CLM Project
Kilopat
- Katılım
- 2 Ağustos 2015
- Mesajlar
- 1.113
- Çözümler
- 2
@Gordon Freeman evet, ömrümüz çok kısa, onu en verimli şekilde geçirmeliyiz. Bu ömrü harcarken de bu tarz konular için de zaman harcamalıyız. Tanrı'nın dini yoktur. Yani Tanrı'nın insanlara ''siz sadece bu dine tapacaksınız'' diye emrettiği bir şey yok. Şimdiye kadar Tanrı tarafından peygamberler aracılığı ile gönderilen tüm dinlerin ortak amacı ''Allah'ın bir olduğunu kabul etmek ve ona teslim olmak'' tır.
Din aslında tektir. O da Tanrı'ya teslim olmaktır. Mesela ''İslam'' teslim olmak demektir.
@Abradolf Lincler Tanrı'nın kendisi tarafından insanlığa bildirilen kutsal kitaplarda yer alan benzetmeleri, önce-sonra kavramlarının olması çok doğaldır. Çünkü Tanrı'nın kendisi ezelidir. Felsefede zaten ya Tanrı ezelidir, ya da evren ezelidir görüşü çatışır. Ezeli bir varlık hep var olduğu için önce kavramını zaten bilir. Sonra kavramını ise şu şekilde bilebilir. Tanrı, Tanrı olduğu için, o her şeyi bilen varlıktır. Geleceği bilmesi konusu ise, bilgisinin her şeyi kuşatmış olmasıdır. Her şeyi bilebilen bir varlık geleceği de gayet doğal olarak bilebilir bence.
Mesela insan, anne karnında iken bir evrede ''bir çiğnemlik et'' görünümüne sahip olduğu biliniyor. Bu ifade Kuran'da da geçer.
Cehennemin birçok dinde kötülerin gittiği ve acı çektiği yer olarak bilinir. Yani acı kavramı hem bu dünyaya hem de kavrayamadığımız ''öteki dünyaya'' ait bir kavramdır.
Tanrısal boyuta bizim hiçbir algılayıcı organımız yetmez bence de. Tanrı hem her şeyi görme ve haber alma gücüne sahip ama nerede olduğu tam net değil, somut olarak yok yani.
Kuran'da yine Tanrı'nın arşa (göğün en yüksek katına) istiva ettiği yazıyor. Ama ben bu kavramı aklıma anlatamıyorum. Hem bir yerde arşta yani hem de her yerde.
Din aslında tektir. O da Tanrı'ya teslim olmaktır. Mesela ''İslam'' teslim olmak demektir.
@Abradolf Lincler Tanrı'nın kendisi tarafından insanlığa bildirilen kutsal kitaplarda yer alan benzetmeleri, önce-sonra kavramlarının olması çok doğaldır. Çünkü Tanrı'nın kendisi ezelidir. Felsefede zaten ya Tanrı ezelidir, ya da evren ezelidir görüşü çatışır. Ezeli bir varlık hep var olduğu için önce kavramını zaten bilir. Sonra kavramını ise şu şekilde bilebilir. Tanrı, Tanrı olduğu için, o her şeyi bilen varlıktır. Geleceği bilmesi konusu ise, bilgisinin her şeyi kuşatmış olmasıdır. Her şeyi bilebilen bir varlık geleceği de gayet doğal olarak bilebilir bence.
Mesela insan, anne karnında iken bir evrede ''bir çiğnemlik et'' görünümüne sahip olduğu biliniyor. Bu ifade Kuran'da da geçer.
Cehennemin birçok dinde kötülerin gittiği ve acı çektiği yer olarak bilinir. Yani acı kavramı hem bu dünyaya hem de kavrayamadığımız ''öteki dünyaya'' ait bir kavramdır.
Tanrısal boyuta bizim hiçbir algılayıcı organımız yetmez bence de. Tanrı hem her şeyi görme ve haber alma gücüne sahip ama nerede olduğu tam net değil, somut olarak yok yani.
Kuran'da yine Tanrı'nın arşa (göğün en yüksek katına) istiva ettiği yazıyor. Ama ben bu kavramı aklıma anlatamıyorum. Hem bir yerde arşta yani hem de her yerde.