Türkiye F-4'lerin Yerini Hangi Uçak ile Doldurmalı?

Yunanistan S-300 Bataryalarını aldığında NATO üyesi değildi.
Az sallayalım, kuşlar falan yer belki...

Yunanistan NATO'ya 1952'de girdi. S-300'ler Girit Adasına 90'lı yıllarda gönderildi. Gönderilen bataryaların çoğu da bakımsızdı ve aktif değildi. Rusya'dan bakımcılar gelip sistemleri adam etti. Sonra Amerika deneme tahtası yaptı, orası ayrı.
 
Az sallayalım, kuşlar falan yer belki...

Yunanistan NATO'ya 1952'de girdi. S-300'ler Girit Adasına 90'lı yıllarda gönderildi. Gönderilen bataryaların çoğu da bakımsızdı ve aktif değildi. Rusya'dan bakımcılar gelip sistemleri adam etti. Sonra Amerika deneme tahtası yaptı, orası ayrı.
Pardon. Ben AB ile karıştırdım :)
 
Az sallayalım, kuşlar falan yer belki...

Yunanistan Nato'ya 1952'de girdi. S-300'ler girit adasına 90'lı yıllarda gönderildi. Gönderilen bataryaların çoğu da bakımsızdı ve aktif değildi. Rusya'dan bakımcılar gelip sistemleri adam etti. Sonra Amerika deneme tahtası yaptı, orası ayrı.

Ben de tam yazacaktımki doğruluğunu teyit etme amaçlı araştırmalar yapıyordum.

Pardon. Ben ab ile karıştırdım :)

:)

Arabistan vs. müslüman değil zaten.

Onlar zaten Amerikan uşağı olmuş durumda.

Pardon. Ben ab ile karıştırdım :)

Yunanistan 1981 yılında Avrupa birliğine üye olmuş. Değişen bir şey yok.
 
Ege hava sahası o kadar karışık ki hava ihlali yapmamak mümkün değil jetlerle devriye görevlerinde. Sadece birkaç saniyelik gecikmede bile hava sahası değişiyor sınırların durumundan dolayı. Yunan uçaklar kadar bizimkiler de hava sahası ihlali yapmıyor mu sanıyorsun? Bunun kaçışı yok, devriye görevlerinin en az yarısında olan bir şey bu coğrafi koşullardan dolayı.
Benim dediğimle bu söylediğinin farklı olduğunu sen de biliyorsun. Bilerek ihlal etmek farklı, taciz şeklinde ihlal etmek farklı, jet hızı yüzünden saniyelik farklarla ihlal etmek farklı... Her ihlalde füzeler ateşlenseydi zaten neler neler olurdu konuşmayalım...

Diyorsun ki bir ilahi güçle bu sistem "Dünya düz bile olsa" görebileceği maksimum mesafenin çok daha uzağındaki hedeflere kilitleniyor...
İlahi güç falan demedim. Ailende hava kuvvetleri üyeleri varsa sor bir sen :) Havacı askerler abartmayı sever biraz (yok usta böyle g çektik, yok a.. böyle manevra yaptık, şöyle havada asılı kaldık, böyle dalıp çıktık) ama Türkiye - Kıbrıs - ABD arasında diplomatik köprü açacak kadar da abartmazlar.

Kimin umurunda olacak o anda? Emri verenler nerede? Ülke sınırları içinden haber alamazsın bir daha onlardan.
O zaman ülkeye kilit vurup gidelim, anahtarını da okyanusa atalım...
 
Havacı askerler abartmayı sever biraz...
Sadece havacı askerler değil, hepsi abartmayı çok sever. Şu anda Youtube kanallarında da sık çıkan bir amiralin kendi ağzından dost meclisinde birden çok defa Akdeniz'de fırkateyniyle 30 metrelik dalgaya pruvayla daldığını duydum. Akdeniz'de! :D Bu arada ekleme yapayım, bunu diyen zamanında hakları yenmiş eski amiralimizi severim, çok iyi biridir.

Tanıdığım bütün subaylar iyi hikaye anlatıcılarıydı ama "hikaye" anlatıcısıydılar. :D Dost buluşmalarından sonra eve dönerken "iyi salladı ..." diye güzel laf ederlerdi birbirlerine. 🤣 Dedem, dedemin arkadaşları, amcam, 2 kuzenim, hepsinin arkadaşları ki çoğu cemaat kumpaslarında zarar görmüş kişilerden duyduğum hikayeleri yazsam hep birlikte güleriz burada. Yani bir asker bir hikaye anlatıyorsa eğlenceli olacak demektir benim için, keyifle dinlerim ama her hikayede sağlam abartmalar olduğunu bilerek dinlerim.

Bak matematik bilen, hesap kitap yapmayı bilen adamsın. Kendin hesapla, Girit'teki S-300'ün Konya'dan yeni havalanan bir uçağı görebilme ihtimali ne kadar kendin gör. Radar menzili sonsuz bile olsa Fethiye/Antalya arası dağlık bölgenin sistemin bulunduğu konuma uzaklığına ve yer şeklinin eğimine göre belli bir açının üstünde olması gerekiyor. Askeri jetler o irtifaya çıkamaz, üstelik söylenilen "hikayelerin" o sistemin radar menzilinin en az 2 katı uzaklıkta olduğu gerçeği de var. Yap bir hesap, kendin gör. :D Ortada matematiksel bir gerçek varken ben matematiğe inanırım, söylemlere değil.

O zaman ülkeye kilit vurup gidelim, anahtarını da okyanusa atalım...
Durumu benim yerime güzel özetledin. :D Aynen o durumdayız, her şey 1 kişinin dudaklarının arasında ve yıllardır bunu kanıtlamak için daha ne yapması gerekiyor? :D
 
Ciddi konuşanlardan ben de ne hikayeler duydum, anlatsam gülmeyiz, ağlarız.
Onları da anlatıyorlar ama konu "hikayeleri" olunca o kadarını anlatmaya gerek görmedim. Matematiksel hesaplar ortada; Girit'teki bir platformun, Konya'dan yeni kalkan bir uçağı görmesi bir sürü açıdan im-kan-sız... İyi şartlarda bile en fazla Marmaris/Bodrum/Fethiye sahaları üzerindekileri görebilir. Hele hele Eskişehir/Konya falan...

1 yıldan fazla uzun süren bu kriz sence durup dururken mi yaşandı sanıyorsun? Öyle ya da böyle bu sistem bizim için bir tehditti ve diplomasi ile engellendi.
Güney Kıbrıs nasıl S-300 aldığında bizim için bir tehditse, Rus sistemleri nasıl bizim için bir tehditse bizim aldığımız S-400 de diğerleri için bir tehdit. Rus sisteminin senin dibinde olmasının nasıl bir tehdit olduğunu zamanında yaşayarak görmüş, bununla ilgili de doğru diplomatik adımlar atarak bu sistemi kendi anakaran ve Kuzey Kıbrıs'taki envanterlerinden uzaklaştırmışsın. Gidiyorsun tüm birlik ve hatta senin için bir tehdit olan S-400'ü yıllar sonra sadece bir inat uğruna on milyarlarca dolarlık toplam zarar bilançosunu kabul edip alıyorsun. Burada mantıklı olan 1 tane şey yok. Kullanamayacağın, kullandığın zaman da birlikten atılıp bütün NATO'nun üstünden geçmesine neden olacağın bir sistemi sadece 1 kişinin emriyle alıyorsun.

Zamanında NATO ve özellikle ABD ile İsrail bu S-300 konusunda neden bizim yanımızdaydı? Daha Güney Kıbrıs bu sistemleri almaya karar verdiğinde ABD neden bizim gibi bunu hoş karşılamadı? O sistemler açık deniz sınırları da kullanılarak İncirlik ve İsrail üslerinden yapılan Orta Doğu görevleri için de bir risk teşkil ediyordu. Şimdi ise bizler kendi kullanımımıza S-400'leri aldık, yarın öbür gün onları Ege/Akdeniz/Güney Doğu bölgelerine konuşlandırmayacağımızı nereden bilecekler? Zamanında nasıl ki haklı olarak S-300'e onlar da tepki verdi, şimdi de haklı olarak üstelik daha kontrolsüzce kullanılabilecek S-400 alımı için tepki veriyorlar. Sen şu anda başka bir NATO ülkesinin vatandaşı olsan Türkiye'ye demediğin laf kalmazdı, sırf bu ülkede yaşadığın için tarafsız bakamıyorsun ve göz göre göre yapılan bir yanlışı savunuyorsun.

S-400, cumhuriyet tarihimizin verilmiş en büyük 5-10 hatalı kararından biriydi. Bedelini hâlâ ödüyoruz ve devamı da geliyor. Sen bir NATO üyesi olarak gidip hem kendi hem de birliğin ana düşmanının sistemini, içinde olduğun birliğin envanterlerini ve askeri hareketliliklerini tehlikeye atacağı halde alıyorsun.
 
S-400 alımı doğru olmadı fakat kaçırdığın bir detay var.

Kıbrıs S-300'ü Türk hava gücünü bastırmak için almışken, biz hiçbir ülkeye karşı almadık. Düşmanın kim diyeceksin. Doğu diyeceğim. Doğu sistemiyle doğu uçağı vurabilecek misin diyeceksin. Vuramayacaksın diyeceğim. Bu bir sorun ama hava savunma gücü düşük olan Türkiye son yıllardaki birçok kararındaki gibi fevri davranıp mantıklı karar vermedi.

Yine de F-35 alamayacaksak S-400 tepe tepe kullanılır. Vurmak şart değil, kilit ile elimizde caydırıcı bir güç elde ederiz. Bunu Yunanistan da biliyor, bu yüzden son yıllarda Türkiye'ye karşı silahlanma yarışında ekonomisini iyice batırmaya devam ediyor. Hristiyan akrabaları olmasa belki çoktan batmışlardı.

Egemen Harekat Planının sızdırılmasıyla Yunanistan zaten Türkiye'ye karşı açıklarını çok fazla güçlendirdi. Bir gün hiç tahmin etmediğin savaşlar yaşanabilir, NATO'da olmamıza rağmen zamanında subaylarımız tarafından bu planlar yapıldıysa bir bildikleri vardır demeliyiz.
 
Kıbrıs S-300'ü Türk hava gücünü bastırmak için almışken, biz hiçbir ülkeye karşı almadık. Düşmanın kim diyeceksin. Doğu diyeceğim. Doğu sistemiyle doğu uçağı vurabilecek misin diyeceksin. Vuramayacaksın diyeceğim. Bu bir sorun ama hava savunma gücü düşük olan Türkiye son yıllardaki birçok kararındaki gibi fevri davranıp mantıklı karar vermedi.
İşte hep dediğim şey bu, "kullanamayacağın" bir sistemi o kadar yaptırıma rağmen "inadına" alıyorsun. Bunu başka bir NATO ülkesi yapsa etmediğimiz laf kalmaz. Çevremizdeki bütün ülkeler ya bizim gibi NATO içindeki ve NATO müttefiği ülkeler, ya da Rusya ve Rus müttefikleri. Bu sistemi hiçbirine karşı kullanamazsın, işin kötüsü niyeti bozup kullanmak istediğinde kullanabileceğin tek alan da içinde olduğun birliğin uçakları. :D

Yine de F-35 alamayacaksak S-400 tepe tepe kullanılır. Vurmak şart değil, kilit ile elimizde caydırıcı bir güç elde ederiz. Bunu Yunanistan da biliyor, bu yüzden son yıllarda Türkiye'ye karşı silahlanma yarışında ekonomisini iyice batırmaya devam ediyor.
İşte seninle anlaşamadığımız konu bu, Yunanistan tarafında Türkiye ile savaş isteyen ve Hellenic Ionia'yı (Bergama'dan Fethiye'ye kadar sahil kısmı) geri almak isteyen bir sürü politikacı ve komutan var. Sen S-400'leri Ege'ye kaydırırsan onlar için müthiş bir propaganda ve tahrik aracını elinle vermiş olacaksın. Bunu yaptıktan sonra bu politik itibarsızlığımız ve destek bulamayacak olmamıza güvenerek inadına hava sahamızdan çıkmayacaklar. Yapacağın 1 hatada bu durumdayken olabilecekleri düşünüyorum, destek bulamayacağız. ABD/İsrail şimdiki durumdaki Türkiye'yi mi savunur? Yoksa Fransa'nın da askeri anlamda yanında durduğu Yunanistan'ı mı? Monşerler diyerek görevden kovup yerlerine cemaat içinden adamlarını yerleştirdiğinden bu yana politik itibarımız ufacık Ermenistan'dan bile çok daha geride. Politik alanda ve lobilerde destek bulamazsan istediğin kadar haklı ol fark etmez, haklıyı haksızı kazanan taraf belirliyorken umurlarında olmaz.

Egemen Harekat Planının sızdırılmasıyla Yunanistan zaten Türkiye'ye karşı açıklarını çok fazla güçlendirdi. Bir gün hiç tahmin etmediğin savaşlar yaşanabilir, NATO'da olmamıza rağmen zamanında subaylarımız tarafından bu planlar yapıldıysa bir bildikleri vardır demeliyiz.
O subayların hiçbiri Türkiye'nin şu anda düşeceği durumu görerek bunu yapmadılar. Askeriyede en ufak ihtimallere karşı bile hazırlık yapılması gerekir, o planlar da o dönemde gerçekleşmesi en uzak olan ihtimale karşı yapılmış bir hazırlık planı. Şu anda ise o "uzak ihtimal" artık en muhtemel ihtimallerden birine dönüştü malum kesimin hainliği yüzünden.

Bundan sonra NATO'da kalmak için bir sürü taviz vermek zorunda kalacağız, bu tavizler hangi hatalı kararlardan dolayı verildi diye düşündüğümüzde en başta S-400 krizi gelecek akıllara. S-400'ü NATO deneme platformu olarak hibe etmek verilecek en hafif taviz olacak. İşin kötüsü "muhtemelen" şu anda savunmada başarılı olduğumuz projelerin çoğunu bitiremeyebiliriz tavizler yüzünden.

Eskiden senin askeri altyapı olarak NATO'dan bağımsızlığını kazanıp bu sürede NATO içinde aktif rol oynayarak İsveç modeline dönmek için şansın vardı. Artık o şansın kaldığından şüpheliyim.
 
Hep alınan politik kararları söylüyorsun da bunları sanırım benim savunduğumu düşünüyorsun. Bana kalsa yıllardır yaptığımız gibi 10 yıl daha F-16 ile hava savunması yapıp tüm parayı milli sistemlere basardım ancak bu kadar sofistike bir sistemi yapabileceğimizi sanmıyorum açıkçası. O yüzden bir dış alım şarttı, ABD senatosu Türkiye'ye silah satarken g... yapmasa şu an Patriot işletiyor olurduk.

Öyle ya da böyle bu sistemler alındı ve artık geçmişi değil geleceği konuşmalıyız.

Şu an her kurum kendi kendine karar almış konumda. Kimi S-400'ü hibe edelim, F-35 alalım diyor. Kimi F-35 yok, ara uçak yok, MMU bekleyin diyor. Kimi uçak almalıyız diyor, kimi S-400'leri dikelim diyor.

Dış siyaset ve politika konusunda 90'lar seviyesine dönmezsek oturduğumuz her masada kaybedeceğiz. Bu bir gerçek.
 
Konuyu az önce gördüm. Ne diyeceğimi bilemedim. F-15'ler alınabilir belki ama F35'i hala bir umut alabilme ihtimalimiz konusunda biri beni aydınlatırsa sevinirim. Ama son sayfalara baktığımda S400 mevzusuna döndüğünü gördüm.
Dış siyaset ve politika konusunda 90'lar seviyesine dönmezsek oturduğumuz her masada kaybedeceğiz. Bu bir gerçek.
bu kısımda katılıyorum.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı