PORSHİUS
Kilopat
- Katılım
- 31 Ağustos 2017
- Mesajlar
- 2.412
- Çözümler
- 15
Ölüm:
Ölmek, insanlığın en büyük korkusudur. Her insan bir gün yok olmaktan ve yapacağı her şeyin boşa gitmesinden korkar. Zaten bu yüzden ölmek ve öldükten sonra ne olacağıyla alakalı fikirler, insanlık tarihi kadar eskidir. Yazılı tarihten de eskiye giden ve bu bilinmeyen, belki de var olmayan alemi açıklamak amacıyla ortaya atılan teoriler, zaman geçtikçe din ve mitoloji haline geldiler. İster mitoloji, isterse mutlak gerçek olsun: Çoğumuzun inandığı bir ölümden sonrası fikri var. Kimileri yokluğa karışacağına, ölümün bir son olduğuna; kimileri ise başka bir hayatın olduğuna inanıyor.
Herkes en az bir kere ölümü düşünmüştür. Ölümden korkmuş veya sadece “Ölünce ne olacak acaba?” diye merak etmiştir. Kimileri öldükten sonra bir meleğin geleceğine, kimileri bir nehir üzerinde kayıkla ruhlar bölgesine gireceğine, kimileri beyaz bir ışık göreceğine, kimileri reenkarnasyon geçireceğine, kimileriyse saymakla bitiremeyeceğim kadar çeşitli şeylere inanıyor. İnançsızlar için ise ölüm, sadece bir son demek. Her şeyin bittiği, bilincin yok olduğu, bedenin çürümesinden ibaret bir son… Tıpkı rüyasız bir uykuya dalmak ve bir daha uyanmamak gibi.
Bir an için öldüğünüzü varsayın. hissettikleriniz artık son bulacak. Ardınız da birçok insan bırakacaksınız ve birçok kişiyi üzeceksiniz ama neticede hayat devam edecek ve er ya da geç unutulacaksınız. Bu unutulmak fikri ölümün bir son değil, başka bir aleme ya da başka bir yaratılışa geçişten ibaret olduğunu düşünmek cazip gelmiştir. Ki bu fikir, sizin bir din oluşturmanıza ya da bir dine inanmanıza sebebiyet verir. Ölen yakınlarımızla tekrar buluşabilmek ve farklı bir formda da olsa yaşamaya devam edebilmek… Aslında bütün olay bundan ibaret zaten: “Yaşamaya devam edebilmek.”
Konunun uzun olmasını istemiyorum. Arkadaş güzel anlatmış. Dinlere göre ölümden sonrası;