Hiç ölümden döndüğünüz bir an oldu mu?

Ek olarak motor kullanıyorum. Türkiye'de gerçekten klişe olan laflar var sen motorsun bisiklet yolundan git gibi ulan bende sizin gibi motorlu taşıtım gibi demeye kalmadı sıkıştırılıp çok fena dayak yemiştim haksız yere.
 
Seksenli yıllarda geçen o korkunç anımı ben de anlatayım.

Eşim ilk çocuğumuzu hastahanede doğurmak üzere, bana eczaneden bir şeyler al dediler. İlk defa baba olmanın heyecanıyla eczaneye gidiyorum. Gece, etraf sakin ama şehrin ortasındayım. Bir anda ne olduğunu anlamadığım 8-10 kişi etrafımı sardı, ellerinde uzun-kısa namlulu çeşitli silahlar. Kürtçe konuşuyorlar, Doğu'da çok kaldığım için az-buçuk anlıyorum. Türk avcısı PKK'lilermiş. Kafama silahı dayadılar, mermiyi namluya sürdüler, eller tetikte, liderlerinden gelecek vur emrini bekliyorlar. Ölmem an meselesi, ölüm ile aramda sadece kafama dayanmış namlu kadar mesafe var.
O anda birini daha getirdiler, getirdikleri kişi liderleri ile tanıdıkmış. Aralarında bir kaç saniye konuştuktan sonra liderleri bırakın dedi. Bırakın dedikleri anda ben yıldırım gibi koşmaya başladım.
Lakin liderleri öbür adamı bırakın demiş, beni yanlışlıkla bıraktıklarını arkamdan gelen kurşunlardan anladım.
 
1597185422857.png

Bizim oradaki lunaparkta şuna benzer bir alete binmiştim. Alet yere o kadar yaklaşıyordu ki resmen yüzüm tabana yapışacak gibi olmuştu. Eğer ilk dönüşte yere hızla düşerken kafamı son anda geriye yaslamasam ne olurdu hiç düşünemiyorum. Yamaç paraşütü yaptığımda bile o kadar tırstığımı hatırlamıyorum.
 
Tarih 15 Temmuz 2017. O kara gün.

15 temmuz kutlamaları için İETT otobüsleri bellirli bir yerden ziyaretçi alıp sanırım Kazlıçeşme meydanına götürüyordu. İstanbul Avcılar/Parsellerde ise çok saçma bir trafik ışığı düzeneği var. 2 ışık arası 20 metre falan. Bir ışık kırmızı yanarken diğeri yeşil yanıyor. Yolda yaklaşık 8 veya 9 tane İETT arka arkaya Borusan Otomotivden yolcu almak için gidiyorlardı. Bende kız arkadaşımla Avcılara doğru yoldaydık. Trafik ışıklarından dolayı sağ şerif hep trafik oluyordu ( Dolmuş,taksi)

Kız arkadaşımla yolda hem muhabbet edip hem de araba sürüyordum. İETT otobüslerinden bir tanesi saçma sapan kullanıyordu arabayı. Tam önümde seyreden şoför anlamsız bir biçimde yeşil ışıkta arabayı durdurdu. Ben ne olduğunu anlayana kadar arabayla altına girdim. Kız arkadaşım kafasını torpidoya vurdu bende direksiyona. Halbuki ikimizinde emniyet kemerleri takılıydı. En son gözümü açtığımda ambulans gelmiş ilk yardım yapıyorlardı. Arabanın içinde sıkışmışız.

Kötü bir anıydı benim için.
 
Ankara'da Çankaya civarında bir yerde misafirliğe gidiyorum. Yolu görünmeyen bir yokuş vardı, en üstteyim ama o kadar dik ki ben bile yolun aşağısını göremiyorum. Geri dönerken oradan döneyim dedim. Demez olaydım, ayağım bir kaydı yolun aşağısına kadar yuvarlandım.
 
5 yaşındaydım. Elime saç tokası, cımbız veya buna benzer bir şey alıp prize girişmişim. Tabi sağ sol oynuyorum prizle, bana bir elektrik çarptı... Başta elim olmak üzere birçok yerim simsiyah oldu, acıyı hatırlamıyorum bile ama bağırışlarım çok korkutmuş ve üzmüş evdekileri. Neyse ki hızlı bir şekilde doktora gittik. İyileşme sürecini hatırlamıyorum. Biraz daha eşeleseymişim prizi, 👋.

Bir diğeri de kaydırak maceram, 5 sene önce kadar su kaydırağından kayarken sevgili arkadaşım Mert ne hikmetse ben daha inmeden birkaç saniye sonra arkamdan kaymış, benden daha ağır olduğu için de hızlı gelmiş. Bana ense kökünden bir bindirişi var, o anı ve acıyı asla unutamam. İyi ki bir şey olmadı.
 
Ayı kovalamıştı bir kere. Köydeyken.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı