Ülkedeki insan hayatının değersizliği

Bir deprem araştırmacısı, yaklaşık 3 gün önceden depremi tahmin etmiş.
1675682388112.png


Hadi bunu es geçelim, biz ülkemizdeki jeologlar yıllardır bizleri bu gerçeklere karşı uyarıyor. Belki Türkiye biraz bilime önem veren bir ülke olsaydı, bu uyarıları ciddiye alırdı.
 
Devletin böyle bir hakkı yok. Komünist veya sosyalist bir yönetim olsaydı, devletin tahliye etme hakkı olurdu. Demokratik bir yönetim stilinde böyle bir hak söz konusu değil. Kentsel dönüşümün ana amacı buydu zaten. Ucuza yapılmış eski yapıların ve gecekonduların modern ve dayanıklı yapılarla değiştirilmesi. Sabit fikirli insanlar yüzünden hala dönüşmemiş evler var.

Konu hükümete yüklenmek için açılmış. Hükümetin pek çok problemi ve hatası var ancak depremlerde verilen kayıplar hükümetle alakalı değil. Anne babalarımızla alakalı. Depremde yıkılan binaların en genci 20 yaşında*. Bu da demek oluyor ki 20+ sene öncesi yapılmış yapıların denetlenmesinde bir problem vardı. İnsanlar yapı yaptırırken eskiden, üç kuruş ucuz olsun diye pazarlık yaparlardı, müteahhitte pazarlıkta düştüğü üç kuruşu malzemeden kısarak geri alırdı. Dolayısıyla şuan ki yapılar bu durumda.

Modern yapıların pek çoğu hasar bile görmüyor. Yada daha eski ancak vaktinde denetlenmiş yapılarda hasar bile görmüyor. Hasar gören şeyler denetlenmemiş yapılar. Bununda suçu mevcut hükümette değil. Ek olarak eğer yaşadığınız yapı eskiyse veya depremde yıkılma riski varsa, lütfen kentsel dönüşümde yenilenmesine izin verin. Paranız canınızdan daha önemli değil.

Bkz: Kentsel Dönüşüm
*: İzmir depremi göz önünde bulundurularak yapılmış bir yorumdur. Son depremle ilgili istatistikler henüz açıklanmadı. İzmir depremi Ekim 2020'de gerçekleşti, o zamanın Çevre ve Şehircilik bakanının açıklaması yıkılan binaların %70'inin 1990 öncesi yapıldığına, %30'unun ise 1990 ve 2000 yılları arasında yapıldığına dairdi. Kaynak.

aaa444.jpg
 

Geri
Yukarı