Neden yaşıyoruz?

Benim için mutlu olmaktır.
Asıl amaç yaşamaktır. Yaşayacaksın, en iyi şekilde yaşamaya çalışacaksın. Başklarının kalıplarına takılıp kalmayacaksın. Okulda başarılı olmak seni mutlu etmiyorsa, bu başarısızlık seni üzmeyecek mesela. Toplumum beklentileri için kendini hebâ etmeden, özgür bir biçimde yaşamaya çalışacaksın.
"Ya beni kötülük mutlu ediyorsa?" Evet, kötülük mutlu ediyorsa kötü olabilirsin ancak bunun bedelini de ödersin. Zira dünya üzerinde yaşamaya hakkı olan tek varlık sen değilsin. Cezalar, kötülükle mutlu olan insanların bu mutluluğuna son vermek için icat edilmiştir. Aksi takdirde kötülükten zevk alan adamları durduramayız. Toplum, cezalarla, kültürlerle, bazen de inançlarla kötülüğün zevk alınmaması gereken şeyler olduğunu insanlara empoze etmeye çabalar. Bu özgürlüğe bir kısıtlama olsa da sınırsız özgürlüğün topluma kaos getireceği de ortada.

"Bir gün öleceğim, ne anlamı var? Ha mutlu yaşamışım mutsuz" bu şu anlama geliyor:
Ya hiç dünyaya gelmemeliydim ya da hayatım sonsuz olmalıydı. Peki sonsuz olsaydı, hayatının amacı ne olacaktı mesela? Buna bir cevabın var mı? Gene yaşamın tadını çıkarabilmek olacaktı bence. Para, şan, şöhret, vatan kahramanlıkları... bunların hepsi bizim şişirdiğimiz şeyler. Hele sonsuz bir yaşamda hiçbirinin değeri olmazdı. Değerli olarak kalan şey gene yaşamanın kendisi olurdu. Ancak yaşam tek başına da kutsal değil, iyi bir yaşam gerekiyor. Onun için savaşlar, kavgalar, fikir ayrılıkları, yolsuzluklar, etnik düşmanlıklar, otokrat liderler... bunlar kutsal olan güzel yaşamı bir avuç insana verip çoğundan alan aşağılık şeyler.

Cennete girsen bile sonuç yok. Cennete girdin eee? Sonsuza kadar lay lay lom. Beklediğin yüce netice bu muydu? Bu sonuç, seni sonucu olmayan bir sonsuzluğun içine atıyor. Cennet ne işe yarıyor? Sana "güzel bir yaşam sunuyor."
Bingo! Cennetin bile amacı seni süreçle oyalamak ve o sürecin içinde mutlu etmek. Cennet bile sonuç aramıyor. Cennette iken "Yahu ne bu böyle, sonsuza kadar böyle heyooo mu?" diyemezsin. Sonuç istemezsin, niçin diyemezsin.

Onun için dostum, kendini hayata bırak. Ha hayat herkese âdil mi? Bir kere geldiğimiz şu dünyada güzel bir yaşam yaşamadan ölecek olanların olması ve bunda da onların suçunun olması âdil mi? Bunlar başka tartışmaların konusu.

Saygılar.
 
Dine göre Allah seni sınıyor sevgisini kazanmalısın, pozitivizme göre bir madde yığınısın ve öldüğünde doğmadan önce ne işe o olacaksın. Biz sadece bilince sahip olduğumuz için yaşıyormuşuz gibi yapıyoruz ama sadece maddelerin birleşmesi sonucu bilinç kazanmış varlıklarız.
 
"Olmak ya da olmamak, işte bütün mesele bu" sözü, William Shakespeare'in ünlü eseri Hamlet' te geçer.

Dünya üzerinde yaşayan canlılar 2 ana kategoriye ayrılır;

1- Bilinç (şuur) sahibi olmayan sıradan canlılar. (bitkiler, hayanlar veya insan dışındaki tüm habitat)
2- Bilinç (şuur) sahibi olan canlı. (İnsan)

Bilinç sahibi olan insan da 2 kategoriye ayrılabilir;

1- Sıra dışı olarak tarihte iz bırakanlar. (Mustafa Kemal Atatürk, Mussolini, Hitler, Escobar, vb.)
2- Sıradan hayat sürüp unutulanlar veya hiç bir iz bırakmayanlar.

Sıra dışı olarak tarihte iz bırakanları da;

1- İnsanlık adına çok iyi bir iz bırakanlar. (Mustafa Kemal ATATÜRK, Nikola TESLA, Thomas EDİSON; vb.
2- İnsanlık adına çok kötü iz bırakanlar olarak kategorize edebiliriz. (Adolf Hitler, Escobar, vb.)

Zaten insan ilk doğduğu andan itibaren "ben bu dünyaya neden geldim?" sorgusunu ara sıra olsa da yapamıyorsa onun insan olduğundan şüphe edebilmemiz veya diğer canlı gruplarından çok da farklı olamadığını mutlaka düşünebilmemiz gerekir.

Bazı insanlar sonsuza kadar unutulmamak için (Mustafa Kemal ATATÜRK, Edison, Tesla, vb.) tarihte derin bir iz bırakırken bazıları da sıradan (rutin) bir yaşam döngüsünü sürdürerek kaçınılmaz olan ölümü normal olarak bekler. Her canlı ölümü mutlaka tadacağına veya ölümsüzlük kesinlikle mümkün olamayacağına göre her insan bu 2 tercihten birini mutlaka yapar ve o şekilde yaşayıp ölür.

Örneğin Mustafa Kemal Atatürk 1881 'de doğarak 1938'de ölmesine rağmen dünyaya sadece 57 yılı değil 3 çarpı veya 4 çarpı karşılığı olabilecek olan yılları yaşayabilecek olanların bile yapamayacağını yaptı., Türkiye Cumhuriyetini yeniden inşa ederek kurdu, gençlere emanet etti ve bizler atamızın yılmaz olan bekçileriyiz, Mustafa Kemal Atatürk'ün askerleriyiz. Ne mutlu Türküm diyene.
 
Son düzenleme:
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.


Bakmanızı öneririm.
 
Hangi dine ya da inanca sahip olduğuna göre değişir. Bence yaşamın bir amacı yok, sadece evrimle ortaya çıktık ve yaşamaya devam ediyoruz.
 
Bir gün olecegiz. Ne sen aynı sen olacaksın ne ben. Bilincimiz yok olacak. Hafızamiz silinecek. Hiçbir şeyi hissetmeyecegiz bir daha. Bu olanların anlamı ne o zaman? Niye yaşıyoruz biz?
1 haftadır bunu kafama taktım geçmiyor.

Zevk, seks ya da dophamin ben bütün bu hayatımızın ilerleyişini bunlardan ibaret oldugunu düşünüyorum savaşlar, cinselik, para, bekleyiş içerisinde olma, kendini güzeleştirmen vb.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı