- Katılım
- 22 Mart 2018
- Mesajlar
- 8.002
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 67
Bence bu tam tersidir. Birey değil toplum mutlu olmalıdır. Toplumun içindeki bazı mutsuz bireyler sayısı yüksek olmadıkça değerlendirilmez. Bu baktığım açı vicdani değil nesnel ve siyasidir.
Bireylerin mutlu olmadigi ama toplumun mutlu oldugu bir sistem nasil mumkun bunu da izah edebilirsen tartisabiliriz.
Toplumu oncelik alan bir sistem munkun degil. Oyun teorisine aykiri.
Bireylerin refahi ve ozgurlugu icin sartlar olusturulmali, sonrasinda toplumun gereksinimlerine gore bazi tesvikler yapilabilir.
Ayrica bu soruyu genel olarak soruyorum, kim karar verecek toplumun refahina? Toplumun neye ihityaci olduguna kim karar verecek? Boyle bir yetki tanimi bile yok.
Aslinda liberal ekonomik politikalar ve hukukun ustunlugu ilkesini birlestirerek toplumun problemlerinin %90 ina cozum saglamis oluyorsun. Insanlar hayatini yasamak, sevdigi meslegi icra etmek istiyor. Ozgurce yuruyebilmek istiyor kadinlar. Sen ekonomik imkanlari verir, duzgun calisan hukuk sistemiyle sucun onunu kesersen bunu zaten sagliyorsun. Devletin "toplumumuzun suna ihtiyaci var" deme hakki yok. Toplum karar verir buna. Devlet kim ki?
Sen asayisi sagla, hukuki ozgurlukleri sagla; gerisine karisma.