Latin alfabesine geçmemiz gerçekten doğru muydu?

Latin alfabesi gibi çok basit bir alfabe kullanmamıza rağmen bazı kişilerin yazısını okumak zor oluyor, başkasının Arap alfabesiyle yazdığı şeyi okumayı düşünmek istemiyorum. Zaten okuma yazma oranının çok düşük olduğu bir dönemde komple çok daha basit bir alfabeye geçiş yapılması ve bunu yaparken de daha basit bir alfabeyi dilimize göre çok daha kolay uyarlamak gayet anlaşılabilir bir tercih.
 
Eklendi şimdi tamamen eksiksiz Latin alfabesi kadar rahat istesek Arap alfabesini de kullanırız hiç sıkıntı da çıkmaz diyebilir misiniz?
Bakın konunun ilk sayfalarında açıklamasını yaptım. Arap alfabesi kullanan Türkçe'de bazı kelimelerin anlamını cümleye göre çıkartıyorsun. Bunun için bazı çözüm yolları yapılmaya çalışıldı. Dilde sadeleştirme ya da belli başlı kelime kalıplarını harekeli yazarak bu sorunu çözebilirsiniz ancak alfabe değişimindeki esas mesele bu değil. Batı desteğini almak, batı kamoyunda Türkler o geri kalmış milletlerden birisi değil dedirtmek, modernleşme adına hareket etmek ve geri kalan doğu dünyasından ayrılmak hedeflendi.

Ayrıca Osmanlı paleografyasını günümüzde okumak çok basit neden? Dil sadeleştirildi o saray ve memuriyet dili artık kullanılmıyor. Size 2 gün ders versem klasik dünya romanlarını Arap alfabesi ile rahat bir biçimde okuyabilirsiniz. Tek sorun yaşayacağınız yerler isim ve yer adları. Dil aynı dil sadece yazımı değişti.
 
18. yüzyılın son yarısında kurulan Mühendishâne-i Berrî-i Hümayun ve Mühendishâne-i Bahr-i Hümayun ile başlayan sürecin sonudur neredeyse alfabe değişikliği. 100 yıldan uzun süren bir münasebetle ilgilidir. Cumhuriyetten çok önce bu konuda denemeler tartışmalar yaşanmıştır. Atatürk ile de bir ilgisi yoktur. O devirden çok önce Latin harfleriyle yazılmış Türkçe'ye Osmanlı aydını aşinadır. Paleograya gibi çok farklı bir çalışma sahasını sırf bir terminoloji kullanmak için Osmanlı paleografyası gibi boş tabirlere de hiç gerek yok. Paleografya tabiri bahsedilen şeyin anlamını bile vermiyor Osmanlıca için. İki günde de kimse hiçbir şey öğrenemez.
 
Osmanlı paleografyası bir dil değildir ki adı Osmanlıca olsun. Özellikle mali dökümanların şifreli olarak tutulduğu kayıtlara, vesikalara bakarsanız içinin ne kadar dolu ve çetrefilli olduğunu görürsünüz.

Günümüz sadeleştirilmiş Türkçe okunuşunu öğrenmek isteyen birisi sadece 2 günde normal metinleri okuyabilir. Hızlı olmaz yavaş olur ancak okuyabilir.
 
Osmanlıca da Osmanlı Türkçesi de uydurma (yapay) bir tabirdir, ikisi birbirine galebe çalmaz. Mali kayıtların yazı sisteminin çözümü bir paleografik çalışma değil, yazı stili üzerine giden bir çalışmalar bütünüdür. Her çözüm transkripsiyon, transliterasyon paleografya ile karıştırılmamalı. Osmanlı yazı sistemine paleografya demek olsa olsa, galat-ı meşhurdur. Alfabe değişimi veyahut 19-20. asır yazısı için konuşurken Osmanlı plaeografyası tabiri boş ve süslü bir ifade oluşturma çabasından başka bir şey değil. Kadeş antlaşmasının çözümü değil sonuçta. Bu meseleyi iki güne indirgemeniz doğru değil başlangıç için bile değil. Çok ısrarcıysanız iki gün uzun bir süre değil bir kaç günlük ileri kursunuzla bir video alalım, yavaş yavaş nasıl okuyor bakalım birisi oldukça merak ediyorum. Bitmeyen tanımlamalar silsilesi oluyor.
 
Osmanlıca da Osmanlı Türkçesi de uydurma (yapay) bir tabirdir, ikisi birbirine galebe çalmaz. Mali kayıtların yazı sisteminin çözümü bir paleografik çalışma değil, yazı stili üzerine giden bir çalışmalar bütünüdür. Her çözüm transkripsiyon, transliterasyon paleografya ile karıştırılmamalı. Osmanlı yazı sistemine paleografya demek olsa olsa, galat-ı meşhurdur. Alfabe değişimi veyahut 19-20. asır yazısı için konuşurken Osmanlı plaeografyası tabiri boş ve süslü bir ifade oluşturma çabasından başka bir şey değil. Kadeş antlaşmasının çözümü değil sonuçta. Bu meseleyi iki güne indirgemeniz doğru değil başlangıç için bile değil. Çok ısrarcıysanız iki gün uzun bir süre değil bir kaç günlük ileri kursunuzla bir video alalım, yavaş yavaş nasıl okuyor bakalım birisi oldukça merak ediyorum. Bitmeyen tanımlamalar silsilesi oluyor.
Akademik olarak litaratürde geçen bir dersi yok saymanız ilginç doğrusu. 19-20. Yüzyıl tekelinde birşey söylediğimi sanmıyorum?

Elbette istekli olan arkadaşlar varsa öğretmek isterim. Ayrıca video çeşitli sitelerde fazlasıyla var birer saatten oluşan videoların sadece 10 tanesini izlerseniz günümüz Türkçesini Arap harfleri ile okuyabilirsiniz.
 
Osmanlıca alfabesi kullanıldığında halk çok büyük bir kısmı okuma yazma bilmiyordu çünkü Osmanlıca'daki sesler ile -Osmanlıca, Farsça ile Arapça karışımı bir alfabedir- Türkçe birbirine uymuyordu. Latin alfabesine geçilince okuma yazma oranında çok büyük bir artış oldu ve harf devriminin sonucunda şu an Türkiye'deki neredeyse herkes okuma yazma biliyor.
 
Osmanlıca alfabesi kullanıldığında halk çok büyük bir kısmı okuma yazma bilmiyordu çünkü Osmanlıca'daki sesler ile -Osmanlıca, Farsça ile Arapça karışımı bir alfabedir- Türkçe birbirine uymuyordu. Latin alfabesine geçilince okuma yazma oranında çok büyük bir artış oldu ve harf devriminin sonucunda şu an Türkiye'deki neredeyse herkes okuma yazma biliyor.
Okuma yazma oranının düşük olması okullaşma politikasının olmamasından kaynaklanıyor. Doğal bir durum imparatorluk sonuçta, ulus devletler kuruldukça cumhuriyetle beraber okullaşma politikası uygulandı ve millet mektepleri açıldı. Dolayısıyla cumhuriyetle okullaşma politikasına geçilmesi ile alfabe ve dil osmanlıca olarak kalsa bile yine okuma yazma oranı artardı, Latin alfabesine geçiş batı tandanslı bir ülke kurulması ile ilgili, alfabe ile cehaletin bir alakası yok.

Kiril alfabesi de Türkçeye pek uygun değil ama Rus etkisindeki Azerbaycan'da Türkçeye uymamasına rağmen Kiril harfli dönemde okuma yazma oranı yine yüksekti, okuma yazma oranında dil özellikleri alfabe etkili değil okullaşma oranı ve eğitim politikası etkilidir.
 

Geri
Yukarı