II. Abdülhamid Han Vatan Toprağı Sattı mı?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Biraz? Balkanların hepsini verdiler işte neyi kıvırıyorsun. Akdeniz'in kontrolünü Kıbrıs'ı satıp Girit'i vererek, Mısır'ı da kaybederek emanet ettiler İngilizlere.
Balkanlar, Rus Harbi sonrası kaybedildi. Rus Harbi'nin sorumlusu II. Abdülhamid Han değil Mithat Paşa'dır.
Rus Harbi sonrası başkentin yani İstanbul'un işgalinden kurtulmak için Osmanlı'nın İngilizlerden başka çaresi yoktu. Kıbrıs yönetimini bir süreliğine Britanya'ya bıraktılar. Bu süre zarfında Kıbrıs'ın hala Osmanlı toprağı olması gerekirken, Osmanlı İmparatorluğu Almanya'nın yanında saf tuttuğu için Britanya kendi bayrağını çekerek işgal etti. Almanların yanında yer almak II. Abdülhamid Han'ın fikri değil, İttihat ve Terakki'nin fikridir.
Ege adaları konusunda da Osmanlı, Trablusgarp'daki İtalyan tehdidine karşı Ege adalarının yönetimini de İtalya'ya bırakmak zorunda kaldı. İtalya direkt işgal etmese de Büyük Taarruz döneminde Yunanlara bırakıldı.
Mısır da anlaşmasız, İngiliz işgali ile kaybedildi.
 
Atatürk'ün geldiği dönemde Osmanlı'da Anadolunun kontrolü dahi yoktu, kıvırma be kardeşim azcık osmanlı seviciliği bırak da gerçeği görmeye çalış.

Satıldığına dair belge var. Mısır'da yenilen orduya yardım bile gönderilmedi, öylece verdiler.

Güzel yöneten insanlar yönetiyor, yönetimin daha başında topraklarının yarısını kaybetti neredeyse. Hem gözünü açmayıp hem de bana başarısız yönetimlere bahane bularak savunuyorsun.
Kaynak belirtebilir misiniz, satıldığına dair.
Balkanlar, Rus Harbi sonrası kaybedildi. Rus Harbi'nin sorumlusu II. Abdülhamid Han değil Mithat Paşa'dır.
Rus Harbi sonrası başkentin yani İstanbul'un işgalinden kurtulmak için Osmanlı'nın İngilizlerden başka çaresi yoktu. Kıbrıs yönetimini bir süreliğine Britanya'ya bıraktılar, bu süre zarfında hala Osmanlı toprağı olması gerekirken Britanya kendi bayrağını çekerek işgal etti.
Ege adaları konusunda da Osmanlı, Trablusgarp'daki İtalyan tehdidine karşı Ege adalarının yönetimini de İtalya'ya bırakmak zorunda kaldı. İtalya direkt işgal etmese de Büyük Taarruz döneminde Yunanlara bırakıldı.
Mısır da anlaşmasız, İngiliz işgali ile kaybedildi.
Ben de tam olarak böyle biliyorum. Vikipedi'den kaynak alarak söylüyorum. Mısır'da bir hükümet kuruluyor ve bu hükümetin güçleri İngilizler ve Fransızlar'ın zorlaması ile Osmanlı tarafından kaldırılıyor. Bu sebeple hükümet isyan ediyor ve İngilizler bastırmak için fiilen işgal etmiş oluyor.
"Mısır'da bazı çevreler, yabancı müdahalesine karşı oldukça tepkiliydi. Gelişen bazı olaylar üzerine İsmail Paşa Mısırlılardan oluşan bir hükûmet kurdu, ancak İngiltere ve Fransa'nın baskısı üzerine II. Abdülhamid tarafından görevden alındı. Mısırlılar, Urâbî Paşa etrafında toplanarak isyan edince İngiltere de İskenderiye'yi topa tuttu. 13 Eylül 1882'de Urâbî Paşa yandaşları ile İngiliz ordusu Tellülkebîr'de karşı karşıya geldi. Çarpışma neticesinde İngiltere Mısır'ı fiilen işgal etmiş oldu. Osmanlı Devleti böylece önemli bir toprak parçasını daha kaybetti."

Vikipedi sitesinden alıntılanmıştır.
 
