IBM 3090 VF
Hectopat
- Katılım
- 22 Mayıs 2018
- Mesajlar
- 155
@377660, beni fikir jimnastiği yapmak zorunda bırakan cevabınız için teşekkürler. Maalesef biraz farklı düşünüyorum:
İnsan türü kedi, köpek ve maymunların da dahil olduğu memeli canlılar sınıfındadır yâni yavrusunu anne sütü ile büyüten yüksek yapılı kara canlılarından sayılır. Fakat medeniyet kurduğu için onlardan tamamen ayrılır ve bu yüzden insan da bir hayvandır görüşünüz çok yüzeyseldir.
İnsan türündeki eşleşme eyleminin hayvanlardaki gibi tamamen içgüdüsel olduğu iddiası tartışmalıdır ve insan türünde bir erkek bireyin bir kadın bireyle eşleşmek istemesinin biyoloji-psikoloji ve sosyoloji tabanlı oldukça karmaşık bir alt yapısı vardır. Fakat insan bedenindeki görme-işitme-tat alma-koku alma-dokunma olarak bilinen 5 duyunun tamamen istemsiz yâni kendi kendine çalışması ama bunlardan tamamen farklı olarak, bana göre altıncı duyu olan cinsî duyunun sadece istemli olarak çalışması konuyu daha iyi anlamak için bir ipucu verebilir. Erkek bireyin cinsî istemini-güdüsünü veya dürtüsünü ortaya çıkaran düşünce ve kararın sebepleri ise ancak edinilmiş kültür ve bilgi ile açıklanabilir ve eşleşme eylemi kesinlikle bedenin hayatiyetini sürdürmesi için gerekli olan zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç değildir. Evet, kanda dolaşan hormon denilen doğal kimyasal haberci görevi yapan bazı maddeler vardır ama bunların asıl görevleri, sadece cinsî organlarının düzgün çalışmasını sağlamaya yardımcı olmaktır, ama eşleşme eylemi düşüncesi ve kararı erkek bireyin kişiliği yâni bilinci tarafından oluşturulur. Dolayısıyla zihinsel bir sonuç olduğu için edinilmiş kültür ve bilgiye dayalıdır. Bu edinilmiş kültür ve bilgiye göre erkek bireyler, bir kadın bireyle eşleşme eyleminin duyumsal ve bilişsel olarak neredeyse hiç vazgeçilemeyecek derecede istendik bir cinsî haz verdiğini bilmektedirler ve birinci sebebleri bu olduğu için bu eylemi hep talep etmektedirler. Erkek bireyi ve kadın bireyi bir aile olarak yaşamaya muhtaç etmek için mükemmel bir gerekçe oluşturan bu mekanizmanın, hayvanlarda olduğu gibi bir içgüdü olduğunu söylemek mümkün müdür?
Öte yandan insan bedeninin çalışması yâni yaşaması için solunum-beslenme-sindirim-dolaşım-boşaltım-uyku gibi zorunlu fizyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Erkek bireyin istemi yâni talebi ile etkinleşen cinsî duyunun çalıştırılması işleminin, zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç olmadığı açıktır. İsteğe bağlı etkinleştiğine göre ilgili talepten belirli sürelerle vazgeçmek, ancak çok çok az sayıda sağlıklı erkek birey için olabilse de, mümkündür. Bunun mümkün olabilmesi için erkek ve kadın kelimeleri ile ifade edilen cinsiyet kavramının kökenine ulaşmak ve anlamak gerekiyor. Ama bu, başka sıkıntılar getireceği için önerilmez.
İnsan türü, hayatta kalmaya çalışma gibi zor durumlarda da pekâlâ aklıyla hareket edebilir. Hayatta kalmak için aklını kullanmaya çalışır çünkü hayatta kalmak için hayvanlarda olduğu gibi doğuştan gelen bir içgüdüsü hiç olmamıştır ki! Eşleşme eylemi isteğe bağlı bir durum olduğu için ve bireyler için zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç sayılmadığı için onun gerçekleşmemesi hayatta kalmaya çalışma örneğinde olduğu gibi zor bir durum belirtmez. Bununla birlikte türün devamının sağlanması, medeniyetin devamını sağlamak için gerekli olduğu için, beslenme-barınma-korunma gibi insanın üç temel ihtiyacına ilaveten dördüncü ihtiyaç olarak çoğalma ihtiyacı eklenmelidir. Çünkü çoğalma ihtiyacının karşılanması için eşleşme eyleminin gerçekleştirilmesinin, bireyler için zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç sayılmasa bile, türün devamını sağlamak için zorunlu bir toplumsal ihtiyaç olduğu söylenebilir.
İnsan türünün devamını isteyen ve “aman türümüz yeryüzünden silinmesin aksi halde filanca başka bir canlı türü yerimizi alacak” diye endişe duyup üzülen ve kendini paralayan bir insan birey var mıdır acaba? İnsanların neredeyse tamamı için eşleşme eyleminin amacı, türümüzün devam etmesine katkıda bulunmak gibi sözde ulu bir gâye için değildir, sadece ve sadece edinilmiş kültür ve bilgi ile öğrenmiş oldukları duyumsal ve bilişsel kazanımı olabildiğince uzun süre elde edebilmektir. Bak fark ettiysen insan türünün amacının aslında kendini devam ettirebilmek olduğunu falan demiyorum. Özellikle bir erkek bireyin asıl amacının, sevdiği kadın bireyden cinsî olarak âzami sayıda ve âzami sürede faydalanmak olduğunu söylemek istiyorum.
Saygılar.
İnsan türü kedi, köpek ve maymunların da dahil olduğu memeli canlılar sınıfındadır yâni yavrusunu anne sütü ile büyüten yüksek yapılı kara canlılarından sayılır. Fakat medeniyet kurduğu için onlardan tamamen ayrılır ve bu yüzden insan da bir hayvandır görüşünüz çok yüzeyseldir.
İnsan türündeki eşleşme eyleminin hayvanlardaki gibi tamamen içgüdüsel olduğu iddiası tartışmalıdır ve insan türünde bir erkek bireyin bir kadın bireyle eşleşmek istemesinin biyoloji-psikoloji ve sosyoloji tabanlı oldukça karmaşık bir alt yapısı vardır. Fakat insan bedenindeki görme-işitme-tat alma-koku alma-dokunma olarak bilinen 5 duyunun tamamen istemsiz yâni kendi kendine çalışması ama bunlardan tamamen farklı olarak, bana göre altıncı duyu olan cinsî duyunun sadece istemli olarak çalışması konuyu daha iyi anlamak için bir ipucu verebilir. Erkek bireyin cinsî istemini-güdüsünü veya dürtüsünü ortaya çıkaran düşünce ve kararın sebepleri ise ancak edinilmiş kültür ve bilgi ile açıklanabilir ve eşleşme eylemi kesinlikle bedenin hayatiyetini sürdürmesi için gerekli olan zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç değildir. Evet, kanda dolaşan hormon denilen doğal kimyasal haberci görevi yapan bazı maddeler vardır ama bunların asıl görevleri, sadece cinsî organlarının düzgün çalışmasını sağlamaya yardımcı olmaktır, ama eşleşme eylemi düşüncesi ve kararı erkek bireyin kişiliği yâni bilinci tarafından oluşturulur. Dolayısıyla zihinsel bir sonuç olduğu için edinilmiş kültür ve bilgiye dayalıdır. Bu edinilmiş kültür ve bilgiye göre erkek bireyler, bir kadın bireyle eşleşme eyleminin duyumsal ve bilişsel olarak neredeyse hiç vazgeçilemeyecek derecede istendik bir cinsî haz verdiğini bilmektedirler ve birinci sebebleri bu olduğu için bu eylemi hep talep etmektedirler. Erkek bireyi ve kadın bireyi bir aile olarak yaşamaya muhtaç etmek için mükemmel bir gerekçe oluşturan bu mekanizmanın, hayvanlarda olduğu gibi bir içgüdü olduğunu söylemek mümkün müdür?
Öte yandan insan bedeninin çalışması yâni yaşaması için solunum-beslenme-sindirim-dolaşım-boşaltım-uyku gibi zorunlu fizyolojik ihtiyaçlarını karşılaması gerekir. Erkek bireyin istemi yâni talebi ile etkinleşen cinsî duyunun çalıştırılması işleminin, zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç olmadığı açıktır. İsteğe bağlı etkinleştiğine göre ilgili talepten belirli sürelerle vazgeçmek, ancak çok çok az sayıda sağlıklı erkek birey için olabilse de, mümkündür. Bunun mümkün olabilmesi için erkek ve kadın kelimeleri ile ifade edilen cinsiyet kavramının kökenine ulaşmak ve anlamak gerekiyor. Ama bu, başka sıkıntılar getireceği için önerilmez.
İnsan türü, hayatta kalmaya çalışma gibi zor durumlarda da pekâlâ aklıyla hareket edebilir. Hayatta kalmak için aklını kullanmaya çalışır çünkü hayatta kalmak için hayvanlarda olduğu gibi doğuştan gelen bir içgüdüsü hiç olmamıştır ki! Eşleşme eylemi isteğe bağlı bir durum olduğu için ve bireyler için zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç sayılmadığı için onun gerçekleşmemesi hayatta kalmaya çalışma örneğinde olduğu gibi zor bir durum belirtmez. Bununla birlikte türün devamının sağlanması, medeniyetin devamını sağlamak için gerekli olduğu için, beslenme-barınma-korunma gibi insanın üç temel ihtiyacına ilaveten dördüncü ihtiyaç olarak çoğalma ihtiyacı eklenmelidir. Çünkü çoğalma ihtiyacının karşılanması için eşleşme eyleminin gerçekleştirilmesinin, bireyler için zorunlu bir fizyolojik ihtiyaç sayılmasa bile, türün devamını sağlamak için zorunlu bir toplumsal ihtiyaç olduğu söylenebilir.
İnsan türünün devamını isteyen ve “aman türümüz yeryüzünden silinmesin aksi halde filanca başka bir canlı türü yerimizi alacak” diye endişe duyup üzülen ve kendini paralayan bir insan birey var mıdır acaba? İnsanların neredeyse tamamı için eşleşme eyleminin amacı, türümüzün devam etmesine katkıda bulunmak gibi sözde ulu bir gâye için değildir, sadece ve sadece edinilmiş kültür ve bilgi ile öğrenmiş oldukları duyumsal ve bilişsel kazanımı olabildiğince uzun süre elde edebilmektir. Bak fark ettiysen insan türünün amacının aslında kendini devam ettirebilmek olduğunu falan demiyorum. Özellikle bir erkek bireyin asıl amacının, sevdiği kadın bireyden cinsî olarak âzami sayıda ve âzami sürede faydalanmak olduğunu söylemek istiyorum.