Niye kimse mutlu değil?

Birbiriyle etkileşim halinde bulunan bir varlık olarak insan çevresinde başka kişilerin de bulunmasını ister. Hatta insan anlık mutluluklarını ilk olarak bu çevresindeki insanlarla paylaşır.

Sağlıklı bir şekilde yalnız kalmak çok mümkün değildir. Yalnızlık psikolojik sorunlara yol açabileceği gibi insanın değişmesine de sebebiyet verebilir. Her şeye rağmen insan yalnız olmayı başarırsa zaten kendisini tatmin etmeyi başarmıştır. Bu da ona mutluluğu verir. Fakat basit bir varlık olan insan için bu mutlulukta genellikle yeterli gelmeyecektir.
İçinde olduğumuz çağın anlayışına uzak bir düşünce tabii ki, ama yalnızlık psikolojik sorunlara yol açar diye net bir şey söyleyemeyiz. Bu yalnız insanın nerede ve hangi konumda, nasıl büyüdüğüne, gelişimine, ve an itibari ile nerede olduğuna bağlıdır daha çok. Bana göre de psikolojisi bozuk olan insanlarda birlikte olduğu insanlar yol açar. Aksini düşünüyorsan eğer hemen ispatlayabilirim :p
 
Ya bir de şu dışavurumu paylaşmadan edemeyeceğim;

"Olduğum şeyle olmadığım şey arasında, hayal ettiğim şeyle hayatın beni yaptığı şey arasında bir boşluğum."

Fernando Pessoa - Huzursuzluğun Kitabı
 
Tamamen ekonomi ile alakalı olduğunu düşünüyorum şiddet ve aile içi kavgayı da buna bağlıyorum bir insanın her gün eve acaba bu ayı nasıl çıkaracağız diye düşünürek gitmesi o insanı hem mutsuz eder hem de agresif bir birey haline getirir.
Bu sadece Türkiye özelinde bir durum değil ki. Hayatta kimse tam anlamıyla mutlu değil. Bana cidden hayattaki mutlu olma hedefine ulaşmış tek bir insan bile gösteremezsin.

Aşk mutluluğumuzu sömürdü be reisssss.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Hocam biz de yavaş yavaş sökülüyoruz. Bu zor zamanlarda böyle bir başyapıt dinlemek bana mutlu hissettirecektir. Teşekkürler.

Hafızanın yalnız duyulardan gelen verilerle ve zaten hafızada olan verilerin birbiriyle etkileşime girmesiyle dolabileceğini düşünüyorum. Ve zekanın da farklı hallerde bilinç ve bilinçaltında bulunup farklı görevler üstlendiğini düşünüyorum. Bir duygu hissetmek için zekanın şart olmadığını düşünüyorum. Haliyle bu bakış açımla olay herkesin hafızasındaki verilerin beraberinde bilinç ve bilinçaltının farklılığı sebebiyle herkesin kendi hakikati ve kendi duygu mekanizmaları olmuş oluyor. Tek bir hakikatten bahsetmek mantıksız oluyor çünkü zaten bu bakış açımdan dolayı insanın düşünceleri doğuştan gelen bilinç ve bilinçaltı yapısıyla doğduğu çevrenin birbirlerini şekillendirmesinin ürününden ibaretken insan bilgi olarak çevresinin ötesine gene yalnız deneyimlediği çevreyle geçebilir. Örnek veriyorum. Kapı görürsün ve pembe bir duvar görürsün. Sonra hayatın boyunca hiç deneyimlemediğin pembe kapıyı hayal edersin. Deneyimlediğin çevrenin ötesine geçtin ama bunu gene çevreden deneyimlediğin verileri kombine ederek geçtin. Herkesin bilinç ve bilinçaltı doğuştan farklı parametrelere sahipken ve doğduğu çevreyle bilinç ve bilinçaltının birbirlerini sürekli şekillendirmesiyle sürekli herkesin kendi hakikati ve kendi duygu mekanizmaları söz konusu olduğundan "insanın nihai amacı mutlu olmaktır" vb. söylemlerle tutarlı bir genelleme yapılamaz. En fazla genellemeyi yapan kişi için pratik ama tutarsız genellemeler yapılabilir.
Bazı dediklerine katılıyorum. Düşünce deneyimdir. Sadece deneyimlenen şey düşünülebilir.

Katılmadığım taraf ise her insanın nihai amacının mutlu olmak olmadığını söylemeniz. Her insan kendi doğrularını yaşar. Her insan kendi fikirleri doğrultusunda hareket eder. Fakat mutluluk evrensel bir duygudur. Her insanı mutlu eden şeyler farklıdır fakat mutluluk her insana hoş gelen bir şeydir. Senin kendi doğrularını yaşamanın amacı da sonunda mutlu olmaktır. "Ben mutsuz olmak istiyorum" diye söyleyen bir insan olamaz. Söylese bile aslında içten içe o da mutluluğu arzular.
Edit: Hayvan kısmına değinmemişim. Hayvanlarda iyilik veya kötülük yapabilir. Onlarında bilinci olabilir. Ki muhtemelen var. Sadece insan kadar kompleks değiller.
Hayvanlar bilinçli olarak iyi ya da kötü olamazlar. Sen bir aslanın bir ceylanı katletmesine "kötü ve ahlaksız" bir davranış diyebilir misin? Ya da bir insana zarar veren köpeğe kötü bir köpek diyebilir misin? Hayır çünkü hayvanlar bunları doğal içgüdülerinden dolayı yapar. İyinin ve kötünün farkında değillerdir. Bu yüzden iyi ya da kötü olamazlar. Bilinçsiz yapılan kötülük kötülük müdür? İyinin ve kötünün farkında olan tek canlı insandır.
 
Son düzenleme:
Felsefe osuruk gibidir çok kurcalarsanız içinde boğulursunuz.
Mutluluk için mutluluğun önündeki engelleri kaldırmanız gerekir,ancak bu engelleri kaldırdıktan sonra yorum yapmak size düşer.
Siz engelleri kaldırmadan hayat zor demeye devam edenlerdenseniz eyvah evyah yandınız.
Daha çok sorgular boğulmaya devam edersiniz,kaldırmayacağınız engelse kaldırabilir hale gelin engelleri acı çekmeden başarı hayal etmeyin.
Keyfin olduğu yerde mağlubiyet vardır.
 
Böyle bir teori var mı bilmiyorum ama benim şöyle bir düşüncem var. Dünya'da bir getirinin kesinlikle bir götürüsü vardır.

En basitinden bir ağaç kesilirse bize odun sağlar. Bu pozitiftir, ama bir ağaçkakanın yuvası yıkılır. Bu negatiftir. Başka bir örnek vermek gerekirse, yolda yürürken yürüme konusunda sıkıntısı olan bir insan bundan üzüntü duyabilir. Bir getirinin götürüsü olması kaçınılmaz bir gerçektir. Bu belki büyük bir şey belki çok küçüktür ama sonuçta biri bundan negatif olarak etkilenir. Ayrıca biraz Tyler Durden felsefesi de yapacağım. Birçok kişi istemediği işlerde istemediği evlerde oturuyor. Örnek vermek gerekirse ben özel okulda okumak isterdim. Çünkü devlet okulunda çok çalışmam gerekiyor. Benim bu hafta sınav haftam ve 2 haftadır köpek gibi çalışıyorum ama bir özel okulda olsam muhtemelen sınavı düşünmeme bile gerek kalmazdı. Bu bana üzüntü veriyor.

Sonuç olarak aslında bir zincirin içindeyiz ve bu zincirin adı zorunluluk. Birini üzmek zorundasın, fark etmesen bile.
 

Geri
Yukarı