Kadının Beyanı Esastır!

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Katılım
24 Mart 2021
Mesajlar
101
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Bu konuyu açma sebebim İstanbul Sözleşmesi hakkında farklı görüşler olması. İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar adlı konuda da bu farklı görüşlere denk gelince bir konu açayım dedim.


Bazı kullanıcılar, kadının beyanı ile erkeklerin hapse atılamayacağını iddia ediyorlar. Mevzu bahis konuda denk geldiğim yorumları aşağıya bırakıyorum.
  1. İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar
  2. İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar
  3. İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar
  4. İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar
  5. İstanbul Sözleşmesini körü körüne savunanlar
Bu yorumları yapan ve beğenen arkadaşlara sorum var. Madem kadının beyanı ile erkekler hapse atılmıyor, peki aşağıda linkini bıraktığım haberlerin izahı nedir?
Bu olayların tamamında erkekler hapse girmiş, hiç de öyle iddia edildiği gibi kanıt bulunana kadar beklenilmemiş (Kanıt yok zaten, tamamını iftira olduğu ortaya çıkan haberler arasından seçtim.). Hatta daha da üzücü olanı birçok olayda kadınlar iftira attıklarını itiraf etmelerine rağmen erkekler serbest bırakılmamış.


Kapanışı bir annenin serzenişi ile yapmak istiyorum, tamı tamına 34 sene hapis cezasına çarptırılmış bir evladı var, adalet istiyor. Olayın detayları videoda, bütünlüğü bölmemek adına özetini geçmesem daha iyi olur.
  • Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
    Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Başlığı bilerek böyle seçtim ki merak uyandırsın, lütfen değiştirmeyin.
 
Merhaba xXxX_babapro_XxXx, sanıyorum ki asıl hesabınla girmek istemedin, her neyse.
Bu verdiğin örnekler İstanbul sözleşmesi ile alakalı değildir. İstanbul sözleşmesinde "kadının beyanı esastır" diye bir madde geçmez. Eğer bir taciz iddiası ortaya atılırsa soruşturma kısmında mağdurun beyanı esas alınır yani mağdur bu esnada korunur. Soruşturma süreci bittiğindeyse eğer iftira atıldığı ortaya çıkarsa iftira suçundan oklar iftiracıya döner.
Bu attığın haberlerde hukuksuzluk söz konusu, yani İstanbul sözleşmesi ile bir ilgisi yok. Ben de sana birkaç haber göndereyim.
 
Bu verdiğin örnekler İstanbul sözleşmesi ile alakalı değildir. İstanbul sözleşmesinde "kadının beyanı esastır" diye bir madde geçmez.
Sözleşmede geçer diye bir iddiam yok.
Peki ne işe yarar bu sözleşme? Kadınlar neden istiyor o halde? Ben tek tek okudum maddelerini ama okurken bizim hukukumuzda olmayan herhangi bir madde göremedim. Tabi iş icraata gelince öyle olmuyor, iftiraya maruz kalan bir sürü erkek var. Cinsel yönelim ayırt etmeksizin tarzında ifadeler de var, iyi de bizim ülkemizde zaten yargı sürecinde herkes eşit.

Eğer bir taciz iddiası ortaya atılırsa soruşturma kısmında mağdurun beyanı esas alınır yani mağdur bu esnada korunur.
Mağdur değil mağdur olduğunu iddia eden kişi. İftira atan değil iftiraya maruz kalan mağdurdur.
Bu sözleşmeden önce mağdur olduğunu iddia eden kişiyle ne farkı var bu sözleşmenin, madem ki kanıt olmadan bir şey yapılmıyor?

Soruşturma süreci bittiğindeyse eğer iftira atıldığı ortaya çıkarsa iftira suçundan oklar iftiracıya döner.
İftira attığını itiraf ettiği halde hakim dinlemiyor, tenezzül edip okusaydın görürdün.

Bu attığın haberlerde hukuksuzluk söz konusu, yani İstanbul sözleşmesi ile bir ilgisi yok.
Peki bu sözleşme ne işe yarıyor? X bununla alakalı değil, Y bununla alakalı değil, Z bununla alakalı değil... Ne bu sözleşme ile alakalı?
Ki buna ek olarak benim ilk mesajımda İstanbul Sözleşmesi ile alakalı diye bir iddiam yok. Dikkatli okuyun, altta kendi mesajımı alıntıladım.
Bazı kullanıcılar, kadının beyanı ile erkeklerin hapse atılamayacağını iddia ediyorlar.
Görüldüğü üzere İstanbul Sözleşmesi yazmamışım.

Ben de sana birkaç haber göndereyim.
Ne yani, yazdığın haberler var diye benim yazdıklarım yok mu oldu? Bunun mantığı ne böyle?
CHP'de tecavüz skandalı olduğu vakit, koyu CHP'li arkadaşlarıma bu konudan bahsetmiştim. "Ensar Vakfı'nda da oluyor" cevabını almıştım, tam ona benziyor.
 
CHP'de tecavüz skandalı olduğu vakit, koyu CHP'li arkadaşlarıma bu konudan bahsetmiştim. "Ensar Vakfı'nda da oluyor" cevabını almıştım, tam ona benziyor.
Ne yani hem bunları söyleyip hem İstanbul sözleşmesine karşı mı çıkıyorsunuz?

Sözleşmeyi düzgünce okuduğunuzu düşünmüyorum.
 
Düşünmeden, sırf muhalefet olmak için muhalefet olanlar var. Fakat bazı konularda haklılar, kadın cinayetleri arttı. Ama artık bir erkek olarak kadınlardan korkuyorum açıkçası. Çok kolay şekilde iftira atıyorlar, ve toplum hiç erkek tarafını dinlemeden yargılıyor, bazı durumlarda erkekler masum olmasına rağmen hapse atılıyor, ya da dövülüp öldürülüyor. Bence bu duruma ilişkin de hükümet bir madde koymalı yeni Ankara Sözleşmesi'ne.
 
Merhaba xXxX_babapro_XxXx, sanıyorum ki asıl hesabınla girmek istemedin, her neyse.
Bu verdiğin örnekler İstanbul sözleşmesi ile alakalı değildir. İstanbul sözleşmesinde "kadının beyanı esastır" diye bir madde geçmez. Eğer bir taciz iddiası ortaya atılırsa soruşturma kısmında mağdurun beyanı esas alınır yani mağdur bu esnada korunur. Soruşturma süreci bittiğindeyse eğer iftira atıldığı ortaya çıkarsa iftira suçundan oklar iftiracıya döner.
Bu attığın haberlerde hukuksuzluk söz konusu, yani İstanbul sözleşmesi ile bir ilgisi yok. Ben de sana birkaç haber göndereyim.

Yani bazı kişiler suçlarından dolayı hapise atılmadıgı için kadının beyanıyla hapse atan istanbul sözleşmesi isimli dış güçlerin dayatmasını kabul etmeliyiz. Acun ılıcalının dış ülkeden aldıgı progrmlar gibi mesela survivor en az 20 ülkede her sene başlıyor. Bu istanbul sözleşmeside aynı mantık resmen belli başlı ülkelere bir dayatma ve bir proje. Şeriat kanunlarında kısasa kısas var. Her şey gayet basit Allah beyin vermiş. Kanunlarınıda göndermiş daha ne diye saga sola bakınıp tartışıyorsunuz. KISASA KISAS yasasını getireceksiniz adam öldürenin cezası ölümdür. Bakın bakayım böyle bir şey yapabiliyorlar mı?
 
Sözleşmeyi düzgünce okuduğunuzu düşünmüyorum.
Zaten okusa 3 cümlesinden 4'ü "bu sözleşme ne işe yarıyor?", "sözleşme ne ile alakalı?" olmaz. İşin cringe yanı "Görüldüğü üzere İstanbul Sözleşmesi yazmamışım." deyip ilk mesajında 7 kere + etiketlerde "İstanbul sözleşmesi" kelimesini geçirmesi.

Edit: "xXxX_babapro_XxXx" kullanıcı adına sahip birini ciddiye almak benim hatam, üstelik var olan üç mesajından 3'ü de bu konuda atılmışken..
Bknz: Trol.

Edit 2: Bence de kadının beyanı esas değildir bu arada, sözleşme geri gelsin ve anayasadan o kısım çıkarılsın.

Son edit: Şimdi "İslam'ı yaşatsak bunlar olmaz", "Şeriat gelsin kadınlar öldürülmesin" diyenler de gelecek, biliyorum. Şeriat bir şeyi değiştirmez.

Bknz: Osmanlı'da 623 yılda yalnızca 2 tecavüz ve 27 hırsızlık vakasının yaşandığı iddiası | Teyit
Kaydı: Osmanlı'da 623 yılda yalnızca 2 tecavüz ve 27 hırsızlık vakasının yaşandığı iddiası | Teyit
 
Ne yani hem bunları söyleyip hem İstanbul Sözleşmesine karşı mı çıkıyorsunuz?
Ben herkesin eşit sayıldığı bir sözleşme olmadığı sürece karşı çıkarım. Kadını korumak için değil insanı korumak için çıkarılmalı.
Sözleşmeyi düzgünce okuduğunuzu düşünmüyorum.
Düzgünce okudum.
 
Bu ülkede kadınının da erkeğininin de eğitimsizi maalesef çok tehlikeli. Kadınlar erkeklere iftira atabiliyor; erkekler de kadınları öldürebiliyor, taciz, tecavüz ediyor. Böyle anlaşmalar falan tamamen boş iş, ülkedeki eğitimsizlik devam ettiği sürece böyle şeyler 20-30 yıl sonra da devam edecek, gelişemeyeceğiz. Münakaşaların, eylemlerin tamamen zaman kaybı olduğunu düşünüyorum.
 
Ben herkesin eşit sayıldığı bir sözleşme olmadığı sürece karşı çıkarım. Kadını korumak için değil insanı korumak için çıkarılmalı.
Sözleşme şiddet görenlerin koruması üzerine kurulu ve cinsiyet ayrımı bulunmuyor. Aynı durumda bulunan erke/kadın veya diğer bireyleri de koruyor.

Bu yüzden okumadığınızı düşünüyorum diye belirttim.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı