jax teller fanboyu
Kilopat
- Katılım
- 9 Ocak 2019
- Mesajlar
- 7.025
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 27
Oyunu bitirdim. Ve bayıldığımı söylemek isterim. Çok da uzun tutmayacağım, başaramıyorum zaten.
Hikayesini şöyle özet geçeyim; 2038 yılında insanlığın en önemli buluşu olan androidler, insanlarla birlikte yaşamaktadır. Androidlerin kusursuz olma sebebi ile üretimi artmış, neredeyse her işlere androidleri yerleştirmişlerdir. Çok fazla android olduğu için Detroit eyaletinde işsizlik diz boyu olmuştur. İnsanlar, androidleri sürekli köle gibi işlerini yaptırıyorlardır. Ama nereye kadar? Androidler bilinç kazanmaya, duyguları cidden hissetmeye ve yaşadıklarını fark edinceye kadar. Androidler özgürlükleri için savaşmaya/isyan çıkarmaya başlarlar. Bu film gibi oyunda 3 tane ana karakterimiz mevcuttur. Kara, Markus ve Connor. Kara, annelik duygusu ile kızı gibi davrandığı Alice'e bakmaya başlamıştır. Kanada'da android yasası olmadığı için Kanada'ya kaçıp sonsuza dek mutluca yaşamak istemektedirler. Markus ise isyanın/devrimin lideridir. Connor da aykırı bir android veya insanlığa sadık bir android olma arasında seçimini yapmak zorundadır.
Hikaye (9.5/10): Şu ana kadar cidden sayısız oyun oynamışımdır. Fakat bu oyunun hikayesi mükemmeldi. Kimi sıra aksiyon sahnelerindeki stresi, gerilimli sahnelerdeki korkuyu, mutlu olma zamanını cidden oyuncuya çok çok çok iyi bir şekilde verebilmekte. Duyguyu oyuncuya aktarma konusunda şu ana kadar oynadığım en kral oyun diyebilirim. Ciddi ciddi bir oyunda yüzüme mutluluk ifadesinin yansıdığını gördüm. Oyunun onlarca hatta belki de yüzlerce sonu bulunuyor. Ben en iyi son ile bitirdim. Yani ben bunu nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. Hikayesi aynı bir film. Film gibi oyun vallahi. Her görevden ayrı bir eğlendim. Hikayesi yaklaşık olarak 20 saat sürdü.
Karakterlerin büyük bir çoğunluğu ile aramızdaki bağların durumu, kendi ana karakterimiz veya karşımızdaki kişinin stresinin durumu, karşı tarafın bizi sevip sevmeme durumu, aşk veya arkadaş durumu, düşman olma durumu... Detroit oyununu Detroit yapan asıl şeylerden biri budur bana göre. Sadece kişiler arasında değil. Android halkının sizin yani Markus adlı karakterinizin hakkında nasıl düşündüğü, kamuoyunun androidler tarafından nasıl düşündüğü gibi durumlar da mevcut. Dediğim gibi bu oyunu oyun yapan şeylerden biri de karakterler arasındaki ilişkimizin durumu olması.
Oynanış (9/10): Bu oyun için oynanıştan pek bahsetmeye gerek yok. Çünkü dediğim gibi oyun tam bir film. Yürüme mekaniği, tam zamanında W, A, S, D, Space gibi tuşlara basma olayı var. Bu tarz oyun için gayet eğlenceli ve stresi dibine kadar yaşatmaya gayet yetiyor. Çok beğendim ya... Quantic Dream'in diğer oyunlarını da oynayacağım. Yürürken bir RDR2 ağırlığı yok elbette. Oynanış tarafından oyunun türü nedeniyle fazla oynanışa maruz kalmadığımız için pek uzun tutmaya gerek yok bu bölümü. Dediğim gibi, gayet yeterli ve uygun bir oynanış.
Grafikler (9/10): Özellikle doku kalitesi beni benden aldı bu oyunun. Yüz çizimlerinin ultra kaliteli olması, yağmur ve kar gibi hava durumlarının insanı cidden soğukmuş gibi hissetmesi. Gölgesi de çok kaliteli. Kısaca söyleyecek olursak 2018 senesinde çıkmış bir oyuna göre gayet iyidir. Doku kalitesinde kimse kusuruma bakmasın RDR2 oyunundan bile daha iyi. RDR2 zaten bana göre doku kalitesinde başarısız bir oyundur bu arada. RDR2 grafiğini geçemez yine de. Çok nadiren doku hataları ile karşılaştım fakat normal. En ufak şeyde hemen yerlere gömmeye gerek yok bir oyunu.
Müzikler (8.5/10): Genel olarak güzel diyebilirim. Hele ki Kara'nın müzikleri beni benden alan başka bir faktör. Gerilim anında stresi yaşatan, üzülme anında üzülmeyi yaşatan, aksiyon, dövüş anında gaza getiren asıl şeylerden biri bildiğiniz gibi müziklerdir. Müzikler kesinlikle gayet iyi ve duyguyu oyuncuya yansıtmayı başarabiliyor.
Optimizasyon (4/10): Optimizasyon aslında çok berbat değil fakat aşırı bir şekilde işlemci kullanımı var. Sistemimde ilk defa darboğazı bu oyunda yaşadım diyebilirim. Gayet akıcı oynayabildim yine fakat durum ortada. Açık dünya olmayan ve mekanların küçük olduğu bir oyunda aldığım performans ne yazık ki kötü. 8 GB RAM yüzünden nadiren ani FPS düşüşleri yaşamıştım. 2-3 saniye ESC tuşuna basıp oyuna devam ederseniz sorunsuz bir şekilde devam edebilirsiniz. 2x8 GB RAM şart olmaya başlıyor. Bu oyun ne işlemci yiyor arkadaş...
Bu oyunu zamanında Epic Games üzerinden 20 TL fiyatına almadığım için pişmandım. Şimdi kafamı duvarlardan duvara vuruyorum. Sırf saygımdan dolayı bir dahaki indirimde almayı planlıyorum. İlk defa böyle bir şey yapmayı planlıyorum.
Genel olarak oyuna 10 üzerinden 9 puan vermek isterim. Herkesin edinmesi gereken bir deneyimdir bu arkadaşlar.
Hikayesini şöyle özet geçeyim; 2038 yılında insanlığın en önemli buluşu olan androidler, insanlarla birlikte yaşamaktadır. Androidlerin kusursuz olma sebebi ile üretimi artmış, neredeyse her işlere androidleri yerleştirmişlerdir. Çok fazla android olduğu için Detroit eyaletinde işsizlik diz boyu olmuştur. İnsanlar, androidleri sürekli köle gibi işlerini yaptırıyorlardır. Ama nereye kadar? Androidler bilinç kazanmaya, duyguları cidden hissetmeye ve yaşadıklarını fark edinceye kadar. Androidler özgürlükleri için savaşmaya/isyan çıkarmaya başlarlar. Bu film gibi oyunda 3 tane ana karakterimiz mevcuttur. Kara, Markus ve Connor. Kara, annelik duygusu ile kızı gibi davrandığı Alice'e bakmaya başlamıştır. Kanada'da android yasası olmadığı için Kanada'ya kaçıp sonsuza dek mutluca yaşamak istemektedirler. Markus ise isyanın/devrimin lideridir. Connor da aykırı bir android veya insanlığa sadık bir android olma arasında seçimini yapmak zorundadır.
Hikaye (9.5/10): Şu ana kadar cidden sayısız oyun oynamışımdır. Fakat bu oyunun hikayesi mükemmeldi. Kimi sıra aksiyon sahnelerindeki stresi, gerilimli sahnelerdeki korkuyu, mutlu olma zamanını cidden oyuncuya çok çok çok iyi bir şekilde verebilmekte. Duyguyu oyuncuya aktarma konusunda şu ana kadar oynadığım en kral oyun diyebilirim. Ciddi ciddi bir oyunda yüzüme mutluluk ifadesinin yansıdığını gördüm. Oyunun onlarca hatta belki de yüzlerce sonu bulunuyor. Ben en iyi son ile bitirdim. Yani ben bunu nasıl açıklayabilirim bilmiyorum. Hikayesi aynı bir film. Film gibi oyun vallahi. Her görevden ayrı bir eğlendim. Hikayesi yaklaşık olarak 20 saat sürdü.
Karakterlerin büyük bir çoğunluğu ile aramızdaki bağların durumu, kendi ana karakterimiz veya karşımızdaki kişinin stresinin durumu, karşı tarafın bizi sevip sevmeme durumu, aşk veya arkadaş durumu, düşman olma durumu... Detroit oyununu Detroit yapan asıl şeylerden biri budur bana göre. Sadece kişiler arasında değil. Android halkının sizin yani Markus adlı karakterinizin hakkında nasıl düşündüğü, kamuoyunun androidler tarafından nasıl düşündüğü gibi durumlar da mevcut. Dediğim gibi bu oyunu oyun yapan şeylerden biri de karakterler arasındaki ilişkimizin durumu olması.
Oynanış (9/10): Bu oyun için oynanıştan pek bahsetmeye gerek yok. Çünkü dediğim gibi oyun tam bir film. Yürüme mekaniği, tam zamanında W, A, S, D, Space gibi tuşlara basma olayı var. Bu tarz oyun için gayet eğlenceli ve stresi dibine kadar yaşatmaya gayet yetiyor. Çok beğendim ya... Quantic Dream'in diğer oyunlarını da oynayacağım. Yürürken bir RDR2 ağırlığı yok elbette. Oynanış tarafından oyunun türü nedeniyle fazla oynanışa maruz kalmadığımız için pek uzun tutmaya gerek yok bu bölümü. Dediğim gibi, gayet yeterli ve uygun bir oynanış.
Grafikler (9/10): Özellikle doku kalitesi beni benden aldı bu oyunun. Yüz çizimlerinin ultra kaliteli olması, yağmur ve kar gibi hava durumlarının insanı cidden soğukmuş gibi hissetmesi. Gölgesi de çok kaliteli. Kısaca söyleyecek olursak 2018 senesinde çıkmış bir oyuna göre gayet iyidir. Doku kalitesinde kimse kusuruma bakmasın RDR2 oyunundan bile daha iyi. RDR2 zaten bana göre doku kalitesinde başarısız bir oyundur bu arada. RDR2 grafiğini geçemez yine de. Çok nadiren doku hataları ile karşılaştım fakat normal. En ufak şeyde hemen yerlere gömmeye gerek yok bir oyunu.
Müzikler (8.5/10): Genel olarak güzel diyebilirim. Hele ki Kara'nın müzikleri beni benden alan başka bir faktör. Gerilim anında stresi yaşatan, üzülme anında üzülmeyi yaşatan, aksiyon, dövüş anında gaza getiren asıl şeylerden biri bildiğiniz gibi müziklerdir. Müzikler kesinlikle gayet iyi ve duyguyu oyuncuya yansıtmayı başarabiliyor.
Optimizasyon (4/10): Optimizasyon aslında çok berbat değil fakat aşırı bir şekilde işlemci kullanımı var. Sistemimde ilk defa darboğazı bu oyunda yaşadım diyebilirim. Gayet akıcı oynayabildim yine fakat durum ortada. Açık dünya olmayan ve mekanların küçük olduğu bir oyunda aldığım performans ne yazık ki kötü. 8 GB RAM yüzünden nadiren ani FPS düşüşleri yaşamıştım. 2-3 saniye ESC tuşuna basıp oyuna devam ederseniz sorunsuz bir şekilde devam edebilirsiniz. 2x8 GB RAM şart olmaya başlıyor. Bu oyun ne işlemci yiyor arkadaş...
Bu oyunu zamanında Epic Games üzerinden 20 TL fiyatına almadığım için pişmandım. Şimdi kafamı duvarlardan duvara vuruyorum. Sırf saygımdan dolayı bir dahaki indirimde almayı planlıyorum. İlk defa böyle bir şey yapmayı planlıyorum.
Genel olarak oyuna 10 üzerinden 9 puan vermek isterim. Herkesin edinmesi gereken bir deneyimdir bu arkadaşlar.
Son düzenleme: