Okul hayatımı anlatıyorum

JettAgam

Centipat
Katılım
19 Ağustos 2022
Mesajlar
748
Makaleler
5
Çözümler
4
Yer
Istanbul/Beyoğlu
Daha fazla  
Sistem Özellikleri
RAM : 8Gb (1x8)
İşlemci : Intel İ5-11400H 2.7gHz
SSD : Crucial 500GB (1x)
Ekran Kartı : RTX 3050Tİ 4GB ve İntel UHD Graphics 11th Gen
İşletim Sistemi : Windows 11 Home 64 bit Single Language
Hz : 144Hz
Cinsiyet
Erkek
Merhaba. Bu konu tamamen boş vakitlerinizde okuyabileceğiniz bir konu. Eğer bu konuyu boş vaktinizde okuyorsanız teşekkür eder, eğer ki boş vakitlerinizde değil de konuyu gerçekten okuyorsanız yine teşekkür ederim.

Bu arada başlamadan önce belirteyim, 1 yıl erken başladım okula. Şu an 7'ye gidiyorum, 12 yaşındayım.

Detaylara inmeyeceğim. Belki ortaokulda detaya inebilirim. Eğer bu 2-3 satırı okuyorsanız ortaokul kısmının muhtemelen detaylı olduğunu görürsünüz.

Kreş:
Yarım yamalak hatırlıyorum. Hiç arkadaşım yok ya da çok arkadaşım var denemezdi. Okulun ilk 2 günü sınıftaki herkese teker teker "arkadaş olalım mı?" diye sorduğumu çok net hatırlıyorum. Ve herkeste evet demişti bu soruma.

Daha kreşteyken okuma ve yazmayı biliyordum. Yaşıtlarıma göre oldukça zekiydim. Neredeyse hiç dışlanmazdım. Bazı kişiler beni sırf inadına uyuz etmeye çalışırlardı. Akıllıydım anlayacağınız.

Anaokulu:
Favori yıllarımdandı. Ben 4 yıl okumadım, 1 yıl gittim sadece (bildiğim kadarıyla 4 yıl normalde). Kreşe göre daha da akıllıydım. Daha bu yaşlarda toplama ve çıkarmada 1-99 arası işlemleri neredeyse zorlanmadan yapabildiğimi hatırlıyorum. Yine aşırı sosyalim.

Tabii ki yine sınıftaki herkese tek tek "arkadaş olalım mı?" diye sorduğumu hatırlıyorum.

Çarpmayı yavaştan öğreniyorum, 1'ler, 2'ler ve 3'leri yapabiliyorum. Tabii 3'lerde biraz zorlanma var. Mahallemizde ortaokula giden birisi vardı ve herkes ona "mahallenin zekisi" falan diyorlardı (hala diyorlar) çocukta bayağı bir hızlı okuyordu. Çocukla yarışa girdik ve aynı olan 1 sayfayı 9-10 saniye farkla akıcı ve sesli bir şekilde okuyarak bitirdim. Hala aşırı hızlı okuyorum, hocalar izin verse muhtemelen daha da hızlı okurdum :).

Bu yaşlarda anlama problemlerim başlıyor. Hala da var bu arada. Hoca sayfa halinde kesip yapıştırın diyor, kesip yan yana falan yapıştırıyorum. Doğru yaptığım şeylerde dahi hoca bana sürekli bağırıyordu. Bu, şu anda bile devam eden sosyal anksiyetemi tetiklemeye başlayan ufak şeylerden sadece birisi oldu. Genel olarak iyiydi. Sınıfımdakileri çok seviyordum.

Ilkokul:
Favori yıllarım bu zamanda geçti kesinlikle.
Hocamız mükemmeldi. Kalkıp gerçekten de kızılacak şeylerde tabii ki kızıyordu. Dersleri çok iyi anlatıyordu. Bir de ilkokul, ortaokul lise üniversite gibi tek bir derse uzmanlaşmayıp 4 yıl içerisinde öğreteceğiniz bütün derslerde uzmanlaşmanız gerekiyordu. Hocamız tam 10 yıl falan öğretmen olmuş, sıra bize gelmişti.

Ve evet, yine sınıftaki herkese tek tek arkadaş olalım mı diye sordum. Yine herkes evet dedi. Hatta şu an bazıları ile ortaokulda aynı okulda okuyoruz.

Sosyal anksiyete henüz vurmadı ama ufak ufak yerlerde etkisini gösteriyor bu yıllarda. Örneğin parmak kaldıramamalar, hoca ile konuşurken ses değişimi gibi gibi.

Bu yıllarda bölmeyi çözmüş, 6. sınıf konularını da neredeyse bitirmiştim. Tarihe ilgi duymaya başlayarak ülkemizin önemli savaş ve olaylarını da gitgide öğreniyordum. Tarih, boş vakitlerimin vazgeçilmezi oluyordu. Okulda bir tane zorba vardı, en alt katta. Ilkokulun daha ilk gününde yanlışlıkla koşarken koluna omzumu değdirmiş, sonrasında kendisinden özür dahi dilemiştim. Kendisi ise tam 4 yıl bana zorbalık yaptı. Kafama her gün ansiklopedi ile vuruyordu. Allah'tan 4. sınıfın sondan bir önceki gününde çocuğu okul çıkışı bulup öldüresiye dayak attım. Kaçmasa kim bilir daha neler yapardım bilmiyorum.

Sınıfça dost olmuştuk ve herkes herkesin her sorununa yardım ediyordu. Biri silgi mi ister? Bütün sınıf silgiyi uzatırdık. Sınıfta bir tane bile kavga olmadı. Ayrıca okulumuzdaki sınıflar da çok iyiydi.

Ortaokul:

5. sınıfı Online sebebiyle okuyamadım. Online derslere de hiç giremedim internetimin kötülüğü sebebiyle. Derse giriyordum ama mikrofonu kapaya bastığımda tam 8 dakika o mikrofonun kapanmasını beklediğimi hatırlıyorum. O zamanlar faturayı neredeyse ödemiyorduk, ondan.

6. sınıf 1. dönemde gayet iyi bir sınıftaydım. Ama sosyal anksiyete öyle bir vurdu ki, siyah renk hırka giydim. Kapşonunu çektim ve bir kez bile indirmedim. Maskeyi hiç indirmedim. Su dahi içmedim. Nedeni muhtemelen bir anda o arkadaşlardan uzak kalmaktı. O zamanlar ilkokulda sınıfta ben ve 2-3 kişi hariç kimsede telefon yoktu bundan dolayı da WhatsApp'tan bile ekleyememiştim.

Derslerde nadiren parmak kaldıran ben parmak kaldırmaz olmuştu. Bu arada, bölmeyi tamamen unutmuş ve 6. sınıf konularını da neredeyse unutmak üzereydim.

Derslerin sınavlarından gayet iyi notlar alıyordum. Iyi dediğim, ilkokulda 90-100 arası giderken 6'da 60-80 arası gitmekti. Daha düşük almayacağıma inanıyordum. Bu sıralar tarihle aramda büyük bir kesik oluştu. Tarihten zevk alan ben, tarih kelimesi duyunca ortamdan uzaklaşır hale geldi. YouTube'dan ders izlerken de hiçbir şey anlamamaya başladım. Siyaset öğrenmeye başladım. 2 ay geçmeden bu heves gitti. Oyun yazılımcısı olma hayalim vardı ama PC'im yoktu. 6 yaşından beri hayalimdeki oyunu geliştiremiyordum. Ben de bu sinir ve üzüntüyle o oyunun evreninde geçen kocaman bir hikaye yazmaya başladım. Ileride amacım bu hikayeyi romana dönüştürmek ve oyunu yapıp hikayesini belirlemekti. Şu anda hikaye o kadar büyük ki dünyanın en iyi hikayesine sahip oyunlarla kapışacak düzeyde (biraz abarttım ama bayağı büyük bir hikaye, hatta yazdıklarımı bile bir yerden sonra unutmaya başlıyorum).
Kimseyle arkadaş olamadım. İlkokuldan sonra bu okula gelen arkadaşlarımla takılmaktan başka bir şey yapamadım. Nedense herkes dönem bitimine son 1 hafta kala benimle arkadaş olmaya başladı. Keşke sınıflar karıştırılmasaydı. Bir de grip olmuştum 1 hafta, sonra Corona oldum 2-3 hafta, sonra yine 1 hafta grip derken 1 ay yok yazılmıştım. Ve ben müdür yardımcısına dilekçe dahi vermedim. Şu an o izinsiz gün olarak sayılmaya devam ediyor. Ama utangaç olduğum için yardımcı reddeder üzülürüm diye vermeye korkuyorum.

6. sınıf 2. dönem. Sırf bizim sınıfımızda 1 kız var diye bütün okulu karıştırdılar ve D şubesine geçtim. Geçmez olaydım. Herkes mahalleden toplama. Sınıfın yarısı zorba ve geri kalan yarısı da zorbalarla arkadaş. Bu arada bu dönem hala maske takıp hırkayı giyip kapşonunu çekiyordum. Değişen yok. Sınıfta bir kız vardı önümde. Sürekli eğleniyorduk. Ta ki 7. sınıfa kadar. (Şu an 7 değiliz) Dersleri neredeyse salmıştım. Matematikte zaten ilk dönem kötüydüm 40-50 alıyordum, bu dönem 24-28 olarak iki not getirmiştim. Ailemin yüzüne bakmaya utanıyordum. Ne kadar tarih ve siyasete ilgi duymaya çalışsam da yok, olmuyordu. İlk dönem yine arada bir gezilere giderken 2. dönem gezi olan günlerde okula gelmiyordum. Bir sınav vardı ve okula gelmedim mi? Kalkıp hocaya demiyordum bile çünkü utanıyordum. Sosyal anksiyete tavanlardaydı. Beden dersinde duvara boş boş bakardım herkes psikopat diye dalga geçerdi. O kız konusuna gelelim. Meğer benimle sırf sırasına yakınım diye konuşuyormuş. Şu an kendisinden 5 6 sıra uzaktayım. Yüzüme dahi bakmıyor. 7. sınıf. Hayır, katlanamıyorum. Zorbalar baktı sınıfı geçtim devam diyerek bütün okulun içinden geçmeye devam ediyordu. Ben onlardan sıra olarak uzak olduğumdan beni pek umursamıyorlardı ama sıra olarak da yakınlaşınca işler hiç iyi olmadı. Birisi su istiyor vermezsem tehdit ediyordu. Birisi anneme dahi küfür etmişti. Derste olmasaydık şu an muhtemelen dışarıda değil, hapishanede müebbet yemiş şekilde duvarı izliyor olacaktım. Ama sorun yok, 2. dönemde amacım derhal başka bir sınıfa gidip sınıfta bulunan bütün herkesin bana neler yaptığını yazmak ve müdüre bizzat teslim etmek. Hırka hala duruyordu ama maskeyi çıkarmıştım. Ayrıca kapşonu da indirmiştim. Ama bu anksiyeteyi yendim demek değil, anksiyetem daha da yükseldi. Hoca ayağa kalkın dediğinde bile titreye titreye kalkıyorum. Sosyal bilgiler haricinde hiçbir derste neredeyse iyi değilim. Ingilizce'yi ana dilim gibi konuşurken iki kelimeyi bir araya getiremez hale geldim. Beden dersinde hoca sürekli oyun oynattırdığından ve hepsi de yetenekle alakalı olduğundan ve ben de ne güçlü ne hızlı ne çevik ne spor biliyor ne spora yazılmış ne de refleksi iyi olmayan birisi olduğumdan genellikle takımımı kaybettiriyor, 2 sol 2 sağ yumruk 1 sağ aparkatı yiyip yerime oturuyordum. Bunca zaman hiç sesimi çıkarmadım. Burnum akıyorsa teneffüsü bekler çaldığı gibi bahçenin görünmeyen kısmına gider burnumu koluma silerim. O derece seviyedeyim. Bilgisayarım bu sefer var ama PyCharm, Community Edition bile kaldıracak seviyede değil. Eğer 1. dönemde takdir alırsam yeni bilgisayar alınacak. Şu an çalışıyorsam tek amacım o bilgisayar. Bir de sebepsiz yere laf yerdim.

Genel olarak: Her zaman akıllıydım. Sınıftaki zorbalık o kadar problemdi ki dersi dinleyemeyecek seviyeye ulaşırdım. Fiziksel yetenek olarak yerlerdeydim. Hangi yıl olursa olsun bu her zaman böyleydi. Arkadaşım bir yerden sonra olmamaya başladı. Tarih ve siyasete ilgim neredeyse 0 oldu. Okulun olmamasını sevinçten yanlışlıkla güneş sistemini paramparça edecek kadar çok istiyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Merhaba. Bu konu tamamen boş vakitlerinizde okuyabileceğiniz bir konu. Eğer bu konuyu boş vaktinizde okuyorsanız teşekkür eder, eğer ki boş vakitlerinizde değil de konuyu gerçekten okuyorsanız yine teşekkür ederim.

Bu arada başlamadan önce belirteyim, 1 yıl erken başladım okula. Şu an 7'ye gidiyorum, 12 yaşındayım.

Detaylara inmeyeceğim. Belki ortaokulda detaya inebilirim. Eğer bu 2-3 satırı okuyorsanız ortaokul kısmının muhtemelen detaylı olduğunu görürsünüz.

Kreş:
Yarım yamalak hatırlıyorum. Hiç arkadaşım yok ya da çok arkadaşım var denemezdi. Okulun ilk 2 günü sınıftaki herkese teker teker "arkadaş olalım mı?" diye sorduğumu çok net hatırlıyorum. Ve herkeste evet demişti bu soruma.

Daha kreşteyken okuma ve yazmayı biliyordum. Yaşıtlarıma göre oldukça zekiydim. Neredeyse hiç dışlanmazdım. Bazı kişiler beni sırf inadına uyuz etmeye çalışırlardı. Akıllıydım anlayacağınız.

Anaokulu:
Favori yıllarımdandı. Ben 4 yıl okumadım, 1 yıl gittim sadece (bildiğim kadarıyla 4 yıl normalde). Kreşe göre daha da akıllıydım. Daha bu yaşlarda toplama ve çıkarmada 1-99 arası işlemleri neredeyse zorlanmadan yapabildiğimi hatırlıyorum. Yine aşırı sosyalim.

Tabii ki yine sınıftaki herkese tek tek "arkadaş olalım mı?" diye sorduğumu hatırlıyorum.

Çarpmayı yavaştan öğreniyorum, 1'ler, 2'ler ve 3'leri yapabiliyorum. Tabii 3'lerde biraz zorlanma var. Mahallemizde ortaokula giden birisi vardı ve herkes ona "mahallenin zekisi" falan diyorlardı (hala diyorlar) çocukta bayağı bir hızlı okuyordu. Çocukla yarışa girdik ve aynı olan 1 sayfayı 9-10 saniye farkla akıcı ve sesli bir şekilde okuyarak bitirdim. Hala aşırı hızlı okuyorum, hocalar izin verse muhtemelen daha da hızlı okurdum :).

Bu yaşlarda anlama problemlerim başlıyor. Hala da var bu arada. Hoca sayfa halinde kesip yapıştırın diyor, kesip yan yana falan yapıştırıyorum. Doğru yaptığım şeylerde dahi hoca bana sürekli bağırıyordu. Bu, şu anda bile devam eden sosyal anksiyetemi tetiklemeye başlayan ufak şeylerden sadece birisi oldu. Genel olarak iyiydi. Sınıfımdakileri çok seviyordum.

Ilkokul:
Favori yıllarım bu zamanda geçti kesinlikle.
Hocamız mükemmeldi. Kalkıp gerçekten de kızılacak şeylerde tabii ki kızıyordu. Dersleri çok iyi anlatıyordu. Bir de ilkokul, ortaokul lise üniversite gibi tek bir derse uzmanlaşmayıp 4 yıl içerisinde öğreteceğiniz bütün derslerde uzmanlaşmanız gerekiyordu. Hocamız tam 10 yıl falan öğretmen olmuş, sıra bize gelmişti.

Ve evet, yine sınıftaki herkese tek tek arkadaş olalım mı diye sordum. Yine herkes evet dedi. Hatta şu an bazıları ile ortaokulda aynı okulda okuyoruz.

Sosyal anksiyete henüz vurmadı ama ufak ufak yerlerde etkisini gösteriyor bu yıllarda. Örneğin parmak kaldıramamalar, hoca ile konuşurken ses değişimi gibi gibi.

Bu yıllarda bölmeyi çözmüş, 6. sınıf konularını da neredeyse bitirmiştim. Tarihe ilgi duymaya başlayarak ülkemizin önemli savaş ve olaylarını da gitgide öğreniyordum. Tarih, boş vakitlerimin vazgeçilmezi oluyordu. Okulda bir tane zorba vardı, en alt katta. Ilkokulun daha ilk gününde yanlışlıkla koşarken koluna omzumu değdirmiş, sonrasında kendisinden özür dahi dilemiştim. Kendisi ise tam 4 yıl bana zorbalık yaptı. Kafama her gün ansiklopedi ile vuruyordu. Allah'tan 4. sınıfın sondan bir önceki gününde çocuğu okul çıkışı bulup öldüresiye dayak attım. Kaçmasa kim bilir daha neler yapardım bilmiyorum.

Sınıfça dost olmuştuk ve herkes herkesin her sorununa yardım ediyordu. Biri silgi mi ister? Bütün sınıf silgiyi uzatırdık. Sınıfta bir tane bile kavga olmadı. Ayrıca okulumuzdaki sınıflar da çok iyiydi.

Ortaokul:

5. sınıfı Online sebebiyle okuyamadım. Online derslere de hiç giremedim internetimin kötülüğü sebebiyle. Derse giriyordum ama mikrofonu kapaya bastığımda tam 8 dakika o mikrofonun kapanmasını beklediğimi hatırlıyorum. O zamanlar faturayı neredeyse ödemiyorduk, ondan.

6. sınıf 1. dönemde gayet iyi bir sınıftaydım. Ama sosyal anksiyete öyle bir vurdu ki, siyah renk hırka giydim. Kapşonunu çektim ve bir kez bile indirmedim. Maskeyi hiç indirmedim. Su dahi içmedim. Nedeni muhtemelen bir anda o arkadaşlardan uzak kalmaktı. O zamanlar ilkokulda sınıfta ben ve 2-3 kişi hariç kimsede telefon yoktu bundan dolayı da WhatsApp'tan bile ekleyememiştim.

Derslerde nadiren parmak kaldıran ben parmak kaldırmaz olmuştu. Bu arada, bölmeyi tamamen unutmuş ve 6. sınıf konularını da neredeyse unutmak üzereydim.

Derslerin sınavlarından gayet iyi notlar alıyordum. Iyi dediğim, ilkokulda 90-100 arası giderken 6'da 60-80 arası gitmekti. Daha düşük almayacağıma inanıyordum. Bu sıralar tarihle aramda büyük bir kesik oluştu. Tarihten zevk alan ben, tarih kelimesi duyunca ortamdan uzaklaşır hale geldi. YouTube'dan ders izlerken de hiçbir şey anlamamaya başladım. Siyaset öğrenmeye başladım. 2 ay geçmeden bu heves gitti. Oyun yazılımcısı olma hayalim vardı ama PC'im yoktu. 6 yaşından beri hayalimdeki oyunu geliştiremiyordum. Ben de bu sinir ve üzüntüyle o oyunun evreninde geçen kocaman bir hikaye yazmaya başladım. Ileride amacım bu hikayeyi romana dönüştürmek ve oyunu yapıp hikayesini belirlemekti. Şu anda hikaye o kadar büyük ki dünyanın en iyi hikayesine sahip oyunlarla kapışacak düzeyde (biraz abarttım ama bayağı büyük bir hikaye, hatta yazdıklarımı bile bir yerden sonra unutmaya başlıyorum).
Kimseyle arkadaş olamadım. İlkokuldan sonra bu okula gelen arkadaşlarımla takılmaktan başka bir şey yapamadım. Nedense herkes dönem bitimine son 1 hafta kala benimle arkadaş olmaya başladı. Keşke sınıflar karıştırılmasaydı. Bir de grip olmuştum 1 hafta, sonra Corona oldum 2-3 hafta, sonra yine 1 hafta grip derken 1 ay yok yazılmıştım. Ve ben müdür yardımcısına dilekçe dahi vermedim. Şu an o izinsiz gün olarak sayılmaya devam ediyor. Ama utangaç olduğum için yardımcı reddeder üzülürüm diye vermeye korkuyorum.

6. sınıf 2. dönem. Sırf bizim sınıfımızda 1 kız var diye bütün okulu karıştırdılar ve D şubesine geçtim. Geçmez olaydım. Herkes mahalleden toplama. Sınıfın yarısı zorba ve geri kalan yarısı da zorbalarla arkadaş. Bu arada bu dönem hala maske takıp hırkayı giyip kapşonunu çekiyordum. Değişen yok. Sınıfta bir kız vardı önümde. Sürekli eğleniyorduk. Ta ki 7. sınıfa kadar. (Şu an 7 değiliz) Dersleri neredeyse salmıştım. Matematikte zaten ilk dönem kötüydüm 40-50 alıyordum, bu dönem 24-28 olarak iki not getirmiştim. Ailemin yüzüne bakmaya utanıyordum. Ne kadar tarih ve siyasete ilgi duymaya çalışsam da yok, olmuyordu. İlk dönem yine arada bir gezilere giderken 2. dönem gezi olan günlerde okula gelmiyordum. Bir sınav vardı ve okula gelmedim mi? Kalkıp hocaya demiyordum bile çünkü utanıyordum. Sosyal anksiyete tavanlardaydı. Beden dersinde duvara boş boş bakardım herkes psikopat diye dalga geçerdi. O kız konusuna gelelim. Meğer benimle sırf sırasına yakınım diye konuşuyormuş. Şu an kendisinden 5 6 sıra uzaktayım. Yüzüme dahi bakmıyor. 7. sınıf. Hayır, katlanamıyorum. Zorbalar baktı sınıfı geçtim devam diyerek bütün okulun içinden geçmeye devam ediyordu. Ben onlardan sıra olarak uzak olduğumdan beni pek umursamıyorlardı ama sıra olarak da yakınlaşınca işler hiç iyi olmadı. Birisi su istiyor vermezsem tehdit ediyordu. Birisi anneme dahi küfür etmişti. Derste olmasaydık şu an muhtemelen dışarıda değil, hapishanede müebbet yemiş şekilde duvarı izliyor olacaktım. Ama sorun yok, 2. dönemde amacım derhal başka bir sınıfa gidip sınıfta bulunan bütün herkesin bana neler yaptığını yazmak ve müdüre bizzat teslim etmek. Hırka hala duruyordu ama maskeyi çıkarmıştım. Ayrıca kapşonu da indirmiştim. Ama bu anksiyeteyi yendim demek değil, anksiyetem daha da yükseldi. Hoca ayağa kalkın dediğinde bile titreye titreye kalkıyorum. Sosyal bilgiler haricinde hiçbir derste neredeyse iyi değilim. Ingilizce'yi ana dilim gibi konuşurken iki kelimeyi bir araya getiremez hale geldim. Beden dersinde hoca sürekli oyun oynattırdığından ve hepsi de yetenekle alakalı olduğundan ve ben de ne güçlü ne hızlı ne çevik ne spor biliyor ne spora yazılmış ne de refleksi iyi olmayan birisi olduğumdan genellikle takımımı kaybettiriyor, 2 sol 2 sağ yumruk 1 sağ aparkatı yiyip yerime oturuyordum. Bunca zaman hiç sesimi çıkarmadım. Burnum akıyorsa teneffüsü bekler çaldığı gibi bahçenin görünmeyen kısmına gider burnumu koluma silerim. O derece seviyedeyim. Bilgisayarım bu sefer var ama PyCharm, Community Edition bile kaldıracak seviyede değil. Eğer 1. dönemde takdir alırsam yeni bilgisayar alınacak. Şu an çalışıyorsam tek amacım o bilgisayar. Bir de sebepsiz yere laf yerdim.

Genel olarak: Her zaman akıllıydım. Sınıftaki zorbalık o kadar problemdi ki dersi dinleyemeyecek seviyeye ulaşırdım. Fiziksel yetenek olarak yerlerdeydim. Hangi yıl olursa olsun bu her zaman böyleydi. Arkadaşım bir yerden sonra olmamaya başladı. Tarih ve siyasete ilgim neredeyse 0 oldu. Okulun olmamasını sevinçten yanlışlıkla güneş sistemini paramparça edecek kadar çok istiyorum.
Zorbalık yapanları çağır bi' güzel döverim.
 
Eğer gerçekten iyileşmek istiyorsan doğru düzgün bir psikoloğa gitmen gerek. Orada buraya yazdıklarını ve daha fazlasını anlat. Çözüm yolu bulup kendini düzeltmelisin.
 
Eğer gerçekten iyileşmek istiyorsan doğru düzgün bir psikoloğa gitmen gerek. Orada buraya yazdıklarını ve daha fazlasını anlat. Çözüm yolu bulup kendini düzeltmelisin.
Üşeniyorum :(
 
Okumaya üşendim yarın okuyacağım. :D

Okudumda sorunun sende değil olduğun ortamda olduğu açık açık belli, sınıfındaki zorbalar, hiç arkadaşının olmaması. Bunlar senin sorunun değil aslında. Bence sosyal anksiyeteni yenmen lazım, yenmezsen hayatın zehir gibi bir şey olur. Sosyal anksiyeteyi bende yaşadım, yaşıyorum ara sıra. Senin problemin hayattan zevk alamama gibi bir şey. Ailenle konuş, derslerine çalış, zevk almaya çalış. Derslerde merak ettiğin konular olur elbette ya?
 

Yeni konular

Geri
Yukarı