Ruh var mıdır?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Ic ses dedigin seyi de beyindeki sinyaller ve kimyasal reaksyonlarla gozlemleyebilirsin.
Tamamen decode edemezsin ama varligina dalalet bulabilirsin.
Konu ruh olunca ustteki diger arkadasin dedigi gibi garb alemi, marb alemi diye herhangi bir alet ile algilanamiyor olusunu normallestirmeye baslarsin.

Problem su -> "Fizigin otesindedir" dedigin anda uydurma oluyor.
Varligini iddia ettigin seyin varligina dair fiziksel kanit sunamiyorsun, ispat yukumlulugunu daha ilk cumleden cignemis oluyorsun. O noktadan sonra benim icin yok hukmunde bu.

Noel baba icin de benzer iddialar yapilabilir. Benim gozumde ayni duzlemdeler.


Var olus mekanizmasini bilmedigimiz bir seyin gozle gorulemeyecegini de bilemezsin.

Cinlere inanan birisinin, cinleri goren "efsunlu" gozlere sahip en az bir canlinin var olabilecegine de inanmasini beklerim acikcasi.

Su anda arastirmayacagim ama muhtemelen "cinleri gorebilen efsunlu hoca" diye birileri kesin vardir ve buna inanan bir kitle de olmustur.
Dostum, iç ses dediğim varlık ruhun kendisidir ve gerçekten de metafizik kaynaklı olup ölümle bu dünyadan ayrılan kişinin hükmî şahsiyetidir. İlk cümlendeki "beyindeki sinyaller ve kimyasal reaksyonlar" söylemi, yâni bilincin beyinde yerleşik olduğu iddiası ve nöron denilen sinir hücreleri içinde ve arasında meydana gelen elektro-kimyasal reaksiyonların toplamda oluşturduğu faaliyetin çıktısı olduğu iddiası maalesef bilimin bir yanılgısıdır ve sen de "tamamen decode edilemese de" ifadesini ekleyerek bunu tekrar etmektesin. Aslında beyin denilen organ, sayısız nöron ağlarının oluşturduğu hiper-kompleks bir veri merkezi gibi düşünülebilir ve amacı duyu organları ile dış dünyadan yâni çevreden gelen sinaptik verileri yâni duyu sinyallerini gruplandırarak çeşitli merkezlerde tutmak ve onlara anlam verecek veya onları değerlendirip sonuçlara ulaşacak olan bilincin bilgisine sunmaktır. Bilinçin buna karşılığı uygun bir tepki veya tepkisizlik olarak gerçekleşir. Bilinç ile beyin arasındaki arayüzün nasıl olduğu, onun için nasıl bir konum bilgisi olabileceği, gerçek bir sırdır. Sonuç olarak bilinç gerçekten metafizik olup ne beyinde yerleşiktir ne de onun çıktısıdır. Beyinden bağımsıdır ama onun sağlayacağı verilere muhtaçtır.
Varlığını iddia ettiğim "nesne" fiziksel olmadığına göre, fiziksel kanıt sunmam mümkün değildir ama umarım yukarıdaki açıklamam yeterli olabilir. Var oluş mekanizmasını bizim görmemizi beklediğin şeyi, kelime tam ifade etmese de, sadece "Yaratıcı görebilir ve sırlardan birisi budur." Dostum amacımız bir tartışmada galip gelme gibi ilkel bir dürtü olmamalıdır. Umarı okuyanlara yararlı olur.
 
Benim sana cevap veriyor olmam sana zit fikirde oldugum ya da cildirdigim anlamina mi geliyor ki?
Senin yazdigin seye ilave yaptim yalnizca, 21 grami aciklamasi gerekenin bizler olmadigini soyledim, bu kadar basit.
Forum kullanmayi ogrenince bunlar oturur zamanla, alintilaninca defansiflesmeyin bu kadar.

Defansifleştiğimiz, sinirlendiğimiz falan yok, yazıyla böyle oluyor anca. Bir de Türkçe karakter kullanmasını öğrenseymişsiniz keşke, iyi akşamlar.
 