Ben de tam olarak böyle biliyorum. Vikipedi'den kaynak alarak söylüyorum. Mısır'da bir hükümet kuruluyor ve bu hükümetin güçleri İngilizler ve Fransızlar'ın zorlaması ile Osmanlı tarafından kaldırılıyor. Bu sebeple hükümet isyan ediyor ve İngilizler bastırmak için fiilen işgal etmiş oluyor.
Aynen öyle. Mısır zorla alındı. Balkanların da kaybedilmesinin sebebi Rus Harbi'dir ve Rus Harbi'nin sorumlusu Mithat Paşa'dır. Britanya'nın da Kıbrıs'a el koymasının nedeni Osmanlı'nın Almanların yanında saf tutmasıdır ki Almanya'nın yanında olma fikri II. Abdülhamid Han'ın değil, İttihat ve Terakki'nin fikridir.
 
Kaynak belirtebilir misiniz, satıldığına dair.
Balkanlar, Rus Harbi sonrası kaybedildi. Rus Harbi'nin sorumlusu II. Abdülhamid Han değil Mithat Paşa'dır.
Rus Harbi sonrası başkentin yani İstanbul'un işgalinden kurtulmak için Osmanlı'nın İngilizlerden başka çaresi yoktu. Kıbrıs yönetimini bir süreliğine Britanya'ya bıraktılar, bu süre zarfında hala Osmanlı toprağı olması gerekirken Britanya kendi bayrağını çekerek işgal etti.
Ege adaları konusunda da Osmanlı, Trablusgarp'daki İtalyan tehdidine karşı Ege adalarının yönetimini de İtalya'ya bırakmak zorunda kaldı. İtalya direkt işgal etmese de Büyük Taarruz döneminde Yunanlara bırakıldı.
Mısır da anlaşmasız, İngiliz işgali ile kaybedildi.
Yönetimin başındaki kişi altındaki insanları kontrol dahi edemiyorsa suç sadece hareket eden yüksek rütbelinin olmaz. Toprak satarak, kaybetmeye göz yumarak yapılan siyaset başarılı değildir. Bunun yüzünden şu oldu diye açıklamana gerek yok neden olduğunu biliyorum. Panslavizm akımının yayıldığı sıralarda balkan devletleri bağımsızlık düşkünü olmaya başladılar. Biraz ileri görüşlü bir yönetim olsaydı buna hazırlık yapılırdı ama yapılmadı. Dönemin aydın kesimi bunu biliyordu, etrafta sürekli bunlar konuşuluyordu ama yönetimin ilgisini çekmedi maalesef. Bağımsızlık savaşı veren balkan devletlerine karşı duramayan Osmanlı da dediğim toprak kayıplarını bir bir yaşamaya başladı.
 
Aynen öyle. Mısır zorla alındı. Balkanların da kaybedilmesinin sebebi Rus Harbi'dir ve Rus Harbi'nin sorumlusu Mithat Paşa'dır. Britanya'nın da Kıbrıs'a el koymasının nedeni Osmanlı'nın Almanların yanında saf tutmasıdır ki Almanya'nın yanında olma fikri II. Abdülhamid Han'ın değil, İttihat ve Terakki'nin fikridir.
I. Dünya Savaşına İttihat ve Terakki partisinin yüzünden giriliyor zaten, doğru söylüyorsunuz.

Yönetimin başındaki kişi altındaki insanları kontrol dahi edemiyorsa suç sadece hareket eden yüksek rütbelinin olmaz. Toprak satarak, kaybetmeye göz yumarak yapılan siyaset başarılı değildir. Bunun yüzünden şu oldu diye açıklamana gerek yok neden olduğunu biliyorum. Panslavizm akımının yayıldığı sıralarda balkan devletleri bağımsızlık düşkünü olmaya başladılar. Biraz ileri görüşlü bir yönetim olsaydı buna hazırlık yapılırdı ama yapılmadı. Dönemin aydın kesimi bunu biliyordu, etrafta sürekli bunlar konuşuluyordu ama yönetimin ilgisini çekmedi maalesef. Bağımsızlık savaşı veren balkan devletlerine karşı duramayan Osmanlı da dediğim toprak kayıplarını bir bir yaşamaya başladı.
Burda satıldığını söylemiyor ki? Para karşılığı bir kazanç ortada yok. İngilizler ile bu anlaşma yapılmasa zaten işgal edilecekti Kıbrıs.
Mayıs 1878'de Osmanlı Devleti'ne resmen başvurmuş olan Birleşik Krallık, Kıbrıs'ın kendilerine verilmesi için bir anlaşma yapılmasını istedi. Osmanlı Dışişleri Bakanı Saffet Paşa, Birleşik Krallık'ın isteklerini yumuşatmak istediyse de İngiliz elçi gerekirse Kıbrıs'ı zorla işgâl edebileceklerini söyleyerek Osmanlı'yı tehdit etti. Bu tehdidin ardından anlaşmanın en geç 3 Haziran 1878 akşamına kadar yapılması için Osmanlı'ya yönelik baskı arttırıldı. Baskılar neticesinde Osmanlı, anlaşmayı kabul etti. Osmanlı Devleti ile Birleşik Krallık arasında Kıbrıs'ın yönetiminde değişiklik yapılmasını öngören anlaşma 4 Haziran 1878'de imzalandı. 7 Temmuz 1878'de de İngilizlerin Kıbrıs'a asker çıkarmalarına izin veren emir çıkarıldı. Böylece 12 Temmuz 1878'de Kıbrıs'a asker çıkaran İngilizler, Kıbrıs'taki Osmanlı bayrağını indirip yerine kendi bayraklarını çektiler. Böylelikle her ne kadar "geçici" olacağı söylense de Kıbrıs tamamen İngilizlere bırakılmış oldu.
 
Yönetimin başındaki kişi altındaki insanları kontrol dahi edemiyorsa suç sadece hareket eden yüksek rütbelinin olmaz. Toprak satarak, kaybetmeye göz yumarak yapılan siyaset başarılı değildir. Bunun yüzünden şu oldu diye açıklamana gerek yok neden olduğunu biliyorum. Panslavizm akımının yayıldığı sıralarda balkan devletleri bağımsızlık düşkünü olmaya başladılar. Biraz ileri görüşlü bir yönetim olsaydı buna hazırlık yapılırdı ama yapılmadı. Dönemin aydın kesimi bunu biliyordu, etrafta sürekli bunlar konuşuluyordu ama yönetimin ilgisini çekmedi maalesef. Bağımsızlık savaşı veren balkan devletlerine karşı duramayan Osmanlı da dediğim toprak kayıplarını bir bir yaşamaya başladı.
Yönetimi her an düşürebilecek bir güçten bahsediyoruz, İttihat ve Terakki. Nitekim düşürüyor da. II.Abdülhamid Han'ın veya diğer padişahların bu adamları görevden aldığını bir düşünsenize, ne yapabilir? Osmanlı'nın en değerli paşaları ve bir dönem Mustafa Kemal, bu oluşumda bulunuyordu.

Kıbrıs Sözleşmesi de satmak değildir. Osmanlı'nın tek çaresi buydu ancak İttihat ve Terakki'nin fikri olan ve uygulanan Almanya'nın yanında savaşma durumu dolayısıyla Britanya Kıbrıs'a el koydu. Attığınız linkte de yazdığı üzere Britanya burayı Padişah adına yönetecekti, geçici bir durumdu. Kıbrıs satılmadı.
 

Yönetimin başındaki kişi altındaki insanları kontrol dahi edemiyorsa suç sadece hareket eden yüksek rütbelinin olmaz. Toprak satarak, kaybetmeye göz yumarak yapılan siyaset başarılı değildir. Bunun yüzünden şu oldu diye açıklamana gerek yok neden olduğunu biliyorum. Panslavizm akımının yayıldığı sıralarda balkan devletleri bağımsızlık düşkünü olmaya başladılar. Biraz ileri görüşlü bir yönetim olsaydı buna hazırlık yapılırdı ama yapılmadı. Dönemin aydın kesimi bunu biliyordu, etrafta sürekli bunlar konuşuluyordu ama yönetimin ilgisini çekmedi maalesef. Bağımsızlık savaşı veren balkan devletlerine karşı duramayan Osmanlı da dediğim toprak kayıplarını bir bir yaşamaya başladı.
O dönemin aydınları dediğin kişiler zaten Osmanlı'yı yıkmak için içten içe çalışan insanlar. Abdülhamid Han zaten ileri görüşlüydü, onun ileri görüşü olmasaydı Atatürk'ün kurtaracak bir Anadolu'su bile olmayacaktı. Osmanlı çoktan çökmüş ve işgal edilmiş olacaktı.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı