Tanrı Sadist mi?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Cidden burada hala zihnimizin hayal edemeyeceği ve amacını asla aciz zihinlerimiz ile idrak edemeyeceğimiz sonsuz bir üstün bir zekaya, sonsuz kat daha aciz yaratılmış bir insan özelliğini mi benzetiyorsunuz ve bunun üzerinden hala tartışıyor musunuz ?
Madem üzerinde tartışılamayacak bir varlık, o zaman neden tanrı diye bir kavram var ki? Ben de kafamdan çok üstün bir varlık yaratıp "bu yarattığım varlık hakkında tartışamazsınız zira o çok üstün, sizin aklınız ermez" desem doğru mu olur?
 
Madem üzerinde tartışılamayacak bir varlık, o zaman neden tanrı diye bir kavram var ki? Ben de kafamdan çok üstün bir varlık yaratıp "bu yarattığım varlık hakkında tartışamazsınız zira o çok üstün, sizin aklınız ermez" desem doğru mu olur?
Öyle betimleyince tartışılmayacağını sanıyorlar. Varlığını kanıtladılar, şimdi de tartışılmayacağını söylüyorlar.

Yorumun hakkında Bertrand Russell şöyle der;

Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede Güneş'in etrafında dönen porselen bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişi, yakınçağda bir ruh doktoruyla, daha önceki çağlardaysa bir engizisyon yargıcıyla görüştürülürdü.​
 
Madem üzerinde tartışılamayacak bir varlık, o zaman neden tanrı diye bir kavram var ki? Ben de kafamdan çok üstün bir varlık yaratıp "bu yarattığım varlık hakkında tartışamazsınız zira o çok üstün, sizin aklınız ermez" desem doğru mu olur?
Evet buna da dogmatizm diyoruz. Hiç bir bilimsel kanun böyle bir kavramın varlığına yok diyemez. Sadece varlığına dair kanıt yok diyebilir.

Yok diyenler de bilimsel veri toplama yöntemlerinin insanlar tarafından bu şekilde belirlenmesinden dolayı derler. Onlar direkt kanıt yoksa o kavram da yoktur kabul ederler ki bu eksik yönüdür.

Sırf bir şeye kanıt bulamadığın için yok kabul edemezsin.
 
Evet buna da dogmatizm diyoruz. Hiç bir bilimsel kanun böyle bir kavramın varlığına yok diyemez. Sadece varlığına dair kanıt yok diyebilir.

Yok diyenler de bilimsel veri toplama yöntemlerinin insanlar tarafından bu şekilde belirlenmesinden dolayı derler. Onlar direkt kanıt yoksa o kavram da yoktur kabul ederler ki bu eksik yönüdür.

Sırf bir şeye kanıt bulamadığın için yok kabul edemezsin.
Çok fazla Alvin Plantinga okumuşsunuz. İspat yükümlülüğü, her zaman iddia eden tarafındır.

Her zaman çürütülen düşünceler dogmatik düşünceler olmuştur. Mısır mitolojisi, Yunan mitolojisi, kabile inanışları, orta çağ inanışları, putperestlikler...... say say bitmez. Sıra İbrahimi dinlerde.
 
O zaman insanları istediğin gibi değiştirebilme ihtimalin varken onlara acı çektirme isteğinin sebebi nedir?

Tanrı algının yanlış olduğunu ve bunun da yanlış bilinen bilgiler olduğunu düşünüyorum.
Tanrı dediğin gibi bir şey yapacak olsaydı bunu bütün canlılara yapardı. Nitekim iradesi olmayan canlıların cennet/cehennem gibi acı çekme veya huzur bulma neticeleri yok.

Kaldı ki tanrı insana tercih yapma, iyi veya kötü olma hakkını vermiştir. Yanlış bilinen alın yazısı gibi kavramlar bu gibi yanlış düşüncelere yol açıyor.

Tanrının bize çizdiği hayatı yaşamıyoruz. Herkes kendi çizdiği kendi hayatını yaşıyor ve neticesinde ceza veya mükafat alıyor.

Dini inancı olanlar hayır deyip geçecek fakat bahsedilen Tanrı Sadist ve Narsisttir. Kuran'da bile cehennemde nasıl işkenceler yapılacağına dair bir sürü ayet var. Sizin bir insana asla yapamayacağınızı cehennemde Allah size yapacak(?). Bazı insanları da direkt cehenneme gitmesi için yaratmış. Tanrı bir insanın kaderini belirler, sizin bir günah işleyip işlemeyeceğinizi o belirler. Tanrı'nın istemediği bir seçeneği seçemezsiniz, kader kavramı ile birlikte özgür irade de yok sayılır. Ayetlerde Allah insanları ruhundan üflediğini söyler, bizim insanlık olarak sahip olduğumuz bütün duygular Allah'tan gelir (Sevgi, Hüzün, Nefret, Kıskançlık vs).

Cehaletten kaynaklı olarak yanlış bilgilerle kafanızı doldurmuşsunuz. Tanrı insanın kaderini belirlemez. İnsan kendi kaderini kendisi belirler. Bilgilerinizi check etmenizi öneririm.

İğrenç bir insan olup da bunun suçunu da tanrıya atmak çok gülünç.

Çok fazla Alvin Plantinga okumuşsunuz. İspat yükümlülüğü, her zaman iddia eden tarafındır.

Her zaman çürütülen düşünceler dogmatik düşünceler olmuştur. Mısır mitolojisi, Yunan mitolojisi, kabile inanışları, orta çağ inanışları, putperestlikler...... say say bitmez. Sıra İbrahimi dinlerde.

Sizin için kötü bir haberim var. Evrenin en temel yasalarından birisi olan entropi yasası bile tanrının varlığını kanıtlar.
 
Dur sana anlatayım. İnandığın Tanrı bana da akıl vermiş sana göre. Eğer varsa ve sorguladığım için, kanıtların doğrultusunda ona inanmadığım için beni cehennemde sonsuz cezalandıracaksa, ben o Tanrıya adaletli demem.

Ben onun verdiği aklı kullandım. Kullandığım için beni cezalandıracaksa neden verdi?

Sizin için kötü bir haberim var. Evrenin en temel yasalarından birisi olan entropi yasası bile tanrının varlığını kanıtlar.
Açıklarsanız, sevinirim.
 
Tanirinin tanimlanabilecegini dusumuyorum. O yuzden tanriyla ilgili yapilan her degerlendirme gecersizdir.
 
Merhabalar, aklıma eğer tanrı'nın (varsa) sadist olabileceği fikri geldi. Eğer varsa İslam dinine inananlara göre Dünya'yı "O" yarattı ve O'nun istediklerini yapanlar cennete, yapmayanlar ise cehenneme gidecek. Hiçlikten bir şey canlı yaratıp sonrasında olacakları sen belirlemişken o yarattığın şeyin acı çekmesi hoşuna gider mi? Vikipedi tanımına baktığım zaman "Sadist, başkalarına acı çektirerek zihnen doyum sağlayan kimse anlamına gelir. Sadist sözcüğü, sadizmin fikir babası Fransız aristokrat ve yazar Marquis de Sade'nin isminden türetilmiştir. Fransızca kökenli bir kelimedir." yazıyor. Ama doyum sözcüğü tanrı için geçerli olmamalı, çoktan doyuma ulaşmış olması gerekli. Siz ne düşünüyorsunuz?
Maalesef öyle.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı