"Biz, ilhamlarımızı gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz"Bak şimdi tam olarak burada müslümanlar neden-sonuç ilişkisini çok yanlış kuruyor.
Adam diyor ki eksen 1 derece daha eğik olsaydı öldürdük.
Hayır ölmezdik, dünyanın ortalama sıcaklığı 10°C artsa bile -1 dereceden o kadar fark olmaz gerçi- o şartlara adapte olmuş canlılar bulunurdu yeryüzünde. Kim bilir, belki onlardan biri de Tanrı diye bir şey uydurup her şey düzen içinde derdi.
-Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Eski zamanlarda insanlar, yaşadığı hayata bir anlam kazandırmak için tanrıyı uydurmuşlardır. Bu sayede hem kendilerini hem de diğer insanları tatmin etmiş oldular fakat günümüzde bilim ve teknoloji çok fazla gelişim gösterdiği için artık tanrıya değil, kendi akıl gücümüze ihtiyacımızın olduğunu anladık. İnsanları korkutarak ve onları endişelendirerek çok kolay bir şekilde boyunduruk altına alabilir ve uzun süre yönetebilirsiniz. Fakat artık bu cahil insanların -ısrarla boyunduruk altında yaşamak isteyenlerdir- uyanıp önemli olanın tanrı değil, kendileri olduğunu anlamalarıdır. Kendi fikir ve düşünceleri ile yaşayabilen insan gerçekten özgürdür fakat dinler ve tanrılar buna izin vermez, kendi söylediklerinin doğru olduğunu aşılarlar. Peki bu cahillikten hatta ve hatta bağnazlıktan kurtulmanın yolu nedir? Cevap basit gibi gözükse de dogmatik düşüncelerle kaplanmış insanlar için zor bir cevap vardır: Sorgulamak
"Eğer bizi tanrı yarattıysa ve imtihan olmamız için bizi bu 'yalan' dünyaya gönderdiyse neden buna ihtiyaç duydu? Neden kendine inanmayanları yakıyor? Bundan zevk mi alıyor da böyle bir eylemde bulunuyor?" sorularını sorduğunuz an tetiklenecek çok insan var. Burada önemli olan, bu cahillere ve bağnazlara takılıp kendi fikir ve düşüncelerinizden vazgeçmemektir.