Değerli Technopat üyeleri, dün 20:20'de "bitwise isimli üyeye" verdiğim cevaptaki 3 tane yazım yanlışı için üzgünüm. Cevapta kullandığım bazı kelimeler nöroloji yâni sinir bilimine ait terminolojiden alınmıştı, daha kısa ifade edebilmek için. Sizlerin, bu cevabı analiz edebilecek öğrenim düzeyinde olduğunuzu varsaymıştım. Sizlere son aktarmak istediğim şey, ruhun aslî yapısını tıpkı maddesel bir varlık gibi labaratuvarda inceleyemeyeceğinizi tekrar vurgulamak ve mümkün olabilecek en doğru analize ulaştığınızda ise bunun size bir getirisi olmayacağını ve hatta tam tersine götürüsü olacağını belirtmektir. Nitekim derviş Yunus Emre de kendisinin ne olduğunu, daha doğrusu ne olmadığını keşfetmiş ve aseksüel-normativizm denilen ultra-norma ulaşmıştır. İnsan medeniyetinin devam etmesi için gerekli olan norm, hetero-normativizmdir ve yaratıcının dünyadaki aslî tasarımı veya kurgusu budur. Homo-normativizm ise dejeneratif bir normdur ve insan medeniyetinin yıkımıyla sonuçlanır. Son cümlelerimin ruhun varlığıyla ilgisini bazıları hemen anlayamayabilir fakat kendini farkeden birey bunu anlayabilir ama bunu hemen hemen pek de paylaşmaz, paylaşamaz çünkü bir getirisi olmadığını da anlamıştır.
 
Dostum, iç ses dediğim varlık ruhun kendisidir ve gerçekten de metafizik kaynaklı olup ölümle bu dünyadan ayrılan kişinin hükmî şahsiyetidir. İlk cümlendeki "beyindeki sinyaller ve kimyasal reaksyonlar" söylemi, yâni bilincin beyinde yerleşik olduğu iddiası ve nöron denilen sinir hücreleri içinde ve arasında meydana gelen elektro-kimyasal reaksiyonların toplamda oluşturduğu faaliyetin çıktısı olduğu iddiası maalesef bilimin bir yanılgısıdır ve sen de "tamamen decode edilemese de" ifadesini ekleyerek bunu tekrar etmektesin. Aslında beyin denilen organ, sayısız nöron ağlarının oluşturduğu hiper-kompleks bir veri merkezi gibi düşünülebilir ve amacı duyu organları ile dış dünyadan yâni çevreden gelen sinaptik verileri yâni duyu sinyallerini gruplandırarak çeşitli merkezlerde tutmak ve onlara anlam verecek veya onları değerlendirip sonuçlara ulaşacak olan bilincin bilgisine sunmaktır. Bilinçin buna karşılığı uygun bir tepki veya tepkisizlik olarak gerçekleşir. Bilinç ile beyin arasındaki arayüzün nasıl olduğu, onun için nasıl bir konum bilgisi olabileceği, gerçek bir sırdır. Sonuç olarak bilinç gerçekten metafizik olup ne beyinde yerleşiktir ne de onun çıktısıdır. Beyinden bağımsıdır ama onun sağlayacağı verilere muhtaçtır.
Varlığını iddia ettiğim "nesne" fiziksel olmadığına göre, fiziksel kanıt sunmam mümkün değildir ama umarım yukarıdaki açıklamam yeterli olabilir. Var oluş mekanizmasını bizim görmemizi beklediğin şeyi, kelime tam ifade etmese de, sadece "Yaratıcı görebilir ve sırlardan birisi budur." Dostum amacımız bir tartışmada galip gelme gibi ilkel bir dürtü olmamalıdır. Umarı okuyanlara yararlı olur.

Son cumle ile baslayayim cevap vermeye -> Hayir tartismaya galip gelmek gibi bir amacim ya da beklentim yok. Kac senedir bu tarz konularda tartisirim henuz bir yere baglandigina sahit olmadim. Beyin jimnastigi yapiyorum ben sadece ve bazen bir seyler ogreniyorum.

Geri kalani da parca parca alintilayarak cevap verecegim.

Varlığını iddia ettiğim "nesne" fiziksel olmadığına göre, fiziksel kanıt sunmam mümkün değildir ama umarım yukarıdaki açıklamam yeterli olabilir.

-> Iste bu problem. Fiziksel olmasa dahi ortada varligina dair bir kanit yok. Bir sekilde tanimlamaya calisiyorsun ama yanlislanabilir bir sey sunmuyorsun. Bu durumda tartismanin anlami kalmiyor. Spirituel bir sey, beyin ile sinirli degil vs ama bunlar benim "yok" diyebilecegim seyler degil. Ikna oldugum icin degil, karsi cikacagim somut bir delil olmadigi icin. Renkler de soyut ve abstrakt kavramlar fakat isigin dalga boyu uzerinden somutlastirilabiliyor. Yani bir seye kanit sunabilmek icin onun illa ki fiziksel zemine %100 indirgenebilir olmasina gerek yok. Bir insanin ruya gordugunu de elektromanyetik dalgalarla somutlastirabilirsin. Yani ruyanin kendisi soyut olmasina ragmen fiziksel duzleme indirgenebilir izleri var. Ruh icin ise bunu yapamiyor kimse, o yuzden benim icin yok hukmunde.


Dostum, iç ses dediğim varlık ruhun kendisidir ... (1)
Sonuç olarak bilinç gerçekten metafizik olup ne beyinde yerleşiktir ne de onun çıktısıdır. Beyinden bağımsıdır ama onun sağlayacağı verilere muhtaçtır ... (2)

-> Bu 2 ifaden de bana gore celiskili. Bilinc ve ruh tanimlarini beyinden bagimsiz kiliyorsun ama bir yandan da beyin ile "muhtac" demeye getiriyorsun. Bir sey bir seyden hem bagimsiz hem de muhtac olamaz. Bir karar ver lutfen :)

Bu noktada yazdiklarima verecegim cevabin yine daha oncekine benzer tanimlamalar minvalinde olacagini dusunuyorum o yuzden acikcasi tartisma anlamsiz bir yere gidecek gibi duruyor. Oturup ruhun semantik tanimlari uzerine kafa yorasim yok. Eger pozitif bilimlerce desteklenebilir bir seyler varsa ortada ( 21gram ornegindeki gibi sekillerde degil, gercek noroscience verilerle ) tartisalim, ogrenelim. Yoksa bence ruh X'dir, hayir bence Y'dir seklinde ping-pong a doner.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Son cumle ile baslayayim cevap vermeye -> hayir tartismaya galip gelmek gibi bir amacim ya da beklentim yok. Kac senedir bu tarz konularda tartisirim henuz bir yere baglandigina sahit olmadim. Beyin jimnastigi yapiyorum ben sadece ve bazen bir seyler ogreniyorum.

Geri kalani da parca parca alintilayarak cevap verecegim.

varlığını iddia ettiğim "nesne" fiziksel olmadığına göre, fiziksel kanıt sunmam mümkün değildir ama umarım yukarıdaki açıklamam yeterli olabilir.

-> Iste bu problem. Fiziksel olmasa dahi ortada varligina dair bir kanit yok. Bir sekilde tanimlamaya calisiyorsun ama yanlislanabilir bir şey sunmuyorsun. Bu durumda tartismanin anlami kalmiyor. Spirituel bir şey, beyin ile sinirli degil vs ama bunlar benim "yok" diyebilecegim seyler degil. Ikna oldugum için degil, karsi cikacagim somut bir delil olmadigi için. Renkler de soyut ve abstrakt kavramlar fakat isigin dalga boyu uzerinden somutlastirilabiliyor. Yani bir seye kanit sunabilmek için onun illaki fiziksel zemine %100 indirgenebilir olmasina gerek yok. Bir insanin ruya gordugunu de elektromanyetik dalgalarla somutlastirabilirsin. Yani ruyanin kendisi soyut olmasina ragmen fiziksel duzleme indirgenebilir izleri var. Ruh için ise bunu yapamiyor kimse, o yuzden benim için yok hukmunde.

dostum, iç ses dediğim varlık ruhun kendisidir... (1)
Sonuç olarak bilinç gerçekten metafizik olup ne beyinde yerleşiktir ne de onun çıktısıdır. Beyinden bağımsıdır ama onun sağlayacağı verilere muhtaçtır... (2)

-> Bu 2 ifaden de bana gore celiskili. Bilinc ve ruh tanimlarini beyinden bagimsiz kiliyorsun ama bir yandan da beyin ile "muhtac" demeye getiriyorsun. Bir şey bir seyden hem bagimsiz hem de muhtac olamaz. Bir karar ver lutfen :)

Bu noktada yazdiklarima verecegim cevabin yine daha oncekine benzer tanimlamalar minvalinde olacagini dusunuyorum o yuzden açıkçası tartisma anlamsiz bir yere gidecek gibi duruyor. Oturup ruhun semantik tanimlari uzerine kafa yorasim yok. Eger pozitif bilimlerce desteklenebilir bir seyler varsa ortada ( 21gram ornegindeki gibi sekillerde degil, gercek noroscience verilerle ) tartisalim, ogrenelim. Yoksa bence ruh X'dir, hayir bence Y'dir seklinde ping-pong a doner.

Sayın üye, çelişkili olarak düşündüğün bölümü kısaca açıklamaya çalışayım. Bir otomobil ve sürücüsü birbirinden bağımsız varlıklardır. Otomobilin kullanılmak için bir sürücüye ihtiyacı vardır. Sürücünün ise bir yere gitmek için otomobile ihtiyacı vardır. Sürücü eğer otomobilden dışarı çıkması mümkün değilse bir yere gitmek için ona muhtaçtır. Ama elbette otomobil ve sürücü ayrık varlıklardır. Bu örnekte otomobili, insan vücudu olarak ve sürücüyü de ruh olarak düşünebilirsiniz.

Bilinç veya ruh dediğimiz varlık, sizin de öyle zannettiğiniz gibi beyinde "konnektom" denilen Hiper-kompleks nöron ağlarında oluşan bir takım bio-elektrik sinyallerin oluşturduğu bir fiziksel varlık olmadığı için beynin fonksiyonel çıktısı olamaz. Beyni, Ultra-kompleks bir komuta merkezi olarak düşünürsen, bilinç, o merkezdeki ekranlardan verileri alıp değerlendiren ve gerekli kontrol tuşlarına basarak vücudu harekete geçiren veya durduran, eni-boyu-yüksekliği-ağırlığı-rengi-kokusu-akım değeri-voltajı-vs. vs. hiçbir fiziksel ölçüsü olmayan soyut bir nesne konumundadır. Zaten anlaşılmayan nokta da burasıdır, çünkü nasıl oluyor da fiziksel bir varlık olan biyolojik beden ile tamamen soyut bir nesne olan bilinç bir araya gelmiş veya getirilmiştir. İşte burası bizlerin idrâk sınırını aşar, çünkü cevabını bilim veremez ve cevap dinde verilmiştir. O cevap, ruhun insan bedenine yaratıcı tarafından "irtibatlandırıldığıdır." burada bilimin bir şey söylemesini beklemeyin. Fakat matematikteki karmaşık sayı kavramı, konuyu anlamak için bir analoji sağlayabilir. Z=X+i Y ile gösterilen bu sayılarda (X ve Y) gerçek sayılardır ama (i) ile gösterilen sayı ise hâyâli sayı veya sanal sayı birimidir ve kendisi ile çarpma işlemi yapılırsa (-1) sonucunu verir ki, bu ise gerçek sayılarda mümkün değildir. Kısaca gerçek bir sayı ile sanal bir sayının birlikteliğinden karmaşık sayı meydana gelmektedir. Benzer şekilde biyolojik beden ile ruhun birlikteliğinden birey meydana gelmektedir ve ruh ile bedenin asla çözülemeyecek olan ve ölüm ile sonlandırılan geçici irtibatını yaratıcı oluşturmaktadır. Umarım biraz daha açıklayıcı olmuştur.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Kesinkes bir ifadeyle yoktur diyeceğim çünkü ruhun varlığına dair hiçbir kanıt yokken ruh vardır deniyorsa tersi de kesin bir ifadeyle belirtilebilir.

Çıkış noktası din olan ruh kavramının varlığına dair din kitaplarına istinaden delil gösterilmesi gerekirken rastgele oluşturulan fikirlerle bunun savunmasını yapmak saçma geliyor bana.
 
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

İyi de ilk Video'da ruhla ilgili bir kanıt sunmadan beynimizi ruhla ilişkilendiriyor, videoda sadece beynimizin sinyaller aracılığıyla birlikte gördüğümüzü söylüyor sonra bir anda beyin değil ruh görüyor diyor gerçekten çok saçma. 2. videoda da gereksiz şeyler söyleniyor izlemeye vakit bile harcamak istemiyorum ve 3. video zaten ruhla bağlantılı değil.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı