Finisterre
Megapat
- Katılım
- 19 Nisan 2018
- Mesajlar
- 5.052
- Makaleler
- 5
- Çözümler
- 65
Müslüman bir ailede yetişip agnostik ateist konumunda bir birey olarak kendi ahlakımın iki yerden gelebileceğine inanıyorum:
"Doğuştan Müslüman" olduğumu belirttiğimden Türk-İslam kültürü dahilinde bir ahlak geliştirdiğim söylenebilir. Kur'an'ın genel, görece iyi yönleri toparlanıp Türk kültürüyle harmanlandıktan sonra bünyemde bir alışkanlık haline getirilmiş olabilir.
Bu, vicdanı bastırabilir veya vicdanla ortak yön taşıyabilir.
Peki vicdan? Vicdan bunu belirli noktalarda reddeder. Vicdan doğuştanlık barındırır. "İyi ya da kötü doğarsın, iyi ya da kötü olmazsın" der. Ama alışkanlığın etkilerini reddetmez. Dolayısıyla 'alışkanlık' bir noktada doğuştan kötü vicdanlı bir insanın baskılanmış hali olabilir. Vicdanen kötü, "alışkanlıksal" olarak iyi bir birey olabilir.
Tanımlarımı geride bıraktıktan sonra asıl konuya hızlıca geleyim. Ben bir birey olarak kendime şu soruyu soruyorum: " Tamamen dürüst X bankasını cezalandırılmaksızın soyar mısın?"
Cevabım hayır. Ama bu cevap alışkanlık ile gelişmiş ahlakımın mı yoksa vicdanımın ahlakı ile verilen bir cevap mı? Bu kanıtlanabilir mi? Yine kendime sorduğumda "tabii ki vicdanımın kararı" diyerek sıyrılabilirim. Yine de bu bir şeyi kanıtlamaz. Çünkü alışkanlıkta iyi, vicdanda kötü olabilirim.
Hipotez şu, bir banka soyana kadar, bir cinayet işleyene kadar kişinin ne tür bir ahlaka sahip olduğu bilinemez. Kişinin kendi de bunu bilemez. Kişi ancak kendini kandırır.
- Alışkanlık
- Vicdan
"Doğuştan Müslüman" olduğumu belirttiğimden Türk-İslam kültürü dahilinde bir ahlak geliştirdiğim söylenebilir. Kur'an'ın genel, görece iyi yönleri toparlanıp Türk kültürüyle harmanlandıktan sonra bünyemde bir alışkanlık haline getirilmiş olabilir.
Bu, vicdanı bastırabilir veya vicdanla ortak yön taşıyabilir.
Peki vicdan? Vicdan bunu belirli noktalarda reddeder. Vicdan doğuştanlık barındırır. "İyi ya da kötü doğarsın, iyi ya da kötü olmazsın" der. Ama alışkanlığın etkilerini reddetmez. Dolayısıyla 'alışkanlık' bir noktada doğuştan kötü vicdanlı bir insanın baskılanmış hali olabilir. Vicdanen kötü, "alışkanlıksal" olarak iyi bir birey olabilir.
Tanımlarımı geride bıraktıktan sonra asıl konuya hızlıca geleyim. Ben bir birey olarak kendime şu soruyu soruyorum: " Tamamen dürüst X bankasını cezalandırılmaksızın soyar mısın?"
Cevabım hayır. Ama bu cevap alışkanlık ile gelişmiş ahlakımın mı yoksa vicdanımın ahlakı ile verilen bir cevap mı? Bu kanıtlanabilir mi? Yine kendime sorduğumda "tabii ki vicdanımın kararı" diyerek sıyrılabilirim. Yine de bu bir şeyi kanıtlamaz. Çünkü alışkanlıkta iyi, vicdanda kötü olabilirim.
Hipotez şu, bir banka soyana kadar, bir cinayet işleyene kadar kişinin ne tür bir ahlaka sahip olduğu bilinemez. Kişinin kendi de bunu bilemez. Kişi ancak kendini kandırır.