İnsan ahlaki değerlerin ortaya çıkmasında nasıl bir rol oynar?

Ahlak kavramına insanlar karar verdiği sürece gözümde pek bir değeri yok, çünkü insan her şeyi kendi isteğine, kendi zevklerine göre ayarlar. "Ahlak" insanlar tarafından içi boşaltılmış birçok kelimeden biri sadece. Bu konuyu daha açardım ama alacağım tepkilerle gerçekten uğraşmak istemiyorum.
Sevgi gibi büyük bir kavramın bile içini boşalttık insanlık olarak. Alıştım artık bu dünyanın düzenine.
 
Ahlak kavramına insanlar dışında başka kimse veremeyeceği için hiçbir zaman gözünde pek bir değeri olmayacak sanırım.

Evet, öyle görünüyor. Ahlak kavramı daha büyük bir irade tarafından tanımlanıyor olsaydı yıllar içinde böylesine bir değişim olmazdı.

Sevgi gibi büyük bir kavramın bile içini boşalttık insanlık olarak. Alıştım artık bu dünyanın düzenine.

Sanırım içi boşaltıldığı için insanlığa en çok kızdığım kelimedir sevgi, sevgi bu dünyadaki en güçlü duygudur ama şimdi sorsam herkes sevmek zayıflıktır der. Hayır efendim, sevgiyi zayıflık yapan insanlığın kendisidir, sevgi tek başına zayıf bir duygu falan değildir. İnsanlığın bencilliği bir kenara koyabileceği tek duygu sevgidir çünkü, bir yabancı için elini taşın altına koymak istemez insanoğlu ama sevdiğin bir insansa konu; işte o kişiyi çok seviyorsan bir saniye bile düşünmeden yaparsın bunu.
 
Sanırım içi boşaltıldığı için insanlığa en çok kızdığım kelimedir sevgi, sevgi bu dünyadaki en güçlü duygudur ama şimdi sorsam herkes sevmek zayıflıktır der. Hayır efendim, sevgiyi zayıflık yapan insanlığın kendisidir, sevgi tek başına zayıf bir duygu falan değildir. İnsanlığın bencilliği bir kenara koyabileceği tek duygu sevgidir çünkü, bir yabancı için elini taşın altına koymak istemez insanoğlu ama sevdiğin bir insansa konu; işte o kişiyi çok seviyorsan bir saniye bile düşünmeden yaparsın bunu.
Haklısınız, ağlamayı bile zayıflık gören insanlıktan bahsediyoruz ben şaşıramıyorum artık. Sınıfta filme ağlayan bir erkek vardı dalga geçmişlerdi keşke onun gibi yaşasalardı diye içinden geçirdim. Duygu her şeydir.

Gerçi günümüzde her şey sahte. Eski tadı vermiyor hiç bir şey.
 
@just chillin @Estar Abi @ZCPS21

Sinirsel öğrenmeyle alakalı örnektir, Duygu durum duygu koşullama yada duygu koşullanma sinirsel öğrenim süreçlerinden bir tanesidir.

Görsel işitsel uyaran ağlama ve çevrenin verdiği gene görsel işitsel uyaran tepkiler bunun neticesinde uyaranların beyindeki ve sinir sistemindeki sinirleri elektriksel kimyasal uyarması sinir iletici maddelerin işbu uyarılan sinirlere göre salınması neticesi dürtü ve güdülenme ve sonuç olarak ortaya çıkan algı ve bizim de bunu gözlemleyişimiz.

Sinirsel öğrenmenin genel bir özeti.

Haklısınız, ağlamayı bile zayıflık gören insanlıktan bahsediyoruz ben şaşıramıyorum artık. Sınıfta filme ağlayan bir erkek vardı dalga geçmişlerdi keşke onun gibi yaşasalardı diye içinden geçirdim. Duygu her şeydir.

Gerçi günümüzde her şey sahte. Eski tadı vermiyor hiç bir şey.
 
Dawkins'in ahlaki teorik açıdan değerlendirmesine bir göz atmanızı isterim. Özellikle Gen Bencildir'de bu konuya -ana konu olmasa da- değiniliyor. Bir blog girdisi de bırakayım mesela alta:


Kısaca çok kaba bir şekilde, genleri bir sonraki nesile nasıl iletebiliyorsak ahlak da o yönde çalışıyor.

Şöyle bir makale de mevcut: Bilim, Ahlakı Açıklayabilir mi? Dini İnançlardan Bağımsız Bir Ahlak Anlayışı Mümkün mü? - Evrim Ağacı

Özellikle birkaç alıntı bırakayım:

Markalardan biri "bencil", diğeri "yardımsever"dir. Eğer değiş tokuş yapan maymun bencil markayı seçerse karşılığında bir parça elma alıyor; ancak yanındaki maymun herhangi bir şey alamıyordu. Diğer taraftan, yardımsever marka her iki maymunu da ödüllendiriyordu. Çoğu maymun baskın olarak yardımsever markayı seçme eğilimi geliştirdiler ve bu tercih, tepkiyle karşılaşma korkusu yüzünden değildi; çünkü dominant maymunlar (en az korkusu olan) en cömert olanlardı.

Bu tarzda gözlemler, sadece primatlarda değil aynı zamanda köpekler, filler ve hatta kemirgenlerle yapılan hayvan empatisi alanındaki araştırmalarla tutarlıdır. En tipik örnek, içlerinden birinin sıkıntısı olduğunu gördüklerinde şempanzelerin onu sarılarak ve öperek nasıl teselli ettiklerine dair gözlemlerdir. Ki bu davranışlar, bilim insanları tarafından binlerce örnekle analiz edildiği üzere, oldukça öngörülebilirlerdir. Memeliler birbirlerinin duygularına karşı duyarlıdırlar ve diğerlerinin ihtiyaçlarına tepki verirler.

Bir araştırmada insanların bağış yaptıklarında beynin haz merkezinin aktive olduğu gösterilmiştir. Dolayısıyla, bu tür davranışlara bencil demek için herhangi bir neden yoktur.

3.alıntı özellikle şunu diyor: Sen birine yardım ederken dahi beyin tarafından ödüllendiriliyorsun aslında.

Kısaca ahlak bir yanılsamadan ibaret. Özgeci biri mi var? Kaldır üstündeki çarşafı ve ne kadar bencil olduğunu kendi gözlerinle gör.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı