Almanya'da Ateizm ve Agnostisizm

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Anlamayan veya anlamak istemeyen arkadaşlar için son vuruşu yapıyorum. Eğer buradan sonra da bir tık olmazsa geçmiş olsun. O organizma zihinsel olarak ölmüş demektir. Konu kilitlenecek galiba... Umarım kilitlenmez :D

Kuran' ın Başlıca Problemleri

1- Kadını dövmeyi emrediyor. (Nisa: 34)
2- Dünyayı düz olarak tasvir ediyor. (Hicr: 15, Ra'd: 3, Kaf: 7, Gaşiye: 20, Naziat: 30 ve dahası...)
3- Kitapta konuşanın kim olduğu belli değil. Bazen allah konuşuyor, bazen muhammed konuşuyor, bazen ise "biz" şeklinde konuşuluyor. Bu nedenle kakafoniden ibaret bir kitaptır. (Zud: 2, Zariyat: 51, En'am: 114, Hicr: 9 ve dahası...)
4- Spermin testiste oluştuğunu bilmiyor. (Tarık: 7)
5- Her canlıyı çift yarattık diyor ama bakterilerden haberi yok. (Zariyat: 49)
6- Güneşin çamura battığını iddia ediyor. (Kehf: 86)
7- Milyonlarca yıl hüküm sürmüş dinozorlar yok ama develerden bahsediyor.
8- İnsansı canlılar olan Neanderthaller yok ama cinler, melekler ve şeytan var.
9- Peygamberin seks sırası anlatılıyor. (Ahzab: 51)
10- Birçok ayet birbirini yalanlıyor. İlk müslümanın Muhammed, Musa ve İbrahim olduğuna dair ayrı ayrı ayetler var. Hangisi belli değil. (A'raf: 143, En'am: 163, Ali İmran: 67)
11- El- ayak kesme, sopayla dövme gibi akıl almaz ceza yöntemleri öneriyor. (Maide: 33,38)
12- Peygamber, evlatlığı Zeyd' in karısını koynuna alsın diye ayet var. (Ahzab: 37)
13- Sadece Arap kavmi için yazılmıştır. (Fussilet: 44, Yusuf: 2, Enam: 92)
14- Hayvanları yük taşıma, öldürüp yeme ve ulaşım aracı olarak görüyor, evrimden alakasız.
15- Cennette kadınlar için vadedilen hiçbir şey yok.
16- Rüzgar olmasa gemiler durur, diyor. (Şura: 33)
17- Hayvan, bitki ve şekiller sadece Ortadoğu' ya özgü?
18- Uzaya çıkmayı imkansız görüyor. (Rahman: 33)
19- Evrim hiç yok??
20- Bazı hayvanları hakir görüyor ve inanmayanlar için aşağılık domuz, pislik, köpek, kereste gibi ibareler kullanıyor. (Bakara: 65, Maide: 60, Araf: 176, Tevbe: 28, Münafikun: 4)
 
Yazdığım 20. maddeye dayanarak şunu sormak istiyorum, vicdanı olan herkese: Sonsuz güçte bir yaratıcı neden yarattığı "aciz" canlıya hakaret etsin? Bu sonsuz güçte bir yaratıcının ürünü mü yoksa 7. yüzyılda yaşamış birtakım insanların ürünü mü?
 
O tabletlerin o yılda geldiğine dair hiçbir resmi belge yok, ve çevirmede itiraz eden bir çok bilim insanı var örnek Michael Heiser.
Tabletlerin yaşı hesaplaniyor, tabletlerdeki dil Sümerce Sümerce, Sümerce olan bir dilin Sümerlere ait olmayacağını mi şimdi iddaa edeceksin. Başka adam bulamadin mi Michael Heiser'i örnek veriyorsan adam Sümerolog değil bir kere. Tabletlerin yaşi da önemli değil burada hala bunu niye dile getiriyorsun onu anlamadim açıkçası. Bu tabletlerin Sümerlere ait olduğu da bir gerçek.
 
Bu sonsuz güçte bir yaratıcının ürünü mü yoksa 7. yüzyılda yaşamış birtakım insanların ürünü mü?
Arap coğrafyası veya orta doğu coğrafyası dışında bir hayvanla hakaret gördün mü sen hiç? Yani hiçbir kutsal yazıda "Fuhuş yapan penguendir." diye bir ibare var mı? Çünkü o toplumda penguen diye bir canlı yoktu. Eğer bu kitap alemlere, kainata hitaben gönderilmişse, bırak gezegenleri uzayı, buzulları ve orada yaşayan canlıları neden anlatmıyor da sadece develeri anlatıyor demezler mi adama?:)
 
Arap coğrafyası veya orta doğu coğrafyası dışında bir hayvanla hakaret gördün mü sen hiç? Yani hiçbir kutsal yazıda "Fuhuş yapan penguendir." diye bir ibare var mı? Çünkü o toplumda penguen diye bir canlı yoktu. Eğer bu kitap alemlere, kainata hitaben gönderilmişse, bırak gezegenleri uzayı, buzulları ve orada yaşayan canlıları neden anlatmıyor da sadece develeri anlatıyor demezler mi adama?:)
Yorum yok :D Anlatmak istediğim bu işte :)
 
Şimdi sen bunu yazığ din/dinler ile dalga geçersen ben/benim gibilerde sana bi güzel söver sonra yobaz olarak anılır. Kardeşim inanmıyosan saygı duy? Kafana mı insaydı kitap be terbiyesiz?
Komik. Ateistlerin, sadece fikirlerini belirttikleri için öldürüldüğü dönemleri geride bırakamadık bile. Neyin saygısı?
1571159225572.png
 
Karbon testi veya karbon 14 testi bir buluntunun yasini saptamaya yarayan testtir. Radyo-karbon testi, canlılara ait tüm kalıntılara uygulanabilir. Bu kalıntılar deri, kumaş, tahta, kemik gibi kalıntılar olabilir. Bunun için yaygın olan karbon 12’nin, çok daha az oranda bulunan radyoaktif olan karbon 14’e oranı ölçülür. Atmosferdeki karbon 12’nin karbon 14’e oranı, yüz binlerce yıldır hemen hemen aynı kalmıştır. Bitkiler, atmosferdeki karbonu fotosentez yoluyla bünyelerine alırlar. Bu alış-veriş sürekli olduğundan, karbon oranı bitki yaşadığı sürece aynı kalır. Bitkiler, besin zincirinin en altında bulunduğundan, onlarla beslenen hayvanlar da aynı karbon 12 / karbon 14 oranına sahip olurlar.

Ancak bu oran canlı öldüğünde değişmeye başlar. Kararsız bir element olan karbon 14, bozunmaya başlar. Her 5730 yılda bir başlangıçtakinin yarısı kadar karbon 14 kalır. Bu şekilde, bir kalıntıdaki karbon 12 / karbon 14 oranı ölçülerek, kalıntının yaşı hesaplanır.

Radyokarbon Metodu’nun Kritiği

Radyokarbon Metodu birtakım kabullere dayandığı için tenkit edilmektedir. İtiraz edilen hususlar şunlardır:

1. Birçok canlı sistem, standart C14/C12 oranına sahip değildir. Karbon-14 Metodu, bütün canlı organizmalar öldüğü zaman, onların hepsinin standart C14/C12 oranını ihtiva ettiğini farz eden bir kabulle yola çıkar. Hâlbuki birçok numune bu oranı göstermemiştir. Meselâ bu metotla, yaşayan mollusklar 2300 yaşında tespit edilmiştir. Böyle bir değer, organizma çevresinin, tahmin edilenden daha fazla C14 ihtiva ettiğini, dolayısıyla organizma ile çevre arasında karbon değişimi olduğunu gösterir.

2. Radyokarbon, her organizmada sabit oranda azalmayabilir.

Radyokarbon bozunumları, çevrenin radyoaktivitesinden, özellikle serbest nötronlardan ve kozmik radyasyonlardan etkilenmekte ve dolayısıyla bozunma hızları değişmektedir.

3. Tabii karbon miktarı geçmişte değişik olabilir.

Geçmişte yeryüzünün bitki örtüsü, şimdikinden ya daha fazlaydı ya da daha az. Buna bağlı olarak da C14/C12 oranı ya büyük veya küçük olacaktır. Dolayısıyla bu periyotlara ait materyallerin görünen radyokarbon yaşı da, gerçek yaştan ya büyük veya küçük bulunacaktır. Aynı husus, atmosferdeki karbondioksit miktarı için de geçerlidir. Şayet geçmişte volkanlar dışarıya karbondioksit vermişse, bu durumda o zamanki karbondioksit miktarı, şimdikinden farklı olacaktır.

4. Radyokarbon oranı kararlı bir duruma erişmemiş olabilir. C14/C12 oranının belirli bir sürede yerkürede kararlı bir duruma geldiği kabul edilir. Yani atmosferde teşekkül eden C14 miktarı, yeryüzünde bozulmaya uğramış C14 miktarına eşittir. Dolayısıyla giren ve çıkan toplam C14 miktarı aynı olmalıdır. Ama durumun böyle olmadığını gösteren hususlar da vardır. Nitekim dünyada bir yılda teşekkül eden radyokarbonun ölçülebilen miktarının, bozulmaya uğrayan radyokarbondan yüzde 25 oranında fazla olduğu belirtilmektedir

Şimdi gelelim Sümer Tabletlerine...
Bu tabletler 19. yy da bulundu 6000 yıllık olduğu C14 testiyle hesaplandı. Fakat bu hesap doğru mu?
Tabiki hayır. Neden peki. Yukarıda da açıklamasını yaptığım gibi C14 testi Karbon miktarı ile alakalıdır. Yeraltındaki kireçli sular, hava ile temas vs ile tabletler Karbona maruz kaldı. Ve zaten dinlerden özellikle Ademin yaratılış Nuhun tufan hadiselerinden beslenmiş bu tabletler sanki dinlerden önce gibi zikredilmeye başlandı. Bunun kallavi bir yalan olduğunu bu işin içindekiler iyi bilir.

2 kez C14 yaş tayini yaptık birisi Kayseri 2. Havaikmal Bakım Merkezi Komutanlığında Kayseri/Erkilet de diğeri Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Sarayköy Nükleer Araştırma ve Eğitim Dairesi Başkanlığında.

Hocalarıma bu işin hata oranını sorduğumda bana 1000 ila 10000 yıl arası dediler. Buyurun siz düşünün.
 
Maide: 101 gereği dinini sorgulayamazsın :)
"Ey iman edenler! Açıklandığı zaman hoşunuza gitmeyecek olan şeylerden sormayın. Eğer onları Kur'ân indirilirken sorarsanız size açıklanır. Halbuki Allah onlardan geçmiştir. Allah çok bağışlayan ve çok yumuşak davranandır."

"Sizden önce gelen bir kavim bunları sormuştu da sonra inkâr etmişti."


Bahsettiğiniz yer burası ise ben dediğiniz sonucu çıkartamıyorum.
 
Komik. Ateistlerin, sadece fikirlerini belirttikleri için öldürüldüğü dönemleri geride bırakamadık bile. Neyin saygısı?
Bir yerde inanç kavgası varsa kan da vardır. Bu en eski inanıştan, günümüzdeki inançsızlığa kadar hiç değişmeyen bir gerçektir zaten. Ne yazık ki hoşgörü adı altında kafa kesmek adettir:)
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı