Ölümden sonra hayat ve sonsuzluk

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Yazık acıdım size..

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bilimsel tartışmada bir videoyu tez sunmak cidden komedi. Fikrimi arz edeyim size: Su diyor sıvı demiyor su ile sıvı farklı şeyler, adam ayeti resmen cımbızlamış, yorumlamış koskoca Allah bizim nasıl algılayacağımızı bilmiyor böyle video çeken kişiler biliyor ve ayetleri işine göre çeviriyorlar orjinali şudur "öyleyse insan neden yaratıldığına bir baksın. fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. bu su, bel ile kaburga kemikleri arasından çıkar." tarık 5-7 bende yanlışımı buldum, cımbızlayan kaynaktan almışım bel ile kaburga arasından atılan bir sudan yaratıldı diyor, oysa ki testisler belin aşağısında, kitap doğru olmasa da burada Kuran'da olduğu gibi yazmış.

Orjinal kaynağı: Kur'an dan Öğütler
 
Kuran'ın değiştirilmediğini nereden biliyoruz?

Kesin bilemeyiz tabii. Kuran da kuranin sonsuza dek değiştirilemeyeceği değiştirmeye çalısanlarin da cezalandırılıcagi yaziyor. Muslumanlar da buna inaniyor.

Niye dinler hep Arap'lara gidiyor?

Çok bilgim yok bu konuda açikcasi. Ama şoyle bir şey duymuştum en sapkın toplumları yola getirmek için peygamber o toplumdan çikiyor.
 
Olmayan şeyin neyine inanayım? Ben Tanrı'ya inanıyorum ama dinlere inanmıyorum çünkü bilimle çelişiyor, "İnsan, neden yaratılmış olduğuna bir baksın.Atılan bir sıvıdan yaratıldı.Bel ile kaburgalar arasından çıkar.Kuşkusuz O, onu yeniden döndürmeye gücü yetendir."(Tarık 5-8) Sperm'in bel ve kaburgada üretilmediğini testislerde üretildiğini biliyoruz.

Bir kişinin değil ki, her kalbi duran adam söylüyor bunu.
Tefsirlerini okumakta fayda var.
"Öldükten sonra dirilmeyi ve âhiret hayatını inkâr eden insanın, kendi yaratılışına bakarak ibret alması ve âhiret olayını buna göre değerlendirmesi istenmektedir. “O su, bel ve göğüs kafesi arasından çıkar” diye çevirdiğimiz 7. âyeti müfessirlerin çoğunluğu, “erkeğin bel kemiği ile kadının kaburga kemiğinden çıkar” şeklinde yorumlamışlardır (Taberî, XXX, 92-93; İbn Kesîr, VIII, 396). Hz. Peygamber’in “Erkek ve kadından hangisinin suyu üstün gelirse çocuk ona benzer” (Müslim, “Hayz”, 33) anlamındaki hadisi de bu ikili işlevi ifade eder. Zira hadis çocuğun, eşlerin her ikisinin “suyunun” birleşmesinden yani sperm ile onun döllediği yumurtadan meydana geldiğini gösterir. Kur’an, buna “katışık (karışımlardan oluşan) meni” anlamında nutfetün emşâc (İnsan 76/2) demektedir. Biz 7. âyetin ilgili kısmını “bel ve göğüs kafesi” diye çevirmeyi uygun bulduk. Çünkü göğüs kafesi içinde akciğer ve kalp, bel kemiğinin (omurga) içinde ise omurilik vardır. Bu kemikler hem vücudun sınırlarını çizer gibidir hem de en hayatî organları içinde barındırmaktadır. Âyette bunlar zikredilerek insan vücudu kastedilmiş, meni ve yumurtanın kadın ve erkek vücudunda oluştuğuna, çocuğun da bunların birleşmesi sonucunda, var oluşunun ilk aşamasına girdiğine işaret edilmiştir (yaratılış safhaları için bk. Hac 22/5; Mü’minûn 23/12-14; Gåfir 40/67; Kıyâmet 75/36-39; Alak 96/1-2). 8. âyette insanı yukarıda anlatılan meniden yaratıp mükemmel bir varlık haline getiren yüce yaratıcının onu öldükten sonra diriltmeye de kadir olduğu vurgulu bir şekilde ifade edilmektedir."
Kaynak.
 
Tefsirlerini okumakta fayda var.
"Öldükten sonra dirilmeyi ve âhiret hayatını inkâr eden insanın, kendi yaratılışına bakarak ibret alması ve âhiret olayını buna göre değerlendirmesi istenmektedir. “O su, bel ve göğüs kafesi arasından çıkar” diye çevirdiğimiz 7. âyeti müfessirlerin çoğunluğu, “erkeğin bel kemiği ile kadının kaburga kemiğinden çıkar” şeklinde yorumlamışlardır (Taberî, XXX, 92-93; İbn Kesîr, VIII, 396). Hz. Peygamber’in “Erkek ve kadından hangisinin suyu üstün gelirse çocuk ona benzer” (Müslim, “Hayz”, 33) anlamındaki hadisi de bu ikili işlevi ifade eder. Zira hadis çocuğun, eşlerin her ikisinin “suyunun” birleşmesinden yani sperm ile onun döllediği yumurtadan meydana geldiğini gösterir. Kur’an, buna “katışık (karışımlardan oluşan) meni” anlamında nutfetün emşâc (İnsan 76/2) demektedir. Biz 7. âyetin ilgili kısmını “bel ve göğüs kafesi” diye çevirmeyi uygun bulduk. Çünkü göğüs kafesi içinde akciğer ve kalp, bel kemiğinin (omurga) içinde ise omurilik vardır. Bu kemikler hem vücudun sınırlarını çizer gibidir hem de en hayatî organları içinde barındırmaktadır. Âyette bunlar zikredilerek insan vücudu kastedilmiş, meni ve yumurtanın kadın ve erkek vücudunda oluştuğuna, çocuğun da bunların birleşmesi sonucunda, var oluşunun ilk aşamasına girdiğine işaret edilmiştir (yaratılış safhaları için bk. Hac 22/5; Mü’minûn 23/12-14; Gåfir 40/67; Kıyâmet 75/36-39; Alak 96/1-2). 8. âyette insanı yukarıda anlatılan meniden yaratıp mükemmel bir varlık haline getiren yüce yaratıcının onu öldükten sonra diriltmeye de kadir olduğu vurgulu bir şekilde ifade edilmektedir."
Kaynak.
İşte çevirmeleri, yanlış olduğu gibi çevireceksin "onu ekleyim bunu ekleyim öyle anlarlar "ile olmaz Koskoca Tanrı bilmiyor bizim anlayıp anlamayacağımızı çevirenler biliyor.
 
Müslümansanız korkmayın ölümden, buraya yazıyorum, tartışma çıkmasın 3-4 saat önce, başka konuda tartışma çıkmıştı baya kafam ağırdı.
 
Zenginlik içinde büyüyen bir çocuk ile fakirlik içinde büyüyen bir çocuğu ele alalım. İkisi de ibadetini yapıyor ve iyi bir insan olarak ölüyor. Gidecekleri yer cennet fakat bu hayatta verdikleri sınav sizce aynı mı? Allah burada bir tarafı kayırmış olmuyor mu? Bir taraf açlık içinde boğuşurken, öteki taraf rahatça yaşamını sürdürüp, dünyadaki sınavını tamamlayıp göçüp gidiyor.

Şahsi algılama genel olarak yazıyorum; buradaki arkadaşların coğu 25 yaşından küçüktür hatta bir coğu belki 18 yaşından bile ufak olabilir. İnsanın yaşadığı dini öğrenmesi kötü bir şey değildir. İllaki de sorgulayıp neyin ne olduğunu öğreneceksiniz. Öğrenerek gelişeceksiniz. Zaten bu tip konulara ilgi göstermeyip yok sayar iseniz, aileniz de size bu konuda yol göstermez ise, yarın öbür gün zeus (şimşek tanrısına) tapan bir çocuk olursunuz. (Sokak röportajında bir çocuk boş bırakıldığı için ona inanmayı secmiş, oradan bir örnek verdim.)

Gelelim asıl meseleye: Allah (c.c) bu dünyaya insanları birer sebep birer imtihan birer görev icin gönderdi. Bu görev kulluk görevimizdir. Nasıl ki çalıştığınız iş yerinde ki patronunuz size para karşılığı iş yapmanızı calışmanızı istiyor. Allah (c.c)'da size bir hayat için ona kulluk görevinizi yerinize getirmenizi istiyor.

Zengin çocuk, fakir çocuk olayına gelince. Allah (c.c) biz insanlara çeşitli sınavlar ile imtihan eder, bu bazen zenginlik ile olur, bazen fakirlik ile olur, bazen bir hastalık ile olur, bazen başınıza gelen talihsiz bir durum ile olur. Biz belki bunların farkına varamayız. Ama Rabbimiz zengin olan çocuk 'dan ona verdiği zenginlik için şükretmesini, fakir olan çocuk 'dan ise ona verdiği yoksulluk için hamd etmesini bekler. İşin kısası kulluk görevidir. Zengin malı ile imtihan olur iken, fakir sabrı ile imtihan olur. Bizler bunun farkına varamayız..

Benim bu kadar uzun yazmamın sebebi bu konuların önemli olması. Bir kişiye bile içten içe bir faydamın dokunmasını bilmek beni mutlu edecektir. Belki farklı düşünen bir genç kardeşimi doğru yola itecek bir mesaj olucak bu bilemeyiz..

Tek bildiğimiz ebedi bir hayattan önce kabir de sorguya cekileceğimiz, bir mahşer ortamı olacağı.. Haklının haksızın. Gerceğin, yanlışın o gün, bir hakim tarafından dava edileceği an'dır.

Bu mesajlara belki inanmayı reddeden arkadaşlar gülücük atarak tepki koyabilirler sorun değil. Benim tek temennim Allah azze ve celle onlara hidayet nasip etsin.

Hayırlı geceler gençler.
 
Şahsi algılama genel olarak yazıyorum; buradaki arkadaşların coğu 25 yaşından küçüktür hatta bir coğu belki 18 yaşından bile ufak olabilir. İnsanın yaşadığı dini öğrenmesi kötü bir şey değildir. İllaki de sorgulayıp neyin ne olduğunu öğreneceksiniz. Öğrenerek gelişeceksiniz. Zaten bu tip konulara ilgi göstermeyip yok sayar iseniz, aileniz de size bu konuda yol göstermez ise, yarın öbür gün zeus (şimşek tanrısına) tapan bir çocuk olursunuz. (Sokak röportajında bir çocuk boş bırakıldığı için ona inanmayı secmiş, oradan bir örnek verdim.)

Gelelim asıl meseleye: Allah (c.c) bu dünyaya insanları birer sebep birer imtihan birer görev icin gönderdi. Bu görev kulluk görevimizdir. Nasıl ki çalıştığınız iş yerinde ki patronunuz size para karşılığı iş yapmanızı calışmanızı istiyor. Allah (c.c)'da size bir hayat için ona kulluk görevinizi yerinize getirmenizi istiyor.

Zengin çocuk, fakir çocuk olayına gelince. Allah (c.c) biz insanlara çeşitli sınavlar ile imtihan eder, bu bazen zenginlik ile olur, bazen fakirlik ile olur, bazen bir hastalık ile olur, bazen başınıza gelen talihsiz bir durum ile olur. Biz belki bunların farkına varamayız. Ama Rabbimiz zengin olan çocuk 'dan ona verdiği zenginlik için şükretmesini, fakir olan çocuk 'dan ise ona verdiği yoksulluk için hamd etmesini bekler. İşin kısası kulluk görevidir. Zengin malı ile imtihan olur iken, fakir sabrı ile imtihan olur. Bizler bunun farkına varamayız..

Benim bu kadar uzun yazmamın sebebi bu konuların önemli olması. Bir kişiye bile içten içe bir faydamın dokunmasını bilmek beni mutlu edecektir. Belki farklı düşünen bir genç kardeşimi doğru yola itecek bir mesaj olucak bu bilemeyiz..

Tek bildiğimiz ebedi bir hayattan önce kabir de sorguya cekileceğimiz, bir mahşer ortamı olacağı.. Haklının haksızın. Gerceğin, yanlışın o gün, bir hakim tarafından dava edileceği an'dır.

Bu mesajlara belki inanmayı reddeden arkadaşlar gülücük atarak tepki koyabilirler sorun değil. Benim tek temennim Allah azze ve celle onlara hidayet nasip etsin.

Hayırlı geceler gençler.
Çok güzel yazmışsın, ellerine sağlık.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Yeni mesajlar

Geri
Yukarı