Z kuşağının dışarı çıkmak istememesi

İnternetten tanışıp gerçek hayatta bir yerde buluşabilirsin diyeceğim ama i*i var sapığı var. Ortam çok bozuldu. Değil sokak aralarında, evin önünde bile çocuk kaçırılıyor.

Seninkiler yine iyiymiş. Bizde kızlar çoraplarını, erkekler pantolonlarını paylaşıyor. Hep bel altı hep bel altı. Bir de bunlar bu sene 9'a başlayacak. Mesajları okudukça "l*n bu grup tımarhane grubu da ben mi bilmiyorum?" Diyorsun. Hangi çizgi filmleri izlediklerini soruyorlar. O sebeple sadece 1 arkadaşım var. Bende bu sebeple sana en fazla 5 arkadaşın olmasını öneririm. Hadi bir tane de sevgilin olsun. Daha fazla olmasın. Zaten atalarımız bile söylemiş "azı karar çoğu zarar." Diye.

Bizimkiler 10'a geçiyor hala aynı kafadalar sevgili konusundaysa hiç düşündüğüm biri yok. Arkadaşım da yok yalnız yaşar yalnız ölürüme doğru gidiyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bi 1000₺ ateşleseniz sorun morun kalmayacak da neyse. Hatta taksit taksit öderdim sonra :D

Çözümsüzlüğü çözüm gören bir yapınız var, öyle ki, çözümsüzlük dini icat edecek ve ilk peygamberi olacak kadar ileridesiniz. Bunu çok ciddi söylüyorum ama bir başka sorun da bu dine mürit bulmak için yine kabuğunuzdan çıkmak zorundasınız.
Ancak klavye başında mürit bulma şansınız var, çünkü çözümsüzlüğü çözüm gören sonuçta tek siz değilsiniz, belki de dünyada milyonlarca vardır.
Yerinizde olsam önce çözümsüzlük diye bir sanal ortam açarım, müritler usul usul gelmeye başlar.
Önce aidatlar, sonra dini inanç gereği toplanan para ile peygamberliğiniz ciddi boyuta gelir.
Zaten dünyada dini liderler böyle başlıyor, inanmıyorsanız araştırın.
Tekrar söylüyorum, şaka yapmıyorum, son derece ciddi olduğumdan emin olabilirsiniz.
 
Günümüz Türkiyesinde kaliteli ortam bulmak çok zor. Eksiden mesela Rock'n Coke festivalleri olur, ünlü gruplar tarafından konserler verilirdi. Motörhead gelmişti İstanbul'a. Çok gaz konserdi. Artık ülkenin siyasi-ekonomik yapısı yüzünden bu tarz festivaller bitti. Kaliteli ortam sayısı azaldı. Nereye baksam nargile cafe, nereye baksam bilardo salonu (burası da genellikle keko dolu oluyor). En mantıklı ve kaliteli seçenek, şehirde temiz ve kaliteli bir cafe belirleyip (Starbucks'tan bahsetmiyorum, bildiğimiz bir cafe) orada arkadaşlarla takılmak ve sohbet etmek.
2000'li yıllarda Üniversite bile çok farklıydı. Masaüstü RPG'lerden tut, arkadaşlarla dışarılarda özgürce ve kimseye rahatsızlık vermeden eğlenmeye. Şimdiki Üniversite öğrencilerine bakıyorum. Ruhsuzlar veya serseri tipliler. Bu ülkenin gençliğinin ruhunu bile aldılar ya, ona yanarım.
 
Çözümsüzlüğü çözüm gören bir yapınız var, öyle ki, çözümsüzlük dini icat edecek ve ilk peygamberi olacak kadar ileridesiniz. Bunu çok ciddi söylüyorum ama bir başka sorun da bu dine mürit bulmak için yine kabuğunuzdan çıkmak zorundasınız.
Ancak klavye başında mürit bulma şansınız var, çünkü çözümsüzlüğü çözüm gören sonuçta tek siz değilsiniz, belki de dünyada milyonlarca vardır.
Yerinizde olsam önce çözümsüzlük diye bir sanal ortam açarım, müritler usul usul gelmeye başlar.
Önce aidatlar, sonra dini inanç gereği toplanan para ile peygamberliğiniz ciddi boyuta gelir.
Zaten dünyada dini liderler böyle başlıyor, inanmıyorsanız araştırın.
Tekrar söylüyorum, şaka yapmıyorum, son derece ciddi olduğumdan emin olabilirsiniz.
Tavsiye veren çok para veren yok.
 

Geri
Yukarı