Neden Linux?

Hiç linux kullandınız mı?

  • Evet, memnun kaldım

    Oy: 27 65,9%
  • Evet, memnun kalmadım

    Oy: 6 14,6%
  • Hayır, kullanmadım ama düşünüyorım

    Oy: 1 2,4%
  • Hayır, kullanmadım ve düşünmüyorum

    Oy: 7 17,1%

  • Oy verenlerin toplamı
    41
Katılım
12 Ekim 2020
Mesajlar
8.064
Makaleler
5
Çözümler
247
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Öncelikle herkese merhaba. Bu yazımda sizlere Linux maceramdan ve neden Linux kullandığımdan kısaca bahsetmeye çalışacağım.

İlk olarak Linux'la tanışmam 2013-2014 senesiydi sanırsam. Pardus işletim sistemini dualboot olarak yüklemiştik amcamla. Lakin hiçbir şey bilmiyorduk ve Wine kullanmayı da becerememiştik. O yüzden uzun bir süre tercih etmediğim bir boot seçeneği olarak durmuştu. Sonrasında da bir format esnasında ortadan kaldırmıştık.

Yıllar sonra 2021 Ağustos'un sonunda 9800GT'li sistemime gördüğüm benchmark testlerindeki CS:GO'da elde edilen ciddi FPS artışı nedeniyle Linux yüklemeye karar verdim çünkü mevcut Windows 10'da oyun DX9 ile güncel haritalarda bir süre sonra çöküyor ve bazen sistemi bile donduruyor bu yüzden restart atmak zorunda kalıyordum. Ayrıca FPS değerleri de çok tatminkar değildi. Hem daha iyi bir CS deneyimi hem de yeni bir deneyim yaşamak adına Linux dağıtımlarını araştırmaya başladım.

Tabii birçok kişinin başlangıç için önerdiği Linux Mint'e bakmak istemiyordum çünkü halihazırda iyi bir Windows kullanıcısıydım bence ve Linux'a alışmak ne kadar zor olabilirdi ki? Yanlış dağıtımı seçerek başlarsak bayağı bir zor olabiliyormuş :D. Ve çok fazla seçenek olduğu için oyun için en iyi Linux dağıtımları tarzı listlere baktım ve Garuda görüntüsü itibarıyla çok ilgimi çekti. Ve hemen birçok kişinin tavsiyesi olan Linux Mint'i es geçerek Garuda yükledim sistemime. Kurulumda yaptığım birkaç hatayı yardım alarak çözdükten sonra sonunda Garuda'yı yükledim. Sonrasında ani geçişten dolayı afallayınca panelleri düzeltmeye çalışırken masaüstü ortamının içine ettim. Üstüne daha kendim girmeden kuzenimin sistemini de aynı dereye sokunca işler iyice karman çorman oldu. NVIDIA driverı yüklemek bile büyük bir külfetti o an için. Sonrasında kuzenim Garuda yüklemesiyle birlikte disk öldü ve yeni SSD alarak Windows ile yoluna devam etti ama ben pes etmek istemiyordum.

Bu sefer bu adamların harbiden bir bildiği var diyerek Mint'e geçiş yaptım. Öyle bir rahatlık yoktu. Cinnamon her ne kadar şu an bana basit bir masaüstü ortamı olarak gelse de o an Windows'dan geçen biri olarak tav olmuştum resmen. Birçok şeyi tek bir uygulama üzerinden kuruş para ödemeden crack kullanmadan değiştirebiliyordum. Sürücülerimi tek bir uygulama aracılığıyla rahatlıkla tespit edip sahipli ya da özgür yazılım olarak kurabiliyordum. Bu beni bayağı bir mutlu etmişti. Ama CS:GO testi aynı duyguyu yaşatmadı maalesef. OS sürücüde de sahipli sürücüde de CS:GO FPS değerleri Windows'un çok gerisindeydi. Bu noktada Windows'a geri dönmeyi düşünsem de cinnamon beni kendine aşık etmişti resmen.

Sınav senesinin ardından özelleştirme videolarında ve forumlarda dolanırken sürekli ismi geçen KDE Plasma'yı öğrendim. Çok daha özelleştirilebilir çok daha özgür bir masaüstü orta mıydı? Hemen kodlarını bulup terminale girerek Mint'e yükledim. Ama istediğim gibi temiz değildi kurulum. Cinnamon settings ve KDE settings gibi aynı işlevi gören farklı uygulamalar vardı ve görüntü olarak sinir bozuyordu. Birkaç kez denesem de bu temiz olmayan KDE deneyimi beni rahatsız etmişti. Bir yandan da yeni bir dağıtıma geçmek istiyor Linux'la daha içli dışlı olmak istiyordum. O esnada Arch tabanından Manjaro gözüme çarptı bildiğim liman diyerek cinnamon sürümünü indirdim ama çok fazla bug vardı bu yüzden yeniden Manjaro indirmeye karar verdim. İşte o an o çok sıkıntı yaşadığım ve çekindiğim KDE Plasma'ya bir şans daha vermeye karar verdim. İyi ki de vermişim. Çok hoş bir deneyimdi benim için. Sonrasında tabii archlinuxta bulunan Slow shutdown gibi sorunlara o dönem için bir çözüm bulamadığım için farklı dağıtımlar aramaya karar verdim. Mint dönebilirdim ama KDE Plasma gibi bir seçeneği yoktu. Önce Fedora KDE denedim memnun kalmadım ardından Fedora everything ile KDE kurdum ondan da yavaş boot gibi problemlerden ötürü vazgeçtim ve KDE ile gelen dağıtımları denemeye başladım.

Kubuntu, feren OS, KDE Neon, MX Linux... Bu denemelerin sonunda endeavour OS'a denk geldim. Ve açıkçası ilgimi çekti. Hemen bir ISO yazıp sisteme yüklemek istedim ama yükleyici açılmadı ve bir süre Linux defterini kapatayım dedim. Ama 2 gün sonra KDE ile helaleştiysem Arch ile de helalleşeceğim diyerek EndeavourOS'u tekrar denemeye karar verdim Rufus ile endeaovuros ISO'sunu yazdım ve KDE ile kurulumu gerçekleştirdim. Fedora Manjaro gibi dağıtımlarda yaşadığım problemleri çözme çabam ve yardım almam sayesinde ciddi bir sorunla karşılaşmadım. Tabii klasik Slow shutdown problemini yaşıyordum ama onu artık pek önemsemiyordum.

Sonrasında oyun noktasında birkaç problem yaşayınca Windows da yükleyeyim dedim ve Windows 11 yükledim. Valorant'la yaşadığım problemden ötürü hemen Windows 10'a geçtim ve EndeavourOS'u yeniden kurdum. Ama bu sefer LTS kernel ile kurdum ve şu an o son kurduğum EndeavourOS üzerinden LibreOffice aracılığyla yazıyorum bu yazıyı ve aşırı derecede memnunum. Manjaro'da yaşadığım geç kapanma sorunu yok, bloated değil ve Fedora gibi yavaş açılış sürelerine de sahip değil. Üstelik bu son kurulumda en fazla ne olabilir diyerek systemdboot önyükleyicisini seçerek kurdum ve ondan da fazlasıyla memnun kaldım diyebilirim. Varsayılan EndeavourOS GRUB menüsü çok renkli ve göz alıcı olmasının yanı sıra nispeten yavaş.

Bu arada oynayabilmem gereken ama oynayamadığım birkaç oyun ve belki oynarım diyerek Linux da desteği olmayan oyunlar için yüklediğim Windows'ta da Linux da oynayabilmem gerektiği halde oynayamadığım oyunları gene oynayamadım :D. Üstüne Linux'ta ara sahnelerde yaşadığım FPS düşmesi dışında hiçbir FPS problemi yaşamadığım BF2 Windows'da çok daha kötü bir deneyim sundu. Tıpkı Linux da olduğu gibi bazen EA'e bağlanamama kısmını geçtim, Linux'ta Ultra ayarlarda akıcı şekilde oynadığım haritalarda FPS yerleri öptü bazı noktalarda. GTAV, RDR2 mevzusuna girmeyeceğim zaten onlar için de uzun bir yazı yazmıştım. Windows'un mevcut durumda hayatım tek katkısı Valorant gibi hala Linux'ta açılamayan oyunları oynama imkanım oldu.

Şimdi bu kadar uzun, sıkıcı ve hala bitmemiş olan Linux hikayemden neden Linux konusuna geçelim.

Açıkçası Windows'u korsan kullanmak istemiyorum. Bizzat Microsoft tarafından satılan keyler ise çok pahalı ve Retail keylerin etikliği de beni çelişkiye düşürüyor. Ek olarak Retail keylerle ilgili yaşadığım etik kaygıyı aşabilsem bile sırf tema rengi değiştirme gibi aşırı basit özellikler için ücret ödemek 20 lira da olsa mantıklı gelmiyor. Ve Linux tarafında birçok dağıtım tamamen ücretsiz. Onu geçtim ücretsiz birçok açık kaynak uygulama ya kendi repolarında ya da isteğe bağlı eklenebilen güvenli repolarda mevcut. Kurulum Windows'a nazaran alışınca çok daha kolay ve daha güvenli. Çünkü Windows tarafında bazı uygulamaları direkt resmi indiricisiyle yükleseniz bile ileri ileri basarak yüklediğiniz zaman sisteminize sponsorlu bir uygulamayı yükleyebiliyor :D.

Bu konuda Linux zaten rakipsiz durumda. İsterseniz sisteminizi Mac gibi yapın isterseniz Windows gibi ya da kendi istediğiniz gibi. Tabii her masaüstü ortamı buna odaklanmıyor ama buna odaklanan çok başarılı seçenekler var. Ayrıca diğer seçenekler de ya daha az kaynak tüketimiyle ya da daha stabil olmasıyla ön plana çıkıyor ki en basit masaüstü bile Windows Shell'den daha özelleştirilebilir yapıda. KDE Plasma zaten başka bir seviyede. Onun sayesinde belki de Windows tarafında onlarca bellek ve işlemci yiyen program indirsem dahi elde edemeyeceğim bir masaüstüne sahibim.

İşin görünü kısmını geçip işlevselliğe geldiğimiz zaman Linux en azından benim kullandığım masaüstü ortamı çok üst seviyede. Windows tarafında varsayılan kısayolları değiştirmek mümkün değilken ve kısayol seçenek ve işlevleri yetersizken Linux tarafında işler tam tersi. Örneğin şu an da alt+F4 yerine meta(Windows)+ESC kullanarak uygulamalarımı kapatıyorum. Meta+D yerine alt+” kullanıyorum. Meta+(F+s+D+C+F1) gibi kısayolları kullanarak Firefox, Steam, Discord, ayarlar ve konsole gibi uygulamalarımı rahatlıkla açabiliyorum.

Bu belki de Linux'a karşı sürülen önyargıların en büyüğü ve aynı zamanda en hatalısı. Çünkü genelde kullanıcılar ms Office Adobe gibi bazı spesifik uygulamaları veya oyunları öne sürerek Linux'un son kullanıcı için yetersiz olduğunu belirtiyor. Ama atladıkları çok fazla detay var.

Öncelikle uygulama noktasına gelirsek ms Office ve Adobe gibi alanında popüler uygulamaların birçok alternatifi var. Eğer bu alternatifler istediğiniz teknoloji ve yeterliliğe sahip değilse evet Linux hala sizin için uygun bir ortam değil. Peki ya son kullanıcıysanız? Ms Office'i crack veya ücretli kullanmak yerine ms Office'i tarayıcı ortamında kullanabilir veya LibreOffice kullanabilirsiniz mesela. Üstelik Linux'ta kendisi ya da alternatifi olmayan birçok uygulamayı da Wine ile rahatça kullanabilirsiniz.

Oyun noktasına gelecek olursak 3. parti anticheat veya ekstralar olmayan oyunların hemen hemen hepsi zaten Linux'da genelde çok az FPS farkıyla tıpkı Windows'taki gibi çalışıyor zaten. Anticheat olan oyunların da azımsanmayacak bir kısmı Valve'ın proton ve Steam Deck atılımı sayesinde Linux tarafına destek sağlamaya başladı. Üstelik günümüzde çok az oyunda kullanılsa da OpenGL'in performans değerleri Linux'ta çok daha yüksek. Vulkan noktasında 1-2 FPS'lik fark olurken iş Linux desteği olmayan oyunu derlemeye geldiği zaman genelde yan yana koymadıkça anlayamayacağınız FPS farkları mevcut.

