevilmişti ama o oyunu efsane yapan şey hikayesi ve onu anlatma biçimiydi. Hikayesi bu kadar mükemmel olmasaydı sadece "iyi" bir oyun olarak bilinir ve birkaç sene sonra unutulurdu. Hikayeyi destekleyen yan unsurlarla beraber (atmosfer, müzikler, diyaloglar...) sizi içine çeken ve o ortama sokan inanılmaz bir yapısı vardı ilk oyunun. Herkes yeni nesil konsollarla beraber tavan yapacak olan teknik kapasitenin yanı sıra aynı mükemmelikte bir hikaye eşliğinde yeni oyunun -haklı olarak- çok daha iyi olacağını düşündü ve heyecanla yeni oyunu beklemeye koyuldu. 7 yıllık uzun bekleyişin ardından önce trailerları ardından da o muazzam olacak olan oyunu gördük...

Görmez olaydık.

Sezarın hakkı sezara, başlangıçta da söylediğim gibi ilk oyundaki her şeyi alıp çok daha güzel hale getirdiler. Neredeyse her şeyi. Benim gibi ilk oyunun hastası olan insanlar için bunlar bir etkendi ama ana odağımız bu değildi. Hepimiz çok kaliteli bir hikaye bekliyorduk, bu markayı oyuncuların gözünde efsane yapan şey hikayesiydi ve ilk 2 saat çok iyi bir hikaye olacağının sinyallerini vermişti. Şahsen ben kendimi oyunun ortalarına doğru kendimi hikayeyi sevmeye zorladığımı fark ettim. Çünkü beklediğim o harika hikaye bu olamazdı. Evet, oyun teknik açıdan son derece kaliteliydi ama bu değildi benim 7 sene beklediğim. Gayet sıkıcı geçen saatlerin ardından hikaye, beni şoka sokan bir yöne doğru evrildi ve lanetler ederek oynadığım saatler sonunda rezalet bir final ve benim küfürler eşliğinde izlediğim Credits ekranıyla The Last of Us Part II maceram son buldu. Söylenecek çok fazla şey var ama bunları tek bir cümle ile özetlemek ve bu yazıyı burada sonlandırmak istiyorum.

Neil Druckmann kendi anlatmak istediği hikayeyi çok iyi anlatmış ama ben ve benim gibi düşünen oyuncuların beklediği hikaye bu değildi.
 
Öncelikle söyleyeceğim herşey tamamen benim şahsi görüşümdür. Sizin düşüncelerinizi yansıtmayabilir.

The Last of Us'ın ilk oyununu 8 kere bitirmiş bir manyak olarak ilk oyunda yaptıkları her şeyi ikinci oyunda çok çok daha iyi yapmışlar. Atmosfer, grafikler, yapay zeka... Hikaye hariç.

İlk oyunun dönemine göre iyi grafikleri vardı, mekanikleri eleştiriliyordu, müzikleri sevilmişti ama o oyunu efsane yapan şey hikayesi ve onu anlatma biçimiydi. Hikayesi bu kadar mükemmel olmasaydı sadece "iyi" bir oyun olarak bilinir ve birkaç sene sonra unutulurdu. Hikayeyi destekleyen yan unsurlarla beraber (atmosfer, müzikler, diyaloglar...) sizi içine çeken ve o ortama sokan inanılmaz bir yapısı vardı ilk oyunun. Herkes yeni nesil konsollarla beraber tavan yapacak olan teknik kapasitenin yanı sıra aynı mükemmelikte bir hikaye eşliğinde yeni oyunun -haklı olarak- çok daha iyi olacağını düşündü ve heyecanla yeni oyunu beklemeye koyuldu. 7 yıllık uzun bekleyişin ardından önce trailerları ardından da o muazzam olacak olan oyunu gördük...

Görmez olaydık.

Sezarın hakkı sezara, başlangıçta da söylediğim gibi ilk oyundaki her şeyi alıp çok daha güzel hale getirdiler. Neredeyse her şeyi. Benim gibi ilk oyunun hastası olan insanlar için bunlar bir etkendi ama ana odağımız bu değildi. Hepimiz çok kaliteli bir hikaye bekliyorduk, bu markayı oyuncuların gözünde efsane yapan şey hikayesiydi ve ilk 2 saat çok iyi bir hikaye olacağının sinyallerini vermişti. Şahsen ben kendimi oyunun ortalarına doğru kendimi hikayeyi sevmeye zorladığımı fark ettim. Çünkü beklediğim o harika hikaye bu olamazdı. Evet, oyun teknik açıdan son derece kaliteliydi ama bu değildi benim 7 sene beklediğim. Gayet sıkıcı geçen saatlerin ardından hikaye, beni şoka sokan bir yöne doğru evrildi ve lanetler ederek oynadığım saatler sonunda rezalet bir final ve benim küfürler eşliğinde izlediğim Credits ekranıyla The Last of Us Part II maceram son buldu. Söylenecek çok fazla şey var ama bunları tek bir cümle ile özetlemek ve bu yazıyı burada sonlandırmak istiyorum.

Neil Druckmann kendi anlatmak istediği hikayeyi çok iyi anlatmış ama ben ve benim gibi düşünen oyuncuların beklediği hikaye bu değildi.
Hocam her ne kadar ilk oyunun hikayesi değil anlatımı deseniz bile içten içe ilk oyun gibi bir hikaye bekliyordunuz bence. Dediğiniz gibi söylenecek çok şey var fakat yeterince tartışıldığını düşünüyorum. Hikayeyi seven kesim kendince haklı, sevmeyen kesim kendince haklı diyelim.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı