Cenk Koray'ın şifacı birisi olduğu söyleniyordu. Hatta şöyle bir alıntı yapayım.
Rahmetli Cenk Koray'ı hatırlarsınız. Çok göz önünde, sahnede, ekranda olmasına rağmen pek açık etmediği bir yanı vardı: Bir çeşit şifacıydı.
Bazı durumların bilimsel izahı zordur. Uzun yıllar önceydi. Kanser teşhisi konmuş, hastalığı ilerlemiş bir yakınımız vardı. Çok yakınımız, çok canımız.
Radyoterapiler, kemoterapiler, artık elden gelen bir şey olmadığını söylüyordu doktorlar. Çaresizce debeleniliyordu.
Derken birileri Cenk Koray'ın bu özelliğinden bahsetti. Araya tanıdıklar sokuldu. Rahmetli, böyle bir durumun, evet, hakikat olduğunu ama o sırada işe yaramayacağından korktuğunu, ümit verip de hüsrana uğratmaktan endişe ettiğini anlattı.
"Olsun, yeter ki gel" dendi. Her umut kırıntısından medet umuluyordu.
Lisedeydim. Evimizin salonu. Dünyanın o güne kadar gördüğüm en renkli, en tatlı insanı halam can çekişiyor. Cenk Koray geldi. Konuştu, elini tuttu, vücudunda çeşitli noktalara elini sürdü.
İnleyen, zorlukla yürüyen halam, salondaki yemek masasının etrafında koşarak tur atmaya başladı! Sonra banyoya gitti. Belki litrelerce kömür rengi su çıktı ağzından. Sonra yine koştu, hopladı, zıpladı, dans etti...
Başkası anlatsa, mümkün değil inanmam.
Anlaşılır, anlatılır gibi değildi.
Cenk Koray, yeterli olamadığını, çok ümitlenmememizi fısıldamış giderken kapıda.
Aylar sonra o beklenen acı son geldi, doğru.
Ama Cenk Koray'ın eli değdikten sonraki birkaç hafta rüya gibiydi. Gerçeküstüydü.
Şifacılarla çok haşır neşir olan insanlar var. Onlardan değilim. Ama bunu da hiç unutamadım doğrusu.
Şifacılara inanır mısınız? John of God’u duydunuz mu? Brezilya’da kristal madenleri üstüne kurulu Abadania kasabasında psişik şifalandırma çalışmaları yapan birinden bahsediyoruz. Derdine derman arayanlara, spiritüel turlar düzenleniyor... Rahmetli Cenk Koray'ı hatırlarsınız. Çok göz önünde,...
www.sabah.com.tr
Başka bir alıntı.
Şifacı nasıl olunur? Bu bir doğal yetenek midir yoksa bu insanlar sahtekar mıdır? Bilim adamlarına sorarsanız böyle bir yöntemle insanları sağlığına kavuşturmak asla mümkün değil.
Ama onlar da şu açık kapıyı bırakıyorlar: "Henüz bilimin erişemediği bazı güçler olabilir..." Şifacıların pek çoğuna doğal olarak sahtekar gözüyle bakılıyor. Ama arada bir toplumun içinden saygın, kişiliğini ispat etmiş insanların aniden şifacı olarak ortaya çıkması, zihinleri bulandırıyor.
Örneğin 2000 yılında kaybettiğimiz Cenk Koray, 40 yaşından sonra bu yeteneğini keşfettiğini söyleyerek herkesi ikilemde bırakmıştı. Cenk Koray sahtekar olabilir miydi? Buna kimse ihtimal vermiyordu ama kafalardaki soru işaretleri de bitmek bilmiyordu. Koray elindeki enerji ile insanları iyileştirdiğini iddia ediyordu. Yakın arkadaşı Müjdat Gezen'in eniştesi Şükrü Demirkuş, beyin damarlarındaki tıkanıklık sonucu felç geçirmiş ve ısrar üzerine bir kez de Cenk Koray'a gitmişti.
Sonrasını şöyle anlatacaktı: "Ben aslında böyle şeylere inanmam. Cenk Koray önce bir şeyler okudu, ne olduğunu bilmiyorum.
Sonra elleriyle bacaklarımı baştan aşağıya sıvadı. Oradan yürüyerek ayrıldım, yine felçliyim ama o günden beri de yürüyorum.
Cenk bana yine gel demişti ama gitmedim, çünkü inanmam. Ama nasıl yürüdüğüme ben de hayret ediyorum." Bugün Müjdat Gezen ile konuştuğumuzda rahmetli Cenk Koray ile çok iyi arkadaş olduklarını, ama bu konulara hiç girmediklerini, çünkü kendisinin böyle olaylara inanmadığını söylüyor. Peki İslam'da doğa üstü güçlerin yeri var mı? Din adamları bunu reddediyorlar.
.
Şifacı nasıl olunur? Bu bir doğal yetenek midir yoksa bu insanlar sahtekar mıdır? Bilim adamlarına sorarsanız böyle bir yöntemle insanları sağlığına kavuşturmak asla mümkün değil. Ama onlar da şu açık kapıyı bırakıyorlar: Henüz bilimin erişemediği bazı güçler olabilir... Şifacıların pek çoğuna...
www.takvim.com.tr