Almanya'da Ateizm ve Agnostisizm

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Okumakla yorumlamak çok farklı şeyler. Sorsan tüm ateistlere ne hikmetse hepsi okumuş zaten ancak ilginç olan yeni sorular türeten ateizime bir şey kaynaktan aciz benim karşılaştıklarım.


Ben bu güne kadar sürekli araştırdım bir sürü forumda takıldım hiçbiri bir tane somut bir şey koyamadı önüme. En sonunda dini bilgisine güvendiğim bir arkadaşıma gittim sordum bana (kimin olduğunu hatırlamıyorum) şu sözden alıntı yaptı ben inanınca bir şey kaybetmeyeceğim ya inanmayanlar onlar hesap gününde nasıl hesap verecek...


O günden sonra ateizm düşüncesine sahip herkese saygı duydum ancak soyut bir şeyi somut örneklerle kanıtlamaya çalışanların görüşünü önemsemedim.


Eğer bu kadar güçlü bir yaklaşımı çürütebileceksen gel çürüt dinimi değiştireyim ancak eğer çürütemeyeceksen ben onu okudum bunu okudum diye gelme bana eğer gelirsen sen bakmakla görmek arasındaki ince çizginin aynısını okumakla anlamak arasındaki ince çizgide yaşamışım der geçerim.


Ayrıca ben sana müslümanın dediğimi hatırlamıyorum. Sadece tanrıya inandığımı söyledim. Daha benim yazdıklarımı okumayan insanında bana ahkam kesmesi çok ilginç.


Not:Bu buraya yazacağım son mesajdır.

Açıkçası ben de bu seviyede bir tartışmanın içinde olmak istemiyorum. Hatta hangi seviyede olursa olsun :) Sonuç alınabilecek bir tartışma olmadığına emin olacak kadar tecrübeye sahibim.

Yeterince derin bir araştırmam olmadı. Ne zaman o kadar derine inerim bilmiyorum. Şu an çokta umurumda değil.

Ancak yazdığınız şu cümle dikkatimi çekti.

*Ben bu güne kadar sürekli araştırdım bir sürü forumda takıldım hiçbiri bir tane somut bir şey koyamadı önüme. En sonunda dini bilgisine güvendiğim bir arkadaşıma gittim sordum bana (kimin olduğunu hatırlamıyorum) şu sözden alıntı yaptı ben inanınca bir şey kaybetmeyeceğim ya inanmayanlar onlar hesap gününde nasıl hesap verecek...*

Bana göre bu cümle biraz kendini ve o inancın Yaratıcısını kandırmaya çalışmak gibi geliyor. Yani çok emin değilim hatta inanmıyorum yada inanmıyor gibiyim ama hadi inanıyor gibi gözükeyim ki ne kaybederim gibi bir durummuş gibi.

Yani birini dine çekmek için, eğer biraz sorgulayan birisi ise bence söylenmemesi gereken bir cümle olarak görüyorum. Yani kardeş tamam sen inanmıyorsun, ama ya varsa hadi gel sen en azından inan ama yine dinin gerekliliklerine yerine getirmesen de olur sonuçta eninde sonunda sen cennete gidersin ama inanmazsan dünyada çok iyilik eden yardımsever vs birisi bile olsan sonsuza kadar cehennemde yanacaksın.

Dediğim gibi derinlemesine hatta belki yüzeysel bile yeterince bilgi sahibi değilim. Ama bu yaklaşım bana hiç mantıklı gelmiyor.
 
Bana göre bu cümle biraz kendini ve o inancın Yaratıcısını kandırmaya çalışmak gibi geliyor.
Cehennem diye hayali bir yer ve hayali bir korku olmasaydı kimse dinlere inanmazdı zaten. İnsanoğlu günün birinde ölümsüzlüğü bulduğu zaman da (belki yüzyıllar sonra) herhangi bir dine mensup insan kalmayacak diye düşünüyorum.
 
"Bu varsa kazançlıyım, yoksa zaten bir şey kaybetmem." düşüncesi çok saçma. Tamamen çıkar ilişkisi gibi duruyor. İnanayım da bir yerimi kurtarayım havası. Sanki blackjack oynuyorlar; "tutarsa benim tutmazsa zaten sıkıntı yok" hesabı.

