Neymiş asıl gerçeklik? Öğretmen olduğu veya bir gecelik ilişkiye girip anne-baba olan insanları hayatta çok başarılı veya bir şeyler başarmış biri gibi sanıp onların her dediğine veya yaptığına göz yummak mı? İşte tam da bundan bahsediyorum, hayattan korkuyorsunuz dediğim kısım tam da bu. Eğer onları dinlerse başı veya sonu belli bir hayatı olacak, işten eve evden işe, yazılım konusunda bu yaşta bu kadar başarı elde etmiş iken neden kendini geliştirmeyip beynini sadece fikirler üretmeye adamasın? Psikolojik sorunlar, üzüntüler ister istemez hayatı boyunca onunla olacak çünkü bu hayatın gerçeği. Ailesinin ona yaptığı bile buna tam bir örnek, hayatını garanti altına almak istiyorlar. Hayat garanti altına alınacak veya duyguları, yaşananları hiçe sayacak kadar anlamsız veya monoton değil. Çok değil birkaç ay önce sevdiğimiz bir sürü insan, ses, gülümse ve duygu bir toprak oldu enkazın altında. Hayat risk alarak yaşanır, risk alan ya başarılı ya başarısız olur ama asla monoton olmaz. Belki binlerce başarısız deneme bir "büyük başarı" getirecek. Size tavsiyem kendinize "benim su sokakta geçen insandan farkım ne ve neden varım?" sorusunu sormanız. Hiçbirimiz yeterince iyi veya yeterli olmayabiliriz, ama farklı olan, yaratıcı olan olabiliriz.