Kitabınızın güzel olmasını istiyorsanız yazmanız çok zor. Hele ki önceden bir bilgi birikimi, girişim, tecrübe vesaire yoksa daha çok zor. Ben de kitap yazmayı çok istiyorum ama o kadar çok eksiğim var ki, saymakla bitmez. Bi' o kadar tespit edemediğim eksiklerim de var.
Ki ben para için, şöhret için 1 ay içinde leş gibi bir kitap yazıp, sanata hakaret etmek istemem açıkçası.
Evet, küçücük çocuklar, gençler kitap yazıyor. Kitaba ilgileri olmaları güzel bir şey ama gerçekten çok kötü yazıyorlar. Rüşvetti, ündü, tanınmaydı derken falan o kitap birçok kişiye ulaşabilir. Ama "Nerede çokluk, orada yokluk." demişler.
Daha önemlisi, o kitabı 5 milyon kişi okusa bile, okuyanların ne hissettiği, niçin okuduğu, kitabı nasıl bulduğu çok önemli.
Mesela filmlerden ve şarkılardan örnek verelim. Recep İvedik. Adamın sadece 1. ve 2. filmini beğenmiştim. Ki o zamanlar çocuktum, beğendim dedim geçtim. Aslında onlar bile eleştirilebilir. 3 geldi, 4 geldi, 5 geldi ve yakın zamanda 6. filmi geliyor. Bu adam filmlerinin kötü olduğunu biliyor. Fakat niye devam ettiriyor? Para kazanmak için.
İlk filmlerdeki Recep ile son filmlerdeki Recep'e bakın bi, aynı mı? Hayır, değil. Adam samimiyetsizlikte tavan yaptı, son filmleriyle beraber. O kadar kişinin izleyeceğini, para kazanacağını bildiği için devam ettiriyor. Oysa ki bir gelişme göremiyorum ben.
Mesela Aleyna Tilki. Bu genç arkadaş neden sürekli kötü şarkılar çıkartıyor? Para kazanıyor çünkü. O kadar kötü şarkılar çıkartmasına rağmen insanlar dinliyor. Beğenmediklerine eminim. Aleyna Tilki'de, Recep İvedik'de yolun sonuna kadar devam edecektir. Para var işin içinde.
En nihayetinde sanatçı var, şarkıcı var. Artık nereye kadar giderlerse. Bindik bi' alamete, gedeyoz gıyamete.
Belki video örneklerine kadar inebiliriz. Saçma bir video kapağı, berbat bir içerik ile yüz binlerce kişiyi etrafına toplayan adamlar varken, en fazla 5.000 kişinin izlediği harika videolar da çıkabiliyor. Kendimizi bozmamamız çok önemli.
50 yaşına gelip, profesör olup, kötü kitap yazanlar var. Ömrünü edebiyat ile geçirip, kötü şiirleri olan şairler var. Mesela Nazım Hikmet, mesela Cemal Süreya, mesela Necip Fazıl ve aklınıza gelebilecek tüm şairler. Bazı şiirleri gerçekten kötü. Tabi çok güzel şiirleri de var. Nadiren 2 veya 3 tane kötü şiirleri olabiliyor. Üstelik bu şiirler ( genelde ) ilk şiirleri olmayabiliyor. Amatörden beklenir ama profesyonelden beklenemez. Öyle düşünelim.
Başa dönelim. Ben de kitap yazmayı gerçekten çok istiyorum ama bunun için 40 fırın ekmek yemek lazım. Yeteri kadar zaman, maddi ve manevi güç olursa, geliştirmiş olursam kendimi ve bu ipin ucunu tutmaya devam edersem, muhtemelen 40'lı yaşlarımda ilk kitabımı yazarım. Ama benim derdim 1 milyon, 5 milyon, 10 milyon kitlelere ulaşmak değil. Milyonlarca kişinin izlediği filmlerden nefret ederken, on binlerce kişinin izlediği filmleri hayatımın parçası yaptım.
Yukarıdaki mesajda arkadaşımız ne güzel söylemiş, kitlelere ulaştırmak kolay ama edebi bir eser olması çok zor, diye. Bahsettiğim şey bu.
Bayağı güzel bir kitap yazmak istiyorum. Ki bu işin kabul edilme, basılma kısmı da var. Şu anda çok güzel eserleri olan, ama zamanında kapıdan kovulan, kitabına 1 kere bile bakılmayan yazarlar var. Kim bilir nasıl bir şans geldi ya da maddi bir güç geldi ki, şu anda kapıdan kovulan adamlar en iyi ödüllere layık görüldü. Yani bu işin böyle kötü bir kısmı da var. Zamanında kapıdan kovulup, şu anda en iyi yazarların olduğu gibi, kapıdan kovulup, ömür boyu sesini duyuramayanlar da var. Yazık oldu. Belki maddiyattan çok birazcık sanata baksalardı, şu anda ne cevherler çıkacaktı. Demem o ki torpil buralara kadar gelmiş. Neyse, bir gün umarım olur.
Şu anlık olabildiğince pratik ve ilham kaynağı gerekli bana ve bize.
Bu arada içini karartmış olabilirim, kusura bakma.