"Bir ateistin karşılık beklemeden, salt merhamet dürtüsüyle yaptığı iyiliğin kalitesi, bir dindarın itaat dürtüsüyle, sevap kazanıp cennete gönderilme beklentisiyle yaptığı iyiliği döver :)"

"Döver" yerine farklı bir şey var. Onu hayal gücünüze bırakıyorum :) Ama anlatılmak isteneni anlamışsınızdır umarım...
 
Okumakla yorumlamak çok farklı şeyler. Sorsan tüm ateistlere ne hikmetse hepsi okumuş zaten ancak ilginç olan yeni sorular türeten ateizime bir şey kaynaktan aciz benim karşılaştıklarım.


Ben bu güne kadar sürekli araştırdım bir sürü forumda takıldım hiçbiri bir tane somut bir şey koyamadı önüme. En sonunda dini bilgisine güvendiğim bir arkadaşıma gittim sordum bana (kimin olduğunu hatırlamıyorum) şu sözden alıntı yaptı ben inanınca bir şey kaybetmeyeceğim ya inanmayanlar onlar hesap gününde nasıl hesap verecek.


O günden sonra ateizm düşüncesine sahip herkese saygı duydum ancak soyut bir şeyi somut örneklerle kanıtlamaya çalışanların görüşünü önemsemedim.


Eğer bu kadar güçlü bir yaklaşımı çürütebileceksen gel çürüt dinimi değiştireyim ancak eğer çürütemeyeceksen ben onu okudum bunu okudum diye gelme bana eğer gelirsen sen bakmakla görmek arasındaki ince çizginin aynısını okumakla anlamak arasındaki ince çizgide yaşamışım der geçerim.


Ayrıca ben sana müslümanın dediğimi hatırlamıyorum. Sadece tanrıya inandığımı söyledim. Daha benim yazdıklarımı okumayan insanında bana ahkam kesmesi çok ilginç.


Not: Bu buraya yazacağım son mesajdır.


Buyursunlar arkadaşım. Kimseyi kırmak, küstürmek ya da canını sıkmak gibi bir niyetim yok. Özellikle de seni. Sadece meraklı olduğunu ve araştırma sürecinde olduğunu okudum yazdıklarından. Bence tarihinden başla araştırmaya. Seninle tek bir kaynak paylaştım ama hiçbir bilgiyi tek bir kaynakla doğrulamaya çalışma (bence) araştırmaya devam et. Gerçekten bilginin peşindeysen bilgi senden asla kaçamaz. Gerekirse okuma alışkanlığını değiştir ki tarafsız yazarların genelde kullandıkları cümlelere, kelimelere hakim ol. Sağlıcakla kal.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Tanrı dediğimiz şey neden bizi yarattı?
Neden koca evrende bizi sınıyor?
Neden geçmişteki mucizeler şimdi olmuyor?
Neden böyle bir dilde kitap yolladı?
Tanrı dediğimiz şeyin bunları yapmasına gerek var mı?
 
Okumadigin bir şey hakkinda böyle konuşuyorsun işte. Biz dininizden haberiniz yok dediğimizde de zorunuza gidiyor. Sen okumadiysan o senin sorunun ben okudum. Tefsirlerle de kendini kandırmaya devam ediyorsun sadece. Ne yaziyorsa kitapta odur. Tefsir dindeki yanlışları kapatmak için ortaya atılmış kendi kitlesini kandirmaya yarayan zirvalardir. Her kutsal kitabin dili anlaşılirdir sadedir, tefsire ihtiyacı yoktur. Bu kitaplari bir tanri yazsaydi içinde en ufak bir yanlış bilgi olmazdi ve de tanri yazdığı kitabi kimsenin anlamayacağı şekilde de yazmazdi. Tefsir masallarini bırakın gerçekçi olun. Ayet bükmeyin. Misal tek bir örnek vereyim sana onlarca var, ben sana bir tane diyeyim. Nisa 34 ayetinde açıkça size karşı gelen kadininizi dövün diyor. Bunu tefsirle çevirdiğinde aslinda sevin diyecek manası çıkmıyor. Kendi kitabını bile okumayan birinin gelip tefsirden bahsetmesi de gülünç.


Painkiller güzel özetledi. Gerçekliği yoktur dinin.
Senin sorunun senin görüşündeki olayları yaşanmış gibi anlatıyorsun Adem ve Havva'nin Sümer mitolojisi sadece bir iddiadan ibaret, m.ö o dönemdeki yaşanılan olayları kanıtlıyamassın gerçek veya uydurma ikimizde bunu bilemeyiz, birçok tanrının oldugu mitolojiden örnek vermende işin garib tarafı, Nisa 34 ayetinde "(Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından "endişe" ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün". Tek gördüğün şey dövmek kelimesi. İstediğin kelimeyi bulmussun ve onu kullanıyorsun orda denilmek istenen bir kadın kötü bir yola düşerse, ilk onunla konuş, onu cezalandır en son yol onu kötü yoldan kurtarmak için döv ama sen sadece o kelimeyi görmüssün.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

buyursunlar arkadaşım. kimseyi kırmak, küstürmek ya da canını sıkmak gibi bir niyetim yok. özellikle de seni. sadece meraklı olduğunu ve araştırma sürecinde olduğunu okudum yazdıklarından. bence tarihinden başla araştırmaya. seninle tek bir kaynak paylaştım ama hiçbir bilgiyi tek bir kaynakla doğrulamaya çalışma (bence) araştırmaya devam et. gerçekten bilginin peşindeysen bilgi senden asla kaçamaz. gerekirse okuma alışkanlığını değiştir ki tarafsız yazarların genelde kullandıkları cümlelere, kelimelere hakim ol. sağlıcakla kal.

İlber Ortaylı'nın bu konu ile ilgili videosunu izlemenizi öneririm. Bu tarz iddialar genelde İslam kılıçlarına boyun eğen Farsların mezhepçi yaklaşımları sonucu bizdeki Alevileri de etkilemesi ile ortaya çıkmıştır. Bir dayanağı yoktur.

Evet Farslar kılıç zoruyla İslamla tanıştılar ama biz İslamı, Araplardan değil Farslardan öğrendik.
Arapça "Resul" kelimesi yerine Farsça "Peygamber" dememiz de bunun göstergesi.
İlber Ortaylı - Türklerin müslüman oluşu nasıl gerçekleşti? Buyurun izleyin.
 
Son düzenleme:
Adem ve Havva'nin Sümer mitolojisi sadece bir iddiadan ibaret, m.ö o dönemdeki yaşanılan olayları kanıtliyamazsın gerçek veya uydurma ikimizde bunu bilemeyiz, birçok tanrının oldugu mitolojiden örnek vermende işin garib tarafı.
Adem ve Havva'nin Sümer mitolojisinde geçmesi bir iddaa değil bir gerçektir. Sümer tabletlerinde yazilan şeyler bunlar. Bilmediğin şeyler hakkinda yorum yapma. Sümer mitolojisinden zerre haberin yok kalkmiş iddaa diyor bir de.

Ne olursa olsun hiçbir şekilde kadini dövme hakkin yoktur, kötü bir yola düştüğü söylemi de yok uydurma.

Nisa 34: Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdırlar. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Açıkça dövün diyor ve de erkeğin kadınlardan daha üstün olduğunu söylüyor. Bunlar iddaa diyerek kendini hakli cikaramazsin.
 
"Evlilik hukukuna baş kaldırmasından" ne anlıyorsunuz merak ediyorum. Bu ayet özellikle lezbiyenler içindir. Bunu bir çok tefsirde görebilirsiniz ama tabi açıp okumanız lazım.

Ayrıca bu erkekleri kısıtlayan da bir ayettir. Günümüzde tuttuğu takım kaybedince sinirini evdeki eşinden çıkaran insan müsveddesine Allahın YAPMA dediği ayettir. Tabii anlayana. Çünkü kadın aileyi yıkıcı hallere girişmediği müddetçe el kaldıramazsınız der bu ayet.

İslamda önemli olan husus ailedir. Bu minvalde emirler ve yasaklar vardır.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı