- Katılım
- 7 Ocak 2013
- Mesajlar
- 9.197
- Çözümler
- 139
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Endustri Urunleri Tasarimi / Stratejik Tasarim
Çalışacak iş var, kazandığın itibari paranın itibarı yok, zaten elektrik mühendisliği ve elektronik mühendisliği varken elektrik-elektronik mühendisliği neden var? Bir taşla iki kuş vurma fantezisi. İş verenlerin çoğunun yatırım yapma, para biriktirme potansiyel zekasıyla sineklerin girdikleri odadan çıkamama zekası aynı.
İnsanların tüketim arzusuyla, internet (sosyal medya) ve TV pompalamasıyla, bomboş bıraktıkları beyinlerini reklamlarla, gülen insanlarla, twerk popolarla doldurmak çok kolay. O zaman bu insanlar zaten aptallar, satın almak için Johnny Sins Sins çalışacaklar. Bankadan kredi çekmeden bir şey alabilen birisi şu an zengindir net. Aptallaştıkça korkar insanlar ve yönetilmesi kolaylaşır korkuyla.
Ortalık bu zeka ürünleriyle doluyken iş ve işçi hakları daha en başından "biz 12 saat çalışıyoruz" ile devam ediyor.
Ülkede üretim yok; önce ideolojik olarak çiftçilik öldürüldü, hanginiz tarlada çalışmayı, ağaçlara bakım yapmayı düşünür? Düşünebilenlerin kaçının köyde bir toprağı var? Sonra sistematik olarak öldürüldü. Bu yıl Kiraz bahçesinden bana kiraz yollayan arkadaşımla konuştum, "İhraçlar gitti ve bizim aptal insanımız vakıf, sendika kurmadan Veli benden fazla satıyor, Mert'in tarlası büyük, diyerek fiyat kırma politikasıyla aptal saptal fiyatlara sattılar" dedi. Birbirlerinin kuyusunu kazan insanlar köle olmaya mahkum toplumlar yaratırlar.
Bacalı fabrikalar, en komik örneği bana göre; bizim nesil için Konya "Tahıl ambarı" olarak öğretildi, 12 yıl önce Midas'ın eşek kulakları kuyusunun yanıındaki arkeolojik kapıyı görmeye giderken muhteşem çorak bir araziden geçtim. Konya ovasından, sebebi şeker pancarı üretimi... Hangi vatansız demişse şeker üretin iyi fikir, bir o kadar akılsız da gidip şeker fabrikasına bol satıp çok kazanacağız diye yatırım yaptı. Biraz bilimsel açıklamalara baksanız; şeker pancarı, buğdaydan yaklaşık 6 kat daha fazla sulama ister. Sen yatay drenaj sistemleriyle toprak altındaki su dengesiniz bozarsın, 20-30 metrelik obruk çökeltileri oluşur. Araştırma yapmadan HES kurarsın, doğanın yüz yıllardır oluşturduğu su akış yolları, depolamaları değişir, bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliği değişir. Dağlardaki karlar eritip o buharlaşan suyu toparlamaya çalışır ve yetersiz kalır. Sonuç, ortada, iklim değişikliği muhabbeti.
Bacasız fabrika, turizm onda da döviz getirisi için yapılamadık takla yok.
Devlet sistemlerinin vergi alma mantığı, topluma hizmet için olması gerekirken, özel şirketlerin cukkalamasyonuna döndü.
Avrupa Birliği Entegrasyonları hayalleriyle her şey Avrupa'nın 100 yıllık standartlarına oturtuldu; mahallelerdeki küçük esnaf, mesela tamirci bir şeyi tamir etmek için uğraşırdı, şimdi bayiisi değilim diyor. Sen hala 8 yıl garantili makina almışsın, 10 sene sonra tümüyle bozulması hedeflenen bir sistem, servis çağırıyorsun. 8 yıl garanti veriyorum diyen firmaların servisleri makinenin bozulan parçası için uğraşıyor, fabrika kendi analizlerine göre darboğazda buna cevap veriyor. Zaten tamir edilemez makineler zamanındayız, adamlar size "Hiçbir şeye sahip olmayacak ve mutlu olacaksınız." dayatmasıyla ömür boyu kiralama satıyor. Farkında mısınız ömür boyu çalışmanız gerekecek ve bu ömrü belirleyecek etmenleri de yönetmek için uğraşıyorlar, bu sistem 50 yaşına kadar sağlıklı yaşamanızı istemez, sistem için sağlıklı değil.
Arkadaşım sen daha benim köyümün tarhanası daha iyi, seninki kötü kafasından çıkabildin mi? Senin köyünde nohut yetişirken, yan köyde buğday yetişirken oraya başka bir şey ektin mi?
Senin bir standart anlayışın yok, Ali Cengiz oyunlarını bırakamayan eski nesillerin bıraktığını değiştirmeye çalışıyoruz.
Doğru çalışıp iyi kazanabilecek bir karakter haline gelene kadar bu aptallarla tecrübe kazanmak gerekiyor. Doğru çalıştığın zamandan sonra kendine bir vakit ayırıp insan olduğunu hatırlayabilirsin... ancak insan olduğunu hatırlarsan haklarını talep edebilirsin ve ben sistem olarak bunu hiç istemiyorum.
*Bu yazıdaki "sen"'leri kişisel olarak okuyup, sistem olarak anlamanızı öneririm. Bunu öneri olarak yazmak zorunda olduğum için üzgün değilim, nitekim şu an çalıştığım ve ileride çalışacağım gençlere bu öneriyi yazmama gerek kalmıyor.
İnsanların tüketim arzusuyla, internet (sosyal medya) ve TV pompalamasıyla, bomboş bıraktıkları beyinlerini reklamlarla, gülen insanlarla, twerk popolarla doldurmak çok kolay. O zaman bu insanlar zaten aptallar, satın almak için Johnny Sins Sins çalışacaklar. Bankadan kredi çekmeden bir şey alabilen birisi şu an zengindir net. Aptallaştıkça korkar insanlar ve yönetilmesi kolaylaşır korkuyla.
Ortalık bu zeka ürünleriyle doluyken iş ve işçi hakları daha en başından "biz 12 saat çalışıyoruz" ile devam ediyor.
Ülkede üretim yok; önce ideolojik olarak çiftçilik öldürüldü, hanginiz tarlada çalışmayı, ağaçlara bakım yapmayı düşünür? Düşünebilenlerin kaçının köyde bir toprağı var? Sonra sistematik olarak öldürüldü. Bu yıl Kiraz bahçesinden bana kiraz yollayan arkadaşımla konuştum, "İhraçlar gitti ve bizim aptal insanımız vakıf, sendika kurmadan Veli benden fazla satıyor, Mert'in tarlası büyük, diyerek fiyat kırma politikasıyla aptal saptal fiyatlara sattılar" dedi. Birbirlerinin kuyusunu kazan insanlar köle olmaya mahkum toplumlar yaratırlar.
Bacalı fabrikalar, en komik örneği bana göre; bizim nesil için Konya "Tahıl ambarı" olarak öğretildi, 12 yıl önce Midas'ın eşek kulakları kuyusunun yanıındaki arkeolojik kapıyı görmeye giderken muhteşem çorak bir araziden geçtim. Konya ovasından, sebebi şeker pancarı üretimi... Hangi vatansız demişse şeker üretin iyi fikir, bir o kadar akılsız da gidip şeker fabrikasına bol satıp çok kazanacağız diye yatırım yaptı. Biraz bilimsel açıklamalara baksanız; şeker pancarı, buğdaydan yaklaşık 6 kat daha fazla sulama ister. Sen yatay drenaj sistemleriyle toprak altındaki su dengesiniz bozarsın, 20-30 metrelik obruk çökeltileri oluşur. Araştırma yapmadan HES kurarsın, doğanın yüz yıllardır oluşturduğu su akış yolları, depolamaları değişir, bitki örtüsü ve hayvan çeşitliliği değişir. Dağlardaki karlar eritip o buharlaşan suyu toparlamaya çalışır ve yetersiz kalır. Sonuç, ortada, iklim değişikliği muhabbeti.
Bacasız fabrika, turizm onda da döviz getirisi için yapılamadık takla yok.
Devlet sistemlerinin vergi alma mantığı, topluma hizmet için olması gerekirken, özel şirketlerin cukkalamasyonuna döndü.
Avrupa Birliği Entegrasyonları hayalleriyle her şey Avrupa'nın 100 yıllık standartlarına oturtuldu; mahallelerdeki küçük esnaf, mesela tamirci bir şeyi tamir etmek için uğraşırdı, şimdi bayiisi değilim diyor. Sen hala 8 yıl garantili makina almışsın, 10 sene sonra tümüyle bozulması hedeflenen bir sistem, servis çağırıyorsun. 8 yıl garanti veriyorum diyen firmaların servisleri makinenin bozulan parçası için uğraşıyor, fabrika kendi analizlerine göre darboğazda buna cevap veriyor. Zaten tamir edilemez makineler zamanındayız, adamlar size "Hiçbir şeye sahip olmayacak ve mutlu olacaksınız." dayatmasıyla ömür boyu kiralama satıyor. Farkında mısınız ömür boyu çalışmanız gerekecek ve bu ömrü belirleyecek etmenleri de yönetmek için uğraşıyorlar, bu sistem 50 yaşına kadar sağlıklı yaşamanızı istemez, sistem için sağlıklı değil.
Arkadaşım sen daha benim köyümün tarhanası daha iyi, seninki kötü kafasından çıkabildin mi? Senin köyünde nohut yetişirken, yan köyde buğday yetişirken oraya başka bir şey ektin mi?
Senin bir standart anlayışın yok, Ali Cengiz oyunlarını bırakamayan eski nesillerin bıraktığını değiştirmeye çalışıyoruz.
Doğru çalışıp iyi kazanabilecek bir karakter haline gelene kadar bu aptallarla tecrübe kazanmak gerekiyor. Doğru çalıştığın zamandan sonra kendine bir vakit ayırıp insan olduğunu hatırlayabilirsin... ancak insan olduğunu hatırlarsan haklarını talep edebilirsin ve ben sistem olarak bunu hiç istemiyorum.
*Bu yazıdaki "sen"'leri kişisel olarak okuyup, sistem olarak anlamanızı öneririm. Bunu öneri olarak yazmak zorunda olduğum için üzgün değilim, nitekim şu an çalıştığım ve ileride çalışacağım gençlere bu öneriyi yazmama gerek kalmıyor.