Ve-ini-mraetun ḣâfetmin ba'lihâ
nuşûzen ev i'râ
Dan felâ cunâ
ha ‘aleyhimâ en yu
sli
hâ beynehumâ
sul
hâ(an)(C) ve-
SSul
hu ḣayr
(un)(k) veu
hDirati-l-enfusu-şu
hh(a)(C) ve-in tu
hsinû vetette
kû FE-inna(A)llâhe kâne bimâ ta'melûne ḣabîrâ
"Eğer bir kadın kocasının kötü muamelesinden yahut yüz çevirmesinden endişe ederse aralarında bir uzlaşmaya varmalarında onlara günah yoktur ve sulh daha hayırlıdır. Nefisler de cimriliğe meyillidir. Eğer güzel davranır ve Allah'a itaatsizlikten sakınırsanız bilin ki Allah yaptıklarınızdan haberdardır."
Yâ eyyuhâ-lleżîne âmenû iżâ
kîle lekum tefesse
hû fî-lmecâlisi fefse
hû yefse
hi(A)llâhu lekum(s) ve-iżâ
kîle-
nşuzû fenşuzû yerfa'i(A)llâhu-lleżîne âmenû minkum velleżîne ûtû-l'ilme deracât
(in)(C) VA(A)llâhu bimâ ta'melûne ḣabîr
(un)
Ey iman edenler, size meclislerde "Yer açın” (dininiz ve davanız için feragat ve fedakârlık yapın) denildiği zaman, (hemen) yer açın; (inatlaşıp karşı çıkmayın ki) Allah size (kalbi) genişlik versin (hep sevinçli ve şerefli kılsın) . Size: (Şu makam ve imkândan ayrılıp) "Kalkın" denildiği zaman da (hemen) kalkın. Allah, sizden iman edenleri ve kendilerine ilim verilenleri derecelerle yükseltsin (istiyorsanız böyle davranın) . Allah, yaptıklarınızdan Haberdardır.
Gördüğünüz gibi birbirinden bağımsız değişik anlamlar var. Yani dövün değil ayrılın.