Bildiğimiz Türkiye Cumhuriyeti'nin en ciddi sınavı olacak. Ve maalesef üzülerek belirtmek istiyorum ki ülkemiz için bu büyük bir reset olacak... 20 küsur senede ülkece yapabileceğimiz pek çok şey vardı. Ancak bunların hiçbirisi yapılmadı. Bir avuç rant uğruna, İstanbul ve Marmara Bölgesi kaderine terk edildi... Geçmişte Marmara Denizi'nde tsunami vb. katastrofik olayların oluştuğuna dair arkeolojik veriler mevcut. (Vardonisi adası vardır mesela yanlış hatırlamıyorsam m.s. 1010 depreminde tamamen denizin içine batıyor. Beklenen Marmara Depremi ile alakalı ise bizlere geçmişten en büyük uyarıyı yapan yapı, bugün İstanbul'un en simge yapılarından olan Ayasofya. Eğer yapıya biraz dikkatlice bakarsanız hem Bizans Dönemi hem de Osmanlı Dönemi'nde periyodik olarak tadilata tabi tutulduğunu göreceksiniz. Kubbenin tonozlara yaptığı gerilimin toprağa aktarımının sağlanması için özellikle Osmanlı Dönemi'nde yapı payandalarla desteklenmiş. Böylelikle Ayasofya'nın kubbesi sağlam korunabilmiş. Zaten yapının böylesi anıtsal ve abidevi bir hal almasının sebebi de tamamen geçmişte geçirmiş olduğu depremler ve bunlara binaen yapılmış olan tadilatlar... Böyle bir deprem bir gün elbet olacak. Toplumca maalesef hazır değiliz. Bireysel manada önlemlerinizi mutlaka (Deprem Çantası) alın. Bulunduğunuz semtin deprem toplanma alanlarını üzerine eğer bir Avm veya rezidans yapılmamışsa tespit edin. Bunun haricinde eğer ben yönetici olsaydım öncelikle ağır sanayi bölgesini Marmara'dan İç Anadolu'ya çekerdim. Ülkenin bütün ağır sanayisi Marmara'da... Üstüne yapı sorunu olan çarpık kentleşme ile korkunç bir şekilde genişlemiş bir İstanbul var... GSM operatörlerimiz her seferinde kilitleniyor... Bunun için ülke çapında belki kapalı bir intranet oluşturmak da acil durumda haberleşmeyi sağlamak için makul olur. Toplumun maalesef deprem konusundaki bilinci sıfıra yakın... Kısacası işimiz çok zor. Böylesi bir deprem anında ve sonrasında ise oluşabilecek yağma hırsızlık vb. sorunlar da cabası olacak... Son 20 senede pek çok şeyi düzeltme şansımız vardı ama düzeltmedik. Bu saatten sonra yapılabilecek en mantıklı şey ise, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu konuda arama kurtarma sevkiyat ve asayiş için özel eğitilmiş ayrı bir rezerv kuvvet oluşturup hazırda tutması olacaktır. Ne bileyim belki şehir dışında sadece bu iş için ayrılabilecek bir askeri havaalanı veya denizden ulaşımı koordine edebilecek mavna çıkarma gemisi vb. şeyler olabilir. Ben çinko karbon bir sosyal bilimci olarak oturduğum yerden bunları düşünebiliyorsam dört yıldızlı generallerimiz hayli hayli düşünmüşlerdir diye umuyorum. Son olarak bir kez daha tekrar ediyorum. Lütfen deprem çantanızı hazırda tutun kendinizi bu konuda eğitin. Afad'ın sitesinden gerekli yönerge ve talimatları okuyun. Binanızın statiğini kontrol ettirin, zemin etüdü yaptırın.
