An itibariyle Türk Telekom, kağıt üzerinde bir şirkettir. Gerçekte ise devletin bir kuruşudur. Şirket yanıyla para kazanır, alır, satar; devlet kuruluşu olan yanıyla da başka hiç kimsenin izin alamayacağı yerlere alt yapı kurar, dünyayı dolaşan mega fiberlere bağlanır, o bağlantıları ülke içinde taşır, genişletir vs. Başka hiç bir şirket, milyar verse bu izinleri alamayacağı için Türk Telekom'a rakip olmak imkansız, dolayısıyla da tekelden öte bir durum söz konusu.
Türk Telekom, ne yazık ki sandığınızdan çok daha büyük. Telefon operatörleri dahi, yani kablolara ihtiyaç duymayan internet araçları dahi Türk Telekom'dan izin alarak ülke içinde sinyal taşıyorlar. Ülkemizdeki internet, dinlenen ve kayıt altında tutulan bir internet (sözde terörle mücadele kapsamında).
Dolayısıyla bu izleme ve dökümanlamanın bir hız sınırı var. Hepimizin download/upolad hızları birden tavan yaparsa bizi kaydetmek zorlaşır. Yani müşteriye alt yapı yaparken devlete de izleme/dinleme/kayıt etme alt yapısı oluşturuyor Türk Telekom.
Son 10 yıldır da dikey olarak değil yatay olarak büyüyor.
Dikey büyüme = hızlarda ve performansta artış,
Yatay büyüme = kapsanan yer ve üye sayısında artış..
Telefon operatörlerinin internetleri bile onların izninden geçtikleri için yatay büyümeye dahil oluyorlar. Bu da dikey büyümeyi ikinci plana atıyor. Tekel olduğu ve teknik olarak hiç kimsenin rekabete girme şansı olmadığı için de dikey büyümeyi istediği kadar ikinci planda beklemede tutabilir. Ancak yatay büyüme doğal ya da örgütlü olarak (ülke tarihimizde örgütlü olarak taptığımız tek şey Kurtuluş Savaşı) yavaşlatılırsa dikey büyüme, reklam gücü olarak önem kazanır.
Bütün bunlara Türk Telekom'un para kazandıran şirket yanındaki isimlerin çoğunun ülke yönetimiyle akraba olduğunu da eklersek, gelecek hiç iç açıcı görünmüyor.
Keşke benzin fiyatları Türkiyedeki internet hızları gibi artsa, internet hızı da benzin fiyatları gibi =)