Üstelik tek liman Steam de değil diğer platformlardaki oyunlarınız için heroic (Epic Games-GOG) ve Lutris (Steam-Origin-Epic Games-GOG-LoL-tonla emülatör) gibi çok yardımcı olabilecek programlar mevcut.

Kullandığım SteelSeries Prime farem için de açık kaynak rivalcfg uygulaması vardı. Biraz bakındığımda en azından SteelSeries tarafında fare klavye gibi çevre birimlerinizi düzenleyebiliyorsunuz. Ama diğer şirketlerin alternatif sürücüleri hakkında bir şey demem zor.

GTA 5 (Home tuşu ile açılan arayüzde imleç gözükmüyordu.)

CS:GO

Metro 2033-lastlight Redux(native desteği mevcut olsa da çok fazla grafiksel bozulma mevcuttu bu yüzden proton ile oynadım. Proton ile herhangi bir bozulma drop yaşamadım sadece ilk geçişte bir veya iki kez çöktü o kadar.)(exe ile kurulumu yapılan Türkçe yamayı da hiçbir sorun yaşamadan kurdum.)

Star Wars: Battlefront II 2017.

Jedi Fallen Order.

Battlefield V

God of War(Alt Tab atınca oyun çöküyor)

Dishonered de.

Halo Infinite(sık sık çökme problemi yaşadım)

Apex Legends(easyac runtime indirdiğim zaman sorunsuz oynadım ama Steam'de oluşan bir güncelleme Bug'ı yüzünden çok fazla denemedim)

Mount&blade 2 Bannerlord.

Mount&blade Warband(native sürüm açılmadı proton ile bazen Steam arayüzünden ötürü oyun donsa da proton-ge sürümüne geçince rahatça oynadım.)

Squad.

Halo MCC (arkadaşımla birlikte oynamayı denedim ama oyun çok zor açılıyordu, FPS çok dengesizdi ve oyun akıcı değildi. Sonrasında Windows üzerinde denediğimde de FPS sorunlarıyla karşılaştım.)

Bu konu benim için özelleştirme kadar değerli olduğu için bu başlıkla devam ediyorum. Açıkçası Windows'ta bulun Phone connect her ne kadar güzel olsa da Wi-Fi üzerinde sağladığı özellikler yetersiz. KDE ile keşfetmiş olduğum kdeconnect ise Wi-Fi üzerinnden bağlanan birçok cihazla eşleştirmeniz durumunda rahatça iletişim kurmanızı sağlıyor. Bu noktada ben sadece PC vs telefon bağlantısını kullandım ve telefonu mouse olarak kullanmanın yanı sıra telefonuma gelen bildirimleri anlık olarak alabilmem ve telefonumun SMS servisini Windows'dakinin aksine sadece mesaj alma için değil mesaj gönderme için de kullanabilmek gibi çok hoş detaylar var. SMS göndermeye çok işim düşmedi ama işim düştüğünde de fazlasıyla memnun etti diyebilirim. Tabii bir de ortak kopyalama olayı var. Telefonda kopyaladığınız bir metni bilgisayarınız da rahatlıkla istediğiniz yere yapıştırabilir aynısını PC'den telefona da yapabilirsiniz. En güzel yanıysa bu dediğim özelliklerin her ama her birini ister engelleyin ister açın tamamen sizin tercihinize kalmış.

Bu nokta açıkçası uzun süre sonra Windows'a geçince daha çok gözüme batar oldu. Yüklü gelen Edge Microsoft Store gibi birçok uygulamayı silmeniz ya mümkün değil ya da çok zor. Ama en bloated gelen Linux dağıtımında bile istemediğiniz uygulamayı eğer herhangi bir bağımlılığa ya da sistem işleyişine zarar vermiyorsa rahatlıkla silebiliyor veya devre dışı bırakıp gizleyebiliyorsunuz. Bunun yanı sıra kullanıcı tercihlerine göre birçok dağıtım bulabilirsiniz bu konuda bile. Örneğin her ihtiyaç duyabileceğim uygulama yüklü gelsin derseniz endlessos var ben minimal kurulum istiyorum derseniz reborn OS, EndeavourOS gibi.

Evet özelleştirme hatta sistemin minimallik düzeyi benim için güvenlikten daha önemli. Çünkü Windows kullandığım dönemde de sistemime korsan indirmeye çalıştığım uygulamalar haricinde virüs bulaşmamıştı ve Linux'a geçme nedenlerimden biri de korsana olan yönelimimi sıfıra indirmekti. Ha Windows'tan farkı ne derseniz her şey derim. Çünkü sistemde bir dosyayı indirip yüklemeye kadar sisteme bir şekilde etkisi olan eylem ya da alt eylem için sistem sizden yönetici izni istemekte. Tabii bu Windows gibi bir evet hayır biçiminde değil, sistem sizden root şifresi istemekte. İsterseniz bu root şifresini kullanıcı şifresiyle aynı isterseniz farklı yapabilmektesiniz.
Benden duymuş olmayın ama Linux'ta da korsancılık faaliyetlerinize devam etmenizde bir engel yok ama siz gene de korsan kullanmayın sevgili sosyal kullanıcıları.

Linux'un benim için artılarını elimden geldiğince basit ve kısa tutarak 2 saat gibi bir sürede anlatmaya çalışıp başaramasam da umarım sizlere bu uzun yazının bir katkısı olur...

Siz de kendi iyi ya da kötü Linux deneyimlerinizi, katkı vermek istediklerinizi, fikirlerinizi belirtirseniz çok ama çok sevinirim. Eğer Linux'da bir problem yaşarsanız etiketlemeniz halinde daha yeni yeni doğrulan bir son kullanıcı da olsam yardım etmeye çalışırım.

İsim: EndeavourOS.
De: KDE Plasma.
Kernel: Linux 6.1.14-1-LTS

Screenshot_20230307_232552.png


Screenshot_20230307_232713.png
 
Son düzenleme:
Kurduğum bilgisayarlar yeniden doğmuş gibi hissettiriyor. Dandik bilgisayarınızda 30 bin liralık Macbook animasyon deneyimi yaşayabiliyorsunuz. Linux'daki servislerin Windows'daki karşıtlarına göre aynı işleve olmasına rağmen çok daha hızlı çalışıyorlar.
 
Windows'da sürekli işletim sistemiyle çatışmaktan sıkıldım. Gizlilik konusunda atılan geri adımlardan sıkıldım. Linux tarafında bir takım kullanmak istediğim yazılımlar, işletim sistemini istediğim gibi ayarlayabilme, gizlilik ve başka bazı nedenlerle geçtim. Bir yıldan uzun süredir kullanıyorum ve memnunum. Bütün bilgisayarlarımda Fedora Linux kurulu.

@Ceix Grapejuice kurup oynayabilirsiniz. Flatpak üzerinde var. Dilerseniz Gitlab sayfasını inceleyebilirsiniz: BrinkerVII / Grapejuice · GitLab
 
Windows'da sürekli işletim sistemiyle çatışmaktan sıkıldım. Gizlilik konusunda atılan geri adımlardan sıkıldım. Linux tarafında bir takım kullanmak istediğim yazılımlar, işletim sistemini istediğim gibi ayarlayabilme, gizlilik ve başka bazı nedenlerle geçtim. Bir yıldan uzun süredir kullanıyorum ve memnunum. Bütün bilgisayarlarımda Fedora Linux kurulu.

@Ceix Grapejuice kurup oynayabilirsiniz. Flatpak üzerinde var. Dilerseniz Gitlab sayfasını inceleyebilirsiniz: BrinkerVII / Grapejuice · GitLab
FPS düşüklüğü oluyor mu?
 
@Ceix İş laptobumda bataryadayken denedim az önce 5 dakika kadar. Takılma veya donma görmedim. FPS fena değil 30 civarı muhtemelen. Laptop özellikleri: Ryzen 5500U, 16 GB RAM, 1080p 60HZ ekran.

1678287523213.png
 

Yeni konular

Geri
Yukarı